Gardiyanlar ve Towa
Görsellik
Zengin oynanış tarzı
Silah oluşturma sistemi
Karakterler arası etkileşimler çok güzel
Ses ve Müzikler
Tsugurumi - Kagura sistemi ham hissettiriyor
Kagura bir yük haline gelebiliyor
Hikaye - Oynanış temposu dengesiz
Towa and the Guardians of the Sacred Tree, özellikle Hades ile büyük kitlelere ulaşmayı başaran roguelite türüne biraz da Japon çeşnisi katarak geliyor. İlk bakışta kendisine onlarca saat harcatacak eğlenceli ve ayrıntılı bir oyun gibi gözüken Towa’nın Switch 2 sürümünü uzun bir süre oynadık ve incelemesi ile karşınızdayız. Bakalım nasıl olmuş.
Karakterimiz Towa tanrısal bir varlık ve aynı zamanda oyunun da geçtiği Shinju köyünün koruyucusu. Kendisine bu görevde yardım eden 8 kahraman ile birlikte bölgeyi tehdit eden tehlikelere karşı mücadele ediyorlar. Magatsu isimli kötü varlık ortaya çıkıp zamanı ve tüm dünyayı tehlikeye atıyor, bu sırada 8 kahramanın zamandan bir nevi silinmesine sebep oluyor. Tek başına kalan Towa’nın diğer kahramanlar ile bir bağ aracılığı ile tekrar bir araya gelmesi ve ardından seçtiğimiz kahramanlar ile bir yandan dünyayı kurtarıp bir yandan kahramanları daha yakından tanımamız üzerine bir hikaye mevcut.
Hikaye konusunda oyunun ana kötüsünü biraz zayıf buldum ama oyunun asıl odak noktası Towa’nın köy halkı ile ilişkisi ve gardiyanlar olmuş zaten. Oyunda başarılı olduğunuz her tur zamanın ilerlemesini sağlıyor ve bu sırada Towa’nın etkileşime geçtiği köylülerin değişimini - gelişimini görüyoruz. Gardiyanlar ise ikili ekipler halinde maceraya atılıyor ve her farklı kombinasyon oynadığınız karakterleri daha fazla tanımanızı sağlıyor.
Hikaye bu şekilde ilerliyor ama çok mu iyi derseniz, değil. Nedenini köy ve gardiyanlar olarak iki farklı başlıkta açıklayalım. Towa ve köy tarafını gayet iyi buldum aslında ama her tur arasında “Şimdi şunu yapsam düşmanı hallederim” diye gaza gelmişken köye bir giriyorsunuz, giriş o giriş. Farklı etkinlikler, uzun diyaloglar, farklı olaylar derken oyunun temposu bir anda düşüyor ve sizin eliniz sıcakken aksiyona dönme fırsatınız uçup gidiyor. Ama olaylar da ilginç, hele köylülerin değişimlerini görmek çok hoş oluyor. Tempoyu biraz daha dengeli tutabilseler çok iyi olacaktı.
Gardiyanlar tarafına gelelim! Gardiyanlarımız 8 tane ve her biri diğerinden farklı bir oynanışa sahip ilginç karakterler. Bu karakterlerden biri Tsurugi diğeri ise Kagura olarak kullanılıyor. Bu sistemi ileride anlatacağım ama şu an önemli olan kısım karakterlerin bize sunumu. Eğer bir karakterin hikayesini oynamak istiyorsanız onunla oynamak zorundasınız, seçim alanında beklerken çok fazla etkileşiminiz olmuyor ve doğal olarak karakterleri tanıyamıyorsunuz. Ama mesela ben sırf Japonca seslendirmeni Tomokazu Sugita (Gintoki - Sakamoto) diye Nishiki oynamak istediğim halde oynanışını sevmediğimden sıkıntı yaşayabiliyorum. Hadi Kagura olarak kullanayım diyorum, bu defa kalan karakterlerin seçimi falan filan. Diğer gardiyanları da biraz daha etkileşime dahil etmek mümkün olsaydı keşke.
Hikaye tarafında oyun bir Hades seviyesinde değil ama tatmin edici. Daha fazlasını istiyorsanız daha fazla oynamanızı söylüyor, bu da göreceli olarak kötü bir özellik değil ama içinde bulunduğumuz ayları da düşününce ben elimdeki kısıtlı zamanı bütün hikayeleri görmeye yetiremedim.
