GTA serisinin oyun sektörü için olan öneminden ya da serinin tarihinden uzun uzadıya bahsetmemize gerek yok. Birçok oyundan ilham alsa da serinin türün en iyisi olduğunu hepimiz biliyoruz. Rockstar Games seri için yaptığı her oyunda tuğlaları sağlam bir şekilde üst üste koydu ve her seferinde bizi şaşırtmaya devam etti. Ta ki Grand Theft Auto: The Trilogy - The Definitive Edition sürümü çıkana kadar. Bu içeriğimizde oyunları tek tek ele almak yerine aslında bu özel paketin genel durumuna göz atacak, bu oyunun Switch sürümü dışında PS5 sürümüne değinecek ve biraz da firmanın yaptığı hatalardan bahsedeceğiz.
Açıkçası Rockstar Games, Grand Theft Auto: The Trilogy - The Definitive Edition duyurusunu yaptığında oldukça heyecanlanmıştım. Çünkü firmanın bağlı olduğu 2K Games, Mafia Definitive Edition sürümleri ile önemli eksiklerine rağmen oyunu tam anlamıyla günümüze aktarmayı başarmıştı. Tabi işin arkasında Rockstar Games olunca Mafia ekibi ile aynı hatalara düşmeyeceklerine eminden. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer demişlerdi ama ben bu yoğurdu afiyetle yemeye hazırdım, çünkü işin arkasında Rockstar vardı sonuçta.
Fakat ilk tanıtım videosu ile birlikte bu beklentim %180 derece dönüş yaptı. Çünkü beklediğim grafiksel değişim bu değildi. Oyunun özüne tabi ki sadık kalınmasını istiyordum ama bir yandan da tam anlamıyla "abi Rockstar yaptı mı böyle yapar be!" demek istiyordum. Nitekim öyle olmadı. Baştan belirtmem gerekiyor ki GTA Trilogy Definitive Edition sadece görsel anlamda değil, oynanış kısımlarında çok büyük problemlere sahip olan bir yapım.
Grand Theft Auto: The Trilogy - The Definitive Edition içerisinde serinin en sevilen oyunlarını barındırıyor. Sadece bu türde değil oyun sektöründe de bazı kapıları aralayan GTA III, tam bir ikon haline gelen GTA Vice City ve birçoğumuzun anılarında güzel yerler edinen GTA: San Andreas bu özel paket içerisinde yer alıyor. Açıkçası bu üç oyunu da ard arda oynayınca 2000'li yılların ilk yarısında Rockstar Games'in çok kısa bir sürede ne kadar yol aldığını çok daha net bir şekilde görüyorsunuz. Arada gerçekten çok büyük farklar bulunuyor ve firma oluşturduğu iskelet üzerine yapıyı çok sağlam bir şekilde inşa etmiş.
GTA III'ün çıktığı dönem gerçekten eşsiz bir oyundu. Şimdi oynadığınızda doğal olarak görev yapısının ne kadar tek düze ilerlediğini fark ediyorsunuz. O dönem ağzımız açık kalarak oynadığımız bu durum, günümüzde yenilenmiş olsa da o üzerindeki nem kokusundan tam olarak kurtulamamış. Doğal olarak en çok sıkıldığım oyunun GTA 3 olduğunu söylemeliyim. GTA Vice City ile birlikte firmanın yavaş yavaş sinematik anlatıma ve diyaloglara daha fazla önem verdiğini görüyorsunuz. Bir önceki oyundaki görev anlamındaki eksiklerin birçoğu bu yeni oyunda giderilmiş olarak karşımıza çıkıyor.
GTA San Andreas ise hala o dönem böyle bir oyunu, mevcut donanımlarda nasıl yapabildiklerine inanamadığım bir yapım. Oyunun karakterleri, diyalogları ve görevleri hala çok başarılı. Tabi ki demoda olmuş, defalarca gördüğümüz görev yapısı var ama kendi dönemine göre değerlendirdiğimizde ortaya mükemmel bir oyunun çıktığını söyleyebiliriz. Ana hikaye ve klasik GTA dinamikleri dışında karakterin gelişimi, fiziksel özelliklerinde yapılan değişiklikler ve oyun alanına dağıtılan ekstralarla birlikte hala o güzelliğini ana dinamiklerinde korumayı başarmış. Tabi demoda kaldığı yerler var ama bu özel pakette en çok keyif aldığım oyunun GTA: San Andreas olduğunu söylemem gerekiyor.
Rockstar bu üçlemeyi yeniden karşımıza çıkartırken aslında emanet ettiği firmayı sanki denetlememiş ve kendi haline bırakmış gibi bir durum söz konusu. Paket ilk duyurulduğunda arayüzden kontrol yapısına kadar günümüze uyarlanacağı ve her oyunun kendi arasında tutarlı bir dinamizme sahip olacağı açıklanmıştı. Fakat kontrol yapısı ve arayüze baktığımızda oyunların bu durumdan çok uzakta olduğunu hemen fark ediyorsunuz.
