ArtılarBölümler ve bulmacalar birbirine bağlı, animasyonlar
EksilerKaplamalar biraz daha iyi olabilirdi, filmden ve diğer macera oyunlarından farklı bir özelliği yok
Disney’in satın aldığı popüler animasyon stüdyosu Pixar’ın elinden çıkan
Ratatouille, sinema ve animasyon severlerin oldukça beğenisini kazanmıştı. Çoğu
animasyon filminde olduğu gibi Ratatouille’in de video oyununun çıkması
şaşırtıcı olmadı. Üstelik piyasadaki tüm platformlarda yerini alarak, en az
izleyici kitlesi kadar geniş bir yelpazede de oyuncularla buluşmayı hedefledi.
Yapım çok başarılı bir animasyon olabilir, ancak aynı performansı PSP
platformunda da sergiliyor mu? Bakalım.
Yağsız peynir?
PSP, diğer platformlardan farklı bir içeriğe sahip değil. Tam anlamı ile ne
eksik ne de fazla. Ratatouille’de başrolü oynayan sıçan Remy, oyunda da baş
karakter olarak kontrolümüze verilmiş. Koşmak, atlamak, tırmanmak ve hatta
yüzmek gibi çoğu sıçandan daha hiperaktif bir hayatımız var. Zira kendimizi
kuytu köşelerde saklamak yerine, bolca aksiyona atıyoruz. Oyunda bulunan beş ana
mekanda geçen otuz görev boyunca, bir kez daha şef Linguini’nin paçasını
kurtarıyoruz. Bölümlerde yaptığımız araştırmalar makul bir sürede geçiyor.
Bulmaca çözmek ve düşmanlarla savaşmak arasındaki denge de iyi kurulmuş. Oynanış
açısından çoğu macera oyunu ile aynı olan yapımda, yemek tarifi kartları
toplamak Remy’nin en sevdiği iş. Yemek tarifi kartlarını toplamak içinde
bölümler boyunca iplerden, kayışlardan sarkıyor, tırmanıyor, mobilya ve
rafların aralarından atlıyor, kutu, fincan gibi nesneleri iterek kendimize yol
açıyoruz. Remy’nin maceraları yalnızca karada değil, lavabo ve küvet gibi ıslak
mekanlarda da geçiyor. Suyla dolu bu bölgelerde yüzebilen karakterimiz, aynı
zamanda dibe de dalabilmekte, böylece elektrik olan yüzeylerde akıma kapılmaktan
da kurtulmayı başarmakta.
Düşman saldırılarına da hedef olan Remy, combo yumruk hareketleri ile
savaşabilmekte. Hangi nedenden olursa olsun, sağlık barımız sıfırı gösterdiğinde
bölümü kaybetmiş sayılıyor ve sıfırdan başlamak zorunda kalıyoruz. Bununla
birlikte etrafta dağınık şekilde bulunan yiyecekler sağlığımızı doldurmamızı
sağlıyor. Zaten etrafta oldukça yiyecek olduğundan genellikle sağlık açısından
sıkıntı çekmiyoruz. Oyunu oynamak ve hikayeyi daha iyi anlamak için filmi
izlemiş olmak gerekmiyor; ancak karakterleri tanımak ve bilmek açısından filmi
izlemek tabii ki bir avantaj sağlıyor. Yinede görevler öncesi gösterilen video
kliplerden kimin dost kimin düşman olduğu anlaşılabiliyor. Bazı görevler
diğerlerine nazaran daha komplike olabilmekte. Bölümler yaklaşık 10-15 dakikalık
bir sürede tamamlanmaktalar. Bu bakımdan yaklaşık 6-8 saatlik bir macera ile
sona ulaşılabiliyor.
Multiplayer modu da bulunan oyunda arkadaşlarınızla ipi ilk göğüsleyen olmak, ya
da belli sürede en çok peyniri toplamak üzere mücadelelere girebilirsiniz.
Multiplayer’ın muhtemelen tek kötü yanı ise oyun paylaşımını desteklememesi ve
arkadaşınızın da oyunun UMD’sine sahip olmasını istemesi. Genel olarak
baktığımızda ortalama üstü sayabileceğimiz üç boyutlu grafikler, haliyle
filmdeki kadar kaliteli değiller. Yinede nesnelerin renklendirilmesi,
ışıklandırmalar ve akan su dinamikleri iyi yapılmış. Remy’nin hareketleri ve
animasyonları da oldukça başarılı. Özellikle akrobatik hareketleri görülmeye
değer. Çok fazla konuşma olmasa da karakter seslendirmelerini filmdeki dublaj
sanatçılarının yapmış olması da artı puan. Macera severler ve filmin fanlarını
için güzel bir deneyim olabilir.