1/3

TMNT: Mutant Melee

Arda Gündüz 3.06.2010 - 12:31
Onlar bir yerlerde gizleniyorlardı ve lağım kapağı açıldı...
Platformlar PC
TMNT: Mutant Melee
Merlin Puanı 71
Artılar Oynanabilecek bol karakter ve yeni içerikler açabilme, birçok düşmana aynı anda saldırmak zevkli
Eksiler Yapay zekada büyük hatalar, zaman ve düşman sayısının dengesiz olması, küçücük mekanlar

Çocukluk çağında, çoğumuz kendisini bir çizgi roman ya da film karakteri ile özdeşleştirmiştir. Hatta hala sempatizanı olup çizgi filmlerini kaçırmayanlarımız bile vardır, ki vaktim olduğu sürece ben de çizgi film takip etmekten büyük zevk alırım. Şahsen benim en favrorilerim, Tom ve Jerry ile Ninja Kaplumbağalar serileriydi. Bir yerlerde yakalasam, kesinlikle izlerim. Çünkü içimizdeki çocuğu canlı tutmakla kalmayıp, bize bol eğlence ve gülerek geçirebileceğimiz dakikalar yaşatırlar. Ninja Kaplumbağalar, belki de en uzun süre takip ettiğim seri olma özelliğine sahiptir. İçindeki dövüşler ve kullanılan replikler, bizi ekran karşısına çivilemeye yetiyordu.

Pizza kokusu alıyorum!

Her tutan televizyon konsepti gibi, kaplumbağalar da atari ve oyun ortamına taşındılar. Amiga’da oyunları yapıldı, hatta arcade salonlarında da bıkmadan oynadık. Üstelik arcade’lerde 2’den fazla oyuncu desteğine sahip makinalarda oynanabiliyor ve eğlenceyi arkadaşlarımızla doruk noktasında yaşamamızı sağlıyordu. Zamanla PC’ler de kaplumbağa istilasına uğradı ve son olarak TMNT: Mutant Melee ile tekrar karşımıza çıktı. Raphael, Donatello, Michelangelo ve Leonardo aksiyonu devam ettiriyor.

Geçmişte hatırladığımız Turtles oyunları, genelde ilerlemeli platformlar şeklindeydi. Yana doğru ilerler, karşımıza çıkan foot askerlerini keser, bölüm sonlarında da güçlü boss’ları alt etmeye çalışırdık. Mutant Melee, bu alışılagelmiş oynanışı biraz daha değiştiriyor ve çevrenin nimetlerinden de yararlanarak, sabit bir level’da birçok düşmana karşı, onları nakavt edene kadar dövüşebilmemize imkan tanıyor. Çok eski oyunlarını da oynamış olanların yadırgama ihtimali var, açıkçası ben 3 boyutlu, ilerlemeli bir platform olmasını daha çok isterdim ama, bunun da zevki farklı.

Mutant Melee, bizi karmaşık seçenekler içerisinde boğmayan bir oyun. Hatta seçenek sisteminden o kadar kaçmış ki, tuşları öğrenmek için etrafı kolaçan ettiğimizde, hiçbir somut bilgiye rastlayamıyoruz. Bunun dışında, grafik ve ses özellikleriyle ilgili komplike ayarlar ile uğraşmıyoruz, herşey sade ve net. Ana ekrana geldiğimiz zaman, iki mod dikkatimizi çekiyor; Adventure Story ve Melee Match. Adventure Story’de, bölümler içerisinde başarılı oldukça bir sonrakine geçiyor ve böyle ilerlemeye devam ediyoruz. Story Modu, biraz daha eğlencelik hazırlanmış. Seçebileceğimiz birçok karakter var, sadece ninjaları değil; Splinter Usta, Foot Askerleri, Shredder gibi karakterlerle de oynayabiliyoruz. Bu modda, kendi ana karakterimizden sonra, kapışacağımız karakterleri de seçiyor ve sonra oynayacağımız bölüme karar veriyoruz. Bölüme göre, oyun mod’ları da değişkenlik gösteriyor ama genelde ağırlık Melee Match üzerine kurulmuş durumda.

3...2...1...Saldır!

