Assassin’s Creed Mirage inceleme yazısını yazmaya başlamadan önce seriyi ne kadar zamandır takip ettiğimi bir düşündüm. Prince of Persia’nın “Sands of Time” üçlemesinden sonra gelecek yeni oyununu beklerken karşımıza çıkan ilk oyunu fena bulmamış, ikinci oyun ve sonrasında gelen Brotherhood paketi ile adeta göklere çıkarmıştım. Sonrasında hem kutulu oyunlarımı hesabımdan silip “Siz hiç almamışsınız ki bu oyunu” demeleri hem de daha kopyala yapıştır içerikler çıkarmaları ile birlikte seriden uzaklaştım.
Assassin's Creed Mirage inceleme
Çıkan her AC oyununu yaklaşık 10 saat kadar oynadım (Syndicate hariç) hatta Origins ile gelen yeni oyun sistemine tahminimden daha uzun süre vakit ayırdım. Çoğu eski oyuncu bu değişimden pek memnun değildi ama benim sevdiğim yanları olmuştu. Odyssey başında geçirdiğim daha uzun süre, oyunun “level scaling” sistemini zorla dayatıp, sokaktaki tavuğun bile benimle mücadele edebileceği bir hale gelince, bıkkınlıkla oyunu bırakmıştım.
Assassin’s Creed Mirage eski oyunları hatırlatan, önemli olayları daha yoğun ve çizgisel bir şekilde anlatan, tabiri caizse köklerimize döndüğümüz bir oyun. Bakalım bu değişim ne kadar derin, ne kadar etkili olmuş.
Assassin’s Creed Mirage aslında tanıdığımız bir karakteri konu alıyor, Assassin’s Creed Valhalla’da tanıştığımız ve kendisi de Eivor kadar önemli bir isim olan Basim. Basim’in Bağdat sokaklarında hırsızlık yaptığı günlerden başlayıp, o zamanlar “Hidden Ones” olarak anılan suikastçi düzeninde yükseliş macerasını konu alıyor Mirage. Şimdi Valhalla’nın içeriğini spoil etmek istemiyorum ama Basim’in kim olduğunu biliyorsanız, bu hikayenin ne kadar ilginç yerlere gidebileceğini tahmin ediyorsunuzdur. Üstelik ben hikayeyi ve anlatım şeklini çok beğendim.
Assassin's Creed Mirage inceleme
Oyunda hem dönemin Bağdat şehrini hem de halkın inançlarını ayrıntılı bir şekilde ele alarak işlemişler. Sağda solda bulduğunuz notları, eski oyunlardan aşina olduğumuz codex girdilerini okudukça dönem hakkında oldukça fazla bilgi ediniyorsunuz. Açık dünya ıvır zıvırları ile kesilmeyen hikayenin, bu tür ek notlarla beslenmesi çok iyi olmuş. 2. oyun zamanında aldığım keyfi aldım hikayeden.
Origins ile başlayan 3 oyunluk seride hikaye hoş olsa da, yan etkinlikleri yaparak (ya da parayla tecrübe puanı alarak) karakterin gücünü arttırma zorunluluğu Mirage ile ortadan kalkmış. Bu da hikaye akışının kesintisiz bir şekilde devam etmesine fırsat sağlamış. “Sırrı ortaya çıkardın ama git üç beş geyik avla da ondan sonra gel” tarzı akışı baltalayan durumlar yok. Özellikle bazı noktalarda “burdan sonra ne olacak” diye düşünüp hızla diğer göreve koşturduğum için bu olay hoşuma gitti.
İlginizi Çekebilir: Assassin's Creed Isu Medeniyeti
Hikaye Valhalla öncesinde geçtiğinden, Basim dışında bazı tanıdık yüzleri de oyun boyunca görüyoruz. Bunlar için yan görevler dışında “Bağdat Hikayeleri” şeklinde isimlendirilen küçük yan görevler hazırlamışlar. Ufak tefek anlatım tarzı değiştiren seçimlerin de bulunduğu bu hikayeler hem hızlı bir şekilde yapılabiliyor hem de keyifliler.
