1/2

Urban Chaos: Riot Response

Birkan İçaçan 3.06.2010 - 12:31
İsyanlara hiç tahammül edemem diyorsanız
Platformlar PlayStation 2
Urban Chaos: Riot Response
  • Yapımcı - Yayıncı Rocksteady Games - Eidos
  • Çoklu Oyuncu: Var
  • Oyun Türü: Aksiyon
  • Web Sitesi
Merlin Puanı 82
Artılar Eğlenceli ve hızlı oynanışi kalkan kullanımı, ekstralar
Eksiler Kendini tekrar eden yapay zeka
Birçok oyun sever Urban Chaos ismini duyduğunda, yıllar önce çıkan Stern isimli bayan polis memurunu yönettiğimiz yapıt aklına gelmiştir. Ancak yapım aşamasında tam üç kez isim değiştirip son halini alan Urban Chaos: Riot Response, bahsettiğimiz eski Urban Chaos’tan tamamen farklı. Askerlik görevinden dönen Nick Mason, yaşadığı şehri adeta bir kaos ortamında bulur. Bu kaosun sorumlusu etrafı yakıp yıkmaya oldukça hevesli olan ve kendilerine “The Burners” adını veren maskeli sokak serserileridir. Polisler, bu sokak serserilerinden oluşan çetelere karşı zayıf kalınca devlet tarafından T-Zero adında bir takım kurulur. T-Zero’nun açılımına bakacak olursak “Zero-Tolerance” yani Sıfır Tolerans. İsminden de anlaşıldığı gibi çeteler karşı hiç tahammülü olmayan T-Zero takımının yeni üyesi olarak Urban Choas’a başlıyoruz.

Macera başlasın

Urban Chaos, oynadıkça açtığınız gizli bölümlerle birlikte yaklaşık 15 kısımdan oluşuyor. Bölümlerde aldığımız görevler, genel anlamda oldukça basit. Öldürebileceğiniz kadar çok serseri öldürmek, elebaşlarını sorgulamak üzere canlı ele geçirmek ve rehineleri kurtarmak gibi bilindiklerden oluşuyor. Oldukça klasik görünen bu görevleri yaparken, yapıt size başka bir eğlence daha sunuyor. Her bölümde asıl görevlerinizin yanında, yaptığınız takdirde size bonus bölüm, silahlarınızı geliştirme ve yeni silahlar gibi bir takım ekstralar sunan özel görevleriniz de oluyor. Bunlar genelde rakiplerinizi kafadan vurarak öldürme ya da silah kullanamadan elektroşok ile etkisiz hale getirme üzerine kurulu. Ayrıca bölüm içinde yer alan gizli çete maskelerini ve benzeri eşyaları bulmak da özel görevleriniz içinde yer alıyor. Karşınıza çıkan elebaşlarını öldürmek ya da öldürmemek sizin elinize kalmış. Ancak öldürmediğiniz zaman yukarıda bahsettiğim ekstralardan kazanabiliyorsunuz. Urban Choas’daki bu ekstra açma özelliği yapıtın, tekrardan oynanabilirliğini başarılı bir şekilde arttırıyor.

Oyunun grafiklerine bakacak olursak, genel olarak tatmin edici olduğunu söyleyebilirim. Her ne kadar Black kadar PS2’nin sınırlarını zorlayacak kadar olmasa da, sizi kendisinden soğutmayacak kadar iyi yapılmış. Gün geçtikçe daha da mükemmeleşen yeni nesil konsol grafiklerini gördükten sonra zevkiniz biraz kaçabilir, ancak tüm bunlara rağmen Urban Chaos, başta karakterlerin yüz modellemeleri olmak üzere vasatın oldukça üstünde bir grafiksel performansa sahip.

Tolerans yok!

T-Zero ekibi olarak tabanca, makinalı ve pompalı tüfek olmak üzere, çoğu FPS oyunundan aşina olduğumuz birçok silahı kullanma imkanınız olacak. Hatta eğitimli askerler olduğunuz için midir? Bilmiyorum, ama düşmanlarınızdan alabileceğiniz satırları veya elektrikli testereleri bile kullanabileceksiz. Gerçi insanlığın ölmediğini varsayarak, bu gibi silahları kullanmayacağınızı düşünüyorum. Sahip olduklarımız içinde şüphesiz en yararlısı polis kalkanı. Ancak bu derece güçlü ve sağlam bir polis kalkanını, normal hayatta bulamazsanız. Neredeyse hiçbir silahın kurşununu sayısız defa geçirmemekle kalmıyor, birkaç yerde sizi gas borularından sızan mavi alevlere karşı bile koruyacak kadar dayanıklı. Yani neredeyse nükleer bir füzeyi bile geldiğini gibi geri yollayabilecek. Herhalde yapımcılar bizlerden utanmış olacaklar ki, bir kaç tane dezavantajını da koymuşlar. Rehine kurtarma durumlarında kalkanınız oldukça ön plana çıkacak. Rehinenin kafasına doğrultuğu silahla sizi tehdit eden serserimize karşı, kalkanımızı açıp yavaşca ve aradaki mesafeyi koruyarak yaklaşınca, serserimiz panik oluyor ve tüm şarjörünü kalkanımıza boşaltıyor. Biz de, rakibimiz şarjör değiştirdiği zaman ki açığını kullanıp, rehinemizi kurtarabiliyorsunuz.
2/2
Hepinizin tahmin edebileceği gibi, kalkanımız sadece karşıdan gelen kurşunlara karşı görevini yapıyor. Yani diğer bir deyişle sağınız ve solunuz Allah’a emanet. Ayrıca ayağınız altına düşen molotov koktelyine karşı da kayıtsız kaldığını söyleyebilirim. Eğer bu gibi durumlar olursa hakkınız rahmete kavuşuyor ve en yakın “Checkpoint” diye adlandırdığımız kayıt noktalarından devam edebiliyorsunuz. Tabii ki ölmeyip sağ kalırsanız bu durumda devreye yapay zekanın kontrol ettiği sağlık görevlileri devreye giriyor. Bu hanımefendiler sizelere canınızı arttıran iğnelerden verebiliyorlar.

