James Webb Uzay Teleskobu, Hubble Teleskobu tarafından 20 yıl önce yapılan bir keşfi doğrulayarak, eski yıldızların çevresinde dev gezegenlerin nasıl oluşabildiği sorusuna ışık tuttu. Bu buluş, evrendeki en eski gezegenlerin varlıklarını açıklamada önemli bir adım olarak görülüyor. Araştırma, James Webb’in NGC 346 adlı yıldız kümesinde yaptığı gözlemlerden elde edilen verilerle gerçekleştirildi. Bu küme, Erken Evren’deki koşulları yansıtan yapısıyla dikkat çekiyor.
Hubble Teleskobu, 2000’li yılların başında Samanyolu Galaksisi’nde, evrenin oluşumundan yalnızca bir milyar yıl sonra meydana gelen ve Jüpiter’in 2,5 katı büyüklüğünde olan bir gezegen keşfetmişti. Ancak bu keşif, bilim insanlarını zorlayan bir soruyu da beraberinde getirdi: Erken Evren’de ağır elementlerin eksikliği nedeniyle gezegen oluşumunun mümkün olmadığı düşünülüyordu.
Bilimsel teorilere göre, o dönemde yıldızları çevreleyen gaz ve toz disklerinin, yıldızların yaydığı radyasyon tarafından hızla dağıtılması gerekiyordu. Ancak James Webb’in yaptığı yeni gözlemler, bu disklerin düşündüğümüzden çok daha uzun süre varlıklarını koruyabileceğini ortaya koydu. Bu durum, gezegenlerin oluşumu için daha fazla zaman tanıyor ve eski gezegenlerin nasıl var olduğu sorusunu açıklıyor.
James Webb Teleskobu'nun çektiği resmi görmek için buraya tıklayabilirsiniz.
James Webb Teleskobu, Küçük Macellan Bulutu’nda bulunan NGC 346 yıldız kümesini inceledi. Bu yıldız kümesi, hidrojen ve helyum gibi hafif elementlerin yoğun olduğu, ağır elementlerin ise nispeten az bulunduğu bir bölge. Gözlemler, bu yıldızların çevresinde hala uzun ömürlü gezegen disklerinin bulunduğunu ortaya koydu.
Araştırmacılar, bu disklerin uzun süre varlıklarını koruma nedenini iki olasılıkla açıklıyor. İlk olasılık, hafif elementlerden oluşan yıldızların daha az radyasyon yayması ve bu nedenle diskleri dağıtamaması. İkinci olasılık ise, bu yıldızların çok büyük bir gaz ve toz bulutundan oluşması, bu büyük disklerin dağıtılmasının daha fazla zaman alması.
Bu buluş, gezegenlerin nasıl oluştuğuna dair mevcut teorileri derinlemesine sorguluyor ve farklı yıldız sistemlerinin mimarilerinin nasıl şekillendiğini anlamamıza yardımcı oluyor. James Webb Teleskobu, bu tür gizemleri çözerek evrenin erken dönemlerine dair yeni ipuçları sunmaya devam ediyor.