The Warriors
Kıvanç Güldürür
3.06.2010 - 12:31
New York'ta savaş çığlıkları!
’Ardıma bakmadan koşuyorum. Başka da çarem yok zaten. Koşarsam yakalanacağım,
ama yakalanırsam da kurtulacağım. Onca pisliğe bulaştım. Her türlü eşkiyalığı
yaptım. Kıçı kırık bir şehrin sahibi olmak için başkalarını düşünmeden öldürdüm.
Her şeyin yalan, bir tek Rembrandt ile Warchief’in gerçek olduğu bir alemdeyim.
Yakalanırsam öldürüleceğim. Bu envai çeşit pisliğin bulunduğu Dünya’dan çekip
gideceğim, kurtulacağım. Yakalanmazsam… Ne olacağını bende bilmiyorum. En iyisi
yaşayıp görmek. Ajax ile Cowboy depara başladı. Sanırım birazdan uzun bir
atlayış yapacağız…’
Yaptığı her işte adından söz ettiren Rockstar, yepyeni bir aksiyon oyunu ile
yine kapımızı çaldı; 70’li yılların kült filmi The Warriors! Oyunun çıkacağını
öğrendiğimde içimde herhangi bir heyecan kıpırdaması olmadı aslında. Çünkü The
Warriors’un ne olduğunu dahi bilmiyordum. Zaten bu oyunu da oynayacak oyunum
kalmadığımdan almıştım. Ama iyi ki de almışım, çünkü bana TV karşısında oldukça
eğlenceli saatler yaşattı The Warriors.
Oyun, demin de belirttiğim gibi, 70’li yıllarda geçiyor. Hiçbir manası olmadan,
sadece diğer çeteleri yok etmeye çalışarak, New York’a hâkim olmaya çalışan bir
sürü amaçsız çetenin arasında, bu çetelerden biri olan The Warriors’un üyelerini
kontrol ediyoruz. Aslında oyunun başları The Warriors filmi ile pek alakalı
değil. Konunun ne olduğunu iyice anlamamız için, ilk 14 bölüm(!) büyük
toplantıya kadar olan süreci konu alıyor. Çeteleri, adamları tanıyoruz.
Amacımızı öğreniyoruz. Dükkân soyuyor, arabalardan teypler çalıyoruz, racon
kesiyoruz… Ta ki büyük buluşmaya kadar; çünkü konunun seyri büyük toplantıdan
sonra tamamen değişiyor. Büyük toplantı, NY’da ki tüm çeteleri bir araya
getirmek isteyen Cyrus isimli bir şahsın organize ettiği bir buluşma. İlk 14
bölüm üstünlüğümüzü kanıtlamak için, diğer çetelerle savaşırken, sonraki
bölümlerde tek bir amacınız oluyor. Hayatta kalmak! İşte ‘asıl zevkli’
görevlerde, buradan sonra başlıyor.
DVD’yi sürücüye takıp, New Game’ i seçtiğimiz zaman, karşımıza çıkan videoyu
izlediğimizde, senaryo hakkında az çok bir şeyler öğrenebiliyoruz. Cyrus’un
dediklerini duyunca insan biraz olsun şaşırıyor. Çünkü söylediğine göre
şehirdeki çete üyelerinin sayısı, polis sayısının 3-4 katı! Cyrus, tam herkesi
gaza getirip amacına adım adım yaklaşırken, bir silah sesi patlıyor. Ve Cyrus
yere yıkılıyor.Deminde belirttiğim gibi asıl oyun buradan sonra başlıyor.
Senaryonun geri kalanını anlatırsam, hikaye hakkında pek merak uyandıracak bir
şey kalmıyor. Ama şunu söylemeliyim ki, The Warriors’un klişe, ama iyi bir
senaryosu var.
You Warriors, are good, really good
The Warriors oldukça iyi bir oynanışa sahip. Kontroller basit, combolar zevkli.
Oyunda bulunan bir sürü mini oyun(teyp çalma, kilit kırma…) iyi bir kontrol
sistemiyle entegre edilmiş. Sol thumbstick ile karakterimizi yönetiyoruz, sağ
ile kamerayı değiştiyoruz. Daire tuşu ile yakalama, üçgen tuşu ile zıplama
işlemlerini, kare ve X ile vurma işlemlerini gerçekleştiriyoruz. Tabi bazen bu
tuşları başka şeyler içinde kullanmamız gerekiyor. (Kilit kırma, yerden silah
alma…) R2 tuşu da depar atmayı sağlıyor. Oyunda çeşitli kombolar yapma imkânımız
da var. Ardı ardına, tuşlara doğru biçimde basarsak, daha etkili vuruşlar
gerçekleştirebiliyoruz.