Aynı birer kitap, film veya herhangi başka bir eser gibi video oyunlara yazılan hikaye modları, yeni nesil oyuncuların video oyun sektörüne para harcamaya başlamasından bu yana yavaş yavaş rafa kaldırılmaya başlandı. Ancak bu durumda günah keçisi olarak video oyun geliştiricileri, ya da dağıtımcılarını göstermemiz gerekiyor. Bu durumun en büyük sorumlusu biz, yani oyuncularız. Biz istemediğimiz için artık video oyunlarda hikaye modu görmemeye başladık. Artık bir oyuncu olarak ben de oyunlarda hikaye modu istemiyorum. Öyle oyunlar var ki (Bioshock vs.) alt metinler aracılığıyla oynayanlarına belirli bir dünya dünya görüşü, hatta hayat felsefesi kazandırabiliyor. Ancak bu tarz oyunları artık görmek İ-S-T-E-M-İ-Y-O-R-U-M. Hepimiz iç karartıcı veya bizi düşünmeye iten hikayelerden sıkıldık, bunaldık. Zaten hayatta kalma öğelerinin en zor modda olduğu gibi hayatı kalabalık bir şehirde düşünerek, sıkılarak ve kafa yorarak geçiriyorum.
Ben artık oyunlarda dubstep dinleyip sadece karşıdaki oyuncuyu öldürerek skor almak almak istiyorum. Güzel bir hikayeyi duymaya ihtiyacım yok. Nasıl olsa asla sahip olamayacağım lüks ve güzel bir hayata ulaşmak için çalışırken ölüp gideceğim. Doğduğumuz andan itibaren rekabet içerisine sokulduğumuz bu yaşam içerisinde, oyunlarda değerli zamanımı sadece rekabet öğelerine harcamak daha mantıklı geliyor. Oyun geliştiricilerinin risk almaması, alsa bile çok azıcık ucundan alıp büyük değişiklik gibi göstermesi beni fazlasıyla memnun ediyor. Basmakalıp tabirlerin arasına sıkışmış oyunlarla vakit geçirmekten fazlasıyla mutluyum.
Bana farklı bir şeyler gösterme çabasında olan ve üzerinde yıllarca çalışılmış bir senaryoyu görmek yerine, League of Legends’ta Pentakill almaktan daha büyük haz alıyorum. Hatta buna ekstra olarak bence Hideo Kojima video oyun dünyasından sürülsün, başka işlere atılsın. Kardeşim film mi yapacaksın? Ne yapacaksın? Yap artık şu istediğini ve oyun dünyasını rahat bırak. Metal Gear Survive'ı oynadıktan sonra "Oh bee" diyebildim. Yıllarca yılan hikayesine dönen o mükemmel senaryoyu anlamak için kafa patlatmanın ardından arazilerde dümdüz koşup eşya toplamak çok büyük rahatlama ve dinginlik hissi verdi bana.
The Witcher serisinde verilen alt metinler umurumda bile olmadı. Asıl canavarların Ghoul’lar ya da Wraith’ler vs. değil de insanoğlunun ta kendisi olarak betimlenmesi, beni oyunu oynarken fazlasıyla sıktı. Bütün konuşmaları boşluk tuşuna basa basa geçip, amaçsızca kılıç sallamanın daha fazla zevk verdiğini keşfettim.
Bu arada başka boş bir oyun olan Mass Effect serisinde sunulan yapay zeka ve sentetik canlıların varoluş felsefesi dinlemek kimin hoşuna gidiyor? Şahsen günde 18 saatimi Battle Royale oyunlarında geçirirken daha çok şey öğrendiğimi düşünüyorum. Tek düze bir insan olmak, mikro ödemelere para harcayıp kendime sanal bir statü kazandırmak daha mantıklı geliyor. "Sanal bir statü" deyip geçmeyin. Rainbow Six Siege’de Diamond derecesine çıkmak için 5792 saatimi harcadım. Gözlerim 2 numara bozuldu, sağ bileğimde Karpal Tünel Sendromu başladı ve düzenli spor yaparak kazandığım fit vücudumun yanında, gerçek hayatta edindiğim sosyal ilişkilerimi sanal bir statüye tercih ettim. Yani Diamond derecesinin arkasında büyük bir emek var.
Şimdi ben LoL’de Şampiyonluk aşamasına getirdiğim hesabımı bir kenara bırakıp, beni hikayesi ile derinden etkileyeceği söylenen Bioshock: Infinite’e 15 saatimi mi vereceğim? Birbirimizi kandırmaya gerek yok. Kendimi ve dolayısı ile zamanımı daha fazla tüketmek varken, neden boş bir oyuna 15 saatimi feda edeyim? Çünkü üretmek için değil, tüketmek için yaşıyorum. Tüketmekten zevk alıyorum ve daha fazla tüketmek için çalışıyorum. Zamanımı ve paramı doğru yerlere harcadığımı düşünüyorum. Geride bıraktığımız sene Dead Space’i yapan ekip kepenklerini indirdi. Ama bundan sonra Dead Space benzeri yeni bir oyun göremeyeceğim için üzülmedim. Gerçi görsem de fena olmazdı hani. İlk Dead Space’i ise korsan oynadım ve bitirdim. Yalan yok, atmosferi güzel oyundu. Ancak çevrimiçi modu olmayan bir oyunu neden satın alayım ki? Zaten sadece hikaye modu olan oyunlara 60 dolar veren ve kendine oyuncu diyen kitleyi bir türlü çözümleyemedim. Fakat geçenlerde Counter Strike’ta bir bıçağa 1378 TL verdim. 1378 TL deyip geçmemek gerekiyor, sanal bir bıçağa göre elime çok yakıştı.
Not: Burada yazılanlar ironidir, yazılanlardan gerçek anlamlar çıkarılmamalıdır.
inşallh bu kez ticari kaygılar sanata karşı kaybeder de şu online rekabet modları eğlencelik olmaya dvm edr