Video oyun dünyasının en köklü geliştirici ekiplerinden bir tanesi olan Rare, uzun bir aradan sonra ayakları yere basan gerçek bir oyun ile oyuncuların karşısına çıktı. Xbox 360 döneminde Microsoft için ağırlıklı olarak Kinect oyunları geliştiren ekip, yeni nesilde oyunculara oldukça farklı bir deneyim yaşatmak istiyor. Farklı diyorum çünkü, Sea of Thieves gerçekten de eşi benzeri olmayan bir oyun olarak karşımızda duruyor.
Ancak Sea of Thieves eşsiz bir oyun olsa da, aynı şekilde eksikleri de bir hayli fazla durumda. Her zaman hayalini kurduğunuz açık denizlerde maceraya açılma hissini bu oyunda aramak istiyorsanız, yanlış adreste olduğunuzu söylemem gerekiyor. İlk olarak oyunun grafiklerinden ve seslerinden bahsetmek istiyorum. Keza Rare, sanatsal anlamda ortaya mükemmel bir portre çizmiş durumda. Video oyun tarihinin en iyi deniz grafiğini ortaya koyan geliştiriciler, aynı şekilde adaların tasarımı ve sesler konusunda da başarılı bir projenin altına imzalarını atmışlar. Fakat bir oyunu güzel yapan unsur sadece grafikleri ve sesleri olmadığı için, keşke Sea of Thieves’in içerikleri ve oynanış mekanikleri de aynı güzellikte olsaydı diyoruz.
Sea of Thieves’e ilk girdiğiniz anda oyun sizi teması ile büyüleyebiliyor olsa da, ilerleyen dakikalarda oyunun aslında genel kitleye hitap edecek bir şekilde geliştirildiğini anlayabiliyorsunuz. Yani telefonda Candy Crush ile vakit geçiren ve aynı zamanda video oyunlara kıyıdan köşeden FIFA veya Call of Duty serileri ile alakadar olmuş kişiler, Sea of Thieves’e bayılacaktır. Fakat kendinizi bir hardcore oyuncu olarak görüyorsanız, yaklaşık 1 veya 2 saat içerisinde "Koca okyanusun ortasında ne işim var benim?" soruları kafanızda yankılanmaya başlıyor.
Çünkü oyunun görev yapısı ve oynanış dinamikleri hiçbir şekilde sığlıktan kurtulamıyor. Kendini tekrar eden birebir dövüşler ve gemi savaşları sizi maalesef oyuna bağlamakta güçlük çekiyor. Oyunda üç farklı görev yapısı bulunmakta Gold Hoarders, Merchant Alliance ve Order of Souls olarak ayrılan bu görevlerin hepsi size temelinde devamlı olarak aynı ödülleri veriyor. Altın ve prestij puanı veren bu görevleri yaptıktan sonra devamlı olarak yeni görevleri alıyor ve kazandığınız parayı üstünüze başınıza kıyafet satın alarak harcıyorsunuz.
Gold Hoarders görevlerinde ilgili haritaları giderek sandık bulmaya çalışıyoruz. Genel olarak görevler birbirinin aynısı olsa da, bulmacalar zaman zaman farklılık gösteriliyor. Bulduğunuz sandığa göre ödül aldığınız bu görev yapısı oyunun betasında da yer alıyordu. Merchant Alliance görevlerinde ise sizden istenen hayvan türlerini adalarda bulduktan sonra ilgili NPC’ye götürüyorsunuz. Order of Souls’ta ise tek yaptığınız eylem, iskelet kaptanlarını öldürüp kafa tasını ilgili kişiye götürmek.
Oyunu isterseniz tek, iki veya dört kişi oynayabilirsiniz. Şahsen Sea of Thieves’i arkadaşlarınız ile oynamanızı tavsiye ediyorum. Çünkü oyunun her bir mekaniği ve içeriği co - op oynanacak şekilde tasarlanmış. Görevler tek başına daha zorlu olurken, küçük gemi ile büyük gemilere kafa tutmak neredeyse imkansız durumda. Büyük gemilerde ise küçük bir görev dağılımı yapmak zorundasınız. Bir oyuncu dümendeyken, bir oyuncu yelkenlere bakmak zorunda. Bir diğer oyuncu haritayı izlerken ise son kalan oyuncunun gözcülük yapması gerekiyor. Aksi taktirde zamansız karşılaşabileceğiniz düşmanlara ve geminin kayalıklara çarpmasına hazırlıklı olmalısınız.
Eğer yine de Sea of Thieves’i denemek istiyorsanız, Xbox One veya PC platformu farketmeksizin oyunu Game Pass sistemi sayesinde 30 TL’ye denemenizi öneririm. Çeşitli mağazalarda 250 TL fiyat etiketine sahip olan oyunu, arkadaşları ile arada sırada sanal ortamda buluşup güzel vakit geçirmek isteyen oyunculara öneriyorum.