Elden Ring: Shadow of the Erdtree İnceleme

Elden Ring: Shadow of the Erdtree inceleme: Elden Ring 2022 yılında çıktığında, yalnızca Souls türünü seven oyuncuları değil, neredeyse tüm oyun dünyasını kendine çekmeyi başarmış, yalnızca 2022’nin değil, son 10 yılın en iyi oyunlarından birisi olarak tarihe adını yazdırmayı başarmıştı. 2 yıllık bir sürenin ardından çıkan genişleme paketi seviyesindeki DLC paketi Shadow of the Erdtree ile bu başarıyı devam ettirebilmiş mi yoksa oyuncuların bekletilerini karşılayamayan bir paket mi olmuş, gelin birlikte inceleyelim.

Elden Ring: Shadow of the Erdtree İnceleme Yazısı İle Shadow Realm’e Gidiyoruz

Daha önce Malenia ile uzun saatler geçiren her oyuncu Miquella adına aşinadır, Mohg dövüşünde ise kendisinin elini görme fırsatını elde etmiştik. Shadow of the Erdtree tam olarak burada, Mohg ile mücadele ettiğimiz noktada başlıyor. Leda adındaki şövalye ile tanışıp, Miquella’nın ayak izlerini takip etmek üzere Shadow Realm’e adım atıyoruz.

DLC paketi boyunca amacımız Miquella’nın ardında bıraktığı işaretleri takip etmek, bu işaretler ise aslında onun birer parçası olarak tanımlanıyor ve neredeyse her birinin altında bizim gibi Miquella’yı takip eden silah arkadaşları ile tanışıyoruz. Tam sayısından emin olmamakla birlikte, sanırım 10 farklı NPC ile tanıştım ve her birinin kendine özel görevleri, ufak hikayeleri vardı. Üstelik bunların çoğu rehber yardımı olmadan bile yapılabilecek kadar rahat ilerliyor. NPC karakterlerin görevlerini tamamlayarak kaderlerine etki edebiliyor ve ilerideki mücadeleleri kendiniz için daha zor ya da kolay hale getirebiliyorsunuz. Bu açıdan Roundtable Hold ekibinden daha aktif bir rol oynuyor olmaları çok hoşuma gitti.

Ana hikaye konusunda ise aklıma takılan bir sürü soru var. Yaptığımız mücadeleler, karşılaştığımız düşmanlar ve başımıza gelen olayların bağlanması konusunda bazı eksiklikler olduğunu düşünsem de, inceleme için elimizdeki sürenin kısıtlı ve oyunun devasa olması yüzünden bazı kaçırdığım noktalar olduğunu biliyorum, bunları basında inceleme yapan diğer arkadaşlar ile konuştuğumda fark ettim. Genel olarak hikaye anlatımı alıştığımız tarzda olsa da, takip etmesi daha kolay olduğunu düşünüyorum. Yine de oyunun ilk ve son DLC genişleme paketi olan Shadow of the Erdtree’nin beni tatmin eden bir sonu yok gibi hissediyorum. Dark Souls 3: The Ringed City’de aldığım o “evet hikaye bitti” hissiyatını alamadım. Belki de Elden Ring 2 gelecektir.

Yeni Diyarda Yeni Silahlar 

“Hikayeyi boşver, bize oynanıştan bahset!” diyenler için asıl önemli kısma geldik! Öncelikle bir şeyden bahsetmek istiyorum, ben bu oyunu Xbox Series ile oynayıp bitirmiş ve PC’de satın almama rağmen, randomizer modları hariç, çok fazla oynamamıştım. Bu yüzden inceleme kodu gelmeden önce hızla bir karakter oluşturup 94. seviyeye getirdim ve daha Leyndel’e bile girmeden Mohg’u (biraz uğraşarak da olsa) kesmeyi başardım. Doğal olarak karakterim endgame ekipmanları ve büyüleri ile donanmış değildi ve tecrübelerimi buna göre aktaracağım.

