Starfield inceleme: İnsanoğlunun uzay macerasının başlaması üzerinden çok bir zaman geçmedi. Bu kısa zamanda alınan yola baktığımızda uzayın bizim için hep bilinmezliklerle dolu olduğunu söyleyebiliriz. Ufkumuzun almadığı henüz toz tanesi kadar bilgimizin olduğu sonsuz bir denizden bahsediyoruz. İnsanlık tarihi göz önüne alındığında şu son 60 - 70 yılda çok daha büyük gelişmeler yaşandığını söylemek mümkün.
Ay'a seyahat, uzaya gönderilen uydular ve şimdi de Mars'ta kolonileşme döneminin konuşuluyor olması gelecek on yıllar, yüz yıllar için hayal gücümüzü çok daha ileri taşıyor diyebiliriz. Her ne kadar o günleri göremeyecek olsak da gerek sinema, gerek kitaplar gerekse de oyunlar sayesinde hayal gücümüzün çok daha ilerisine giden yapımlar ile karşılaşmak mümkün. İşte bugün inceleme konuğumuz olan Starfield oyunu da bu kulvarın en yeni örneklerinden birisi.
Starfield inceleme
Starfield başta Elder Scrolls ve Fallout serisi olmak üzere birçok oyuna imza atan Bethesda oyun stüdyosunun 25 yılın ardından oluşturduğu ilk yeni evren. Muhtemelen seriye dönüşeceğini düşündüğümüz bu seri oyun dünyası açısından oldukça önemli bir yere sahip diyebiliriz. İşin arkasında Bethesda olunca oyuna olan beklentilerin de arşa çıktığını söyleyebiliriz. Peki Starfield oyunculara neler vaat ediyor? O beklediğimiz yapım mı? İşte inceleme süresinde oyunun özelliklerinden bahsettiğim kadar zaman zaman bu beklenti kavramına da değineceğim. Hazırsanız başlayalım..
Starfield güneş sistemimizden 50 ışık yılı dışarıya doğru uzanan bir gölgeyi kapsıyor. Yerleşik Sistemler adı verilen bu bölgede içerisinde bulunduğumuz Güneş Sistemi (Solar System) ve ona en yakın sistemlerden biri olan Alpha Centauri başta olmak üzere onlarca sistem yer alıyor. Bethesda oyun için Mars'a seyahatin gerçekleştiğini ön gördüğü 2050 yılından başlayarak neredeyse 300 yıla yakın bir tarih yazmış.
2100 yılında Mars'ta insan kolonilerinin kurulması, 2156 yılında Alpha Centauri'ye gidilmesi gibi önemli kilometre taşlarının yer aldığı bu tarihin ardından oyunun başladığı 2330 yılına kadar uzanıyoruz. Oyunun tarihi hakkında daha fazla bilgiye buradaki videodan göz atabilirsiniz.
Starfield inceleme
Bu uzun süreçte dikkat edilmesi gereken ve oyunda sık sık etkilerini gördüğümüz birçok olay da yer alıyor tabi ki. Bunların başında United Colonies kuruluşu, Freestar Collective kuruluşu, bu iki büyük güç arasında yaşanan Narion Savaşı ve Koloni Savaşları'nı buna en büyük örnekler olarak gösterebiliriz. Özellikle bu iki gücün ayrımını ve savaşın etkilerini oyunun birçok noktasında görmeye devam ediyoruz. Tabi bunlar dışında Freestar Rangers, Vanguard grubu ve Crimson Fleet gibi tamamen korsanlardan oluşan grubun etkilerini de oyunda sık sık görüyoruz.
Oyun biraz önce de dediğim gibi bizi 2330 yılına götürüyor. Oyuna bir maden işçisi olarak başlıyoruz. Gözümüzü açtığımız anda ekip liderimiz karşımıza dikiliyor ve bize hem oyunun yönlendirmesi hem de ilk görevimiz hakkında direktifler vermeye başlıyor. Burada ilk etapta karakterin "Hey you, you're finally awake" diyeceğini sandım ama daha çok ilk görevimiz hakkında bilgiler vermeye başladı.
