Tom Clancy’s Rainbow 6 Extraction bizi, Rainbow 6: Siege ile tanıdığımız operasyon ekibini toplayıp, suçlulardan çok daha tehlikeli bir rakibe karşı mücadele etmeye çağırıyor. Ubisoft’un popüler mücadeleci oyunu Rainbow Six Siege'in spin-off eklentisi olarak düşünebileceğimiz Tom Clancy’s Rainbow 6 Extraction nasıl olmuş, co-op oynanış ne kadar keyifli,R6: Siege oynamayan birisi bu oyunu sever mi gibi soruların cevaplarını incelememizde bulacağız.
Tom Clancy’s Rainbow 6 Extraction (bundan böyle R6 Extraction olarak kısaltacağız) New Mexico’ya düşen bir Rus Soyuz kapsülünden çıkan ve dünyaya yayılan bir salgını konu alıyor. Truth or Consequences isimli şehirden (gerçekten böyle bir şehir ismi varmış) yayılan salgın zaman içerisinde Amerika Birleşik Devletleri'ni de vuruyor ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelen elit operatörleri bir araya getiren REACT (Rainbow Exogenous Analysis and Containment Team) ekibi olaya müdahale ediyor. Amacımız dünyayı tehdit eden salgının yayılmasını engellemek ve bu sırada bilim ekibi için bilgi toplayıp insan ırkının gelişimine fayda sağlayacak ilerlemeleri sağlamak.
New York şehrinde, Özgürlük Heykeli’nin bulunduğu Liberty Adası’nda başlayan görevimiz sırasıyla San Francisco, Alaska ve sonunda olayların başlangıç noktası olan New Mexico’da bulunan Truth or Consequences şehrine kadar ilerliyor. Ziyaret ettiğimiz bölgeler arasında bir polis istasyonu, kumarhane, araştırma istasyonu ve soyuz kapsülünün ilk olarak açıldığı hurdalık gibi 9 farklı bölge bulunuyor.
Archæan adı verilen (Arkea diyeceğiz) işgalcilerin ele geçirdiği bölgelerde çeşitli görevleri yerine getirip bilgi toplayacak ve insanlığı kurtarmak için çalışacağız. Bunun için güçlü bir hedeften doku örneği almak, hedefi canlı geçirmek ya da sıkışıp kalmış bir bilim insanını kurtarmak gibi görevlerin yanı sıra, yuvaları yok etme, bölge kontrolünü geri alma ve güçlü liderleri etkisiz hale getirme gibi işlerle de uğraşacağız. Bu operasyonlar bizi beşinci seviye Arkea olarak sınıflandırılan, operatörlerin yeteneklerine göre adapte olmuş güçlü Protean isimli rakip ile karşılaşacağımız özel bir yere bile götürebilecek.
Oyunun hikayesi tanıdık karakterleri karşımıza çıkaran ara sahneler ve konuşmalar ile sunuluyor. Ash, Thermite ve Mira gibi R6: Siege’den tanıdığımız isimler oynanabilir olarak bulunmasalar da lojistik destek sağlıyorlar. Ayrıca oyun içerisinde etkileşime geçebileceğimiz noktalar ve yerine getirdiğimiz küçük görevler sayesinde hikayenin ayrıntıları hakkında daha fazla bilgi alıyor, olayların nasıl gerçekleştiğini öğreniyoruz. Ben oyunun hikaye anlatımını ve arka planda dönen olaylar hakkında bilgi edinebileceğimiz kısımları beğendim. Üstelik oyunun Türkçe olması, neler olduğunu merak eden oyuncuların rahat bir şekilde istediği bilgiye ulaşmasına da yardımcı olacak. Ama “ben okumam, ara videolardan bahset” diyorsanız pek sevmeyebilirsiniz.
Rainbow 6 Extraction ile dört farklı bölgede bulunan dokuz farklı haritada operasyonlara katılıyoruz. Operasyonları taktik saldırı, mekan ele geçirme ve önemli kişileri kurtarma olarak üçe ayırabiliriz. Bir haritaya indiğimizde tamamlamamız gereken 3 ana görev bulunuyor. Bu görevler 12 farklı görev arasından rastgele olarak veriliyor ve ekibimizi göreve seçmeniz için bir şansımız oluyor. Görevleri belli bir sıraya göre yapıyoruz ve istediğimiz zaman helikopter desteği ile bölgeden tahliye talep edebiliyoruz.
