Marvel sinematik evreninin ana üçlüsünden geride kalan tek isim olan Thor yeni macerası ile izleyicilerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Biz 8 Temmuz'da gösterime girecek olan Thor: Love and Thunder filmini bu sabah ön gösterimde izleme şansına eriştik. Öncelikle film ile ilgili yapacağımız bu kritikte SPOILER, yani keyif kaçırıcı içerik olmayacak. Fakat MCU filmlerinde güncel değilseniz daha önce yayınlanan filmlerle ilgili bilgiler olabileceğini belirtelim.
Sinematik evrenin bireysel tarafta en zayıf filmlerine imza atılan Thor serisi aslında Thor Ragnarok ile bir hayli toparlanmıştı. İzleyicilerin büyük bir kısmı Taika Waititi'nin imza attığı bu renkli tarzı sevmese de filmin aksiyon yönünden oldukça doyurucu olduğunu ve en iyi Thor filmi olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Yine aynı ekibin çektiği Thor: Love and Thunder, bir önceki filmin izinden gitse de hem aksiyon hem de işleyiş olarak onun gerisinde kalmış diyebilirim.
Ben Thor Ragnarok filmini büyük bir keyifle izlemiş ve eğlenceli anlardan da keyif almıştım. Fakat bugün izlediğim filmde çok fazla sıkıldığım ve kendini tekrar eden espri yapısından bunaldığım anlar oldu. Waititi aslında film çıkmadan önce bu espri tonunu arttıracaklarını ifade etmiş ve benim gibi birçok izleyiciyi şüpheye düşürmüştü. Filmi izlediğimde ise Thor: Love and Thunder'ın artan espri yapısı altında ezilmeye başladığını fark ettim.
MCU filmleri birçok saçma, absürd ya da komik sahneye sahip olsa da aslında kendi içerisinde tutarlı ilerlemesi ile başarı sağlamıştır. İşte yeni Thor filmi bu durumu adeta elinin tersi ile itmiş ve aynı esprileri tekrar tekrar izlediğimiz, kötü bir sit-com yapısına bürünmeye çalışmış. Filmde çok gereksiz espri yapılmaya çalışılmış, üstelik bazı espriler tekrara düşüyor ve bu sizi fazlasıyla baymaya başlıyor. Örneğin izlediğinizde anlayacaksınız, Stormbreaker ile ilgili yapılan bir espri var. İlk seferinde gülüyorsunuz ama bu espri o kadar uzatılıyor ki bayma seviyesine çıkıyor.
İşte film bu yapısından ötürü kendi içerisindeki tutarlılığını kaybetmiş. Guardians üyeleri ve Christian Bale dahil olmak üzere filmdeki karakterlerin sadece bir PR çalışması gibi yer aldıklarını düşünmeye başladım. Çünkü ilk fragmanla birlikte Christian Bale tarafından canlandırılan Tanrı Kasabı Gorr karakterinin en iyi MCU kötülerinden biri olduğu oyuncular tarafından defalarca belirtildi. Ee oyuncunun ne kadar iyi olduğunu da göz önüne alınca aslında Marvel hayranı olarak bu ifadelere tutunmaya çalışıyorsunuz. Ben de öyle yaptım ve büyük heyecanla filmi izledim. Fakat bırakın en iyi kötü olmayı, Gorr karakterinin MCU'da ilk 10'a bile giremeyeceğini düşünüyorum.
Bu tonlama kısmını bir kenara bırakıp biraz da hikaye kısmına değinelim. Eğer çizgi romanlarını okuduysanız Tanrı Kasabı Gorr karakterinin Thor için ne kadar zorlayıcı bir düşman olduğunu biliyorsunuzdur. İşte film bu karakter üzerine şekilleniyor. Açlık ve sefalet içerisinde tanrısına yalvaran Gorr, bir yanıt alamayınca ailesini kaybediyor ve ele geçirdiği Necromancer kılıcı ile tüm tanrıları yok etmeye ant içiyor. Filmde de çizgi romandakine benzer bir hikaye kurgulanmış. En azından karakterin ana hikayesi çok oynanmamış fakat derinine de inilmemiş.
Hikaye kısmı konusunda söylenecek çok az şey var. Çünkü filmin hikayesi, diyalogları çok yüzeysel yazılmış arkadaşlar. Dahası asıl odaklanmak istenilen yer dışında film sadece komediye odaklandığı için hikaye kısmı da önemini kaybediyor. Yani Gorr'un hikayesi, Thor'un durumu çok daha dramatik bir şekilde ele alınabilirdi fakat o kısımlar da oldu bittiye getirilmiş. Elinizde Christian Bale gibi bir oyuncu var ve siz ondan tam olarak yararlanamıyorsunuz, gerçekten üzücü bir durum. Diğer taraftan başka evrendeki çocukları için tüm gerçekliği tehdit eden bir karakter varken her şeyini kaybeden Thor'un dünyası bu olayda çok renkli kalıyor. Yanlış anlaşılmasın filmin o eğlenceli yapısından şikayet etmiyorum, dediğim gibi Ragnarok'u severek izlemiştim fakat bu filmde o dengeyi tutturamamışlar ve sürekli bir lay lay lom havasının olması canınızı sıkıyor.
Filmde iki secret ending, yani son sahne bulunuyor. Bunlardan birisi hikaye, muhtemelen sonraki film için önemli bir yere sahip. İkincisi ise daha çok karakter odaklı bir sahne. MCU geneli anlamında ise çok büyük bir öneme sahip değiller.
Sonuç olarak Thor: Love and Thunder, Marvel'ın son zamanlardaki bana göre en vasat işlerinden birisi olmuş. Thor Ragnarok için en eğlenceli derken, bu film için bunu söylemek gerçekten sıkıcı bir durum. Bir önceki filmin formülünü bu yeni filme komedi dozunu arttırarak uygulamaya çalışan Waititi açıkçası bunda pek başarılı olamamış. Oldu bittiye getirilen sahneler, anlam veremediğiniz diyaloglar ya da olaylar derken filmin çok çabuk unutulacak bir yapıya büründüğünü fark ediyorsunuz.
Bu durumun farkında olduklarından mı bilinmez ama senaryo ekibi filme çok ama çok önemli bir sahneyi yedirmişler. Film boyunca çizgi romanlara göndermeler, bazı karakterlerin heykelleri falan gözüküyor ama bu olayın direkt senaryoya bağlanması açıkçası çok garipsediğim bir durum oldu. Hani bazı animeler olur ve çok kötü filler bölümleri ile karşılaşırsınız. İşte yeni Thor filmi tam olarak Filler kafasında ilerleyen bir yapım olmuş.
-----------------------------------
Spoiler vermek istemedim, Jane Foster olayına da girmedim mesela. Zaten filmin genel bu olayları çok basit bi hikaye üstüne kurulu, onu da söylersek tadı temelli kaçar. Ama ikisinde de beklentiniz büyük olmasın :)