Starfield inceleme
Madende bulduğumuz gizemli bir metalin (Artifact) ardından ana hikayeye de giriş yapmış oluyoruz. Çünkü kısa sürede Artifact adı verilen bu eşyaları toplayan ve uzayın bilinmeyenlerini araştırmak, keşfetmek üzere kurulan Concellation grubuna katılıyor ve asıl maceramıza da yelken açmış oluyoruz. Bu noktada söylemeden geçemeyeceğim, klasik bir madencilikten gemi kaptanlığına yükselmemiz sadece 10 dakika alıyor. Buradaki geçiş o kadar keskin olmuş ki, oynarken hikaye gidişatı konusunda biraz garipsediğimi söylemeden edemeyeceğim.
İlginizi Çekebilir: Starfield sistem gereksinimleri
İlk görevimizin ardından oyunda karakter oluşturma ekranı ile karşılaşıyoruz. Bethesda bu kısımda detaylı bir seçenek listesi ile karşımıza çıkmış. Hazır karakter seçeneklerinden birini tercih edebileceğiniz gibi tamamen özelleştirilebilir bir karakter de oluşturabiliyorsunuz.
Burada yürüyüş tarzından kilosuna, ten renginden yüz hatlarına, saçından gözüne, dövmesinden, aksesuarlarından tutun da çene, burun çıkıntısına kadar her şeyi ayarlamak mümkün. Yani önümüzdeki günlerde hem oyun dünyasından hem de diğer yapımlardan ünlü sinemaları Starfield içerisinde görmemiz oldukça olası diyebilirim. Gerekli uğraş verilirse istenen şekilde bir karakter oluşturmak mümkün.
Starfield inceleme
Şeklimizi şemalimizi, façamızı düzelttikten sonra oyuna geçmeden önce iki önemli kademeyi daha seçmemiz gerekiyor. Bunlardan ilki karakterimizin geçmiş hikayesi. Burada yapım ekibi 21 farklı seçeneği bize sunmuş. Diplomat, kaşif, asker, ronin gibi birçok seçenek karşımıza çıkıyor. Tabi yaptığınız seçim hem karakterinizin geçmişi hakkında detayları hem de bazı özelliklerinize direkt olarak etki ediyor.
Mesela Ödül Avcısı geçmiş hikayesini seçerseniz pilotluk yetenekleriniz ya da Boost Pack yetenekleriniz daha etkili oluyor. Diplomat seçerseniz tahmin edebileceğiniz üzere konuştuğunuz kişileri daha çabuk eti altına alabiliyor ya da satın alma işlemlerinde ekstra avantajlar kazanıyorsunuz. Asker seçtiğinizde ise tabi ki daha dayanıklı ve silahlar konusunda daha etkili olma şansınız artıyor. Burada yapacağınız seçim oyunun özellikle ilk aşamasında oldukça önemli.
Bu seçimden sonra ise karakter özelliklerine çok daha büyük etkisi olan Traits kısmı karşımıza çıkıyor. Burada 17 farklı özelliğe yer verilmiş ve oyuna başlamadan önce üç tanesini seçiyorsunuz. Her özelliğin artıları olduğu gibi eksileri de bulunuyor. Bu da seçimi zorlaştırdığı gibi çok daha önemli bir hale sokmuş. Mesela ilk başta Alien DNA seçeneği bulunuyor. Bu özelliği aldığınızda daha yüksek can, oksijen oranı ile oyuna başlıyorsunuz. Fakat aynı zamanda ilaç ve yiyeceklerden normalden daha az fayda sağlıyorsunuz.
Starfield inceleme
Ya da Introvent seçtiğinizde tek başınıza dolaşırken daha az oksijen harcıyorsunuz, yanınızda biri olursa normalden daha fazla oksijen tüketiyorsunuz. mesela ben ilk oynarken bu seçeneği kullandım. Oyunda neredeyse her an yanınızda biri olduğu için bir anda benim için dezavantajlı bir seçime dönüşmüş oldu. Yanınızdaki mürettebatınıza "ya sen gelme, ben tek başıma dolaşırım" diyebiliyorsunuz ama malum, el elden üstündür ve daha romantik yakınlaşmalar için hedefinizi yanınızda tutmanızda fayda var diyebilirim.