Dünyanın çeşitli yerlerinden, anti terör birimlerinde görev almış 18 farklı operatörümüz var. Her biri kendi silahları ve özel yetenekleri ile gelen operatörler arasında seçim yaparken ne tür bir göreve girdiğimizi göz önünde bulundurmak gerekiyor. Alarm durumuna geçtiği anda zayıf bir şekilde gizlenen rehineyi paramparça edecek Arkea’lar varken Fuze ile duvarı uçurmak, Rainbow 6: Siege ustalarının kötü anılarını tekrar su yüzüne çıkaracağı gibi görevin başarısız olmasına da sebep olacaktır. Tüm operatör yetenekleri faydalı değil (IQ ile ekipmanları bulmak gereksiz geldi bana), ana oyunda bulunan daha işe yarar karakterleri ekleyebilirlerdi diye düşünüyorum ama genel olarak kadro güzel.
Operatörlerin yetenekleri R6: Siege ile aynı olsa da seviye atladıkça bazı geliştirmeler ile değişiklik gösteriyor. Mesela Vigil’in düşman engelleme özelliği başlangıçta yalnızca kendisi için kullanılırken, geliştirmeler ile tüm takıma etki eder hale gelebiliyor. Kısaca operatörlerin ana özelliklerinin yanı sıra, sahip oldukları seviyeler de önemli. Yeni silahlar, hız ve yetenek güncellemeleri her operatör için ayrı ayrı geliyor.
Görevlerde hasar alan operatörleri doğrudan iyileştirmek gibi bir şansımız yok ama sağlık takviyeleri ile geçici süreliğine canımızı arttırabiliyoruz. Operasyon sonunda tahliye olan operatörler sahip oldukları canı iyileştirmek için biraz zamana ihtiyaç duyuyor. Bu da yalnızca 1 can puanı ile bitirdiğiniz görevin ardından aynı operatörü tekrar kullanma şansınız olmadığı anlamına geliyor. Siz farklı bir görev yaparken onlar dinleniyor ve görevde gösterdiğiniz başarıya göre can puanları yenileniyor.
Karakter geliştirme kısmı güzel, görevleri yaparak seviye atlatıp yeni silah ve özelliklerini açabiliyoruz ama 10. seviyeye geldiğinde iş bitiyor. 10. seviyeden sonra alınan tecrübe puanları işe yaramadığı için diğer operatörler ile oynamaya başlıyorsunuz. Yeni bölümleri ve ekstra operasyonları açan hesap seviyesi yalnızca karakterler seviye atladığında ve minik yan görevler tamamlandığında artıyor. Bu kısıma daha sonra değineceğim.
Bir haritada üç ana görevimiz var demiştik, bunlara kısaca göz atalım. Toplam 13 farklı görev bulunuyor. Hedefi canlı olarak ele geçirmek için tuzağa düşürdüğümüz Numune (Specimen), alarma geçmemiş yuvalara takip cihazları taktığımız Yuva Takibi (Nest Tracking), belirli bir Arkea’yı yakın saldırı ile indirip örnek aldığımız Biyopsi (Biopsy), düşmanlarla çevrili önemli bir rehineyi tahliye etmemiz gereken Kurtarma (Rescue) gibi görevler sessiz ve hızlı halledilmesi gereken türe giriyor.
Patlayıcıları kurup 2 dakika boyunca savunmamız gereken Sabotaj (Sabotage), sınırlı vakit içerisinde üç laptop bilgisayarı belirlenen sırayla aktif etmemiz gereken Konum Tespiti (Triangulation), bölge ele geçirip tamamlamamız gereken Seri Tarama (Serial Scan), güçlü bir Arkea’yı indirmemiz gereken Avlanma (Hunt), kendisine bağlı yuvaları yok ettikten sonra örnek alarak etkisiz hale getirmemiz gereken bir Neoplazma bulunan Arındırma (Decontamination), hassas bir yapıya sahip olan üç bombayı yakındaki yuvaların tekrar oluşmasına sebep olan kaynağa götürüp yok etmemizi isteyen Kapanma (Shutdown) seviye beş olarak sınıflandırılmış olan güçlü Arkea Protean ile mücadele etmek zorunda kaldığımız Geçit (Gateway) gibi görevler ise ortalığın ayağa kalktığı, susturuculu silahların yerini patlayıcılara ve ağır silahlara bıraktığı türden görevler.
