1/3

Driv3r

Volkan Turan 3.06.2010 - 12:31
İstanbul sokaklarında isteksiz bir kovalamaca...
Platformlar PlayStation 2
Driv3r
  • Yapımcı - Yayıncı Reflections - Atari Interactive
  • Çoklu Oyuncu: Yok
  • Oyun Türü: Aksiyon
Merlin Puanı 58
1 Kişi Oyladı
Okur Ortalaması%45
Artılar İstanbul'un oluşu, CGI ve seslendirmeler başarılı
Eksiler Buraya sığmayacak kadar çok yoksa dükkan senin.

PS2 henüz plan aşamasındayken Driver diye bir oyun çıkmıştı PSX'e. Herkes bu oyun hakkında konuşur olmuştu. Oyun PC versiyonuyla kitlesine kitle katmıştı. Driver, konusundan tutun garaj görevlerine kadar tam bir şehir efsanesi olmuştu. Ardından Driver 2'nin çıkması gecikmedi. PS One'da boy gösteren ikinci oyun, hilesiz ve zor görevleriyle kendinden bahsettirmeyi başarmıştı. Ortalık "lastik kokar" olmuştu. Amerikan filmlerindeki kovalama sahneleri parmak uçlarındaydı. Gez gez bitmeyen üç şehir ve atlatılması gereken sayısız polisin olması, Driver 2'yi en çok oynananlar arasına sokmuştu. Kısa bir süre sonra da Driver 3'ün dedikoduları çıkmıştı bile. Reflection'dan Driver'ın patronu Martin Edmendson dedikodulara son noktayı koymuştu;" Driver 3, yeni nesil konsol olan PS2'de yer alacak ve inanın "daha önce böylesini görmemiştim" diyeceksiniz" diye oyun dergilerine demeçler vermişti. Vermez olaydı!

Yakın geçmişte Rockstar, oyun tarihine altın harflerle yazılmış olan GTA'nın tamamen 3D bir çevreye sahip olan GTA3’ü ve ardından da Vice City'yi çıkardı. Oyunda hata yok gibiydi. "Keşke olsa..." diyebileceğiniz şeylerin sayısı tek el parmak sayısını geçmiyordu. Bu arada The Getaway ve True Crime: Streets of L.A.'da raflarda kendine yer edinmeyi başarmıştı. The Getaway; Londra'da gangster dünyası ve gerçekçi oynanabilirliğiyle, True Crime'da geliştirilebilir karakter ve aksiyon sahneleri ile Vice City'nin arkasında da olsa piyasada yerlerini aldılar.

Bu noktada Martin'in demeci aklımıza geliyor. Daha ne kaldı ki görmediğimiz? Driver 3 kendine nasıl bir yer edinecek? İşte bu sorular, Driver 3'ü en çok beklenen oyunlar arasında ilk üçe soktu. Piyasaya çıkan az sayıdaki screenshot, oyunun GTA'ya yakın bir oyun olacağını işaret ediyordu. Sonra Martin ve Ridley Scott (kendisi Gladiator ve Alien gibi filmlerin arkasındaki kişidir) imzalı bir video ile karşımıza çıktılar. Nasıl olduysa büyülenmiştik. Gün geldi! Driver 3 konsolumuzun içinde ve büyü bozuldu. "Keşke olsaydı" diyeceğimiz şeylerin
sayısı ise saç tellerinden fazla!

Be Good...Be Bad...Be Tanner!

Tanner yine ana adamımız. Bu sefer iyice sıyırmış olan araba hırsızlarının peşinde. Çalınması gereken 40 süper araç haberi, Tanner'ı harakete geçirir. Satıcı ve alıcı kimdir? İşin arkasındaki kişileri bulup kodese tıkmak için Clita, Baccus ve Jericho gibi mafya liderleri ile yüz yüze gelecek ve üç farklı şehirde yolları aşındıracaksınız. Bu üç şehir; Miami, Nice (Fransa) ve İstanbul!!! Miami'yi Driver'dan hatırlıyoruz. Tanner'ın evi burada yani oyun buradan başlayıp Nice'a uzanıyor ve ardından da İstanbul'da sonlanıyor.

