ArtılarHoş grafikler. Profesyonel seslendirmeler. Eğlenceli karakterler. Her yaşa hitap ediyor ve zevkli.
EksilerÇizgisel oyun yapısı kendini sürekli tekrar ediyor. Kamera açılarına alışmak zor. Oyun süresi kısa. Konu iyi işlenemiyor ve karakterlerin oyundaki ağırlıkları olması gerektiği gibi değil.
Eğlenmek için bilgisayarımızı açalım ve haydi içine de bir oyun yükleyelim,
sanki sırf bu yüzden bilgisayarı açmamışız gibi. Adı da Robots olsun. Robots,
ben bilmiyordum; ama, öğrendiğime sevindim, dünya çapında tanınan film şirketi
Fox Interactive’in Amerika’da bayağı popüler olan, çocuklara yönelik dergi,
sinema, kitap gibi ürünlerinin raflarda görünen adı(ymış). Karakterler de
yapımlarının isminden anlaşılabileceği üzere robotlar. Gerçekten de oyun
yapımcıları arayınca iyi şeyler çıkartıyorlar ortaya, her ne kadar bu iş için
girişimci olan kesim ürünün asıl sahibi olan taraf olsa da, Robots gerçekten de
hedef kitlesi olan çocuklar için oyununda da hayli eğlenceli ve sevimli öğeleri
içerisinde barındırıyor. Fakat sakın bunu bir çocuk oyunu diye algılayarak
kestirip atmayın, çünkü içerisinde öyle tatlar buluyorsunuz ve oynarken
kendinizi öyle bir kaptırıyorsunuz ki zamanın nasıl aktığını anlamıyorsunuz
bile. Gerçi bunun nedeni oyunun hayli kısa olması da olabilir; ama oyunun
bölümlerindeki mekanlar bir hayli güzel. Fox Interactive, böyle büyük bir
pazarını tehlikeye atmamak için oyun dünyasının mihenk taşı Sierra ve yine
kaliteli bir firma olan Vivendi’yi birleştirerek, oyun dünyasındaki kredilerine
yüksekten uçarak giriş yapıyor.
Bu benim oğlum Rodney. Rodney Copperbottom
Oyun sırasında yaptığımız işler ve düşman robotlarla sıklıkla karşı karşıya
kalmamız nedeniyle Robots’a aksiyon tanımlaması yapılabilir; fakat, oynanış
sırasında sürekli oradan buraya zıplayıp durduğumuz ve oyundaki karşılığının tam
tanımı olmayacak olsa da, anahtarı bul – kapıyı aç mantığı var olduğu için üç
boyutlu bir platform da denilebilir. Kontrolümüz altındaki karakterin ismi
Rodney Copperbottom. Kendisi genç bir robot ve ileride bir gün mucit olmanın
hayallerini kuruyor. Televizyonda da Robot City’i ve oranın önemli kişisi Bay
Bigweld’i görünce bu hevesi doruk noktaya ulaşıyor. Ailesinin de rızasını
alarak, Robot City’nin o karmakarışık atmosferinde başına bir iş gelmeden
Bigweld'i bulmak, onunla tanışmak ve deneyimlerinden faydalanmak için uğraşıyor.
Kendini ona icat ettiği çatal-kaşık-bıçak kırması, uçan minik dostu Wonderbot
ile ispatlayarak, yanında kalmaya çalışması ile işe koyuluyor. Fakat işler pek
de düşündüğü gibi gitmiyor. Uzun uğraşlar sonrasında vardığı Bigweld’in
makamında onu yerinde bulamıyor. Daha sonra şehirde bir çok kişi ile tanışıp,
Robot City’de çalışan Ratched adındaki bir yetkilinin bütün robotları yeni
modellerle değiştireceğini öğreniyor. Sonrasında da şehirdeki robotlarla birlik
olarak bunu engellemeye çalışmasıyla, Rodney’in mucit olma sevdası bambaşka bir
yöne doğru çekiliyor. Oyunda her bölümün sonunda ortalama 1’er dakikalık
videolarla gelişmeler size Rodney’in babasının ağzından anlatılıyor. Bunun
masalımsı bir edada olması da gerçekten çok güzel olmuş. Tabii bu bile Rodney’in
aslında iğrenç espriler yaptığı gerçeğini değiştirmiyor. Kabul, gerçekten de
karakterler eğlenceli ama kimse benden bu espriye gülmemi beklemesin. Belki
oralarda yetişseydim bunlara gülebilirdim fakat değilim(esprinin tam yerini
bulması için İngilizce yazmak zorundayım):
-Tak tak tak!
-Who is there?
-Juno
-Juno who?
-Juno know I’m a robot?