Shadow of the Erdtree ile birlikte yepyeni bir diyara adım atıyoruz. Bunun anlamı yeni büyüler - incantationlar, yeni silahlar, yeni düşmanlar ve yenilenmiş bir karakter geliştirme sistemi oluyor. Shadow Realm içerisinde karakterinizin seviyesi bir noktaya kadar önemli olsa da, sadece bu diyarda geçerli olan yeni bir geliştirme sistemimiz daha var, kutsamalar. Scadutree Fragments ve Revered Spirit Ashes adı verilen eşyalar aracılığıyla, tıpkı mataranızı geliştirdiğiniz gibi kendinizi geliştiriyorsunuz.

Düşmanlardan düşen ya da önemli noktalarda yerde bulduğunuz Scadutree Fragments karakterinizin Scadutree Blessing seviyesini arttırıyor. Bu kutsama ise karakterinizin verdiği hasarı arttırırken, düşmanın size verdiği hasarın azalmasını sağlıyor. Bunlar gerçekten önemli ve oyunda ilerlemenizde çok ciddi bir fark yaratıyor. Benim gibi bosslardan saatlerce dayak yiyip karakterinizin güçsüz olduğundan yakınıyorsanız, bu parçaları topladıktan sonra dövüşün ciddi anlamda değiştiğini fark edebilirsiniz. Bu sistemin bir güzelliği de, ana karakteriniz ne kadar güçlü olursa olsun, dövüşlerin aşırı zor ya da kolay geçmemesi. Yani “Ben Malenia’yı bile kestim, bunlar tıss” diye giren ile benim gibi oyunun yarısında girenin hemen hemen benzer zorlukta mücadeleler yaşamasını sağlıyor. 

Revered Spirit Ashes ise yine sadece bu diyarda geçerli olan ve çağırdığınız Spirit Ash’lerin gücünü arttıran geliştirmeler. Tıpkı Scadutree Blessing gibi işleyen Revered Spirit Ashes sayesinde yardımcınızın (çoğunluk için Mimic Tear) hayatta kalma ve hasar verme kapasitesini arttırabiliyorsunuz. Bir caster olarak oynadığım zaman benim için düşmanın ilgisini kendi üzerinde tutacak Spirit Ash’lere ihtiyaç duyuyorum ve genelde çabucak dağılıyorlar, Spirit Ashes sayesinde yeterince geliştirmediğim yardımcıların bile daha uzun süre hayatta kalıp dövüşü bitirmemi sağlaması oldukça iyi oldu. Ayrıca yeni Spirit Ash’leri de deneme fırsatı buldum malzemem olmadığından geliştiremediğim için. Güzel bir özellik.

Oyuna bir sürü yeni eşya ekleyince envanterin kontrolünü sağlamak biraz daha zor hale geliyor tabi. Bunun için yeni özelliklerimiz mevcut. Artık envanterdeki yeni eşyaların yanında bir ünlem işareti görebiliyoruz, böylece “daha önce mi geldi yoksa yeni mi” diye düşünmeye gerek olmuyor. Ayrıca bir “Recent” sekmesi de menüden aktif hale getirilebiliyor. Bu müthiş bir şey, arkanızdan Furnace Golem kovalarken yerden kapıp kaçtığınız eşyanın ne olduğunu bulamazsanız “Recent” sekmesine geçip son aldığınız sıraya göre eşyaları görebiliyorsunuz. 

Oyuna yeni silahlar, yeni büyü-incantation çeşitleri ve hemen kendinizi savunup hem düşman dövebileceğiniz saldırı kalkanları da eklenmiş. Üstelik geliştirirken sıkıntı yaşamayın diye oyun boyunca bir sürü geliştirme malzemesi de buluyorsunuz. Yeni silahlar arasında Rellena’nın çift kılıcı benim karakterimle fazla uyumlu olduğu için favorim olsa da, fırlatılabilir mızraklar, kırbaçlar, sürekli kullanabileceğiniz parfüm şişeleri gibi bir sürü yeni güzel seçenek mevcut. Büyüler konusunda çok memnun değilim, sanki incantation tarafına biraz daha önem göstermişler gibi geldi, yeni büyüler görsel olarak çok iyi gözükse de hem uzun cast süresine sahip hem de bunu hasarıyla kapatamıyor gibi hissettiriyor. Incantation tarafında ise Messmer ve bir başka bossdan gelen müthiş şeyler var.

