Bu kitabın çıkması gerçekten çok sorun olmuştu ve bir türlü raflardaki yerini alamamıştı. Neyse ki sonunda bütün sorunlar aşıldı ve kitap raflardaki yerini buldu. Kitap daha önce incelediğimiz Sislerin Vampiri'nin devamı niteliğinde. Bu kitapta Lord Strahd'ın hayatını anlatıyor. Konu bir araştırmacının yıllardır uykuda olan Lord Strahd'ın kalesine girmesiyle başlıyor. Ve orada bulduğu bir kitap ile olaylar başlıyor.
Bir alıntı ile devam etmek istiyorum "Ben, Strahd, Barovia'nın efendisi, hükümdarlığım sırasında geçen bazı olayların tarihi kaydetmek yerine saptırmayı daha iyi becerenler tarafından çaresizce yanlış yorumlandığının tamamen farkında olarak, bu olayların doğru kaydını tutmaya başlıyorum ki, doğrular en sonunda bir gün bilinsin...
Nefesini tuttu. Tüm iyi tanrılar aşkına, bir kişisel günce mi? "
Özettende anlaşılacağı üzere konu araştırmacının bulduğu bu günce'yi okumasıyla başlıyor. Yıllar önce Lord Strahd'ın başındaki ordunun başına gelenler. Daha sonra kardeşinin evliliği ve tabiki kardeşinin eşine olan aşkı. Bu kitabı en çok popüler kılan özellik ise bir önceki kitapda yani Sislerin Vampirin'deki bazı bölümlerin burada açıklanıyor olması. Mesela Jander'in kız arkadaşı hakkında inanılmaz gerçekler bu kitapda ortaya çıkıyor.
Eğer Sislerin Vampirini okuduysanız ve sizi kesmediyse mutlaka bu kitabı okuyun derim. İnanın pişman olmayacaksınız. İyi uykusuz geceler...