Görevler sadece bilgi edinme rehine kurtarmak ile alakalı değil. Bir görevde biz ya da bir takım arkadaşımız başarısız olduğunda onu arkamızda bırakıp gitmiyoruz. Bir takım arkadaşımız yerinden kalkamayacak duruma geldiğinde “Kimse Geride Kalmaz” görevi aktif oluyor. Yere düşen arkadaşımızı sırtlayıp tahliye bölgesine götürebilir ve güvenli bir şekilde operasyonu sonlandırabiliriz.
Operatörlerimiz çok zor durumda kalır, Seviye 4 Arkea saldırılarından kaçamaz ya da tahliye uçağını kaçırır ve ele geçirilirse ne oluyor? Operatör Kayıp (MIA) olarak kayıtlara geçiyor ve kullanılamaz hale geliyor. Farklı bir operatör grubu ile kaybolduğu bölgeye gidiyor ve Chimera Arkea Ağacı adı verilen kozanın içinden onu kurtarmaya çalışıyoruz. Kozadan çıkardıktan sonra ise yine tahliye bölgesine götürüyor ve daha sonraki görevlere kadar dinlenmesi için eve gönderiyoruz. Bu görevde beni en çok sevindiren şey ise her oyuncu için aynı görevi defalarca yapmamıza gerek olmaması oldu. Bir Kayıp Kurtarma (MIA Rescue) görevi tamamlandığında, o bölgede operatörünü kaybeden herkesin operatörleri kurtulmuş sayılıyor.
Görev çeşitliliği güzel ve arkadaşlarınızla oynarken keyifli vakit geçirmeniz mümkün. Haritalar kendi içinde bile alt bölümlere ayrılıyor ve birebir aynı görevler ile çok nadir karşılaşıyorsunuz. 25 saatin üstünde oynamama rağmen haritaların kendini tekrar ettiği hissine henüz kapılmadım. Haritadaki düşman türü, yerleşimi ve sayısı her defasında değişiyor, farklı görevler için önce yeri tespit edip sonrasında tamamlamaya çalışıyorsunuz ve bunu kısıtlı sürede yapmanız gerekiyor. Takım ve ekipman seçimini buna göre yapmazsanız, harita araştırması yapmadan ilerlemeye çalışırsanız, özellikle yüksek seviyelerde düşmanlar tepenize çöküyor. Yerde sizi yavaşlatan bir madde oluşuyor, mutasyon yüzünden gelen yan etkiler önünüze çıkıyor, kafanıza üst kattan bir Smasher düşüyor. Doğru hazırlığın önemini çabuk anlıyorsunuz.
Tek başınıza oynama şansınız da var ama bunu ne kadar önerirsin derseniz, önermiyorum. Takım arkadaşım ilk günler gelemediği için tek başıma görevlere girdim ve bazı bölümlerde oynamayı bırakmayı bile düşündüğüm oldu. Gizlilik gerektiren görevler yüksek zorlukta bile oynamanıza fırsat sunuyor ama savunma ya da kurtarma görevleri bambaşka bir durum. Sadece 3 duvar güçlendirmesi, sınırlı sayıda bomba ve tek bir yetenek ile en kolay zorluk seviyesinde bile zor anlar yaşıyor, bazen tahliye noktasına sadece 1 can puanı ile ulaşabiliyorsunuz. Bir de ele geçirilen operatörü kurtarma görevi var ki, tek başınıza yapmamanız için tasarlanmış. Kurtaramadığınız karakterlerin bütün seviyelerini kaybettiğini de düşünürsek, bu görevleri yüksek zorlukta tek başınıza denemeyin.
Ben şikayet ediyorum ama oyun co-op oynanması için hazırlanmış, oyunu satın almayan arkadaşlarınızı bile düşünmüşler. Eğer oyuna sahipseniz arkadaşlarınızla iki hafta boyunca oynayabileceğiniz Buddy Pass isimli sistem ile ekibi toplayabiliyorsunuz. Oyun bile size “yalnız başınıza oynamayın” diyor, son tercih yine oyuncuya kalmış tabi. Tek kişi oynama seçeneği sunmuş olmaları güzel, oyun zorluğu ona göre ayarlıyor hatta ama az ayarlıyor, en kolay kısımda bile alarma geçmiş düşmanlar canınıza okuyabilir.