Bizde oyunu en çok merak edenler arasındaydık çünkü ilk kez yabancı bir firma İstanbul'un bir bölümünü oyuna aynen aktaracaktı. Üstüne üstlük Türkçe bir şekilde. Neyseki bu konuda pek hayal kırıklığına uğramıyoruz. Taksim-Beyoğlu-Beşikaş-Yenikapı-Eminönü-Edirnekapı ana hatlarıyla oyunda bulunmakta. Kendinizi Galata Köprüsü'nden oturduğunuz yeri görmeye çalışırken ya da gıcık olduğunuz bir dükkandan içeri tır sokarken bulabiliyorsunuz. Gönül isterdi ki İstiklal Caddesi full insan dolu olsaydı ama çok az insan var ve dükkanların büyük bir kısmı sallama. Saçmalıklar bunlarla bitmiyor! Ezan bildiğimiz ezan değil. Uyduruk bir ses koymuşlar ve camii önünden geçerken hep aynı yerden başlıyor. Ya koymayın, koyacaksanız da doğrusunu koyun. Yollarda geçen bayanların çoğu türbanlı hatta yürüyen türbanlar. İşi abartmışlar, bu kadınlar taksiden tutun tıra kadar sürücülük yapıyorlar. İstanbul'un gerçekleri baltalanmış diye düşünüyorum.

2/3

Arabalardan iki-üç türü buradakilerle tutuyor. Desotolar ya da şu eski taksi iyi hoşta nerde benim Şahin'im Kartal'ım? Yanılıyorsam düzeltin, İstanbul, kalabalığı ve trafiğiyle meşhurdur. İkisi de yok! Neyse ki Arapça konuşturmamışlar bizi. Sadece Türkçe kullanılıyor şehir içinde. Polisler, mafyalar, serseriler (bir küfür ediyorlar ki gelde kırma kemiklerini) yani herkes konuşuyor. Kelime sayısı ise 10'u geçmez. Ekip İstanbul'dayken galiba sadece resim çekip gitmiş. Sesli kayıt kesinlikle yetersiz. Şükürler olsun ki Dolmabahçe Sarayı, İnönü Stadı, Galata Kulesi, Edirnekapı Surları, İstiklal Caddesi tramvay vb. oyunda bulunmakta. Peki Driver 3'te niye İstanbul var? Marty şöyle diyor;" İstanbul'un yolları çok sık ve dar. Bazıları kapalı. Bu da oyuncuya daha değişik bir araba kullanış tecrübesi sunacak. Miami: sahilli, geniş yolları ile, Nice'ta inişli çıkışlı patikalarıyla göz önündeler. Her şehirde farklı bir tecrübe yaşayacaksınız...". Marty şehirler hakkında dediklerini doğrulamış. Toplam 150 millik
yol bulunmakta ve bu 3 şehir doğal yol yapısını koruyor. İnanın bana İstanbul görevlerinde, trafiğe çıkmamaya yemin edeceksiniz!

Tam gaz hayal kırıklığı…

Driver 3, teknik konularda günümüz oyunlarının gerisinde. Takvimler 2001'i gösterseydi olay o zaman kopardı. Lakin Driver 3 bugün, Vice City, Getaway, ve TC ile asla mücadele edemez. Grafik kalitesi yerlerde geziyor. Oyun çıkmadan önceki screenshotların makyajlanmış olduğu belli oldu. Doku kaplamaları yetersiz. Buglar almış başını gitmiş. Anti-aliasing çok başarısız. Bu kadar hata bir avuç insan tarafından da yapılmadı. Tam 112
kişi bu oyun için geceli gündüzlü çalışmış (bizde yedik). Ortaya böyle bir oyunun çıkması da oldukça düşündürücü. Grafik kalitesi 128Bit'in yakınlarından bile geçmiyor. True Crime'dan biraz daha kötü. Çevre modellemeleri başarılı sayılabilir. Üç şehirde toplam 50.000 resim üzerinden çalıştıklarından tarihi eserler ve meşhur yerler aynen oyuna aktarılmış. Zaten bu özellik de olmasa incelemeye bile deymez bu oyunu.

