Transformers: Rise of the Dark Spark

Yeni nesil ile birlikte oyun stüdyoları, eserlerini hem geçmiş nesil hemde yeni nesil için geliştiriyorlar. Bu durum, oyun camiası adına büyük bir sorunu da beraberinde getirmekte. Evet, daha fazla para kazanmak adına stüdyolar böyle bir adım atmakta ancak bu adım, oyunlarının kalitesinden büyük bir ödün verdikleri anlamına geliyor. Oyun, hem yeni nesil hem de eski nesil için geliştirildiğinden dolayı istenilen özen gösterilmiyor ve bunun sonucunda doğal olarak oyunlar istenilen satış rakamlarına ulaşamıyor ve oyuncuların gözünde değersiz bir noktaya düşüyor.

Bu durumun en son ve en gözde örneği ise Transformers: Rise of the Dark Spark oldu. Oyun, adeta özensizlik akıyor ancak şimdilik oyunun hikayesine bir göz atalım.

Transformers Rise of the Dark Spark, bizleri Transformers 4 Kayıp Çağ filminin hatta tüm Transformers filmlerinin öncesine, Cybertron'dan Dünya'ya kaçış hikayemiz ile başlıyor. Hikaye gereği yeri geldiğinde robot doslarımızın Cybertron'da yaşadıklarını, yeri geldiğinde ise dördüncü filmle orantılı bir zamanı oynuyor ve robot dostlarımızın yaşadıklarını oyun TPS türünde olduğu için onların omuzlarının üstünden tanıklık ediyoruz. Rise of the Dark Spark, Transformers serisinin önceki oyunlarından bazı farklara sahip. İlk olarak yukarıda belirttiğim gibi Rise of the Dark Spark'ta sadece Cybertron hikayesine değil aynı zamanda günümüzde gerçekleşen olaylara da ilk elden tanıklık edebiliyoruz. Bunun sebebi kuvvetle muhtemel oyunun yapımcısı Edge of Reality'nin, filmin başarısının oyun satışlarına da etki etmesini istemesinden olabilir. Oyunu seriden ayıran diğer bir husus ise evet, Rise of The Dark Spark'ta Decepticon'ları da kontrol edebiliyoruz ancak oyun, iki farklı "iyi" ve"kötü" hikayesine sahip değil. Yani artık Autobot yada Decepticon hikayelerini istediğimiz gibi seçemiyor, bunun aksine oyun tarafından belirlenmiş tekdüze hikayeyi oynuyoruz.

DEVAMI DİĞER SAYFADA
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>