Hepinizin bildiği gibi Sony ile ortaklaşa olarak PlayStation 20. Yıl Özel Versiyonunu bir okurumuza hediye edeceğimizi duyurduk. Kurallar gereği, en güzel anısını anlatan takipçimize bir adet PS4 20. Yıl Versiyonu hediye edecektik. Ancak katılım o kadar yoğun oldu ki binlerce anı arasında seçim yapmakta inanılmaz zorlandık. Kazananı belirleyebilmek için oluşturduğumuz jürimiz, Sony ve Merlin'in Kazanı yöneticilerinden oluştu. Uzun süren eleme, tartışma ve kafa göz patlatmanın ardından en beğendiğimiz anının, Mert ENÇ'e ait olduğuna kanaat getirdik. Kendisini tebrik ediyor ve hikayesini noktasına, virgülüne dokunmadan aşağıda paylaşıyoruz. Tebrikler Mert, seni aradık ama ulaşamadık. Cebin kapalı :)
'Playstationla sayısız maceram oldu. İlk playstationdan başlayarak hem de. Küçükken tatile gittiğimizde aileme çaktıramadan bavula sıkıştırıp, tatilde millet denize girerken ananemin eski televizyona bağlayıp crash bandicoot oynadığım günlerin anısı hala düşününce içimi ısıtır. Ailem o zamanlar o oyunlar yüzünden asosyal olacağımdan korkuyodu tabi. Ama en güzel maceram diyeceğim olayın boyutu bambaşka.
Yine böyle karlı bir günde. Her yer bembeyazken evde sıkılıp Playstation 3'ü olan bir arkadaşımın evine gitmiştim. Benle birlikte 4 kişiydik evde. 2 kız, 2 erkek. Kızlardan biri arkadaşımın sevgilisi diğerini ben de ilk defa görüyordum. Kızlar sıcak çikolata yaparken, arkadaşım daha önce hiç bilmediğim Little Big Planet oynunu oynamayı teklif etti. Olur niye olmasın diye sıcak çikolatalarımız eşliğinde 4 kişi oynamaya başladık. Oyunun sevimliliğine ve 4 kişi oynarken verdiği eğlencesine kapılmıştı herkes. Kendi Sack boyslarımızı yaptık. Benimkinin tavşan kulakları vardı ve poposunda pofidik tavşan kuyruğu vardı :) Kahkahalar eşliğinde oynuyorduk. Biyandan da sohbet ediyorduk. İşte ne yapıyorsun, nerde okuyorsun falan diye. Açıkcası o gün Edaya aşık olmuştum. Akşamın romantikliği biyandan, o müzik gibi ses tonu derken bişeyler hissetiğim Sackboyumun hareketlerinden bile bu anlaşılıyordu, sürekli Edanın peşinde pata pata koşturuyordum. Ona yardım ediyordum, atıyorum yüksek biyerden çıkması için koşup hemen kutucuk getiriyordum. Hatta o bana yardım ettiğinde de Sack boyumu şapşal şapşal gülümsetiyordum. Sadece o oyunu izleyerek olan biteni anlayabilirdiniz. Hayatımın en güzel günlerinden biriydi. Ve sanırım bizi tanıştıran da Playstation ve Little Big Planet oldu. Hikayenin süpriz tarafı ise bu yazıyı şu an Edanın yanından yazıyorum. Artık aynı evde yaşıyoruz. O öğretmen oldu, ben de kendi işime başladım ama hala zaman zaman gelip little big planet oynadığımız günler tabi ki oluyor.
Not: Bunu sırf ps4 kazanmak için yazmadım benim için gerçekten güzel bir hikaye. Umarım tekrar hatırlamak benim içimi nasıl ıssıttıysa okurken sizinde hoşunuza gitmiştir.'