Oyunların amacı tabii ki bizleri eğlendirmektir. Fakat benim gibi korku filmlerini çok seven oyunculardansanız eğer, eğlence anlayışınız da biraz farklı gelişmiştir. Video oyunlarında da korku ve gerilim öğelerini ararsınız ve bulduğunuzda ise gerçekten korkuyu iliklerinize kadar hissedersiniz.
Gelin görün ki özellikle son dönemlerde artık piyasada pek fazla korku oyunu bulunamıyor maalesef. Hal böyle olunca da eski oyunları tekrar tekrar oynamak derdimize azıcık da olsa derman olabiliyor. Hele ki gözden kaçırdığınız, duymadığınız bir oyun bulup da oynayabilirseniz ne mutlu size.
Sizler için hazırladığımız gelmiş geçmiş en korkunç 20 oyun galerisiyle, gözden kaçanlar ortaya çıkacak, korku ve dehşet Merlin'in Kazanı sayfalarında vücut bulacak. Alın elinize bıçağınızı, aman yani çayınızı kahvenizi, oturun ve dehşete kapılmaya hazır olun. Hadi bakalım, çuf çufluyoruz...
Not: Her zaman olduğu gibi yine belirteyim, listeyi yaparken bir sıralama yapmadık. Birinci korkunç, ikinci korkunç gibi bir liste yok yani. Yalnızca 20 adet oyunu rastgele sırayla listeledik. Galeride gezinmek için, önceki ve sonraki butonlarını ya da aşağıdaki sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.
Alone in the Dark
Bu oyunun adını duyduğumda aklıma hep Fear of the Dark şarkısı gelir. Eski oyuncular, camdan, duvardan fırlayan yaratıklarla dolu oyun türü ile tanıştıklarında yıllar 1992 'yi gösteriyordu. Ellerinde tuttukları bu PC harikası oyunun adı Alone in the Dark'tı.
Oyunu oynarken, HP Lovecraft adlı yazarın kitaplarını okurken yaşadığınız hislere kapılırdınız. Evin neden şeytani yaratıklarla dolu olduğunu çözene kadar ömrümüzden 10 sene gitmişti.
1Call of Cthulhu: Dark Corners of the Earth
Az önce bahsettiğim HP Lovecraft'ın kitaplarına dayanan bir korku oyunuydu CoC: Dark Corners of the Earth. Lovecraft'ın kafasında yarattığı dünyayı muhteşem bir korku-macera türüne dönüştürmeyi başarmıştı.
Oyunda hiçbir gösterge yoktu ve ölmek üzere olduğunuzu ancak nefes alıp verişinizden ve kalp atışlarınızdan anlayabiliyordunuz. Daha da önemlisi, oyunda silah bulmak, çölün ortasında Victoria's Secret mankenlerini bulmak gibi bir histi.
2Clive Barker's Undying
Bir FPS korku oyunu ve Hollywood çakması bir ismi var gibi görünüyor. Fakat işin aslı hiç de öyle değil. Heretic serisinin sanki yeniden tasarlanmış hali gibi duran Undying, aksiyon ve korku öğelerini öyle güzel harmanlamıştı ki, her saniye bir yerlerden fırlayan yaratıklar ödümüzü bir şeylerle karıştırmayı başarmıştı.
3Clock Tower
1996 yılında piyasaya sürülen Clock Tower, o dönemin tartışmasız en iyi korku oyunuydu. Korku oyunlarında en tipik görülen şey bu oyunda mevcuttu. Oyun boyunca çok kalabalık yaratıklardan uzak durup kaçmamız gerekiyordu.
Bu klişeyi Resident Evil serisi eline geçirip de suyunu çıkarana dek uğraştı belki ama öncü birliklerden biri kesinlikle Clock Tower'dı. Ayrıca Scissorman adlı katili ilk gördüğümde neredeyse panik atak geçirip bayılacak gibi hissetmiştim.
Video ile ilgili önemli not: Mutlaka son 40 saniyesini izleyin. Tüyleriniz diken diken olacak.
4Dead Space
Gariptir ki, çok az korku oyunu uzayda geçer. Alien serisini tabii ki göz ardı etmiyoruz ama EA bize Dead Space'i sunduğunda, sonunda uzayda geçen başka bir korku oyunumuz oldu diyebildik.
Sürekli zıplayarak devam eden oyun bir yandan da kısa süren korkunç savaşlara sahipti belki ama oyunun oldukça başarılı tasarımı korku klasikleri arasına adını yazdırmasına yetmişti.
5Doom 1
Tamam şu anda Doom oyununu cep telefonunuzda hatta buzdolabınızda bile oynayabiliyorsunuz belki ama bu oyunu neden korku oyunları arasında tuttuğumuzu anlamanız için, hangi dönemde ve ne şartlar altında oynadığımızı hesaba katmanız gerekiyor.