Bir Güzel Dayak Yenecek Yeni Düşmanlar

From Software oyunu bize yeni silah verip onları keyifle deneyeceğimiz ve eşek sudan gelene kadar dayak yiyeceğimiz düşmanlar eklemeden duramaz. Daha diyara adım attığınız anda harika manzara sizi karşılıyor ve oyunda göreceğiniz bir çok şeyi uzaktan görmenizi sağlıyor. Bunlardan biri Furnace Golem, Elden Ring’in Fel Reaver’ı diyebilirim bunun için. WoW: Burning Crusade ilk çıktığında Fel Reaver’ın ayakları altında ezildiğim zamanlara geri döndürdü beni. Uzun menzilli saldırıları bir yana, sizi tespit etmek için de gayet geniş bir alana sahip. Atla etrafı gezerken bir anda kafanıza yanan kayalar düşmeye başlayana kadar saldırdığını anlayamayabiliyorsunuz.

Furnace Golem bir boss gibi gözükse de asıl boss mücadeleleri yanında hafif kalıyor. From Software Elden Ring boyunca oyuncuların “büyücüler çok rahat yaa, uzaktan sallıyor” şikayetini dikkate almış olacak, bu defa büyü ya da incantation kullanıyorsanız işiniz biraz daha zor. Neredeyse tüm bosslar aşırı hızlı bir şekilde mesafe kapatma yeteneklerine sahip. Arka arkaya iki büyü sallamayı geçtim, bazen daha kapıdan girerken kendimi yerde bulduğum oldu. Özellikle ana hikayeyi takip ederseniz karşılaşacağınız ilk boss olan Rellana hem büyücü hem de savaşçı olmasının getirdiği hakkı kullanarak bütün bir gecemi (yaklaşık 7 saat) hiç etti. 95 seviye girip karakterimi geliştirerek 126 seviye ayrıldığım savaşın sonunda ise gerçekten keyifli bir mücadele tecrübe ettim.

Boss mücadeleleri biraz daha zorlaşmış, hatta bazılarında Scadutree Blessing seviyenizi arttırmadığınız sürece geçmeniz neredeyse mümkün değil seviyesinde. Üstelik aşırı seri ve hızlılar, bazıları gereğinden fazla hızlı bile olabilir. Yine de girdiğim her bir boss dövüşünden keyif alarak ayrıldım. Bahsettiğim Rellana dövüşü ikinci bir Malenia duygusu yaşattırdı mesela, ölsem de aynı gazla geri geliyordum. Yine oyunun sonlarına doğru karşılaşacağımız farklı muazzam bosslar (spoiler olmaması adına bahsetmeyeceğim) tam kıvamında bir mücadele sunmayı başarıyor. Ayrıca serinin en iyi ejderha dövüşlerinden birini burada tecrübe ediyoruz. Tek şikayetim neredeyse tüm mücadelelerde yakın dövüşe daha fazla avantaj sağlayıp, uzaktan saldırmak isteyen oyuncuya yer bırakmaması oldu. At üzerinde savaşmak yine eskisi kadar kötü, eğer iyi buluyorsanız, yine iyi bulursunuz ama ben çoğu zaman attan inip düşmanı karşılamayı daha faydalı buldum.

Finding Miquella

Oyunda düşmanların yerleşimleri genelde gayet güzel, bolca pusuda bekleyen rakiple karşılaşacaksınız, yolun öte tarafından menzilli saldırılar yapacaklar, beklenmedik tuzaklara gireceksiniz. Hatta bazen bir bölgenin her yerini gezdim sandığınız sırada, aslında alttan bir giriş daha olduğunu ve bu sayede aynı bölgenin uzaktan gördüğünüz yerlerine de gidebileceğinizi göreceksiniz. Yalnız bu pusu olayı ve bazı düşmanların bosslardan daha korkunç olması iyi mi kötü mü emin değilim. Crucible Knight’lar korkunç diyorduk, burada “ah 2 tanesi gelse de şu elinde halka tutanlardan çıkmasa” dediğim oldu. Dark Souls 2’nin Sir Alonne dövüşü öncesini andıran çeşitli yerlerden geçtim, neyse ki burada boss dövüşleri öncesi Grace ya da Statue of Marika oluyor mutlaka.