Ufak ama etkileşimli bir mekanda, tüm karakterler geri sayımdan sonra birbirlerine saldırmaya başlıyorlar. Bu modda amaç, zaman limiti içerisinde en çok nakavtı yapmak. Gücünü bitirdiğiniz her karakter başına bir puan kazanıyorsunuz, gücü biten karakter tekrar dövüşmeye başlıyor ama siz giderek puanınızı arttırmaya çalışıyorsunuz. Bunu yaparken, etraftaki nesneleri diğerlerinin üzerine atabilmek mümkün. Ayrıca, sandık ve kutulardan çıkan ekstra silahları da kullanabiliyorsunuz. Bu modun dışında, Keep Away’de ise, tam dövüş mekanının içine bir hazine sandığı düşüyor. Bunu kapıp, uzun süre kendi himayenizde tutmak zorundasınız, onu elde edebilmek için bir yandan da diğerleri de size saldırıyor olacaklar. Tabi onlar sandığı kaptıklarında bu sefer geri alabilmek için siz saldıracaksınız. Bir başka mod ise King of the Hill, ama diğerlerine göre biraz daha vasat geldi bana. Yine ufacık bir arena ve burada işaretli olan yuvarlak kısmı uzun süre hakimiyetiniz altında almak zorundasınız, bir yandan da diğerlerine karşı koymak durumundasınız. Bazı level’lar o kadar ufak oluyorlar ki, içinde fazla adam olduğu zaman gereksiz bir karmaşa

2/3

Adventure Story, diğer moddan hafif değişikliklerle ayrılıyor. Her bölümde amacımız aynı sayılır, sadece ufak kıstaslar değiştiriliyor ya da inanılmaz zorlaştırılıyor. Yine başlangıçta istediğimiz karakteri seçiyoruz. Başlangıçta sadece kaplumbağalardan birini seçebiliyoruz ama bölüm içinde başarılı olup kazandığımız puanlar ile yeni karakterler açabilmek mümkün. Bu puanlar, sadece karakter açmak için değil, ana menüde de bulunan Library bölümündeki birçok Ninja Turtles komseptini açmak için kullanılabilecek. Amacımız, bölüm içinde geriye akan zamanında sonunda en çok nakavt sayısına ulaşmak. Ama bu durum sabit kalmıyor, bazen çok kısa bir zaman diliminde saldıran birçok foot askerini indirmek mecburiyetindeyiz. Boss’larla kapışmalarımız olabiliyor, ya da gökten bombaların yağdığı bir çatıda hem dövüşüp, hem de sağ kalmaya çalışabiliyoruz. Melee Match modunda olduğu gibi, çevredeki öğelerden yararlanabiliyoruz. Sandıkları, kutuları, düşmanlar üzerinde kullanabilir, içlerinden çıkan özel silahlardan faydalanabiliriz. Bu silahlar içinde, beyzbol sopası, roketatar ya da balta gibileri var. Kutulardan sadece silah değil, bazı power up’lar da çıkıyor. Hızımızı arttırabiliyor, vuruş gücümüzü yükseltebiliyor ya da defansımızı bu power up’lar ile geçici süre daha etkili hale getiriyoruz. Zaman zaman sağlık da bulabilmek mümkün.

Bol bol kaplumbağa

Her karakterin kendine has dövüş stili ve komboları bulunuyor, bu komboları oluşturmak için şekilden şekile girmemize hiç gerek yok. Zaten kullandığımız birkaç tuş var ve onlara rastgele bassak bile değişik kombolar ortaya çıkartabiliyoruz. Tuşlar şu şekilde; W,A,S,D hareket tuşları, N ana saldırı tuşu, M alternatif saldırı, B blok, H eşyaları alma ve atma, J ise zıplama. Bunları kullanarak kendi kombinasyonlarınızı da oluşturabilirsiniz. Adventure Story modunun başında öğrenebileceğiniz birkaç kombo ile rakiplerinizi alt edebilmeniz mümkün.

Mutant Melee’de çizgiroman vari grafikler tercih edilmiş. Karakterler üç boyutlu çizilmişler ama çizgi roman görüntüsüne sahipler. Arka planlar da pek fazla birşey vaadetmiyor ama çizgi görünümlü oynanışa sahip bir oyun için fazlasını beklememize gerek yok. En azından 3 boyutlu oyun kategorisine dahil olabiliyor. Tepeye yakın bir kameradan oynuyoruz, özel durumlarda kamera içeri zoom yapabiliyor. Mutant Melee’nin en dikkat çeken özelliği, bana göre sesleri. Bizi Ninja Kaplumbağa havasına sokan rock türündeki müzikler gayet hoş. Dövüşler sırasında kahramanların kullandıkları replikler de bizi havaya sokan türden. Sağlam bir darbe sonrası indirdiğimiz düşmana savrulan son sözler gaza getiriyor. Zamanlı bölümlerde, son 5 saniye kala yapılan geri sayım ve zamanın sonunda yükselen bir “Turtles!” sesi bile, kulağa hoş ve eğlenceli geliyor.