Buradaki seçimler dediğim gibi karakterin durumunu etkilediği gibi oyunda da ufak nüanslar ile zenginleştirilmiş. Mesela yine Wanted isimli bir seçim bulunuyor. Bunu seçtiğinizde canınız azalmaya başladığında, yani bir nevi ölüme doğru koştuğunuzda rakibe çok daha fazla hasar veriyorsunuz.
Starfield inceleme
Bu Traits'in en büyük dezavantajı ise adından da anlaşılabileceği gibi aranan birisine dönüşmüş olmanız. mesela bir göreve gidiyorsunuz, gezegenden ayrıldığınız anda atmosferde korsan gemileri beliriyor ve kafanıza konan ödül için irili ufaklı mücadeleye giriyorsunuz. Bu tarz farklılıklar hem bu seçimleri hem de oyuna olan ufak dokunuşları ile renk katmayı başarmış.
Starfield büyük bir deniz. Oyunda onlarca galaksi, gezegen ve bu gezegenlerin uydularının yanı sıra uğrayabileceğiniz uzay yapıları da bulunuyor. Tabi ki bu kadar büyük bir seçeneğin ardından gezegenlerin doluluk oranı kafalardaki en büyük soru işareti.
Bunda önemli bir çeşitlilik söz konusu. Yani New Atlantis ve Akila şehri gibi oldukça büyük yerleşim yerlerinin yer aldığı gezegenlerin yanı sıra tamamen çorak ve içerisinde ufak keşif noktalarının yer aldığı onlarca gezegen bulunuyor. Büyük bir petrol rafinerisine benzeyen yerleşim bölgesinin yer aldığı tamamen sularla kaplı bir gezegene bile gidiyorsunuz. Özellikle büyük yerleşim bölgeleri katmanlı bir yapıya sahip. Yani ufak bir şehir merkezinden ibaret değiller. Bu bölgelerin içerisinde dolaşıyor, farklı alanlarına gidiyor ve bazen de içerisinde kayboluyorsunuz.
Starfield inceleme
Özellikle büyük bölgelerde geminizi tamir edebilir, özelleştirebilir ya da kendinize yepyeni bir gemi satın alabilirsiniz. Bunun dışında kıyafet alabileceğiniz mağazalar, silah dükkanları, hastaneler ya da damağınızı ıslatacağınız kahve dükkanları bile bulunuyor.
Bunların yanı sıra tüm gezegenlerden aynı doluluğu beklemek biraz hayalperestlik olur diye düşünüyorum. Yani tamamen kurak iklimden oluşan, kraterlerle kaplı birçok gezegen de keşfedebiliyorsunuz. Bunların bazılarında ufak mağaralar olduğu gibi büyük maden ocakları da bulunabiliyor.
Bomboş dolaştığınız gezegenlerin sayısı da doğal olarak oldukça fazla. Burada yapım ekibi bir habitat tarafa sistemi getirmiş. Öncelikle tüm gezegenlerde maden silahınız ile craft ya da alım satımda kullanabileceğiniz değerli materyaller toplayabiliyorsunuz. Bunun yanı sıra keşif hissiyatını arttırmak için etrafı tarama özelliği de oyuna eklenmiş. Yani bir canlı, bir bitki, bir ağaç gördüğünüzde onu inceleyebiliyorsunuz. Böylelikle o gezegen hakkında daha fazla bilgi ediniyor ya da sağlam yer altı kaynaklarına sahip ise bir Outpost kurarak kendinize küçük bir yerleşim alanı yapabiliyorsunuz.
