Kral Arthur: Kılıç Efsanesi

Ersin Kılıç 11.05.2017 - 15:28
Keşke hiç çıkarmasaydın o kılıcı
Kral Arthur en bilinen İngiliz efsanelerinden birisi. Hal böyle olunca karakterin hikayesi daha önce birçok kez beyazperdeye ve televizyona uyarlandı. Her uyarlamada farklı bir tat ile karşılaştık ve yönetmenin kendi tarzını hikayeye yedirmesine tanık olduk.

İşte kral Arthur: Kılıç Efsanesi'ni merak etmemizin en büyük nedenlerinden birisi de filmin yönetmeniydi. Çünkü Guy Ritchie'nin tarzına baktığımızda daha önce hikayeyi ele alan yönetmenlerden çok daha farklı bir tarza sahip olduğunu görüyoruz. Dediğim gibi benim filmi merakla beklememin yegane nedeni buydu ama baştan söylemem gerekirse bu neden filmin de önünde duran en büyük engel olmuş durumda.

Kral Arthur: Kılıç Efsanesi
Öncelikle kısaca hikayeden bahsetmek istiyorum. Çünkü genel hatları ile bilinen hikaye bu filmde de kendi tarzı ile öne çıkmış durumda. Film trajik bir olay sonrası doğuştan hakkı olan krallığı bırakmak zorunda kalan ve geçmişini bilmeden arka sokaklarda büyüyen bir karakter portresi ile başlıyor. Alıştığımızın aksine büyücüler iyice saman altı edilmiş ve hikayenin önemli karakterlerinden biri olan Merlin'i filmde göremiyoruz. Buna rağmen karakterin adı ve hikayedeki rolü tabi ki unutulmamış. Ayrıca büyücüler hikayede saman altı edilse de filme damga vuran büyüler ve büyücüler de yok değil. Hikayenin genel ilerleyişi ise isyan ve karakterin hakkı olanı geri alma şeklinde ilerliyor.

Hikayenin geneline baktığımızda Arthur efsanesinden önemli detayları da görmek mümkün. Buna rağmen eğer bu efsaneyi bilmiyorsanız ya da hakim değilseniz çoğu karakterin filmde havada kaldığını söylemem gerekiyor. Bazı yaratıklar da dahil olmak üzere filmde önemli yer işgal etmiş ama bu karakterlerin hikayedeki amacı ya da geçmişi hakkında hiçbir detay verilmemiş. Durum böyle olunca zaten kalabalık bir kadroya sahip olan filmde en kilit karakterlerin bile hikayeye gerekli desteği yapamadığına tanık oluyorsunuz. Hele bir iki karakter var ki filmdeki olaylarını gördüğünüzde kendi kendinize "neden?" diye sormadan duramıyorsunuz. karakterlerin derinliği verilmediği için sergiledikleri bazı tavırlar ya da filmin gidişatını değiştiren hareketler de bu karakterler gibi fazlasıyla havada kalıyor.

Filmin sevdiğim yönlerinden birisi ana karakter ve filmdeki diyaloglar oldu. Charlie Hunnam karakter portresini iyi yakalamış. Daha önceki versiyonlarına göre diyaloglarda da serbest bırakılınca ortaya keyifli bir seyir çıkmış diyebilirim. Filmdeki genel diyalog işleyişi iyi olsa da işin içine Guy Ritchie tarzı girince bu diyalogların da biraz zorlaştığını da belirtmem gerekiyor. Yönetmenin daha önceki filmlerini izlediyseniz bu tarza hakim olabilirsiniz ama işin işine Arthur efsanesi ve onlarca karakter girince hikaye takibi de bir hayli zorlaşmış.

Kral Arthur: Kılıç Efsanesi
Yönetmenin hikaye anlatımında çoğu sahne hızlı ya da kopuk kopuk sahneler şeklinde ilerliyor. Aksiyon anları ve belki de hikayenin en önemli sahneleri de bu şekilde anlatılınca belli bir süre sonra filmin akıcı ama aynı zamanda zorla ilerlediğini farketmeye başlıyorsunuz. hele bir Darklands sahnesi var ki, eminim o sahneleri izlediğinizde dediklerimi anlayacaksınız. Hikayenin en önemli ve belki de en farklı kısmı olan Darklands sekansı, ne olduğunu anlamadığınız, hatta neden filme eklendiğini bile anlayamadığınız bir şekilde geçip gidiyor. Tüm bu önemli ve sakınılması gereken olarak resmedilen bu kısmın sadece tek bir cümleye bağımlı kalması sizi hem üzüyor, hem de yoruyor.

