Still Life

Anıl İşal 3.06.2010 - 12:31
Tam macera türü öldü deyip kendimizi eski klasiklerle avuturken çıkageldi Still Life...
Tam macera türü öldü deyip kendimizi eski klasiklerle avuturken çıkageldi Still Life. Gelmekle de çok iyi yaptı. Gerek konusu, gerekse atmosferi ile macera severleri mest etti. Macera oyunlarıyla ilgileniyorsanız Syberia’yı duymuşsunuzdur. İşte gayet kaliteli ve güzel bir oyun olan Syberia’nın yapımcılarının ürünü Still Life. Onlardan da bu beklenirdi zaten.

Geçmişe doğru

Aslında Still Life size bir yerden tanıdık gelebilir. Gutav McPerhson ya da Post Mortem dersem? Macera oyunlarına biraz ilginiz varsa Post Mortem’ı duymuşsunuzdur. Oyunda 1930'lu yıllarda işlenen cinayetleri çözüyorduk. Still Life’ta ise günümüze gelip Gustav’ın torunu olan genç FBI ajanı Victoria ile olayları aydınlatmaya çalışıyoruz. Ancak bazı bölümlerde Gustav ile geçmişe gidip, işlenen cinayetler arasındaki bağı bulmak için uğraş veriyoruz. Buradan da anladığınız üzere oyunda iki karakter kullanıyoruz. Bu özellik, konu ile harmanlanıp bize sunulduğu için tadından yenilmez oluyor. Yine ortada hayat kadınlarını hedef alan bir katil var ve yine biz o katili bulmaya çalışıyoruz.

Still Life’ta Gustav ile yolunuza devam ederken, ortamın daha gergin ve ciddi olduğunu eminim siz de hissedeceksiniz. Psişik güçlerimiz sayesinde kendi iç değerlendirmenizi yapıyorsunuz. Bu arada diyaloglardaki yeşil yazıları görünce “Allah Allah, bu adam niye böyle kendi kendine konuşuyor” demeyin. Kontrolümüz Victoria’da olduğu zaman ise ortamın gerginliği bir anda kayboluyor ve Gustav’a göre biraz daha rahatlıyorsunuz. Victoria o kadar rahat ki en beklenmedik anlarda yaptığı ilginç espriler ile bizi şaşırtabiliyor.

Çengel bulmaca

Oyundaki bulmacalar çok zor olmamasına rağmen, bazen bizi oldukça uğraştırabiliyor. Bunun için en ufak bir ayrıntıyı bile gözden kaçırmamaya çalışın. Oyunda bulduğumuz çeşitli materyalleri, item ekranında ayrıntılı bir şekilde inceleme şansına sahibiz. Bulduğumuz materyale zoom yapabiliyor, onu 360 derece çevirip inceliyoruz ki, incelememiz de gerekli. Buna ek olarak bazı bulmacalarda elimizdeki materyalleri çok iyi bir şekilde inceleyip sonuca ulaşıyoruz, bazen de bunları birleştirmemiz gerekiyor.

İn game

Still Life’ta dikkatimi ilk çeken şey grafikler ve mekan tasarımları oldu. Gerçekten büyük özen gösterilerek yapıldığı belli oluyor ve oyunun atmosferine de büyük katkı sağlıyor. Sürekli bir korku-gerilim havasında buluyorsunuz kendinizi. Oyundaki objeler de gayet iyi modellenmiş. Ancak bazı bölümlerdeki karakterler ve animasyonları iyi olmamış. Özellikle Gustav’la oynadığımız ilk bölümdeki polis memurunu görünce çok şaşırdım. Son derece kaba grafikler ve kötü animasyonlar gördüm. Oyunda ana karakterlere verilen önem, diğer karakterlere verilmemiş.

Victoria’ya gelince, o da Syberia’ya göre tabi ki daha iyi ama biraz daha esnek olabilirmiş. Oyundaki ara videolara ise diyecek söz bulamıyorum, tek kelime ile mükemmel. Hatta videoları tekrar izlemek istiyorsanız ana menüde Cinematic Viewer’a bir göz atabilirsiniz.

Ses ve müzikler

Oyunda kullanılan ses efektleri ve müzikler de gayet iyi ve atmosfere katkısı çok büyük, gerçekten de 1930 yılların Prag’ı ve günümüzün Chicago’sunda hissediyorsunuz kendinizi.

Bitti bile

Fazla uzatmadan sonuca gelirsek: Still Life son yıllardaki en iyi macera oyunlarından biri. Türün müdavimlerinin yanı sıra, ilk defa bir macera oyunu oynayacaklara bile tavsiye edebilirim. Ancak Still Lİfe'ın oynama süresinin çok uzun olduğunu söyleyemeyeceğim. Oyunun sonu sizi tatmin edebilecek mi onuda bilemiyorum? Diyebileceğim tek şey bu oyunu oynamadan geçmeyin.
Yorumlar
MK Okuru
MK Okuru 3.12.2024 20:22
Kalan Karakter: 300 Gönder
Still Life
İlginizi Çekebilir