Starfield inceleme
Evet, fragmanlarda da görebildiğimiz üzere tıpkı Fallout 4'te olduğu gibi üs kurma benzeri bir sistem oluşturulmuş. Outpost sistemi gezegenin dilediğiniz bir noktasına çeşitli şeyler inşa etmenize olanak tanıyor. Yeraltı zenginliklerini çıkarabileceğiniz bir sondaj cihazı, onları depolayabileceğiniz bir depo gibi şeyler dışında kendinize uyuyabileceğiniz bir yatak ya da topladığınız bazı eşyaları craftlayabileceğiniz, pişirebileceğiniz mutfak bile yapabiliyorsunuz. Hatta bir silah tezgahı kurarak sahip olduğunuz silahları özelleştirme şansınız bile var. ben bu tarz üs kurma olaylarını çok sevmiyorum ama oyunda yer alması bu tarz ufak üsler kurmayı seven oyuncular için önemli bir artı.
Neyse keşif olaylarına geri dönelim. Bethesda'nın birçok oyununda olduğu gibi grafik motorundan kaynaklı, katmanlı bir yapı bulunuyor. Yani bir gezegene indiğinizde bu gezegeni boydan boya yürüyerek gidemiyorsunuz. Uzun bir koşu maratonundan sonra oyun sizi görünmez bir duvar ile karşılıyor. Bu duvarla karşılaştığınızda ya geri dönmeniz ya da geminize çıkmanız gerekiyor. Bu gezegenin diğer bölgesine gidemeyeceğiniz anlamına gelmiyor. Yani gemiye dönüp, gezegenin tamamen farklı, istediğiniz bir noktasına iniş yapabiliyorsunuz. Fakat teknik sebeplerden ötürü harita sistemi ne kadar kurak olursa olsun, gezegeni boydan boya koşmanıza izin vermiyor.
Starfield inceleme
Aynı şekilde bir mağara ile karşılaştığınızda kısa bir yükleme ekranı geçiyor ve ondan sonra keşfettiğiniz alana giriyorsunuz. Bethesda oyunları ile içli dışlı olan oyun severler bu katmanlı, cepli yapıdan neyi kast ettiğimi daha net bir şekilde anlayacaktır.
Bu noktada aslında oyunun hem negatif hem de çok umurumda olmayan bir yönü ile karşılaştım diyebilirim. Birincisi koşabileceğiniz, yanı sınırına geleceğiniz alan oldukça büyük arkadaşlar. Yani depar atarak, gemiyle indiğiniz alandan dümdüz 20 dakika boyunca koşturmanız gerekiyor. ben bunu bir kere merak ettiğim için, yani biraz da incelemede bahsetmek için yaptım. Fakat sonrasında böyle bir sorun ile hiç karşılaşmadım. Çünkü gezegen aslında belli bir harita üzerine kurulu değil. yani ben harita sınırına ineyim, direkt görünmez duvara toslarım gibi bir yapı yok. Oyunun bu yükleme alanı indiğiniz kısmı merkez alıyor ve bu duvarla karşılaşmak için 20 dakika boyunca bom boş depar atmanız gerekiyor.
Starfield inceleme
Dediğim gibi gezegenlerin istediğiniz bölgesine iniş yapmak mümkün. Bu noktada bence oyunun en büyük eksiği sizi bir araçtan mahrum bırakıyor olması. Yani çok daha kısıtlı, küçük harita yapısına sahip olan Mass Effect serisindeki Mako benzeri bir aracın eksikliğini çoğu zaman hissediyorsunuz. Özellikle görev icabı değil, tamamen keşif amacıyla gittiğiniz gezegenlerde bu istek daha da artıyor.
Bomboş bir arazide farklı bir şey bulurum hissiyatı hem atmosferden hem de oyunun kendi yapısından dolayı oldukça önemli ve büyük. Fakat özellikle rastgele gittiğiniz bir gezegende, yani tamamen "dur bakayım burada bir şey var mı acaba?" diye uğradığınız bir gezegende, bu keşfi yapmak için 2330 yılında ufak bir yer yüzü aracınızın olmayışı dakikalarca koştuğunuz alanlarda "abi ben napıyorum" hissiyatı da beraberinde geliyor. Yani ufak bir bisiklet bile olsa razıyım diyeceğim ama tek ulaşım aracınız tabanvay arkadaşlar.
