Suzanne Collins'in ikinci bestseller'ı sinema salonlarında
Tesadüf müdür yoksa bilinçli midir bilinmez Hollywood’un son bilimkurgu filmlerinin çoğunun ana teması “isyan”. Bu haftanın “isyan ruhlu” son bilimkurgu filmi ise Suzanne Collins’in çok satan üçlemesinin devam filmi “ Ateşi Yakalamak”
Amerika’nın tanımsız bir geleceğinde isyan bastırılmış ve diktatör de ülkeyi ekonomik durumlarına göre 12’ye ayırmıştır. Her yıl düzenlenen Açlık oyunları adlı organizasyonda her bölgeden seçilen biri kadın biri erkek iki yarışmacı özel yapılmış bir bölgede hayatta kalma mücadelesi vermektedir.İlk bölümde statü değişikliğiyle oyunları kazanan Katniss ve Peeta. Kurallara karşı gelmenin cezasını 75.yıl oyunlarına çağırılarak ödeyeceklerdir.Ama durum iki taraf için de hiç göründüğü gibi değildir.
Film , daha doğrusu kitap, yarışma ve tv programlarıyla içi boşaltılan post-modern bir toplum ve kapitalizm eleştrisi .Üst ve orta sınıf bu türden yarışmalarla uyutulurken geri kalan kısma düşen her zaman ki gibi açlık ve ölüm.
Açlık oyunları sanki Harry Potter kuşağına bilinçlenme zamanınız geldi der gibi. İlk filmi yöneten Gary Ross’un yerini bu sefer Constantine ve I’m Legend filmlerini yöneten eski video klipçi Francis Lawrence almış ve bence iyi de olmuş. İlk filme göre daha derinlikli konulara değinen yönetmen, görsel açıdan da oldukça iyi iş çıkarmış. Siyasal argümanıyla birlikte sosyolojik değerlendirmelerin yapılması filme tat katmış.
Oyunculuklarda ise yeni dönem yıldızlarından taze oscarlı Jennifer Lawrence katniss rolüyle göze batmıyor. Diğer genç oyuncularda filmi sürüklemeyi başarmışlar. Bu bölümde yeni karakterlerden oyun kurucu rolünü oynayan Philip Seymour Hoffman etkileyici. Woody Harrelson ,Donald Sutherland , Cinna rolündeki Leeny Kravitz de rollerinin hakkını veriyorlar.
Serinin üçüncü filmi iki bölüm halinde çekilecekmiş. Umarım meseleyi uzattıkça uzatmazlar. Lakin Ateşi Yakalamak devrimin ilk adımı olarak anılacak. Holywood artık sistemin ayaklarının iyiden iyiye oturduğuna ve isyanın bir kaç sevimli anarşist sayesinde bilinmez gelecekte başarılı olabileceğini vurguluyor.Ama gezi olaylarının tadı damağımızdayken bu filmi izlemek sanki bizi azıcık gaza getiriyor. Bu arada Coldplay tarafından yapılan filmin soundtracki başarılı.Atlası bir dinleyin derim.