Herkesin oyun yapımcılığına soyunduğu günümüzde, bu işin emek, sabır ve ciddiyet isteyen yönünü merak edenlere yönelik bir makale.
Kötümserlikle gerçekçilik birbirinden farklı şeyler.. Titanic batarken güverteye çıkıp “Batıyoruz!” diye bağıran bir adama kötümser diyebilir misiniz? Türk oyun piyasası Titanic’ten bile daha kötü durumda, suya bile inemedi! Bu şartlar altında, yapılacak bir (örneğin) rpg oyununun (hele piyasada çok mükemmel örnekleri dururken) iyi olabilmesi mümkün mü? Keşke mümkün olsaydı..
Bu “ahval ve şerait” içerisinde, masaüstü oyunlarına yönelmenin çok çok daha iyi bir fikir olacağına kesinlikle katılıyorum. Alın size tetris.. Eski bir oyun mu? O zaman size bir adet Moorhuhn verelim, yeni çıktı! Bu oyunda tek yaptığınız şey, bitmap bir arka plan resmi üstünde dolanıp duran tavukları vurmak. Evet, okurken salakça geliyor ama milyonlarca fanatiği var. Böyle bir oyun düşünüp piyasaya sunmak çok mu zor? En azından “rpg/action/rts/adventure” yapmaktan daha kolay!
Bu fikre eklemek istediğim bir şey var, mod yapımcılığı. Belki masaüstü oyunları kadar kolay değil ama baştan sona bir oyun tasarlamaktan çok daha kolay.. Half-Life, Quake, Unreal.. Bu oyunların milyonlarca hayranının olmasının en büyük nedenlerinden biri de “modifiye edilebilir” olmaları. Buna şaşırabilirsiniz ama yapacağınız sağlam bir single/multiplayer mod, sizi meşhur edebilir! (Amacımız “meşhur olmak” değil mi diyorsunuz? Lafı dibinden anlamayın, lafın gelişi söyledim..) Örnek mi istediniz? Counter Strike dememe gerek var mı? Peki ya Gunman? Gunman’in yapımcı firması Rewolf Software’in yaş ortalaması nedir biliyor musunuz, 18! Parlak bir fikirleri vardı ve Sierra’nın dikkatini çektiler, işte firmaları.. CS de artık Sierra tarafından destekleniyor ve bir sürü mod da sırada. Yapımcı firmalar bu alandaki çalışmaları dikkatle takip ediyorlar ve iyi bir fikir gördüklerinde ilgileniyorlar, emin olun.
“Biz kendi firmamızı kuracaz, dev firmalara ihtiyacımız yok!” gibi zeka yaşı oldukça sınırlı (tek basamaklı diyelim şuna) bir cümle kuruyorsanız ona da tamam.. Elimizin altında her türlü program (bedava olarak) hazır, kalabalık bir grup kurmak, dev yatırımlar yapmak falan da gerekmiyor, iyi, “dev firmaların oyuncağı” olmayın, ama bu hazır imkanları değerlendirmek hiç mi aklınıza gelmiyor? Sürüyle mod incelemesi yaptım ve eminim ki oynadığım her moddan daha iyisini yapabilecek insanlar var aramızda. 15 yaşındaki bir genç tek başına 3-4 saatlik oynanışa sahip bir mod hazırlıyor ve FilePlanet vasıtasıyla dağıtıyor, evet yaptığı mod hiçbir şeye benzemiyor ama bu işlere böyle başlanıyor. Firmayı kurar kurmaz StarCraft gibi bir oyun yapılamıyor maalesef, sabretmek, emek vermek gerekiyor..
Kendi adıma, Türkçe bir oyun yapma konusundaki çabaların hiçbirinden (üzülerek söylüyorum ki) umutlu değilim. Yıllardır tek bir çalışma bile verilemeyen bir alanda birdenbire atağa kalkılabileceğine de inanmıyorum. Bu işler “inanıyoruz, umutluyuz, kendinizi küçümsemeyin” demekle olmuyor maalesef.. Keşke olsa, hafta sonuna kadar ben de bir oyun yapardım.. “Garajda kurulan şirketlerle” ilgili bir sürü yazı okuduk ama o hikayelerin Türkiye’de geçmediğini fark etmedik herhalde.. Bu “Türkiye’yi küçümsemek, Amerika’yı yüceltmek” değil, orasının “Amerika”, burasının “Türkiye” olduğunu görmek. Zaten Amerikan patentli sloganlarla yola çıkıp iki ülkede de aynı şartların geçerli olacağını sanmak nedir biliyor musunuz? “Ülkemizde çok kez gerçekçilikle karamsarlık birbirine karıştırılıyor.
Gökte tek bir yıldız bile görünmeyen zifiri karanlık bir gecede “Aman ne aydınlık!” demek ya da “Nasıl olsa aydınlanacak!” diye avunmak ne olduğunu söylemek istemediğim bir insanlık halidir. Öyle bir gecenin kapkaranlık olduğunu hem bilmeli, hem de başkalarına söylemeliyiz ki hep birlikte karalıktan nasıl kurtulacağımızı düşünelim ve kurtulmanın yollarını arayalım.”