Starfield inceleme
Neyse ki gezegenlerin dilediğiniz bölgelerine iniş yapmamıza izin verilmiş. Belli önemli noktalar otomatik olarak işaretli geliyor ama harita yapısında gezegenin rastgele bir noktasını seçip oraya da inmek mümkün. Bunu tabi No Man's Sky'da ya da benzer oyunlarda olduğu gibi atmosfere dalarak yapamıyorsunuz. Seçim yaptıktan sonra geminiz otomatik olarak işaretlediğiniz alana iniyor. Açıkçası bu tarz oyunlarda bu sertbestliğin olması taraftarıyım. Her ne kadar bir süre sonra in kalk oyunculara zaman kaybı gelecek olsa da bunun oyuncuların bir seçimi olarak kalmasını isterdim. Fakat belli ki teknik sebepler nedeniyle yapım ekibi ancak bu tarz bir özgürlük sunmuş.
Biraz daha uzay dolaşımından bahsetmek istiyorum. Burada çok güzel noktalar var fakat aynı zamanda oyundaki en çok eleştireceğin, beni üzen detaylar da burada yatıyor. Öncelikle her gezegenin etrafında, o gezegeni izlemek müthiş bir hissiyat veriyor. Galaksiler arası geminizin de özelliğine bağlı olarak sıçrayışlar yapabiliyorsunuz. Bu galaksilerin büyük bölümü oyunun ilk etabında tabi ki ulaşılmaz durumda. Zaten üzerlerine geldiğinizde seviye durumları da yazıyor.
Starfield inceleme
Uzayda dolaşma sisteminde de bazı sınırlandırmalar var. Öncelikle yaklaştığınız gezegenin etrafında ilerlemekten çok asılı duruyorsunuz. Bu beni en çok üzen noktalardan biri oldu. Yani X bir gezegene yaklaştınız diyelim. Gezegene olan uzaklığınızda 10.000 km olsun. Gazı köklüyorsunuz, turboları açıyorsunuz ama gezegene sadece 2-3 km yaklaşmış oluyorsunuz.
Aynı şekilde gezegeni arkanıza aldınız ve ilerde duran, aynı sistemdeki bir gezegene ya da o gezegenin uydusuna gitmek istiyorsunuz. Yine gazı köklediniz, etrafta uçuşan toz taneleri baya yol kat ettiğinizi hissettiriyor. Ama arkayı bir dönüyorsunuz, aslında bir arpa boyu yol gidememişsiniz. Asılı durmaktan kastım aslında bu, bir nevi sanki yer çekimi sizi ne yaklaştırıyor ne de uzaklaşmanıza izin veriyor gibi bir durum söz konusu. Aynı sistemde bile olsa uydu ya da gezegenler arası seyahat olayı da mümkün değil. Tıpkı galaksiler arası sıçrama gibi bir ara sahne ile diğer gezegene yaklaşabiliyorsunuz.
Starfield inceleme
Neyse ki bazı gezegenlerin etrafında uydular ya da irili ufaklı meteorlar var. Bu noktalarda daha çok uzayda gidiyormuş hissini almak mümkün. Özellikle meteorların olduğu bir bölgede farklı gemiler ile çarpışmak daha keyifli.
Evet, oyunda uzay savaşları da bulunuyor. Burada büyük bir derinlik beklemeyin. Arcade uçak savaşlarının basitleştirilmiş bir tarzı diyebiliriz. Düşmana kilitleniyor manevralar yapıyor ve onları farklı silahlarımız ile alaşağı etmeye çalışıyoruz. Etraf kalabalıksa hem kokpit kamerası hem de dış kamera seçimi savaşları farklı açılardan görmenize, geminizi kontrol etmenize olanak sağlıyor. Burada karşılaşacağınız düşmanların seviyeleri de oldukça önemli. Yani sizin seviyeniz 8 ve karşınızda benzer seviyelerde 3 - 4 gemi varsa baya zorlanacağınız bir mücadele sizi bekliyor demektir.
Biraz önce de belirttiğim gibi geminizi özelleştirebiliyor ya da kendinize yepyeni çok daha büyük gemiler alabiliyorsunuz. Gemi özelleştirmesinde hem silah seçimi hem de geminin bölgelerini değiştirmek mümkün. Bir nevi eviniz olacağı ve mürettebatınız da içerisinde olacağı içi gemiye gerekli özeni vermeniz oyunun ilerleyen dönemleri ve karşılaşacağınız korsan gemileri açısından oldukça önemli diyebilirim.