Şimdi hikaye iyi güzel ama bu oyunda ana olayımız bir şeyler dövüp ilerlemek değil mi? Üstelik bu defa tek başımıza değil, iki kişi savaşıyor gibi gözüküyoruz. Roguelite oyunlar için farklı bir deneyim sunmayı başarabilmiş mi görelim.
Öncelikle hızlıca kasabadan bahsedeceğim. Kasabada hikaye kısmına dahil olan etkileşimlerin yanı sıra gardiyanlarımıza yeni yetenekler öğretmek, yetenekleri geliştirmek ya da bir şeyler satın alabilmek gibi seçeneklerimiz var. Bir de silahlar var tabi, oyunda her karakterin bir kılıcı (Tsurugi) ve asası (Kagura) var. Asaları satın alıyoruz ama kılıçları kendimiz yapıp istediğimiz gibi özelleştirebiliyoruz. Demircide silahı özelleştireceğiz denince basit geliştirmeler düşünmüştüm ama her biri saldırı tarzını değiştirecek bir sürü düzenlemenin yanı sıra kılıcın şeklinini bile ayarlayabileceğimizi görmek beni şaşırttı. Üstelik mini oyunlar zor da değiller, Warioware bölümü oynar gibi hissediyorsunuz yaparken. Bu kısmın çok ayrıntılı olmasını çok beğendim ben, kimi zaman “hadi kılıcı yapıp gideyim” diye düşünüp hızlı geçtiğim oluyor ama detay seviyesi harika.
Towa ile kasabayı gezdik, geliştirmelerimizi yaptık, milletin dertlerini ya da sevdikleri şeyleri dinledik, hatta üşenmedik bir de silahlarımızı kendi istediğimiz gibi dövüp geliştirdik. Sıra geldi gardiayanlarla savaşa girmeye. Yazının başından beri Tsurugi ve Kagura diyip duruyorum ya, işte gardiyanlarımızın devreye girdiği alan burası. Seçtiğimiz iki gardiyandan biri Tsurugi olarak kılıcını kuşanıp doğrudan düşmanla yüzleşirken Kagura olan arkadan destek ve saldırı büyüleriyle olaya dahil oluyor. “Kagura uzaktan saldırıyor savaşta yok” diye düşünmeyin, ikisi de savaş alanında geziyor, ortak bir can havuzuna sahipler ve Kagura’yı doğrudan kontrol etmiyor olsanız bile saldırılardan hasar alabiliyor!
Tsurugi’nin yakın dövüş tarzı her gardiyana göre değişiyor, her karakter kullandığı kılıca göre iki farklı tipte standart saldırının yanı sıra, silah değiştirme saldırısı ve özel saldırılara sahip. Standart saldırılar karaktere ve kılıcın slotuna göre alan - menzil - hasar - etki olarak değişkenlik gösteriyor. Kılıcın dayanıklılık puanına göre bir noktada kılıç kırılıyor ve diğerine geçmek gerekiyor. Değiştirme saldırısının ardından kırılan kılıç yenileniyor, bu da ikinci saldırı türünü sevmiyorsanız hızla diğerine dönmenize imkan veriyor. Yeterli enerji toplanınca da ultimate diyeceğim büyük saldırıyı yapıp yüksek hasar verebiliyorsunuz. Bu sırada Kagura arkanızda koşuyor ve sahip olduğu iki büyüden birini kullanıp hasar vermek ya da hasar arttıran alan açmak gibi desteklerde bulunuyor.
Dövüş sistemini yazılı anlatmak biraz karışık gibi gözüküyor ama oynarken sistem “saldır - kırılınca silah değiştir - silahı sevmiyorsan hemen geri değiştir - ulti at - kaçın - Kagura büyü yapsın” şeklinde, oynaması gayet basit. Her Kagura farklı büyüler kullanıyor ve Tsurugi ile kombinasyonuna bağlı olarak durdurulamaz bir ekip bile yapabiliyorsunuz. Fakat Kagura kontolü biraz dertli. Normalde sürekli yanınızda olması güzel ama ucu ucuna kaçtığınız saldırıdan o hasar yiyebiliyor. İsterseniz ayrılıp iki farklı analog ile kontrol edebiliyorsunuz ama ben 22 saatte 5 dakika bile kullanmadım. İki kişi oynayıp biri Kagura kontrolünü de alabiliyor ama bu defa etkileşim az olduğundan sıkıcı oluyor. Belki kamptayken Kagura ile Tsurugi rolünü değiştirme gibi bir özellik olsa biraz daha ilginç olabilirmiş.
