Spec Ops: The Line'ın basit bir ara yüzü var. Dört farklı zorluk seviyesinden birini seçerek oynayabileceğiz. Hemen belirteyim normal zorluk seviyesinde bile kan ter içinde kalabiliyoruz. Ana karakter Yüzbaşı Martin’i kontrol ediyoruz. Açılışı helikopter içinde düşman helikopterlini avlayarak yapıyoruz. Yere indiğimizde Dubai’de iki adamımızla birlikte ilerlemeye başlıyoruz. Ekibimizin iki üyesine çeşitli emirler verip, beraber ilerliyoruz. Ancak bu emir verme işi Rainbow Six yapımlarındaki gibi detaylı değil. Seçtiğimiz adamlara ateş et, bomba at gibi emirler verebiliyoruz. Spec Ops The Line, oynanış olarak Gears Of War’ı oldukça anımsatıyor. Oyun dinamiği siper alma, siperden ateş etme ve bomba atma gibi seçeneklerle şekillenmiş durumda.
W + Space tuşu ile hızlı koşup siper alabiliyoruz ve hızlı şekilde siper değiştirebiliyoruz. Silahımızda mermi biterse düşmanlarımıza sol shift tuşuyla hamleler yapabiliyoruz. Bu tuşla yerde yaralı bir askeri öldürebildiğimiz gibi, kapıları da tekmeleyip açabiliyoruz.
Yüzbaşı Martin aynı anda iki farklı silahı yanında taşıyabiliyor. Bunlar; tabanca, pompalı silah, otomatik silahlar, keskin nişancı silahları ve roketatarlar gibi 24 çeşit olarak sunulmuş. Üç farklı bombayı da yanımızda taşıyabileceğiz. Bunlar el bombası, ses bombası ve yakıcı bomba olarak çeşitlendirilmiş. Ayrıca sabit makineli silahları ele geçirip kullanabileceğiz.
Oyun ilk andan itibaren sizi, şiddetli çatışmalarla baş başa bırakıyor. Siper alıp, düşmanları öldürerek ilerleyeceğiz, zaman zaman iplerle aşağıya sarkacağız. Öldürdüğümüz düşmanların silahlarını alabildiğimiz gibi, çevrede bulunan kutulardan mermi ve bombalar toplayabiliyoruz. Kum yığınlarını lehimize çevirme ihtimalimiz var. Örneğin; ilk bölümde karşılaştığımız bir grup düşmanı, tepelerindeki otobüs camına ateş ederek kumların altında bırakabiliyoruz.
Spec Ops The Line’ı birkaç bölüm oynayıp tekdüze sanabilirsiniz. Ancak bu böyle devam etmiyor. Özellikle yedinci bölümden sonra oyunun gidişatı çeşitlenmeye başlıyor. Bilgisayara bağlı havan topu kullanabileceğimiz gibi, rehineleri bize karşı şantaj olarak kullanan düşmanın oyununu bozacağız. Ele geçirdiğimiz tankerlerle ilerleyip, tankere tutunarak bizi engellemeye çalışan düşman askerlerini ve araçlarını yok edeceğiz. Oyundaki duygusal unsurlarda git gide artacak.
Kumların EgemenliğiSpec Ops The Line grafik ve sesler konusunda bir adım öne çıkıyor. Kumların içindeki Dubai o kadar başarılı bir şekilde hazırlanmış ki, insanın ağzı açık kalmaması mümkün değil. Yakıcı güneşin sert rüzgârlar eşliğinde şehre yansıması, modern binaların kum fırtınası sonraki hali ve kullanılamaz duruma gelmiş araçlar şehri özetlememiz için yeterli. Özellikle iç mekânlarda kullanılmış renk paletleri, detaylı eşya modellemeleri, binaların içine süzülen ışık huzmeleri göz alıcı. Bozulmuş cesetler, üzerlerinde uçuşan sinekler ve baskın hava çok güzel yansıtılmış. Dış mekânlar iç mekânlara göre yeteri kadar uğraşılmamış hissi veriyor. Bazı bina kaplamaları, araç modellemeleri çok kaba duruyor.