Starfield inceleme
Geminizde üç tanesi silah olmak üzere gösterge kısmında altı farklı bar ile karşılaşıyorsunuz. Bu barların sol üç tarafı silah gücünüzü temsil ederken sağ üç tarafı ise sırasıyla motor gücü, gemi kalkanı ve yer çekimi barı olarak karşımıza çıkıyor. Bunların altında ise aslında hangisine odaklanacağınızı gösteren ana barınız bulunuyor.
Bu ana bar için aslında geminizin kalbi desek yanlış olmaz. Diyelim ki 14 kademeye sahip bir geminiz var. Bu kademeleri yukarı saymış olduğum barlara dağıtıyorsunuz. Yani beş seviyeli bir gemi kalkanı ve yine beş seviyeli bir silahınız var diyelim. İşte bu 14 puanı silaha, savunmaya anlık olarak dağıtabiliyorsunuz.
Zaten gemi parçalarını değiştirmek de bu nedenle çok daha önemli oluyor. Yani kalabalık bir düşman filosu ile karşılaştınız diyelim. Savunmayı anında arttırıp motor gücünü düşürerek bunun yerine silahlara ağırlık verebiliyorsunuz. ya da vur kaç yapacaksınız ve etrafta bir sürü meteor var diyelim. Savunmayı düşürüp silah ve hıza ağırlık vererek meteorlar arasında ilerleyip düşmanları avlamaya çalışabiliyorsunuz. Gemi savaşları basit ama zaman zaman çok daha keyifli olabiliyor.
Starfield inceleme
Starfield üç farklı kamera açısından oynayabileceğiniz bir yapım. Omuz kamerası, TPS açısı ve FPS kamerası arasında dilediğiniz zaman geçiş yapmanıza izin verilmiş. Ben genelde açık alanlarda, özellikle keşif yapıyorsam TPS kamera açısı ile oynuyorum. çatışmalar ve kapalı alanlarda ise FPS kamera sçısı çok daha keyifli oluyor. Bu seçimi dilediğiniz zaman değiştirebilmek oyunun güzel artılarından birisi.
Oyunun savaş sistemi aslında alıştığımız bir tonlamaya sahip. Daha çok mevcut yapıdan ilham alınsa da farklı birçok silahla karşılaşıyorsunuz. Bıçak, balta gibi yakın dövüş silahlarının yanı sıra tabancalar, SMG'ler, makineli silahlar, pompalı ya da lazer silahları gibi geniş bir yelpaze sunulmuş. Etrafı lootlamak ya da düşmanlardan silah, mühimmat, hatta kıyafetlerini almak da mümkün. Giyiminden kuşamına, kaskından astronot kıyafetine kadar bol bol seçenek var.
Starfield inceleme
Gerçeklere dayandığı için oyundaki çatışma kısmından çok fantastik hareketler beklemeyin. Bu keyifli olmadığı anlamına gelmesin. Siper almak, etraftan dolaşmak ya da düşmanın işini gizlice bitirmek oldukça keyifli. Burada anlatıp tadınızı kaçırmak istemediğim bazı etkenlere de oyunun içerisinde, ilerledikçe kavuşuyorsunuz. Bu durum savaş kısmına küçük de olsa keyif katmayı başarıyor.
Tabi bu sistemin belkemiği oyundaki yetenek sisteminde. Bir seviye sınırlaması olmadığı için ilerledikçe karakterin daha da güçlendiğini geliştiğini hissediyorsunuz. Tabi bu çok hızlı olmuyor. Starfield sırtını tamamen çatışmalara dayayan bir RPG oyunu değil. Hatta saatler boyunca hiç silah çekmediğiniz anlar bile olabilir, bunu unutmamak gerek. Biraz da tercihe bağlı bir durum diyebiliriz.