Assassin's Creed Mirage inceleme
Farklı suikastçi bürolarına uğrayıp mesaj tahtasından alabileceğimiz yan görevler ise hikaye anlamında çok etkileyici değil ama karakterin gücünü arttırmak için yapabileceğimiz ufak etkinlikler. Hikaye açısından önceliği ana göreve vermişler, bu da benim gibi yan görevlerle uğraşmak istemeyenler için iyi aslında.
Assassin’s Creed Mirage öze dönüş yapmasıyla dikkat çeken bir oyun, geçtiği mekanların da etkisiyle bana 1. oyunu çok kereler hatırlattı. Zaman zaman ziyaret ettiğimiz Alamut Kalesi bir yana, bu defa vaktimizin büyük çoğunluğunu duvarlarla çevrili büyük Bağdat şehrinde geçiriyoruz. Camileri, kütüphaneleri, tırmanılacak irili ufaklı bir sürü binası ile Bağdat, parkur konusunda yetenekli karakterimiz Basim için harika bir oyun alanı.
Daha önce bir Assassin’s Creed oyunu oynadıysanız hiç yabancılık çekmeyeceksiniz, ilk bulduğunuz yüksek binaya (genellikle bir minareye) tırmanıp bölgeyi açacak, çevrede yapabileceğiniz etkinlikleri keşfedeceksiniz. Güvenilir drone… pardon kartalımız yardımıyla olası hedefleri ve gizli nesneleri bulacaksınız. Oynanış temelde Valhalla gibi ama sistemi daha basitleştirilmiş bir Lite sürümü gibi düşünebiliriz.
Assassin's Creed Mirage inceleme
Yeni üçleme oyunu daha RPG tarafına kayırdırmış, bir suikastçiyi oynuyor hissiyatını kaybetmemize sebep olmuştu. Bu oyun ile birlikte özümüze dönerek, “gizli olan kazanır” mantığında oynayabiliyoruz. İşlerimizi gizli bir şekilde, tuzaklar kurarak hallediyor ve kalabalık mücadelelerden kaçınıyoruz. Kılıç ve bıçağımız hala mevcut ama gizli suikast bıçağımız, geliştirebildiğimiz ekipmanlarımız ve ilk bakışta “bu nasıl bir olaydır” dedirten Assassin Focus yeteneğimiz asıl önemli silahlarımız.
Oyunun dövüş sistemi Valhalla’da olduğu gibi, düşmanın saldırılarını bloklayabilir ya da kaçınabilirsiniz, ardından da düzgün şekilde karşılık verirsiniz. Zırhlı düşmanlar var, hızlı düşmanlar var, uzaktan ok atanlar var. Ama seviye ya da silah farklılıkları o kadar dikkate değer değil ve Basim’in gerçek bir suikastçi olduğunu, kalabalık dövüşlerde yediğiniz sopa ile anlıyorsunuz. Düşmanlar iyi vuruyor ve Basim o kadar dayanıklı bir karakter değil, üstelik eski oyunlardaki gibi düşmanlar saldırı sırası beklemiyor, aynı anda saldırıyorlar, birinden kaçarken öbürüne tutuluyorsunuz. Zorunlu kalmadıkça kalabalık grup mücadelelerinden kaçınmanızı öneririm.
Eldeki ekipmanları düzgün kullanıp gizli kalırsanız kalabalık grupları bile rahatlıkla temizleyebiliyorsunuz. Dikkat çeken bombalar, yere kurulan tuzaklar, uyku dartları, son seviyesinde düşmanı toza çeviren bıçaklar falan derken tek başınıza bir kaleyi temizleyebiliyorsunuz. Yalnız bunda hem ekipmanların gücü hem de yapay zekanın dillere destan kötülüğü etkili. Ondan daha sonra bahsedeceğim.
Assassin's Creed Mirage inceleme
Assassin Focus isimli yeteneğimiz, düşmanlar ile kapıştıkça artan bir barı kullanıyor ve geliştirme sürecinize göre 5 hedefe kadar düşman gruplarını hızlı bir şekilde temizleyebiliyorsunuz. Bu yetenek aktif olduğunda Animus’da bir glitch oluyor ve o sırada düşmanlar ölüveriyor. Kullandığım anlarda animasyonunu çok seviyorum, özellikle kalabalık yerlerde sıkıştığımda çok işe yarıyor ama çok da elzem bir yetenek değil. Oyuna yenilik ne ekleyelim diye düşünüp bunu koymuşlar bence.