Yeniden canlanma

Urban Chaos’ta kendinizi iyileştirmenin tek yolu bu iğneler. İşin güzel tarafı bu iğnelerin sağlık görevlilerinde sınırlı sayıda bulunması. Bu durumda harcamanızı dikkatli bir şekilde yapmanızı tavsiye ediyorum. Sağlık görevlileri haricinde, polis memurları ve itfaiyeciler de size yardım etmek için can atıyor olacaklar. Ancak bazı durumlarda çok sevgili polis memurları kendilerini düşmanla sizin aranıza atarak, “Abi onu vurma beni vur!” cinsinden durumlar yaşatabiliyorlar. Bu görevlilere çeşitli komutlar verebiliyorsunuz. Polis memurları koruma ateşi açıp sizi takip ederken, itfaiyeciler de kilitli kapıları kırıp, yangınları söndürüp yolunuzu açabiliyorlar. Hatta itfaiyecilerimiz o kadar düşünceli ki, size bazı durumlarda gaz maskesi bile verebiliyorlar. Yolumuzu açıp sersileri öldürmeye devam ederken bir noktadan sonra fark edeceksizin ki, birçok silahı kullanmaktan vazgeçip kalkan ile tabanca ikilisini kullanmaya başlamışsınız. Bu kombinasyona alıştıktan sonra, neredeyse ölümsüz bir şekilde yolunuza devam ederken bir terslik olur da, kayıt noktasından yeniden başlarsanız bir diğer eksiklik gözünüze çarpacak. Düşmanlarınız her seferinde aynı yerlerde doğup, aynı hareketleri yapıp size aynı tepkileri vericeklerdir. İşin ucunda ekstraları açmak olmasa, kendini tekrar eden yapay zeka yüzünden, yeniden oynanabilirlik yerlerde sürünebilir. Bu yüzden bir bölümde takılmanız söz konusu olmayacak. Zaten tabanca kullanmaya alışınca, iki atışınızdan birinde rakibinizi kafadan vuracağınız için ciddi problemler teşkil etmeyeceklerdir. Oyun bir noktadan sonra içeri gir, karşına çıkan herkesi öldür ve dışarı çık tarzında bir duruma dönüşüyor. Karşınıza onlarca düşman çıkacak, ancak çoğunda yakın mesafeli silahlar olduğu için ailenize sevgi sözcükleri! söylerek üstüne doğru koşacaklardır. Siz de büyük bir erdem gösterek sabır edeceksiniz, baktınız ki arkadaş bayaa samimi ve yakınınıza geldi. “Birader ne iş?” diyerek iki gözünün ortasına üçüncü bir delik açmakla yetineceksiniz. Bu durumda ağır çekim özelliği devreye girip, rakibinizin iki seksen yere uzanışını izlettirecek.

Sesler

Urban Chaos’un seslerine bakıcak olursak, oldukça başarılı olduğunu söylebilirim. Gerek düşmanlarınızın saydırdığı küfürler, gerekse elinizdeki silahların özellikle de elektrikli testerenin çıkarttığı sesler (Korkmayın ruh hastası değilim) atmosferi olumlu bir şekilde arttırmayı başarıyor. Ses konusunda en çok sevdiğim nokta ise, menüde çalan parça olduğunu söyleyebilirim. Yapıtın havasını değiştiren ve tam anlamıyla sizi gaza getiren başarılı bir parçayla, Urban Chaos sizi karşılıyor. Bölümler arasında izlediğimiz haber bültenleri ise şehirdeki kaos ortamını daha iyi hissetmenize yardımcı oluyor.

Urban Chaos:Riot Response, son zamanlarını yaşayan PS2’de piyasada bulunan güzel FPS yapıtlarının başında geliyor. Kalkan kullanımı ve rehine kurtarma durumları gibi orjinal sayılabilecek fikirlerle harmanlanan hızlı ve eğlenceli oynanış; vasatın üstündeki grafikler ile birleşince, ortaya keyifli vakitler geçirebileceğiniz iyi bir oyun ortaya çıkmış. Konsollarda FPS oynanır diyenlerin kesinlikle kaçırmaması gerek.
Yorumlar 9
MK Okuru
MK Okuru 6.09.2024 22:23
Kalan Karakter: 300 Gönder
İlginizi Çekebilir