Starfield inceleme
Oyunda beş farklı yetenek ağacında toplamda 82 farklı yetenek bulunuyor. Üstelik bu yeteneklerin her biri kendi içerisinde farklı kademelere ayrılmış durumda. Yetenek sistemi Fiziksel, Sosyal, Dövüş, Bilim ve Teknoloji olarak beş kademeye ayrılmış. Fiziksel kısımda can barı, taşıyabileceğiniz ağırlık, oksijen durumu, gizlilik gibi etkenler bulunurken teknik kısımda pilot yetenekleriniz, boost pack geliştirmeleri ya da Lockpick gibi kasa, kapıları açacağınız yeteneklerinizi geliştirebiliyorsunuz.
Dediğim gibi oyundaki her yetenek farklı kademelere ayrılmış. Üstelik kilidini açmak için yetenek puanı harcamanız yeterli değil. yeteneğin kilidini açtıktan sonra onda ustalaşmak için belli şartları yerine getirmeniz gerekiyor. Mesela Fiziksel yetenek ağacında oksijen barını arttıracağınız yeteneğinizin ilk kademesini yetenek puanı harcayıp açtınız diyelim. Bu kilidini açtığınız yetenek de size %10 daha fazla oksijen veriyor olsun. Bunu aktif etmek için örneğin altında "oksijenin barını 10 kez tamamen bitir" gibi bir şart ile karşılaşıyorsunuz. Sonraki kademede bu 50 kez, bir sonraki kademede ise 100 kez oluyor. Bir nevi Skyrim'de aksiyon aldıkça yetenekleriniz gelişmesine benzeyen sistem gibi diyebiliriz.
Starfield inceleme
Oyunda tabi klasik olarak konuşma sistemi gibi alıştığımız dinamikler de yer alıyor. İrili ufaklı birçok sohbete girmeniz gerekmekte. Kimi zaten karşılaştığınız karakterleri ikna etmek görevin gidişatını da farklı yönlere saptırıyor. Burada karakterinizin yeteneklerinin konuşma tarafında ne kadar fark edebileceğini anlıyorsunuz. Aynı şekilde hem tatlı dil hem de silahla çözeceğiniz meselelerin sayısı da fazla.
Oyunda ana görevimiz dışında yapabileceğimiz tonla görev var. kelle avcılığı, karşılaştığınız karakterlere farklı konularda yardım etme, bir sistemi korsanlardan temizleme gibi bir sürü yan görev o galaksilere yayılmış durumda. Üstelik bazı görev kiosklarından da bu görevleri alabiliyor ya da Vanguard, Freestar Rengars gibi birliklere katılabiliyorsunuz.
Starfield teknik olarak mükemmel bir oyun değil fakat etkileyici bir oyun. Sırtını atmosferine dayamış ve bunda ne kadar kendinden emin olduğunu sık sık size hissettiriyor. Yerleşim alanları, gezegenler ya da girdiğiniz ufak bir mağara.. Hepsi de farklı bir atmosferi solumanıza vesile oluyor. Kurak bir gezegende dolaşırken kafanızı gökyüzüne çevirdiğinizde karşılaştığınız manzara sizi mest ediyor diyebilirim. ufukta parlayan bir gezegen ya da neredeyse dibinizde olan gezegen halkaları o uçsuz bucaksız uzay hissiyatını fazlasıyla vermiş.
Starfield inceleme
Starfield'ın teknik konudaki yönlerine zaman zaman değindim. Katmanlı harita yapısı, sınırlandırmalar teknik olarak tabi biraz can sıkıyor. hani uzansanız tutacakmışsınız gibi ama ulaşamadığınız detaylar var gibi hissediyorsunuz. Teknik anlamda, yani hatalar konusunda ise karşılaştığım en sorunsuz Bethesda oyunlarından biri olduğunu söyleyebilirim. Tabi ufak takılmalar, karakterlerin titremeleri ya da obje içine giren ayak, uzuv gibi hatalar var fakat çıkış dönemi göz önüne alındığında bu kadar devasa bir oyunda çok az hata ile karşılaşmış olmam beni baya bir şaşırttı diyebilirim.