İlginizi Çekebilir: Geçmişten Bugüne Assassin's Creed Serisi
Oyunda bir “kötü ün” sistemi var, eskiden beri bu oyunlarda olan bir şey. Kötü ün arttıkça şehirdeki korumalar artar, vatandaşlar sizi tanır falan. Bu oyunda daha birinci seviyeden yaygara koparıyorlar “korumalar yetişin katil var” diye bağırıyorlar. Ama bunun olması için suçu gözünün önünde işlemeniz gerekiyor, teoride tabi. Kütüphanede üst katta bir askeri öldürüyorum en alt katta tuvaletteki adam çığlık atıyor “KATİLL!!” diye. Zaten dakikasına çığlık çığlığa halk, bir de silah kullanamadığım yerlerde hızlı koşmaya da izin yok. Böyle hatalar yüzünden gürültülerini dinliyoruz.
Assassin's Creed Mirage inceleme
Son olarak ekleyeceğim bir kısım daha var, Bağdat sokaklarında göreceğiniz kedileri sevebiliyorsunuz. Neredeyse gördüğüm tüm kedileri “Kediiğğ” diye sevmeye koştuğum için korumalar tarafından yakalandığım da oldu. O yüzden kedi severken dikkat edin de durduk yere aksiyon çıkmasın.
Assassin’s Creed Mirage’ı hem görsel açıdan hem de atmosfer açısından çok beğendim. Origins, Odyssey ve Valhalla ile kıyasladığımızda çok daha küçük bir harita var elimizde. Haritanın küçülmüş olması, eldeki bölgelerin daha dolu ve özenli bir şekilde sunulmasını da sağlamış. Bağdat’ı ve çevresini çok güzel bir şekilde oyuna taşımışlar, etrafı gezmekten çok keyif aldım. İlk oyunlarda gittiğiniz her bölgenin, neredeyse her binanın geçmişine dair çeşitli notlar ve yazılar olurdu. Bu oyunda da benzer bir şekilde, bölgenin tarihi ve kültürü hakkında bilgi edinebileceğiniz çok fazla şey var.
Bağdat içerisindeki tarihi yapılar oldukça detaylı ve gerçeğe yakın bir şekilde oyuna taşınmış. Daha genel yapılarda da özen gösterilmiş, çoğu zaman benzer binaları yan yana görmüyorsunuz. Yalnız benim gibi ilk önce “senkronizasyon noktaları” açıp sonra oyun oynayan biriyseniz, benzer camilerin minarelerine birden fazla kez tırmandığınızı fark edebilirsiniz. Yine de şikayet etmeyeceğim.
Assassin's Creed Mirage inceleme
PC sürümünü oynadığım Assassin’s Creed Mirage, benim sisteminde gayet iyi bir performans gösterdi Ultra ayarlarda 4K çözünürlükte, DLSS açıkken ortalama 62 fps alarak bütün oyunu oynadım. Bazen görsellerde bozulmalar oldu, kimi zaman etrafta gezinen insanlar olmayan duvarlar ile Basim arasında takılı kalıp gökyüzüne fırladı ama bunları Animus’un bir parçası olarak görüp geçeceğim. İncelemeyi yazdığım son gün oyuna Denuvo eklendi sanırım, bütün ayarlarım sıfırlandığı için tekrar bir deneme yaptım ama gözle görülür bir performans değişimi yaşamadım.
Oyun ses konusunda gayet iyi. Etrafta gezinirken yerel halkın konuşmalarını dinliyor, bazen uzaktan gelen ezan sesini duyuyor ve binaların tepesinden koşa koşa camiye yetişmeye çalışıyorsunuz. Ben yaptım en azından, çok eğlenceli oluyor. Ses konusunda sevmediğim tek şey eşya alma sesi oldu, yerden eşya mı alıyorum, düşmanlar yerimi mi tespit ediyor belli değil.