Oyunda bir takıma çok bağlı kalmamanız gerektiğini, ilerledikçe istediğiniz zaman istediğiniz takım kombinasyonlarını yapamayabileceğinizi eklemem gerek. Oyun sizi diğer karakterleri de denemeye itiyor yani ama bundan ne kadar memnunum kararsızım. Spoiler olmaması için burada bırakıyorum.
Oynanış tarafında genel olarak bakarsak yapacak bir sürü şey var, dövüşler eğlenceli, seçilebilir karakter kombinasyonları tatmin edici ve bölümler akıcı olmuş. Tsurugi - Kagura sistemi güzel düşünülmüş ama uygulamada tam olarak oturmamış diye düşünüyorum. Bir noktadan sonra stratejiyi falan bırakıp güçlü saldırı spam yapmaya dönebiliyor savaşlar. Tıpkı Hades oynar gibi saldırılarımıza ekstra özellikler ya da alternatif güçlendirmeler alabiliyoruz, kamp yapıyoruz, kaplıcaya giriyoruz, balık tutuyoruz, dükkandan bir şeyler alıyoruz falan ama hep bir eksiklik var hissi mevcut.
Neredeyse her platformda mevcut olan Towa and the Guardians of the Sacred Tree’yi Nintendo Switch 2 üzerinde oynadım ve bu seçimin en iyisi olduğunu düşünüyorum. Oyunun sanat stili çok güzel, görsel anlamda bir tablo gibi harika gözüküyor. Karakter tasarımları, oyun içi animasyonlar ve ara sahneler harika. Hem el modunda hem de dock üzerinde oynadığım oyun en başlarda biraz daha yavaş akıyor gibi gelmişti ama oynadıkça sorunun benimle ilgili olduğunu fark ettim, burada da bir şikayetim yok. Görsel anlamda en büyük sıkıntı bazı kalabalık yerlerde grafiklerin çok karışması ve Kagura’nın hasar yemesini engelleyememek oluyor ki bu da grafikten çok oynanışın sorunu. Normalde de engelleyemiyorum.
Oyunun ses ve müzik kısmına da özen gösterilmiş. Müziklerde FF 12 ve Tactics’den tanıyabileceğiniz Hitoshi Sakimoto var. Gayet güzel, bölümler ile uyumlu melodiler bize macera boyunca eşlik ediyor. Ama dikkatimi çeken bir durum oldu, uzun süre oynamama rağmen müzikler pek akılda kalıcı değil. Normalde bu tarz oyunlarda daha akılda kalıcı işlerle karşılaşırdık. Ses kısmında ise gayet başarılılar. Hem efektler hem de seslendirmeler çok iyi. Japonca seslendirmede çok güzel bir kadro kurduklarını ve bunun oyun zevkimi oldukça arttırdığını belirtmem gerek.
Towa and the Guardians of the Sacred Tree beni şaşırtan bir oyun oldu. Roguelite türü oyunları seven, oynadığı her oyunun birbirine benzemesinden şikayet eden oyuncular için güzel yenilikler sunuyor. Özellikle Nintendo Switch 2’de oynamak için en ideal oyunlardan birisi. Ama oynarken sürekli “ya şurası böyle olsaydı” dedirten bir sürü şey ile karşılaşıyorsunuz. Oyun çıktıktan sonra güncellemeler ve geliştirmeler ile daha iyi hale gelebilecek bir potansiyele sahip. Ama şu an en büyük sıkıntısı Hollow Knight: Silksong ve Hades 2 ile aynı ay içerisinde çıkması. Bu kadar fazla ilgi çekici oyun varken Towa’nın tam olarak oturmamış sistemine fazla vakit harcamadan geçebilecek çok oyuncu olduğunu düşünüyorum.
Nintendo Eshop üzerinden 30 dolar fiyat etiketiyle satılan oyun, Steam bölgemizde 20 dolar etiketi ile yayınlanıyor ve bu fiyata göre gayet zengin içeriğe sahip, eğlenceli bir oyun. Şu sıralar gözünüzden kaçabilir ama fırsat verirseniz gayet güzel bir macera sunuyor.