Tamam harita güncellenmiş ama çoğu zaman düzgün bir şekilde çalışmıyor. Rotanın sürekli yeniden hesaplanması bir yana arayüz tarafına geçtiğinizde de yapılan değişikliklere rağmen bu değişimin kontrol yapısına yedirilmediğini görüyorsunuz. Sanki eski bir daireyi almışlar da böyle üzerine kireç vurup size yeni diye kakalamaya çalışıyorlarmış gibi bir durum söz konusu. Özellikle karakter kontrolü ve silah kontrolü gibi kısımlar üzerinde nerdeyse çok az değişiklik yapılmış. Nişan alma, ateş etme, geri geri koşarken ateş etme, sürüş dinamiklerini falan göz önüne aldığınızda beklediğiniz o değişimle maalesef karşılaşamıyorsunuz.
Grafik tarafına geldiğimizde ise başta da dediğim gibi büyük bir çıkmaz söz konusu. Oyunların orijinal yapısının bozulmak istenmemesi çok güzel bir tercih fakat bunu uygulamaya dökmeye çalıştıklarında tam olarak tersi bir durum söz konusu olmuş. Muhtemelen yeni sistemde karakter tasarımları otomatik olarak oluşturulmuş. Çünkü bazı karakterler güzel gözükürken bazen gözlerinize inanamayacağınız karakter tasarımları ile karşılaşabiliyorsunuz. Bu da ortaya özensiz bir durumu çıkartmış oluyor. Yine de zamanında çok güzel tasarlandığı için oyunun dünyası zaman zaman hala güzel gözüküyor ama o eskimiş duvar üzerine yeni bir duvar kağıdı yapıştırılmış hissiyatından da kurtulamıyorsunuz.
Yağmur efekti ile ilgili videoları eminim hepiniz görmüşsünüzdür. Bu durum bile oyunun kalite kontrolden uzak, sadece para söğüşleme hedefi ile yapıldığının bir göstergesi olmuş diyebilirim. Diğer taraftan 20 yıllık oyunların performans sorunları yaşaması ve frame düşmelerine sahip olması ise kesinlikle kabul edilemez. Araç içinden araç çıkması, fiziksel problemler, frame düşmeleri ve bug'lar yetmezmiş gibi oyunda birçok mantıksal hata da bulunuyor. örneğin San Andreas oynarken ilk görevlerimizden birinde girdiğimiz pizzacıda soygun oluyor. Amacımız ise kapıdan çıkan hırsızı yakalamak. Kapıdan çıktığımız gibi hırsıza araba çarpıyor, ölüyor ve görev başarısız oldu hatasıyla karşılaşabiliyoruz. Üç oyunda da bu tarz mantık hataları o kadar çok yaşanıyor ki, oyunun kalite kontrol aşamasına zaman kalmadığını düşünmeye başlıyorsunuz.
Oyunun Switch sürümü ise taşınabilir olması ve ekranın ufaklığından dolayı (el modunda oynuyorsanız) daha kabul edilebilir bir performans sunuyor. Arada takılmalar olsa da 7 inç'lik ekranda (Oled sürüm) oyunun çok daha akıcı ve güzel geldiğini görüyorsunuz. En azından PC ya da TV'ye mahkum olmak yerine yolda ya da yatarken GTA oyunlarını deneyim etmek çok daha keyifli olmuş. Switch sürümünün belki de en önemli avantajının taşınabilir olmasından kaynaklandığını belirtmem gerek.
Sonuç olarak Grand Theft Auto: The Trilogy - The Definitive Edition daha önce oynamayanlar ya da nostalji yaşamak isteyenler için güzel bir alternatif olabilecekken çok büyük bir fırsatı elinin tersi ile tepmiş. Bu kadar sorunlu çıkması ve Rockstar'ın oyun çıkmadan eski sürümleri kaldırması, modlanmış sürümlere saldırması aslında oyunun potansiyelini de gözler önüne seriyor. Eski oyunların çok daha iyi grafik modlarına sahip versiyonları ile karşılaştım, oynadım. Zaten modlanmış hali ile çok daha iyi bir şekilde gözükmesi, bu yeni paketin aslında ne kadar özensiz olduğunun da göstergesi olmuş. Bu nedenle bu yenilenmiş sürümün Rockstar için önemli bir sınav olduğunu düşünüyorum. Yaptıkları hatanın farkında olan firma eski sürümeleri getirdiği gibi Grand Theft Auto: The Trilogy - The Definitive Edition üzerinde de önemli değişiklikler yapacaklarının sözünü verdi. Bu oyunu ne kadar değiştirebileceklerini ise bizlere zaman gösterecek. O zamana kadar bu paketten bir süre uzak durabilir ve oyunun ne kadar toparlayacağına göz atabilirsiniz.
TAVSİYE
Oyunu 500 600 lira vermeyin ana oyuna sadece grafik modu indirin aynısı en azından daha zevkli