Bana "Oyunu birkaç kelime ile nasıl anlatırsın?" diye sorsalar, vereceğim cevap kesin ve net olurdu: Kaynak kullanmayı bilmiyor ve mazoşistseniz tam size göre. Ama uzun uzuna bir Settlers New Allies incelemesi istiyorsanız buyrun devam edin.
The Settlers: New Allies, Blue Byte olarak yeniden adlandırılan Ubisoft Dusseldorf tarafından geliştirilen gerçek zamanlı bir strateji oyunu. Beni tanıyanlar bilir, Diablo serisinden sonra RTS oyunları en tercih ettiğim oyun türleri arasında. Uncharted ve Tomb Raider gibi serilerin de hayranı olmam sizi yanıltmasın. RTS'in yeri ayrıdır. Age of Empires, Starcraft ya da C&C serilerini uzun yıllar boyunca oynadım. İlk Settlers oyununu da uzun bir süre oynamıştım. Ama nedense diğerleri kadar beni sarmamıştı.
Yıllar içinde, firmaların RTS türüne olan ilgisi azalınca yeni ürünleri pek göremez olmuştuk. Bu da oyuncuların da ilgisinin azalmasına sebep olmuştu. RTS oyunları zaman içinde kaybolmaya yüz tutan bir tür oldu. Ara ara çıkan yapımlar heyecanlandırsa da eskisi gibi beni etkilemiyor. Bu sebeple Settlers New Allies'ın çıkacağını duyduğumda çok sevinmiştim. Gel gör ki oyunu kurduktan sonra hevesim kursağımda kalacak gibi düşündüm. Ama yılmadan oynamaya da devam ettim.
Strateji oyunlarında pek de hikaye beklemem ancak Ubisoft oyuna hikaye modu da ekleyerek tek başınıza da oyunun keyfini sürmeniz için bir fırsat tanıyor. Hikayemiz oldukça trajik başlıyor. Barışçıl insanlar olsak da köyümüz haydutlar tarafından basılıyor ve şehrin valisi olarak kaçmak zorunda kalıyoruz. Üstelik geride birçok insanı bırakarak. Bunun üzüntüsünü de oyun boyunca taşıyoruz.
Uzak topraklara giderek atalarımızın yurduna yerleşmeye karar veriyoruz. Ancak bir sorun var, nerede olduğunu bilmiyoruz. Bu sebeple adadan adaya dolaşarak ipuçlarını toplamalıyız. Ancak gittiğimiz her yerde haydut ya da düşmanlar da bulunuyor. Araştırma yaparken kurduğumuz geçici köyümüzü onların saldırılarına karşı korurken, gelişememiz için gerekli olan kaynakları da sağlamamız gerekiyor. Tabii araştırmalara da devam etmeliyiz.
Settlers New Allies, gerçek zaman strateji oyunlarında bulunan tüm öğelerini içinde barındıyor. Kaynak topla, asker üret, saldır ve topraklarını büyük. Gerçi bu noktada bize ilk saldıran haydutlardan farkımız kalmıyor gibi de düşünebilirsiniz. Ancak karşımıza çıkanlar hep düşman topluluklar. Vicdan azabı çekmenize gerek yok.
İlerleyen süreçlerde karşımıza müttefik olacağımız topluluklar da çıkıyor ve birlikte savaşa gidiyor ya da onları düşmanlardan koruma görevi alıyoruz.
Tüm bunları oyunun akışını görebilmeniz için anlattım. Ancak asıl inceleme kısmı da bundan sonra başlıyor. Zira bir strateji oyunundan beklediğimiz her şey var gibi görünse de mekaniklerin uyarlanma şekli çok sıkıcı olabiliyor.
İlk bölümde yaşadığımı anlatarak başlayacağım. Sonraki bölümlerde de aynı durumu defalarca yaşadığım için genel anlamda mekanikleri anlamanıza yardımcı olacaktır.