Ara demolar ise şaşırtıcı düzeyde iyi. Sanki başka bir oyundan bu görüntüler. Oldukça pahalıya gelen bu demolarda Ridley Scott'un payı oldukça büyük. Kendisi Bad Boys 2'de de vardı. Orada da güzel işler başarmıştı. Yalnız bu sefer yanlış kişilerle çalışmış.

Bilindiği gibi Driver görev tabanlı bir oyun. Oyunu bitirebilmeniz için size bildirilen görevleri yapmanız gerek. +30 görev ile başınız dertte. Bu görevler ya çok kolay ya da çok zor. Ortası ise hiçbir şekilde tutturulamamış. Biraz da yeniliklere bakalım. Tanner artık araba değiştirebiliyor. Sokaklarda yürüyüp ateş edebiliyor, taklalar atabiliyor. Sözüm ona GTA'daki gibi özgürüz. Cık! Tamamen yanılgı bu! Özgür değiliz. "Bir görev yap, sonra diğerine. Yoksa kapa oyunu" mantığı hakim oyuna. Araba dışı görevler oyunumuzda bulunmakta. "Oh ne güzell yahu" derken bu görevlerin aşırı kolay olduğu ile karşılaşıyoruz. Bu kolaylığın
ilk sebebi Yapay Zeka(AI). Yok, bence koymayı unutmuşlar AI'ı oyuna. Oracıkta ölmeyi bekleyen, düşünemeyen mahlukatlar hepsi. Uygun kamera açısından onları izlediğinizde göreceksiniz ki -sap- gibi duruyorlar. Sizi gördüklerinde ise ilk önce küfür edip sonra tehditte bulunuyorlar. Sonra ateş etmeye başlıyorlar (e mafya işte, gül mü atacaklardı!). Sağ-sol manevralarıyla tüm kurşunlardan Neo misali kaçabiliyorsunuz. Araba içi görevler ise, koşarak yaptığınız görevleri aratmıyor maşallah?! Orijinal hiçbir görev yok. Benim hatırımda kalan tek görev; üç adet arabayı araklayıp bir tırın içine soktuğunuz olan. Tekrar hatırlatayım: Bu oyun 112 kişi tarafından hazırlandı!!!

Bu kolay görevler yerini, Miami'den sonra Nice'ta ki zor görevlere bırakıyor. İstanbul'a geldiğinizde de artık saçları yolunmuş bir kişi olarak yaşamınızı sürdürmek durumunda kalıyorsunuz. Daracık sokaklarda resmen milimetrik direksiyon hareketlerinde bulunmalısınız. Vice City'de ki ağaçların yerlerini Driver 3'te trafik lambaları alıyor. Bunlar asla yıkılmamakla beraber sizi tamamen durdurup tüm görevin içine etme yeteneğine sahipler. Direğe yapay zeka eklersen böyle oluyormuş demek!

3/3

Oyundaki modlar Undercover, Take A Ride, Driving Mode şeklinde. Undercover bölümünde polislerle pek işiniz yok; ama Take A Ride bölümünde polisler arkanızdan cirit atacak. Birinci ve ikinici seride polislere embesil desek yeridir (oyun içindeki polisler abi, öyle demek istemedim!). Atlatmak çok kolaydı. D3'te ise durum pek değişmemiş. Yol kesemiyorlar, istihbarat sıfır. Atlatmak ise oldukça kolay. Driving Mode'ta ise mafya elemanlarını belirli bir zamanda yok etmeye çalışıyorsunuz. Pek sevebileceğinizi sanmıyorum çünkü oyunda ustalaşmadan oynanmıyor. Ya da ben yeteneksizim!

Oyunda VAR, YOK!