Oyunun müzikleri ise oldukça iyi olmuş. Brendan Angelidas (Billions, 13 Reasons Why) daha önce herhangi bir işini duymadığım, benim için oldukça yeni bir sanatçı ama oyun için yaptığı müzikler çok güzel. Bazen sırf müzikleri dinlemek için dövüşe girdiğim oluyor. Jasper Kydd seviyesinde akılda kalıcı bir müzik değil ama oyunun atmosferine çok güzel katkı sağlamış.
Assassin's Creed Mirage inceleme
Oyun hakkında bir sürü şeyden bahsettik ama sırf karşılaştığım sorunlar hakkında ayrı bir başlık açmak istedim. Bunların bazıları oyundaki düzgün çalışmayan şeyler iken, bir kısmı da keşke böyle olsaydı dediğim şeyler.
Oyunun hikayesini genel olarak beğendiğimi söylemiştim, fakat bazı karakterlerin ilişkileri ve aralarında geçen diyaloglar çok garip bir şekilde gerçekleşiyor. Uzun zamandır görmediğimiz bir karakter ile karşılaşıyoruz, orada bir konuşma olacak diye bekliyorsunuz ama Basim arkasını dönüp gidiyor. Sonra tekrar karşılaşıyorlar ve bambaşka bir konu dönüyor. O arada bizim karakterler buluşup konuşmuşlar gibi, muhabbet kaldığı yerden devam ediyor gibi gözüküyor. Bir iki karakterle daha benzeri olaylar oluyor, bilmediğimiz “kendi aralarındaki espri” gibi muhabbetler dönüyor ama başı sonu olmadığı için biz anlayamıyoruz.
Görsel anlamda canımı sıkan bazı grafik hataları ve problemler var. Hislerimizi kullanarak etrafı tarıyor ve düşmanları görebiliyoruz mesela ama düşman kırmızı kalıyor. Tam o sırada sizi farkettiyse düşmanın hareketini anlama konusunda kolay gelsin. Bütün dövüş boyunca kırmızı kaldığından saldırısı savuşturulabilir mi yoksa kaçmanız mı gerekiyor tahmin yürütüyorsunuz. Bu durum dost karakterlerin mavi kalması şeklinde de gerçekleşebiliyor. Sürekli etrafı incelemek için kullandığımız yeteneğin böyle sorunlara yol açması can sıkıcı.
Assassin's Creed Mirage inceleme
Oyunda asıl hedeflerimizi bulmak için öncelikle araştırma yapıyor, daha sonra hedefin mekanına gidip onu ortaya çıkaracak eylemler gerçekleştiriyoruz. Hedefimiz ortaya çıktığında ise uygun anı yakalayıp öldürüyoruz. Oyun size “immersive sim” havası veriyor ama sadece havasıyla kalıyoruz. Bu oyunda da Hitman - Deathloop tarzı farklı yaklaşım çeşitleri olsa çok harika olabilirdi ama suikastlar çok tekdüze gerçekleşiyor. Sadece çevredeki korumaları etkisiz hale getiriyor ve gidip bıçağı saplıyorsunuz.
Bunun nesi kötü diyebilirsiniz tabi ama şöyle bir örnek vereyim. Bir hedefin mekana gelmesini bekliyoruz, geldiğinde ne kadar yorulduğundan ve yemek yiyip duş almak istediğinden bahsediyor. “Hah bu duş için tek başına kaldığında yakalarım” diye düşünüyorsunuz ama karakter korumasıyla birlikte yürüyüp silah talimi yapmaya başlıyor. Korumaları iki girişi tutarken çatıdan üstüne atlayıp öldürdüğünüzde ise arkasındaki gürültüye bile dönüp bakmıyorlar. Bunu çok daha ilginç bir şekilde yapabilirdik oysa.
Oyunda eski bir hırsız olan suikastçiyi kontrol ediyoruz, milletin yanından geçerken ceplerindeki malları aşırıyoruz ama kilit açma konusunda yetenek sahibi değiliz. Kilitli bir kapı varsa ya çevrede gezen bir korumanın üstündeki anahtarı alacağız ya da kırık pencere falan varsa oradan gireceğiz. En azından lockpick tarzı bir sistem olsaydı, bedeli büyük olsaydı ama istersek yapabilseydik. Elimizdeki rüşvet coinlerini daha faydalı kullanmış olurduk bu sayede.