Story modu, her zaman tek bir çizgi üzerinde ilerlemiyor. Karşımıza oynayıp oynamayacağımız bize kalmış olan yan bölümler çıkıyor. Tabii buralar ana bölümlere göre biraz daha zor oluyorlar ama başarılı olduğumuz zaman yüklü puan kazanıp, yeni karakter ve konseptler satın alabilecek duruma geliyoruz.

3/3

Mükemmel olmayan herşey gibi, Mutant Melee de eksi özellikler taşıyor. Öncelikle, oyundaki her bölümün tek ve büyük sayılmayacak arena’larda geçmesi kimileri tarafından yadırganacaktır. Bazı istisna bölümlerde, damdan dama atlayarak ilerliyormuş gibi oluyoruz ama onların da bir sonu geliyor ve üstelik dövüşürken bir yandan da bombalardan kaçmak için diğer binaya geçiyoruz. Story modu’nun ilerlemeli bir aksiyon şeklinde olması, başında geçirebileceğimiz saatlerin biraz daha uzun olmasını sağlayabilirdi. Çünkü genelde bölüm kalıpları hep aynı, kare mekanlar, bir tek isimleri değişik. Kimi zaman bodrumdayız, kimi zaman depoda, kimi zaman da bir bahçe içerisinde. Ama bu saydığımız yerler o kadar ufak ki, bazen karakterler birbirlerinin içine geçiyorlar. Karakterlerin yapay zekalarında da bir problem söz konusu. Şöyle ki, bölümlerin ilk başlarında korunma – kombo taktiği uygulayarak düşmanları dövmeye başlıyorsunuz tepki veremiyorlar. Canları azalmaya başladıkça, birden bire deliriyor ve inanılmaz dövüşmeye başlıyorlar, bir anda siz onları indirecekken onlar sizi indiriyor, üstelik korunma yapmanız bile hiç işe yaramamaya başlıyor. Bu dengenin kurulamaması, sinirlerinize pek iyi gelecek türden değil açıkçası.

Bana göre sizi yıpratacak olan en büyük problem, zaman ile işleyen bölümlerde patlak veriyor. Karşımızda 4 tane foot askeri, bazıları biraz daha güçlü. Ama bize onları öldürmemiz için verilen zaman inanılmaz kısıtlı, öldürmek için doğru düzgün vakit yetmiyor ve başarısız oldukça giderek daha gergin hale geliyoruz. Ya inanılmaz hızlı hareket edeceğiz, ya da çevrede sandıklar varsa ve içlerinden de güçlü silahlar çıkarsa onları kullanacağız. Ama burada yine bir yapay zeka tuhaflığı devreye giriyor ve askerler başlar başlamaz koşup sandıklardaki silah ve power up’ları kapıyorlar. Bu ilk başta akıllı bir hareket gibi gözükebilir ama kısıtlı zamanı ve fazla düşmanı gördükten sonra, gerçekten ciddi bi gariplik olduğunu anlayabiliyoruz.

Lağıma dönüş

TMNT: Mutant Melee, kaplumbağaların fanatikleri için, eksikleri göz ardı edildiği takdirde gayet eğlenceli ve kaplumbağa ruhunu yaşatabilecek bir yapım. Ben de bir kaplumbağasever olarak eğlendiğimi inkar edemam ama daha önce de belirttiğim gibi, ilerlemeli bir hikayenin olmasını tercih ederdim. Üstelik, barındırdığı eksi özellikler de maalsef hafife alınabilecek türden değil. Yine de kaplumbağa aşkına alıp göz atabilirsiniz, atmazsanız da birşey kaybetmezsiniz.
 

Yorumlar 1
MK Okuru
MK Okuru 9.09.2024 05:29
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 21.02.2019 06:26
yorumları okuyamıyorum merlin naptın
Kalan Karakter: 300 Gönder
İlginizi Çekebilir