Bilgilendirme bölümü olan ilk seviye, köyümüzden kaçtıktan sonra yerleştiğimiz topraklardaki gelişimimizi anlatıyor. Ancak burada verilmeyen çok önemli bir bilgi var. Kaynak kullanımı. İlk görev olarak bir kereste fabrikası kurmamız gerekiyor. Biz de ilk gördüğümüz ağaçlığın yanına hemen fabrikamızı yerleştiriyoruz. Ardından gelen diğer görevlerde kömür ya da demir üretim tesisleri bulunuyor. Bu arada hemen belirtmeliyim ki siz bu tesisleri kurduktan sonra onlara işçi atamanıza gerek yok. Oyun sizin adınıza bunu gerçekleştiriyor.
Bir dizi görev devam ederken köyünüz de yapılaşmaya başlıyor. Ancak bir sonraki görevi tamamlayabilmeniz için asker eğitim tesisi inşa etmeniz gerekiyor ve elinizde tesisi inşa edebilmek için yeterli odun bulunuyor. Gidip adamlarınızı kontrol ettiğinizde bir de görüyorsunuz ki orman bitmiş. Başka bir ormanın yanına yeni bir fabrika inşa edebilmek için de elinizde kaynak yok. İşte bu noktada çaresiz kalıp internette "Acaba başkaları bu sorunu nasıl aşmış diye?" araştırma yapmaya başlıyorsunuz. Meğerse birçok kişi bu sorundan muzdaripmiş.
Hadi bilemedik, baştan başlayalım dediğimde de bu sefer oyun kilitlendi. Çıkıp tekrar girmek zorunda kaldım ve bir de ne göreyim, hala eski köyüm duruyor. Neyse ki bu sefer yeniden başlat dediğimde kilitlenmedi ve sıfırdan köye başladım. Tabii tüm ara sinematikleri izleyerek. Ancak bu sefer daha dikkatli davranarak ağaçları kontrol ettim. Bazı ormanların yeniden çıktığını fark edince fabrikamı onların yanına kurdum.
Ağaç sorununu hallettiğimize göre sıra geldi devamına. Oyunda mühendisler yapıları, yolları inşa edip, madenlerde araştırmalar yapıyorlar. Hazır yolları inşa ettiklerini söyleyince kurduğunuz köydeki tüm yerleşim birimlerinin birbirine yollar ile bağlı olması gerektiğini de söylemem lazım. Aksi durumda bir üretim tesisinizde üretilen malzemeler depoya ulaşmıyor. Yeni bir yapı kurmaya karar verdiğinizde mühendislerinize görev veriyorsunuz. İşçileriniz de bu depoya giderek oradan malzemeleri inşaat alanına götürüyorlar.
Köyünüz büyüdükçe bu sefer de depoya ulaşım sorunu başlıyor. İşçileriniz ürünü götürdükleri depodan tekrar alıp inşaat alanına götürmesi arasında geçen süre artıyor. Bunun çaresi ya daha yakın bir noktaya bir depo daha inşa etmek ya da toprak yollarınızı taş yollara dönüştürmek. Bu sefer de taşa ihtiyacınız olacak tabii ki.
Zorla dördüncü bölüme ulaştığımda hayatın gerçekleri ile karşılaştım. Zorlu bir bölümdü ve sürekli olarak düşmanların saldırısına maruz kalıyor ve gelişemiyordum. Onlardan korunmak için geldiği yönlere bolca kule dikmaye karar verdim. Onlar gelenleri oyalerken ben de asker sayımı arttırır karşı saldırıya geçebilirim diye hesap yaptım.
Başlarda planım işe yarıyor gibi görünüyordu. Ancak kule dikebilmek için birçok alanı işaretlemiştim ve köylülerim onlara inşaat malzemesi yetiştirmekte zorlanıyorlardı. Bunun sebebini araştırırken askerlerin de popülasyondan tüketildiğini fark ettim. Birkaç ev yaparsam işçi sayısı artar, malzemeler depodan inşaat alanına daha hızlı gider diye düşündüm. Ancak acı gerçek beni bekliyordu. İşçiler önce kuleleri tamamlayacak ardından da ev yapımı için gerekli malzemeleri taşımaya geçecekti.
İnat ettim. Zira bu bölümde üç sefer baştan başlayarak saatlerimi harcamıştım ve tekrar başa dönmeyecektim. Ben kendime çay yaptım, biraz dışarı çıkıp hava aldım. O süreçte oyun da kendi kendini oynuyordu. Yaklaşık iki saatlik bir sürecin sonunda ev için işçiler taşımaya başladı.