Atmosfer anlamında dediğim gibi büyüleyici detaylar var. Fakat kafanızı aşağı çevirdiğinizde aynı şekilde sınıfta kalan detaylarla da karşılaşabiliyorsunuz. Uzaktaki objelerin, ağaçların detay seviyesi ya da karlı bir gezegene gittiğinizde ayak izinizin bile çıkmaması, kağıt gibi bir yüzey ile karşılaşmanız biraz üzebiliyor.
Starfield inceleme
Optimizasyon konusuna da değinmek lazım. Öncelikle ben oyunun PC versiyonunu oynadım ve fena sayılmayacak bir konfigürasyona sahibim. Oyun her ne kadar AMD teknolojilerini destekliyor olsa da ben RTX 3080 ile oyunu test ettim. İşlemci olarak tabi oldukça güçlü i9 13900K ve 16 GB DDR5 Ram ile oyunu oynadım. SSD detayını vermeye gerek duymuyorum çünkü artık bu tarz büyük oyunlarda okuma hızı yüksek bir M2 SSD şart diyebiliriz.
Özellikle yükleme süreleri bakımından bu detay oldukça önemli. Oyunun teknik kısıtlamalarını göz önüne aldığımızda iyi bir depolama birimine sahip değilseniz, yükleme süreleri canınızı sıkabilir. beni çok rahatsız etmedi çünkü hızlı yükleme süreleri ile bu kısıtlamaların çok daha hızlı geçmesine tanık oldum. Oyunu bu sistemde tüm ayarlar ultra seviyedeyken ortalama 60 FPS civarında oynadım. genelde keşif noktalarında 70 FPS seviyelerine çıkarken tabi ki yoğun çatışmalarda ya da kalabalık alanlarda 45-50 FPS civarına düştüğü de oldu.
Starfield inceleme
AMD'nin FSR teknolojisi bildiğiniz gibi bu oyunda mevcut. AMD bileşenlerde çok daha iyi sonuçlar alacağınızı şimdiden söyleyebilirim. Ben kendi ekran kartımda bile bu ayarı açtığımda 20 FPS civarında bir performans artışı ile karşılaştım. Yani yapacağınız ufak ayarlamalar ile akıcı bir oynanış yakalayacağınızı söylemek mümkün.
Müzikleri ile keşif hissiyatını arttıran oyundaki karakter ifadelerinden de unutmadan bahsetmek istiyorum. Bethesda'nın bu konuda namını zaten hepimiz biliyoruz. Starfield karakter ifadeleri konusunda en azından sizi üzmeyecek bir oyun. Tabi ki müthiş bir detay beklemeyin ama özellikle önemli karakterlerde çok daha detaylı yüz ifadeleri ile karşılaşabiliyorsunuz.
Sonuç olarak Starfield uçsuz bucaksız bir deniz arkadaşlar. Burada ne kadar detay yazarsam yazayım sonu gelmeyecek bir kelime denizinde kaybolacağımı hissediyorum. Oyunda neredeyse 40 saatin ardından daha keşfetmediğim onlarca belki de yüzlerce detay bulunuyor. bu uçsuz bucaksız denizde kaybolmak ve gökyüzünün tadını çıkarmak tüm oyun severlere uzun saatler harcayacağı bir maceranın kapılarını aralamış diyebilirim. Üstelik bu maceraya GamePass sistemi sayesinde kavuşmak ise oyunu çok daha avantajlı bir yapıya sokuyor.
Starfield inceleme
Sonuç olarak Starfield uzun saatler boyunca oynayacağınız, zaman zaman kısıtlamaların gözünüze batacağı fakat büyük bir bölümünde tıpkı oyunun kendisi gibi büyük bir şekilde keyif alacağınız bir oyun olmuş.
Not: Arkadaşlar oyunda hem teknik hem de oynanış konusunda aklıma geldikçe ekleyeceğim birçok detay var. Yani bu inceleme aslında tamamlanmış olsa da bir süre daha güncellenmeye ve bir nevi "review in progress" olarak devam edecek bir yapıda olacak. Sizin de oyunla ilgili merak ettiğiniz bir detay, soru varsa ve belirtirseniz, inceleme içerisinde tüm bu detayları da eklemeye çalışacağım.