Her şey ilk Simcity ile başladı. 2. ve 3. ile yol aldı ve grafikleri harika oldu. Oyuna uzun bir süreçte çok büyük eklentiler yapıldı. Fakat oyunu oynayan cok fazla değildi. Bunun en büyük sebebi, oyunun, diğer büyük oyunlar ile aynı anda çıkması idi. Diğer sağlam oyunların yanında ezik gibi durunca işler sarpa sardı. Ve şimdi SimCity 4 ile en büyük gelişmeleri sizlere sunuyoruz.
SimCity 4, serinin bu oyununda en büyük gelişmeleri yaşamış. Gelişen teknoloji ve her yeni çıkan donanımın arkasından bir yenisini duymaya alışkan olduğumuz şu günlerde, SimCity'e de teknoloji yaramış.
Oyunun arayüzü The Sims dekine benzetilmiş ve menüler ekranın soluna alınmış. Ben bunu gayet güzel buldum. Önceki oyunları onayanlar alışmak için fazla uğraşmazlar sanırım fakat yeni başlayan birisi, detaylarına inmesi için biraz uzun süre geçirmesi gerekiyor. Oyun esnasında 3 değişik kontrole sahip oluyoruz:
İlki tanrı modu: oyuna başladığımızda bu mod ile yerşekillerini, iklimi, bitki örtüsünü vb. ayarlıyoruz. Doğal afetleri ve benzeri doğa olaylarını bu mod üzerinde kontrol ediyoruz. Size tavsiyem oyun başlayınca en güzel düzlüğü bu mod üzerinde ayarlayıp, hayvanlarınızı yerleştirip,iklimin nasıl olmasına karar verdikten sonra; örneğin karasal iklim gibi bir şey olsun isterseniz, şehrinizin kurulacağı yerin etrafını dağlarla çevirmelisiniz. Tüm bunlar hiçbir şeye mal olmuyor.
İkinci mod belediye başkanlığı modu: Tanrı modunda istediğimiz istatistikleri oyuna geçirdikten sonra bu mod ile şehrimizi kurmaya başlıyoruz. Bina kurma, finansal yönetim gibi olayları bu mod üzerinde yönetiyoruz. Binalar eski oyundakilere çok benziyor. Fabrika binaları, parklar, özeli binalar (Dünyaca ünlü olan yapılar), ... Bu mod üzerindeyken yerleşim alanınızı düzenli kurmanız gerekiyor. Aksi halde sonuçlarına katlanırsınız. Örnek vermek gerekirse; itfaiye binanızı şehrin her yerine kolayca ulaşabilecek, geniş, trafik sıkıntısı minimum olan bir yol üzerine yerleştirin. Eğer şehrin kalabalık bir bölgesine yerleştirirseniz itfaiye gecikecek ve yangın daha da büyüyüp zararınız artacak. Aynı şey isyan sırasında polisler için de geçerli.
Üçüncü mod da en yenisi olan Sim modu: Bu mod üzerindeyken The Sims oyunu oynarmış gibi evinizle felan uğraşıyorsunuz. Önce hangi binada kalmak istediğinizi seçiyorsunuz ve oyuna o evi yöneterek devam ediyorsunuz. Ve sürpriz; The Sims'deki karakterinizi bu oyuna aktarabiliyorsunuz! Evet yanlış okumadınız. The Sims oyunundaki zengin ettiğiniz ve süper kariyer sahibi yaptığınız karakterinizin yaşamını, kendi şehrinizde devam ettirebiliyorsunuz!.
Grafikler ise en fazla değişime uğramış öge. Grafikler tamamen 3D olmuş ve Zoom boyutları The Sims'dekine kadar gelebiliyor. Bir de eski oyunlarda oyunun tadını kaçırtan; "binayı koyduğumuz gibi dikilme" olayı bu oyunda sona ermiş. Çok da iyi olmuş. Binayı yaptığınızda dozerlerin, işçilerin çalışmasıyla binanız hazır oluyor. Bu sayede oyun daha gerçekçi oluyor. Detaylar da çok harika. Havaalanınızda uçağınızın inip kalkışı, limanda gemilerin hareketi, evlerinizin içinde yaşayan insanlar ve daha niceleri... E tabii bu nimetlerden yararlanmak için en az GeForce 2 MX sahibi olmanız gerekiyor. İşlemciniz de en az Pentium 3 800 veya dengi bir işlemci olmalı. RAM'ınız da en az 128MB olmalı (kanaatimce).
Seslendirmeler de grafikler kadar kaliteli. Müzikler gayet iyi, yeterli. Her üniteden çıkan sese uzaklığınıza göre atmosfer sizi oyuna bağlamaya çalışıyor ve bunu da gayet güzel başarıyor. Sesler için fazla söylenebilecek bir şey yok sanırım.
Oyunda kendi şehrinizi kurduktan sonra o şehre uzaktan bir bakmak çok harika oluyor. Şehriniz büyüdükçe sorunları da büyüyor ama yine de onu çocuğunuz gibi görebilirsiniz. (biraz fazla abarttım galiba :)) Yani çocuk gibi derken; çocuk büyüdükçe dertleri de çoğalıyor... Bu oyunu da serinin önceki oyunları gibi yan oyun niyetine oynamanız daha iyi olur. Tabii oynayacak başka oyununuz varsa (olmaması imkansız). Son söz olarak bu oyunu alın.