486 işlemcili bilgisayarlarımızda karanlıkta, yaşımız kemale ermeden önce sesi sonuna kadar açarak oynadığımız Doom, son bölümünde iblis ordularının tren yaparak sizi ezip geçip yok etmesiyle bitiyordu. Evet yaklaşık 16 yıllık bir Spoiler vermiş oldum, özür diliyorum.
6F.E.A.R.
Korku oyunlarına yeni bir bakış açısı getiren F.E.A.R. (adını yazmaktan nefret ettiğimi söylemiş miydim sana F.E.A.R.?) korku ve askeri operasyon öğelerini bir arada tutarak, korkuyu iliklerinize kadar hissedeceğiniz bir deneyim yaşatmıştı.
Serinin ikinci oyunu da F.E.A.R. kadar korkunç olmasa da iyiydi fakat son oyunu yani F.E.A.R. 3, korkudan çok saf bir aksiyon oyununa dönüşerek, donanımların gelişmesiyle bizleri daha çok etkileyecek bir oyun olmaktansa, piyasa oyunu olmayı tercih etmişti.
7Resident Evil
Resident Evil serisinin dört oyununu da bu liste altında yazmaya karar verdim. Kendi fikrime göre korkunçluk sıralaması yapmam gerekirse, 1-2-3-4 diyerek işin içinden çıkabilirim.
Özellikle birinci oyunda ilk kez zombilerle karşılaştığımız anı kim unutabilir? Bir insanı yerken, dönüp de size bakan o zombiden koşarak hanginiz kaçmadınız? Hatta kapıdan çıkıp gittiniz belki ve "nasıl olsa zombidir yahu kapıyı açamaz ki" diyerek hayatınızın en büyük hatasını yaptınız.
Odanın içerisine bir anda BAM diye kapıyı açarak giren ve size kilitlenip güdümlü füze gibi üzerinize gelmeye başlayan zombiyi vurmak için önce birbirine dolanan elinizi ayağınızı çözmeniz gerekliydi.
8Resident Evil 2
İlk oyunun bir evin içerisinde ve altında geçmesi fakat ikinci oyunun çok daha geniş bir harita üzerinde oynanması, üzerinize koşan zombi sayısını neredeyse ikiye katlamıştı. Camlardan fırlayan kollar, tavanlarda yürüyen garip yaratıklar, dev örümcekler, timsahlar ve daha nicesi bu oyunda mevcuttu.
Oyunu kaydedebileceğiniz alanlara geldiğimde hızlıca kaydedip oyunu durdurarak şöyle bir nefes alırdım. Evin içerisinde turlar kendime gelmeye çalışırdım. Oyun bittikten sonra haftalarca zombilerin rüyalarımı süsleyeceğini nereden bilebilirdim değil mi?
9Resident Evil 3
Kesinlikle serinin en korkunç oyunlarından olan Resident Evil 3, karşımıza getirdiği yeni Boss, Nemesis ile aralıksız don değiştirmemize sebep olmuştu. Nemesis oyun tarihinin en korkunç "Boss" ları arasına adını altın harflerle yazdırdı.
Ben hayatımda böyle bir saçmalık görmedim sevgili okuyucular. Tamam korku oyunu yapıyorsunuz ama yani, dünyanın en alakasız bölgesinde bir anda duvarı delerek üstünüze iki buçuk metrelik bir dev de gönderilmez ki yahu.
10Silent Hill
Konami, Resident Evil'ın açtığı yoldan devam etmeyi seçti ve piyasaya sürdüğü sisli oyun Silent Hill ile PlayStation dünyasını salladı. Oyunun psikolojik etmenleri ve üzerinize gelen ne idüğü belirsiz, tanımlanamayan düşmanları sayesinde soğuk terler dökmüştüm.
Üstüne üstlük, oyunun birbirinden farklı 10'dan fazla sonu olunca, defalarca bitirmek ve hatasız oynamak adına günlerimi harcamak zorunda kalmıştım. Artık ben de Silent Hill kasabasının bir ferdi sayılabilirim bence.
11The Thing
John Carpenter'ın kült filmi The Thing'in oyunlaştırılmasıyla ortaya çıkan The Thing, oyun tarihinin en başarılı ve rahatsızlık verici hayatta kalma oyunlarından biriydi kesinlikle.
Tamam grafikleri çok başarılı değildi ama oynanışı o kadar zekice tasarlanmıştı ki, ani şoklarla kalbinizi tekletmeyi başarıyordu. Belki bu oyunlar yüzünden kalp ritmim bozulmuş bile olabilir yahu.
12Dino Crisis
Jurassic Park'ı alın ve en kötü kabuslarınızla birleştirin. Ne mi çıktı? Tabii ki Dino Crisis! PlayStation, PC ve Dreamcast platformlarında piyasaya sürüldüğünde, harika senaryosu ve bölüm tasarımları, muhteşem denilebilecek ses efekti ve müzik kullanımıyla klavye ya da kontrolörlerinizi fırlatıp atmanıza sebep olabilirdi.
