1/5

Tomb Raider: Legend

Arda Gündüz 3.06.2010 - 12:31
Lara Croft, 50 yaşında bile macera aramaya devam edecektir, tescillendi, onaylandı!
Platformlar PC
Tomb Raider: Legend
Merlin Puanı 81
Artılar Gezip görülebilecek mekanlar, bulmaca çözmek zevkli, renk paleti güzel seçilmiş
Eksiler Bazı texture'lar güzel gözükmüyorlar, ayrıca Lara'nın kontrolleri ilk başta problem yaratabilir
Kısaca Lara Croft

İsim: Lara Croft
Millet: İngiliz
Doğum Tarihi: 14 Şubat 1967
Doğum Yeri: Wimbledon
Medeni Hali: Bekar
Kan Grubu: AB-
Boy: 5' 9"
Kilo: 11b lbs
Saç Rengi: Kahverengi
Göz Rengi: Kahverengi
Favori Filmleri: Deliverance (1972), Aguirre Wrath of God (1977)
Favori Müzik Grupları: U2 ve Nine Inch Nails

GEÇMİŞ OYUNLAR:

Tomb Raider (1996):

Lara Croft efsanesinin başlangıcı işte bu oyuna dayanıyor. Tomb Raider sadece bir aksiyon olmakla kalmayıp, bize değişik mekanları gezdirip, zorlu bulmacalar çözme fısatını da veriyordu. Tamamen 3 boyutlu grafiklerden oluşan bu ilk oyunda, Mısır’dan tutun da Yunan tapınaklarına, hatta Atlantis’e bile gitme şansına sahip oluyorduk. Lara Croft’un akrobatik hareketlerinden faydalanabilmek de bizim için ayrı bir zevk oluşturuyordu. Daha sonra bu yapımın bir de Lost Artifact versiyonu yayınlandı.

Tomb Raider 2 (1997):

İlk oyunun ve Lara Croft’un oldukça sevilmesinden sonra ikincisi hazırlandı. Yine farklı mekanlarda gezmeye devam edip, kayıp artifact’lere ve en sonunda da Dagger of Xian’a ulaşmaya çalışıyorduk. Birbirinden farklı araçları da kullanabildiğimiz Tomb Raider 2’de, Venedik de dahil olmak üzere değişik yerlere gitmeye, mağaralı araştırmaya devame ediyorduk. Tomb Raider 2’de gezebileceğimiz 18 farklı mekan bulunmaktaydı. Bunun da daha sonra Gold versiyonu yayınlandı.

Tomb Raider 3 (1998):

Serinin geçmiş oyunlarına göre daha zor bir macera bizleri bekliyordu. Yine gezdiğimiz mekanlarda oldukça farklıydı ve bir anda kendimizi Londra’da bile bulabiliyorduk. Çözmemiz gereken bulmacaların zorlukları arttırılmıştı ancak yine de Lara Croft için her bir zorluğa katlanılabilecek bir yapımdı. Yapımcılar Tomb Raider 3’te Lara’nın tipini de biraz farklı bir hale getirmişlerdi.

Tomb Raider: The Last Revelation (1999):

Her sene olduğu gibi, 1999 senesinde de bir Tomb Raider oyunu ile daha karşı karşıyaydık. Mantık olarak olmasa da, The Last Revelation’da fiziksel değişimler göze çarpıyordu. Öncelikle, başlangıç bölümlerinde Lara’nın küçüklük halini de kontrol edebiliyor ve amcasının başına gelenlere şahit oluyorduk. Daha sonra da, amcamız bizden intikam almak için geri dönüyordu. Serinini bu 4. oyununda grafik motoru da geliştirilmiş ve göze oldukça hoş gelen bir hal almıştı. Bölümlerin çoğu Mısır’ın enteresan ve bir o kadar da tehlikeli mekanlarında geçiyordu. Daha çok bir adventure yapısı kazandırılmıştı ve uygun eşyaları uygun yerlere kullanmak için çabalıyorduk. Tuhaftır ki, bu oyunun sonunda Lara göçük altında kalıyor ve teorik olarak ölmüş kabul ediliyordu. Bir sonraki yapım geldiğinde ise, onun hakikaten de ölmüş olduğunu anlıyorduk.

Tomb Raider: Chronicles (2000):

Bir önceki bölümde Lara Croft’un ölümüne şahit olmuştuk. Chronicles’ın başında da, onun mezarının ziyaret edildiğini gördüğümüzde bunun gerçek olduğunu anlıyoruz. Tabii tahmin edilebileceği üzere, burada da Lara’nın eski maceraları hatırlanıyor ve bu hatırlanan maceraları da bizler oynuyoruz. Burada da yine Lara’nın ufaklık halini oynama imkanına sahip oluyoruz. Grafikler ve Lara Croft’taki değişim burada da devam etmiş oynanış olarak herhangi bir değişiklik yapılmamıştı. Hatta artık bazı insanlar serinin iyiden iyiye suyunun çıkmış olduğunu düşünmeye başlamışlardı. Yine de gezmeli görmeli oynanışından bir şey kaybetmemiş olduğu için alıp oynanmaya devam edildi. Ayrıca, sonlara doğru ortaya çıkan daha bir aksiyonvari oynanış, seriyi az da olsa renklendirmişti ve bizi bir bakıma gizlilik bazlı oynanışa da itiyordu.

Tomb Raider: The Angel of Darkness (2003):

Araya 3 senelik bir ara girince, hakikaten de Lara’dan ümidi kestik ve öldüğünden iyice emin olduk ki bu sefer de karşımıza Angel of Darkness çıktı. Macera aslında tam gaz devam ediyordu ve bu sefer de kendimizi Paris, Prag gibi Avrupa’nın önde gelen şehirlerinde buluyorduk. Çalıntı tablolar ve öldürülen ustamızla ilgili sır perdelerini aralamaya çalışıyorduk. Üstelik bu sefer bir de partnerimiz vardı; Kurtis Trent. Oyunun bazı yerlerinde onu da yönetebilme şansına sahip oluyorduk. Yalnız oyuncuların büyük bölümü, kontrollerden son derece yakınmışlardı. Tabii ki oynanış gene aynıydı ancak bu sefer Lara bazı akrobatik hareketlerinde kendisini geliştirebiliyordu. Sonunda şunu anladık ki, Lara Croft mezara girse bile, bir şekilde maceraları devam edecekti.