Oyunun sistematiğinde sadece geliştirici tarafından kurulan mantığı kullanmanız gerekiyor. Aksi durumda zorlu bir süreç, benim gibi sizler de bekleyecektir.
İlerleyen bölümlerde başka topluluklar ile müttefik olup, ortak düşmanlarınıza karşı savaştığınızı da söylemiştim. Yine böyle bir bölümde, keşif yapmaları için adamlarımı haritanın bir bölümüne gönderdim. Bu arada söylemem lazım, sadece keşif yapmak için üretebileceğiniz birimler de var. Gizlice dolaşıp bilgi veriyorlar ancak ben çok tercih etmedim. Biraz boyumun ölçüsünü de alayım istedim.
Bilinmeyen diyarları keşfetme ve öncülük etme konseptine uygun olarak The Settler: New Alliance, oldukça uzun bir oynanışa sahip. Haritaya bağlı olarak, yukarıda listelenen endüstriyel sistemin kurulması uzun zaman alabiliyor. Rakibin kampına saldırmak ve savaşta zafere ulaşmak için büyük bir ordu eğitmeniz gerektiğinden daha fazla zaman alacaktır.
Önceki Settlers oyunlarda en büyük eksiklik savaş sistemindeydi. Diğer RTS oyunlarında üstün gelebilmek için hem teknolojik hem de birimler olarak gelişmeniz gerekse de Settlers New Allies bana bu hissi tam olarak vermedi. Zira yukarıda bahsettiğim olayda adamlarını geliştirmeden beni tepeleyen düşmamına daha fazla askerle saldırınca galibiyete ulaştım. Bu da oyunun önceki versiyonlarından kalan kötü bir miras olmuş.
Oyunun türü strateji olunca insan ister istemez daha komplikle bir yapı bekliyor. Ancak "en fazla ordusu olan kazanır" mantığı bir süre sonra kuduz köpek gibi oraya buraya saldırmanıza yol açıyor ki bazen sinir bozucu olabiliyor. Age of Empires'ı göz önüne aldığımızda Atlı Şövalye seviyesine bile geçebilmek için üç seviyeden geçmemiz gerektiğini hatırlıyor olmalısınız. Ne yazık ki benzer bir durum bu oyunda bulunmuyor.
The Settlers: New Alliance, kendisini rekabetçi bir gerçek zamanlı strateji olarak konumlandırmak istiyorsa, türün son zamanlar göstermiş olduğu gelişimi de göz önünde bulundurmalıydı. Hele ki oyun duyurulduktan sonra beş sene gibi bir süre geçtiğinde kesinlikle çok daha iyisinin olmasını beklerdim. Basitleştirilmiş endüstriyel gelişim, geliştirilemeyen yapılar, rekabetçi bir RTS bekleyen yeni kullanıcı tabanının ihtiyaçlarını çok karşılayabilecek gibi görünmüyor.
Tabii bir de diğer taraftan firmanın bakış açısını da göz önüne almak lazım. Oyun konsollara da geliyor. Bu sebeple basitleştirilmiş ara birim ve kullanım kolaylığı, özellikle de Nintendo Switch için oldukça önemli. Ancak bu durumun PC versiyonuna da yansımış olması, AAA oyuncular için biraz hayal kırıklığı yaratacaktır.
Ubisoft bu oyunu sadece tablet ya da konsollar için yayınlamış olsa çok daha iyi puanlar alacağını düşünüyorum.
Bu oyunu "almayın" demiyorum. Oynarken eğlendiğim zamanlar da oldu ancak bunca hataya katlanmak için ciddi sabır gerekiyor. Doğru bir güncelleme ile çok daha iyi bir noktaya gelebilir. Sonuçta bu tarzdaki oyunlar uzun yılllar oynanabiliyor. Ama o güncellemeye kadar benden bu kadar.
Not: Settlers New Allies'ı incelerken yaklaşık 3-4 gün boyunca oynadım. Ancak çoklu oyuncu ve mağaza ekranları açılmadı. İnternette araştıma yapınca bu durumun bana özel olmadığını ve oyun açıldıktan kısa bir süre sonra kapatıldığını fark ettim. Bu sebeple o noktada yorumlarımı yazmam mümkün değil. Açıldığında yazıyı güncelleyeceğim.