13Clock Tower: Ghost Head
Diğer adı ile, The Struggle Within Clock Tower, serinin ikinci oyunu gibi görünse de aslında oynanışı dışında diğer oyunlarla hiçbir alakası olmayan bir oyundu. Diğer oyunlara göre çok daha savunmasız bir karakteri yönetiyorduk çünkü küçük bir çocuktuk. Tabii ikinci karakterimiz, yumuşak sesli bir pedofiliyi anımsatan Bates'i de unutmamak gerek gerçi.
Derdimiz bulmacaları çözmek ve bizi takip eden ruh hastası denilebilecek düzeyde sapkın düşmanlardan saklanmaktı. Tabii bunun için yapabileceğiniz çok şey vardı oyunda ama her zaman yaptığınız seçim doğru olamıyordu maalesef.
Bu oyunun değeri, on üç farklı bitişi olması sebebiyle çok artmıştır. Gerçi her halükarda karakterlerden birileri ölüyordu ama önemli olan nasıl ve ne kadar şiddetle öleceğiydi sonuçta.
14Phantasmagoria
Sierra'nın geliştirdiği ve oyun tarihi rekorunu kıracak şekilde yedi CD'ye sığdırabildiği Phantasmagoria'nın bizlere yaşattığı korku, yedi değil yedi milyon CD'ye sığmayacak düzeydeydi.
İnteraktif filmlerin moda olduğu dönemde aynı şekilde interaktif bir film olarak piyasaya sürülen bu macera oyunu, katliam, dehşet ve vahşet üzerine kuruluydu. Soundtrack'i ise hayatım boyunca asla unutamayacağım bir soundtrack'ti.
15Amnesia: The Dark Descent
Penumbra serisini piyasaya süren Frictional Games tarafından hazırlanan ve son dönemlerin en korkunç oyunlarından biri olarak kendini kanıtlayan Amnesia: The Dark Descent ya da diğer bir adı ile Lux Tenebras, yalnızca en iyi korku oyunları listesine değil, 2010 yılının en iyi oyunları listesine de girmeyi başarmıştı.
Amnesia'da bize silah vermeden korkutmayı hedefleyen bir oyundu. Düşmanlar bizi takip etmekten sıkılana kadar kaçmak ve saklanmak zorunda kalıyorduk. Zaten oyunun gerilim ve korku öğeleri tam olarak bu sebepten kaynaklanıyordu. Listeyi hazırlarken Amnesia'yı unutmuşuz ama okuyucularımızın büyük bir hızla hatırlatması sayesinde listeye eklemiş olduk.
16Sanitarium
Bu yazıyı Metallica'dan Sanitarium şarkısını dinleyerek yazıyorum sevgili okurlar. Eminim ki son 15 yıllık oyun dönemini kapsayan bir oyunculuk dönemine sahipseniz, Sanitarium'u asla unutamazsınız. Kim olduğunu bile hatırlamayan ve neden akıl hastanesinde bulunduğunu çözmeye çalışan Max Laughton'ın derdine derman olmaya çalışıyorduk.
17Left 4 Dead
Çok klasik bir zombili FPS oyunu olabilir ama yine de saatlerimizi harcatmayı başarmıştı. Aniden üzerinize fırlayan garip yaratıkları, ağlayarak bekleyen ve rahatsız ettiğiniz anda sizi öldürene dek peşinizi bırakmayan cadılarıyla Left 4 Dead'i arkadaşlarımla haftalarca oynadık ve gece rüyalarımda üzerime çılgınlar gibi koşan zombiler görmeye başladığımda artık oyunu bırakmam gerektiğine karar vermiştim.
18Penumbra serisi
Listedeki bir diğer oyun Amnesia'nın yapımcılarının ilk oyunu olan Penumbra, aynı Amnesia gibi silahsız şekilde sizi canavar ve yaratıkların önüne atarak hayatta kalmanızı bekliyordu. Oyunun ses ve atmosferi o kadar ürkütücüydü ki, oynarken ara verip biraz hava alarak kendinize gelmeniz gerekiyordu. Asıl oyunun ardından çıkan 3 ek paket, aynı başarıyı yakaladı ve sürdürdü.
19Fatal Frame
Birçok korku oyunu sizi yaratıklara karşı silahlar ve yakın dövüş aletleriyle donatırken, Fatal Frame'de küçük bir kızla, ruhlarla dolu bir malikanenin içerisinde silahsız şekilde ayakta kalmaya çalışmak bile başlı başına bir gerilim unsuruydu.
The Doll Room adlı odada küçük ölü çocuğun karanlıkta dolaşması, gülmesi ve sizi köşeye sıkıştırması oyunu kapatıp gitmeye teşvik ediyordu insanı. Videoyu sonuna kadar izleyin ve asıl korkutucu olanın oyun değil de oyunu oynayan arkadaşın tepkileri olduğunu görün :)