Shadow Realm’in bölüm tasarımları ve keşif hissiyatı da gayet başarılı bir şekilde bize sunuluyor. Gittiğimiz bölgelerde Miquella’nın izlerini tespit ederek yolumu buluyor, ana hikayeden tamamen bağımsız yerlerde yeni düşmanlar ile mücadele ediyor ve keşfediyoruz. Elden Ring’in kapalı betasına ilk girdiğimde yaşadığım o “burası ufak diyorlar ama gayet büyük” düşüncesini DLC’de de yaşadım. Ana harita kadar büyük değil gibi ama gezdikçe daha fazla şeye ulaşıyorsunuz. Şu zindanı halledeyim diye girdiğiniz yerden bambaşka ve korkunç bir diyara çıkabiliyorsunuz mesela. Öyle ki bu diyarda Torrent bile korkudan yanınıza gelmediğinden koşup saklanarak geziyorsunuz.

Elden Ring: Shadow of the Erdtree daha küçük bir alanda olmasına rağmen, ana oyunun verdiği “sınırsız alan” hissiyatını başarılı bir şekilde sunuyor. Yine oynayanın tercihine göre farklı yollardan çeşitli yerlere ulaşma, farklı düşmanlar ile karşılaşma gibi durumlar mevcut. İncelediğini bildiğim az sayıda kişi ile konuştuğumda, birbirimizin fark etmediği şeyleri söyleyip, tamamen farklı yollardan gittiğimizi öğrendiğimiz de oldu. 

Sistemler Hazır Olsun!

Elden Ring: Shadow of the Erdtree, ana oyun ile neredeyse aynı sistem gereksinimlerine sahip, DLC içeriğiyle birlikte kapladığı alan biraz artmış o kadar. Ana oyun ve DLC birlikte ortalama 67 GB yer istiyor. Oyunda bazı grafik hataları ve clipping problemleri yaşadım, düşmanı öldürdüğümde düşen lootun havada kalması, duvara girmesi gibi problemler oldu. Bunun dışında RTX ışıklandırmayı açtığımda sapıttığını ve görüntünün bozulduğunu da tecrübe ettim birkaç kez. DLC için bir ilk gün yaması geleceği söylendi ama bunları yine de belirtmemde fayda var.

Shadow of the Erdtree ile birlikte gelen en önemli güncellemelerden biri ise açılış ekranında olmuş, bunu ayrıca belirtmezsem olmazdı. Gece vakti karanlık odanızda oyunu açıp bembeyaz Banda Namco ekranı ile flashbang yemiş gibi olmanızı sağlayan ekran değişmiş! Artık siyah üzerine kırmızı logo ile çıkıyor ve müthiş bir değişiklik. İlk anda o flashı yemediğimde bir garip hissettim, anlayamadığım bir değişiklikti ama çok iyi olmuş.

Sesler ve müzikler konusunda ekleyeceğim çok fazla bir şey yok, müzikler yine kulağımızın pasını siliyor, saldırı efektleri harika ve özellikle ejderhaların bölgesinde atmosfer sizi sarıp sarmalıyor.

Sonuç

Monster Hunter World: Iceborne çıktığında aklımdan geçen “Eğer bir DLC - Genişleme Paketi yılın oyunu ödülü alabilse, bu paket o kategoride yarışmayı hak ediyor” şeklindeydi. Elden Ring: The Shadow of the Erdtree için de tam olarak benzeri bir düşünce içindeyim. Bir sürü harika yenilik, ekstra özellikler, alternatif karakter geliştirme sistemi, muazzam bir açık dünya ve eğlenceli boss mücadeleleri ile Shadow of the Erdtree muhteşem bir paket. “Elden Ring’i daha iyi hale getirmek için ne yapabiliriz?” diye sorup, olabilecek en iyi cevaplardan birini vermişler. 

Elden Ring: Shadow of the Erdtree Steam üzerinde bölgemize özel fiyatlandırma ile 26 Dolar fiyat etiketiyle satılıyor. Konsollarda ise PS4 - PS5 sürümü PSN Store’da ve Xbox One - Xbox Series sürümü Microsoft Store’da 999TL fiyat etiketiyle satışta.

Eğer Elden Ring oynamış ve daha fazla içerik ile maceraya devam etmek istiyorsanız, önünüzde de şöyle 20 - 50 saat arası boş bir vakit varsa hiç durmayın, hemen alın. Son yılların en iyi oyunu, son yılların en iyi genişleme paketi ile geri döndü!