Oyun firmaları nereye gidiyor?

Serkan Selim YILDIZ 3.06.2010 - 12:31
Oyun firmalarının bu gizemli sorusuna yanıt arıyoruz
Eski emek yok

Zamanı şöyle bir 10–15 sene önceye saralım. Video oyunlarının yapılma amacının hem yapanları eğlendirmek hem de oynayanları eğlendirmek üzerine kurulu olduğunu şiddetle mütalâa ediyorum. Şimdi ise her şey para için. Ortalarda grafik adına söz edilecek bir şey var mıydı? Yoktu. Peki, milyonlara ulaşan satış rakamları? O’da yoktu. Sadece bir kısım kesimi çekiyordu yapımlar. Zaten gerçekle pek de yüzleşebilecek düzeyde değillerdi. Şimdi ise yapımlar öyle gerçekçi hâl aldı ki oynayanı oyunun içinde hissettiriyor, dolayısıyla film yapımlarına olanak sağlıyor. Artık film sektörüyle oyun sektörü birbirine çok yakın. Tutan bir film oyun oluyor, tutan bir oyun film oluyor.

Eskilerde oyun oynayacak alette yoktu herkeste. Oyun yapımcıları sırf eğlence üzerine yapımlar yapıyorlardı ve bizi gerçekten de eğlendiriyorlardı. Grafik diye bir sözcük o zamanlar kâğıt üzerinde kullanılırdı. Şimdi ise yapımı oynanır kılmada en önemli etkenlerden biri. Artık grafikleri kullanılan motorlarla, efektlerle yorumluyoruz. Yok bilmem SM 4’müş, yok HDR’miş, yok Bloom’muş. O zamanlar pikselleri elimizle sayıyorduk ekranda. Sonuç: Eğleniyorduk.

Japon vs Amerikan

Şimdilere bir gelelim. Hepimiz farkındayız bazı şeylerin. Sims adında bir video oyunu var. Resmen para kokuyor bu yapım. Bir başlangıç yapıyorlar üstüne siz deyin 10 ben diyeyim 15 tane ek paket çıkartıyorlar. Amaç ne? Para… Tamam, paranı da kazan ama gerçekten bir emek olsun ortada. 3–4 aylık emeklerle dandik yapımları piyasaya sürüp işin içine ediyorlar. Bu işin tuttuğunu da gördüklerinde artık onlar için oyun yapmak artık çok sıradan hale geliyor. Fabrikayı andırıyor bu sistem. Bir şeyler hızlı bir şekilde yapılıyor, sürülüyor piyasaya. Fabrikadaki mal el yapımı malla bir tutulur mu? İşin üzücü yanı ise; iyi yapımlarla bize kendilerine hayran bırakan firmalar yukarılara tırmandıkça bu üstte anlattığım fabrika sistemine doğru akıyorlar. İstisnalar kaideyi bozmaz diyorum özellikle Japon firmaları bu konuda çok başarılı. Çocukluğumuzun başında geçtiği bu Japon oyunları çizgisini hiç bozmuyor. Şöyle bir göz attığımızda bu yapımlarda hâlâ aynı atmosferi buluyorsunuz. Genelde ya çok fantastik ya da çok realist oluyorlar. Fakat Amerikan ve Avrupa kökenli firmalar, dediğim gibi paranın kokusunu alınca çizgilerinden dışarı çıkıyorlar. İşin üzücü yanı da amatör oyun hayranları bu yapımları gözleri kapalı bir şekilde alıyor. Özellikle Sims gibi bir oyunun, Amerika’daki satış rakamları göz arda edilmeyecek düzeyde. Hâlbuki çok yüzeysel ve belli bir süre sonra kendini tekrar eden bir oynanışa sahip bir yapım. Sims hayranlarını kızdıran cümleler bunlar ama kendi düşüncem…

Büyük yapımlar

Dikkat ederseniz büyük bir kitleyi peşinden koşturan yapımlar sürekli piyasaya çıkmıyorlar. (Fifa’yı ya da NFS’ yi falan kastetmiyor, onlar artık sonsuz seri hâline gelmiş insanların sanki alma zorunluluğunda olduğu hâle gelmiş yapımlar) Örnek veriyorum bir Diablo uzun sürelerin ardından çıkıyor. Bir GTA 3–4 sene arayla çıkıyor. Bu yapımlar hem haklarını alıyorlar, hem de yapımlarında gerçekten emeklerini hissettiriyorlar. Ben böyle yapımlar istiyorum açıkçası. Bu düşüncede olan kitle sayısı pek de fazla değildir diye düşünüyorum. Bu yazıyı okurken bana çok kızan arkadaşlar olacaktır. Sen nasıl Fifa’ya kötü dersin sen nasıl NFS’ye laf dersin. Onlara bir sözüm yok, çünkü benim olaylara bakış açım onlarınkinden çok farklı.

Sonuç

Sonuç ne olabilir; yine aynı olacak. Para kokan yapımların sayısı artacak. Müthiş bir film olduğunda oyunu yapılacak, çok basit bir oyun olacak ama çok satacak. Bir yapımın ilki çok iyi olacak, tutarsa sonrakiler 3–4 aylık yapımlar olacak. Sistem böyle artık buna ne biz nede başkaları engel olabilir. Biz ne yapacağız; gerçek video oyunlarını alacağız oynayacağız, gerisini eleştireceğiz… Herkese iyi oyunlar…
Yorumlar
MK Okuru
MK Okuru 14.11.2024 21:01
Kalan Karakter: 300 Gönder
Oyun firmaları nereye gidiyor?
İlginizi Çekebilir