Assassin's Creed Mirage inceleme
Oyunun oynanışını baltalayan en önemli konuya gelelim. Oyunda yapay zeka felaket! Daha önce Ersin’in yaptığı ön incelemede (Assassin's Creed Mirage ön inceleme) de bundan bahsettiğini okumuştum ama olay düşündüğümden de kötü. Daha önce herhangi bir AC oyununu oynayan herkesin bileceği gibi serinin yapay zekası en parlak yönlerinden birisi değil ama burada seviye bambaşka.
İki asker konuşurken birini çimlere çekip bıçaklıyorum öbürü “Hasan ne oldu sustun?” demiyor mesela. İki korumanın arasından korudukları elemanı ıslıkla çıkarıp öldürüyorum, adam samanların arasında yatıyor, korumalar hala etrafta geziyor “Yaklaşmayın adama keserim” şeklinde tehdit ediyor. Bir tanesi de demiyor “ya bizim koruduğumuz adam nerede?” diye..
Hadi bunlar AC serisinde zaten bildiğimiz şeyler, ama daha kötüsünü de gördüm. Yukarıda bahsettim, öldürdüğü düşmanın çözünmesini sağlayıp arkasında iz bırakmayan bir bıçak sahibi olabiliyorsunuz çeşitli upgradeler sonunda. Bu bıçağı kalabalık bir gruptaki askerlere tek tek atarsanız, arkadaşları gözü önünde çözünen koruma panik yapar, alarm verir diye düşünüyorsunuz değil mi? İki arkadaşı gözü önünde çözünüp üçüncü bıçağı yanlışlıkla ıskaladığım için hayatta kalan eleman “dur biraz şu balkondan manzarayı seyredeyim” diyerek gitti ya ortamdan. Öncesinde sadece bir saniye kafasında soru işaret oluştu, bütün tepki bu.
Assassin’s Creed Mirage, Origins ile başlattığı RPG özelliklerini azaltıp, biraz daha eski oyunların yolundan giden, güzel hikayesini başarılı şekilde anlatan bir oyun olmuş. Yukarıda özellikle bahsettiğim gibi bir sürü can sıkıcı problem mevcut, oynarken “keşke şu kısım böyle olsaydı” dediğim çok yer oldu. Üstelik oyunun özüne dönerken biraz fazla geriye gittiğini düşünüyorum, Assassin’s Creed 1’in teknik açıdan daha iyi bir sürümünü oynuyor gibi hissediyorum. Bu oyunun ihtiyaç duyduğu yenilik RPG öğeleri olmayabilir ama eskiye yakın bir oyun da ne kadar iyi tartışılır.
Assassin's Creed Mirage inceleme
Assassin’s Creed Mirage, özellikle eski oyunları seven oyuncuları mutlu edecek bir oyun olmuş. Benim gibi uzun zamandır serinin oynanışından sıkılmış biri için, yalnızca ana hikayeyi takip edip keyifli bir macera yaşamak, benim için güzel bir tecrübe oldu. Yan görevlere çok fazla takılmadan, yaklaşık 20 saat süren bir macera benim için yeterli oldu. Hala daha oyunun içinde tecrübe edilecek yan görevler, toplanabilecek nesneler ve tamamlanacak mücadeleler bulunduğunu düşünürsek, yaklaşık 30 saatlik bir oyun süresi var. Bu oyun gayet yeterli bir süre olduğunu düşünüyorum. Sakız gibi zorla uzatılmış bir senaryo yerine, bu tarz kısa ama dolu hikayeleri tercih ediyorum.
Assassin’s Creed Mirage PC sürümü Ubisoft Store ve Epic Store üzerinden 850 TL fiyat etiketiyle satışa sunulmuş durumda. Fırsatınız varsa Ubisoft+ satın alıp hem Assassin’s Creed Mirage hem de diğer Ubisoft oyunlarını çok daha uygun fiyata oynama şansınız olduğunu da hatırlatmak isterim.
Bu oyun köklerine döndü de iyi mi oldu? Hikaye sunumu açısından evet. Oynanış açısından ise stealth tarafının acilen bir elden geçirilmesi, mümkünse “immersive sim” dediğimiz oyunlardan örnek alması gerektiğini düşünüyorum.