Oyunun ana görevi diyebileceğimiz dört bölgedeki operasyonların dışında oyun çıktıktan sonra gelecek olan Özel Görevler ve Maelstrom Protokolü gibi modlar ile oynamaya devam edilebilecek. Özel Görevler istediğiniz karakteri kullanarak oynayabileceğiniz, belli kurallara göre görev yapmak zorunda olduğunuz (mermi değiştirirken şarjörde kalanların heba olması gibi) ya da üzerinize akın eden düşmana karşı savunma yapıp, güvenli odaların kilitlerini açmaya çalıştığınız bölümlerden oluşuyor.
Oyunun end game modlarından biri olarak anılan Maelstrom Protokolü her hafta yenilenen, özel kurallara göre oynanan bir mod. Burada kısıtlı operatör havuzundan seçim yapıp kısıtlı kaynaklar ile görevleri tamamlamaya çalışacağız. Bu modda tecrübe puanı ve özel kozmetik eşyalar kazanılabilecek. Kısıtlamaları ve zorluğun artacağını da hesaba katarsak, yüksek seviyeli operatörleri göreve göndermekte fayda var.
Oyun tamamen çıkış yaptıktan sonra yeni modların ve etkinliklerin de oyuna geleceği söyleniyor.
Rainbow 6 Extraction’ın oynanışından, görevlerinden, operatörlerinden kısaca (evet kısacası böyleydi) bahsettik. Left 4 Dead tarzı co-op oyunları arkadaşlarıyla oynamaktan büyük keyif alan birisi olarak oyunda karşılaştığım bazı sıkıntılardan ve hoşuma gitmeyen yanlardan bahsetmek istiyorum.
Öncelikle en çok takıldığım noktayla başlayacağım, neden takımlar üç kişilik? Ubisoft ekibi haritaların 3 kişilik ekibe göre hazırlandığını söylüyor, oyunda da küçük ekiplerin fark yarattığından bahsediliyor ama benim gibi co-op oyunlar için ekip kurmuş oyuncular için büyük bir hayal kırıklığı oldu. Haritalar zaten takım sayısına göre yerleşimi ayarlıyor, dört kişilik takımlar standart olmuşken bu sayıyı düşürmeye ne gerek vardı?
Oyunun gelişim sisteminden de bahsetmek istiyorum. Operatörlerin kendi seviyelerinin yanı sıra, oyundaki çeşitli modları ve ekipmanları açmamızı sağlayan genel ilerleme kısmı da bulunuyor. Bu ilerlemeyi sağlamak için operatörlerin seviye atlaması ve küçük yan görevlerin tamamlanması gerekiyor. Başlarda belli noktaları işaretlemek, gizlice düşman öldürmek gibi görevleri, ilgili haritada yapmamızı isteyen görevler, yüksek zorluk seviyelerinde çıkan düşmanları spesifik şekillerde etkisiz hale getirmemizi isteyen şeylere dönüşüyor. Bir operasyonda sadece üç görevi tamamlayabiliyoruz ve yeni görevlerin gelmesi için operasyonu tamamlayıp ana menüye dönmeliyiz. Sonra aynı bölgedeki yeni görev geliyor ve tekrar giriyoruz. İstediği düşman türü bazen görevde çıkmıyor ve tekrar buraya dönmek zorunda kalıyoruz. Kısacası oyun bizi grind yapmaya yönlendiriyor.
Oyunun ilerleme kısmının sığ olması can sıkıcı. Yukarıda bahsettiğim gibi oyun bizi grind yapmaya itiyor ama karşılığında verdiği ödüller çok az. Hikaye ile ilgili bir parça bilgi, silah için görüş eklentisi ve kozmetik bir zırh için o kadar zahmete katlanmak isteyen çıkar mı bilmiyorum. Ana görevleri açıp belirli bir kısma geldikten sonra yan görevleri yapmak eğlenceden çok iş yükü gibi geldi bana. Battlefield 2042 oynarken de benzer bir hisse kapılmıştım. “Bu şeyi yapıyorum ama neden yapıyorum?” sorusunu kendime sormaya başladığım anda oyun eğlenceli olmayı bırakıyor.
Oyunun end game içeriği keyifli olabilir ama karşılığında ne kazandığımız önemli. Gördüğüm kadarıyla bu modlarda bir puan durumu yok, diğer oyuncular ile kendimizi karşılaştıramıyoruz. Rakibin Arkea tarafına geçip bize saldırdığı PvP modu da yok. Oyuncuyu nasıl teşvik edecekleri önemli. Basit kozmetikler ile kısıtlı bir ilerleme hissiyatı vererek bunu başarmak zor.