Birde silahlara bakalım! Zaten bakması kısa sürecek. Sadece 8 adet silahınız bulunmakta. Auto 9MM, Shotgun, Machine Gun, Armalite, Grenade Launcher...Asla yeterli değil. Oyunda ki araç sayısı da 40 olunca insan ister istemez soruyor; " Madem çeşitleme yeteneğiniz var, biraz daha silah ekleyemez miydiniz?". 40 çeşit araç arasında spor arabalardan tutun, tırlar, kamyonlar, otobüsler ve motorsikletlere kadar bir sürü çeşit bulunmakta. Her aracın kendine has bir kullanışı var. Kendine has bir motor sesi, teknik özelliği olması kulağa hoş gelebilir ama kontrollerin yerinde tepki vermediğini anlayınca işler değişiyor. Trafikte çarpmadan ilerlemek inanılmaz zor. Zaten arabalar çok kolay savrulduğundan ve spin attığından görevlerde takılıp kalmak bağışıklık yaratıyor.

Seslere değinmek bile istemiyorum. Yinede bilmenizde yarar var. Heyecansız, alakasız, müzikler. Vice City'de ki VRock FM'in yanına bile yaklaşamıyorlar. Ne olurdu araçlarda radyo olsaydı? Oyundaki tek başarılı yer ise seslendirmeler. Tanner'ı Rezarvuar Köpekleri ve Kill Bill'den tanıdığımız Micheal Madsen, Jericho'yu Mickey Rourke, Calita'yı Resident Evil ve True Crime'dan hatırladığımız Michelle Rodriguez, Jones'u Pulp Fiction ve Con Air'dan bildiğimiz Ving Rhomes, Baccus'u ise bir rock yıldızı olan Iggy Pop seslendirmekte. Sırf bu seslendirmelerden dolayı konuşmaları kaçırmıyorsunuz.

Driver 3 ana hatlarıyla böyle bir oyun. Yukarıda belirtmediğim yenilikler ise; Thrill Cam. Oyun esnasında Slow Motion ve Blur'luğu açıp kapayabildiğiniz yeni bir opsiyon. Bu Slow Motion da pek kullanışlı değil. Alakasız kamera açısı, ilk duvara bindirme yapmanıza neden oluyor. Zaten frame hızı oyunda oldukça düşük. Bu problem, oyundaki yükleme sürelerine de yansımış. Siz ilerledikçe önünüzün açılması, asla affedilir gibi değil. Bu yüzden de affetmiyorum. Neyseki Restart yaptığınızda oyun çabuk yükleniyor. Yoksa Driver 2'deki sorunu hala aşamamış olacaklar, elaleme rezil olacaklardı(zaten oldular hehe).

Yoğurtsuz ayran gibi...

Öyle ya da böyle bu oyun ülkemizde satılacak. Tek nedeni de İstanbul'un oyun versiyonunu görmek. Burası tartışılmaz. Ama oyundan daha fazlasını beklemeyin çünkü Driver 3 kötü bir oyun. Kötü olmasında, rakiplerinin çok iyi olmasının da katkısı büyük ama abicim yüzden fazla elemanla (ki bu bir rekor!) ortaya nasıl böyle bir oyun çıkabilir? Size tatil yasak!!!

Yorumlar 25
MK Okuru
MK Okuru 10.09.2024 21:07
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 8.07.2017 21:22
OYUN SÜPER VE İSTANBULDA GEÇMESİ ŞAHANE AMA BEN OYUNA 2017 DE BAŞLIYORUM OYUNDAN BU ZAMANA KADAR HİÇ HABERİMOLMADI AMA OLSUN ŞİMDİ BİLİYORUM AMA ÇEŞKE 100 SAVE OLSAYDI VE YÖN TUŞLARI KOLAY OLSAYDIOYUNU AMACIM KÖTÜLEMEK DEĞİL AMA İNSAN BİRAZ DAHAGAYRET GÖSTERİPYAPA BİLİRDİ ADAMA SLH VURUYOM YOK OlUYO
Kalan Karakter: 300 Gönder
İlginizi Çekebilir