Kısacası film çok hızlı bir tempoya sahip olmasına karşın sanki tıkanmış gibi hissediyorsunuz. Karakterin kendine güvenini getiren ve cesaret aldığı yegane olay bile duygudan yoksun bir şekilde resmedilmiş. ne olduğunu anlatmayacağım ama malum birkaç sahne var ve duygulanmanız gereken bu sahnelerde hiç birşey hissedemiyorsunuz. çünkü film size o duygusal bağı sağlayacak bir materyal kesinlikle vermiyor. guy Ritchie'nin bu anlatım tarzı hem bu duygu dolu olması gereken sahneleri, hem gidişatı hem de aksiyon sahnelerini fazlasıyla baltalamış durumda.

Kral Arthur: Kılıç Efsanesi
Ana karakterimizin giymiş olduğu paltoya zaman zaman anlam veremesem de filmdeki sevdiğim noktalardan birisi zırh ve karakter kostümleri oldu. bazı sahnelerde giren müzikler de filmin yegane güzel kısımlarını oluşturmuş. Ayrıca Jude Law'ı çok sevdiğim için karakterin canlandırdığı Vortigern portresini de sevdiğimi söylemliyim. tabi Eric Bana'yı da unutmamak lazım. Kısa ama filmin belki de en öz sahneleri kendisine ait.

Sonuç olarak başta da söylediğim gibi Arthur: Kılıç Efsanesi beklentilerimin çok ama çok altında kaldı. Guy Ritchie'nin tarzını sevmeme rağmen bu filmde kullanmış olduğu çekimler ve anlatım izleyiciyi fazlasıyla yoracak şekilde tasarlanmış. 3-4 karalter arasında ilerleyen hikaye ortaya çıkan ve hiçbir derinliği olmayan ama buna rağmen filme derinlik katması beklenen karakterlere yaslanınca ortaya da karışık bir iş çıkmış. Film takip edilmesi son derece kolay olması gerekirken bunun tam aksine, gerek hikaye işleyişinde gerekse de çekimlerde seyirciyi yoran ve akmayan bir hale bürünüyor. Tabi herşeye rağmen bu tür filmleri seviyorsanız keyif alabileceğiniz bir yapım ama ben beklediğimi bulamadım..
Yorumlar 22
MK Okuru
MK Okuru 21.11.2024 13:57
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 1.11.2020 00:51
Efsane
Kalan Karakter: 300 Gönder
jediozi2
jediozi2 19.09.2017 23:33
eğlenceli bir film.bu kısır konudan bile çok iyi bir film çıkartmış.çok iyi yönetmen.
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 15.05.2017 15:21
Guy Ritchie ne yapıyor böyle yahu..
Kalan Karakter: 300 Gönder
BooGeMaN
BooGeMaN 14.05.2017 18:28
Filmi dun gece 12:30 matinesine giderek izledim hayal kırıklığı bile duygularıma iyimserlik katar verdiğim paraya bukadar acımamıştım daha once filmin başlangıcından sonuna kadar her sahnede kafamda hep su soru vardı "ben ne izliyorum" konu bukadar kotu ve saçma anlatılamazdı merlin dizisi bile bu filmden daha iyi diyebilirim...filmden tek umudum savaş sahneleriydi oda tam bir saçmalık serisiydi...
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 13.05.2017 11:50
Herkes katilicak die bir durum yok. Hayat çok kötü oldu gidin atlayın dese atlayacak değilsiniz. Kendi fikirlerini gözlemleyerek anlatmış ki çoğu zaman katılıyorum. Eleştiriyi okuduktan sonra filme bakış açım degisti ama yinede izleyip değerlendirme yapacağım. Sen yaz kardeşim eleştiri biz okuruz.
Kalan Karakter: 300 Gönder
Kral Arthur: Kılıç Efsanesi
İlginizi Çekebilir