Oyun ile ilgili son sözlerimi söylemeden önce PC performansından da bahsedeyim. Görsel olarak R6: Siege’e göre biraz daha gelişmiş (en azından karakter modelleri öyle) gözüken oyun, performans olarak çok iyi iş çıkarıyor. R7 2700 ve 2060 ekran kartı bulunan sistemimde oyunu 2k çözünürlükte ve “Çok Yüksek” görüntü ayarlarında 60fps altına hiç düşmedi.Daha eski bir sistemde, 1060 ekran kartı ile orta/yüksek seviye grafik ayarlarıyla rahatlıkla oynayan takım arkadaşlarımı da düşünürsem, oyunun gayet iyi bir PC performansı sunduğunu söyleyebilirim. Rainbow 6: Siege oynanan herhangi bir sistemde bu oyunu rahatlıkla oynayabilirsiniz.
Tom Clancy’s Rainbow 6 Extraction’ı incelerken, birkaç yıl önce Rainbow 6: Siege için yayınlanan Outbreak modunun elden geçirilip, üzerine çeşitli geliştirmeler yapılarak yayınlanmış yeni sürümü olarak düşündüm. Normalde R6: Siege oynayan bir oyuncu değilim, ilk sezondan sonra yalnızca Outbreak modunu oynamak için tekrar kurmuştum. O yüzden bu oyuna başlarken ne tür bir oyun ile karşılaşacağımı ve ne kadar seveceğimi merak ediyordum.
Rainbow 6 Extraction gayet güzel bir spin off olmuş. R6: Siege’in en güzel yanlarını alıp, arkadaşlarınızla birlikte eğlenceli (biraz da stresli) vakitler geçirebileceğiniz bir oyun haline getirmiş. En kolay zorlukta bile bir miktar taktiksel oynanış gerektiren oyun, yüksek zorluk seviyelerinde gerçekten eğlenceli vakitler sunabilir. Fakat oyunun ilerleme hissiyatı ve oyuncuyu teşvik konusunda yaşadığı sıkıntılar, oyuncuyu grind yapmaya teşvik etmesi, standart haline gelmiş dört kişilik takım desteğini sunmaması, bazı operatörlerin gereksiz kalması, kimi zaman zorluğun ayarsız derecede yüksek olması gibi durumlar canımı sıktı.
Bu oyunu kendi başına çıkmış, 60 dolara satılan bir oyun olarak incelemiş olsam vereceğim puan 60’i geçemezdi. Hem görsel açıdan hem de PC performansı olarak güzel bir iş çıkaran Extraction, R6: Siege’in PvE modu gibi bir oyun. Bazı geliştirmeler mevcut ama kendi başına büyük ses getirebilecek bir yapım değil. Ubisoft fikrini değiştirip oyunu 40 dolar bandına çekerek iyi bir karar vermiş.
Buddy Pass ve Microsoft Game Pass desteğini de belirtmeden geçemeyiz. Tek başınıza oynarsanız muhtemelen çok az keyif alacağınız bir oyun için oyuncu sayısı çok önemli. Buddy Pass ile iki arkadaşınıza 2 haftalık erişim sağlayarak ekibinizi kurmanız mümkün. Microsoft Game Pass ile hem PC hem de konsollara gelmesi, üstüne cross platform desteği de sunması ile oyuncu sayısı konusunda bir süre hiç sıkıntı yaşamayacağınızı söyleyebilirim.
Türkçe dil desteği ile satışa sunulan oyun Uplay üzerinden 180 TL fiyat etiketi ile alınabiliyor. Sunduğu içeriğe göre, yerel fiyatlandırmaları da düşünürsek, kötü bir fiyat değil. Arkadaşlarınız ile bir olup Buddy Pass sayesinde 2 haftada oyunun büyük bir kısmını da oynama şansına sahip oluyorsunuz. Eğer PC Game Pass ya da Xbox Game Pass sahibiyseniz ilk günden oyunu ücretsiz bir şekilde indirip oynamaya başlayabiliyorsunuz.
İki arkadaşınızı daha yanınıza alın ve daha önce Rainbow 6: Siege oynamamış olsanız bile bu oyunu deneyin. Sessizce operasyonlar gerçekleştirmeyi seviyor, farklı karakterler ile oynanışın değişmesi hoşunuza gidiyorsa bu oyunu seveceksiniz. Oyunu tek başınıza yüksek zorluklarda oynamaya çalışıp sinirlerinizi test etmenizi ise önermiyorum. Rastgele oyuncular ile ne kadar iyi olacağı ise tamamen şans işi.