Öyle oyunlar vardır ki, hikayeleri baştan sona sanat eseri gibidir. Bazıları, anlatım bakımından inişli çıkışlı olmakla beraber, bazıları direk negatif havasıyla oyunculara ayrı bir duygu katar. Yeri gelir, o negatif duygular o kadar ağır olur ki, göz yaşlarımızı tutamaz hale geliriz. Tabii, eğer bir yapım, oyun sürecinde bizi hüzünlü tutabiliyorsa, arkasında büyük bir emek geçtiğinin habercisidir. Oyun dünyasında yaşadığımız bu durumları size galerimizde derledik, fakat önceden şunu belirtelim, bahsedeceğimiz anlar genellikle yapımların son anı veya kritik durumlardan alındığı için çok fazla SPOILER içermektedir.
Sizin de aklınızda kalan ve bize belirtmek istediğiniz duygusal anlar varsa bize yorumlarda belirtebilirsiniz. Aşağıdaki görsele tıklayarak bu anlara göz atabilirsiniz.
1John Marston'ın Sonu - Red Dead Redemption
Genellikle vahşi batı oyunları ve filmlerinde klişe konular yer alırken, Red Dead Redemption, bu kategorinin dışında kalıyor. Her ne kadar PC oyuncularına gün yüzü göstermese de, konsol aldırttıran yapımın hikayesi baştan sonra ayrı bir dünya. Oynanış sürecinde çoğu kişinin aklına takılan ve hüzünlendiren ise John Marston'ın başına gelen talihsiz olaylar oluyor. Hayatına, ailesiyle beraber sorunsuz şekilde devam edeceğini uman Marston'ın hikayesi, şüphesiz listemizde yer alıyor.
2Agro'nun Hikayesi - Shadow of Colossus
Playstation 2 platformunda kesinlikle oynanması gerekenler listesinde Shadow of Colossus bulunuyor. Geniş evreni, heyecanlı bölüm sonu canavarları ve akıcı hikayesi ile zamanının ilerisinde olmayı başarıyor. Maceramızda bize büyük derecede yardımı bulunan atımız Agro'nun canını bizim için feda etmesi, kalplerde burukluğa yol açmıştı.
3Vesemir'in Ölümü - Witcher III: Wild Hunt
Geralt, maceralarında karşılaştığı kişilere nadiren güvenir. Vesemir hariç, Geralt'ın uzun zamandır sıkı arkadaşı olan Vesemir'i genelde Geralt'a yardım ederken görüyoruz. Anlaşılacağı gibi, serinin üç oyununda da Geralt'ı yalnız bırakmayan Vesemir'in ne yazık ki Witch Hunt'da sonu geliyor.
4Eli Vance'in Ölümü - Half Life 2: Episode 2
Listemizde olmazsa olmazlardan bir tanesi Eli Vance'in ölümü... Kişisel olarak hem üzüldüğüm, hem de Valve'in halen inatçılık yaparak seriye devam etmemesinden dolayı sinirlendiğim bir sondu. Özellikle olayların tam düzeldiği ve Gordon Freeman takımının ilerlediği durumda aniden çıkan Combine Advisor'ın Eli Vance'ı öldürmesi, cidden can sıkmıştı.
5Soap MacTavish ve Ghost'un Ölümü - Call of Duty:Modern Warfare Serisi
"Herhangi bir oyunda sizi üzen şey neydi?" sorusuna verilecek kesin cevaplardan birisi, Soap ve Ghost'un ölümüdür. Hikayeye ve ana karaktere bir hayli bağlı olan Soap ve Ghost'un oyuncularla bağını kesmesi, birçok kişinin duygularını harekete geçirmişti.
6Gwyn ve Kiln of the First Flame - Dark Souls Serisi
Aslında bu sahnelerin görsel açıdan ilk baktığınızda herhangi bir duygusallığı yok. Ancak Dark Souls'un altında gizlenen görkemli hikayeyi öğrenip her bir karakteri tanıdığınızda Gwyn ile gerçekleştirdiğiniz savaşın ne kadar anlamlı ve duygusal olduğunu anlıyorsunuz. Zaten oyundaki en iyi boss müziğinin de burada duyuluyor olması, sahneyi birkaç kat daha vurucu bir hale getiriyordu.
Üçüncü oyunun sonunda ise yine Kiln of the First Flame'e çıkarak Soul of Cinde rile kapışıyordunuz. Soul of Cinder ile kapışırken ilk fazda pek bir şey anlamıyor ve sıradan bir boss gibi kapışıyorsunuz. Ancak ikinci fazda birden başlayan o tatlı piyanoyu duyduğunuzda, Gwyn ve ateşin yuttuğu tüm ruhların birleştirdiği tek bir beden ile savaşmakta olduğunuzu anlıyordunuz. Kesinlikle oyun tarihinin en duygusal ve vurucu sahnelerinden birisidir. Üstelik bunu bir ara sahne ile değil, direkt olarak oynanış ile sağlamıştır.
7Solid Snake'in Hayatı - Metal Gear Solid 4
Hideo Kojima'nın baş yapıtı, Metal Gear Solid geçmişten günümüze kadar halen konuşulan bir seri. Yeri gelince ciddi, yeri gelince de eğlenceli dakikaları ile gerçekten inişli-çıkışlı durumlar bulundurabiliyor. Fakat, Hideo Kojima serinin içerisinde hüzün bulundurmayı unutmamış. Metal Gear Solid 4'te anlatılan Solid Snake'in hikayesi, çoğu soruları perdesini açarken, bulunan atmosferi ile de bir hayli hüzne boğuyordu.
8The Last of Us'ın İlk 20 Dakikası
The Last of Us'ı oynadıysanız zaten tüyleriniz çoktan diken diken oldu. Ana karakterlerden birisi olan Joel'ın kızını oynadığımız ilk dakikalardan sonra kontrolü Joel ele alıyor ve kızını da alıp can havli ile kaçmaya başlıyordu. Ordu görevlileri tarafından öldürülen kızını kendi kollar arasında kaybeden Joel, hiç kuşkusuz ki bizlere büyük bir acı yaşatmıştı.
9Yalnız Clementine - The Walking Dead, 1. Sezon
10Aerith'in Ölümü - Final Fantasy VII
Final Fantasy 7 aslında birçok açıdan duygusal bir yapım. Oyunun sürprizlerle dolu hikayesi, Cloud'un aslında bir klon olması derken FF7 bizleri birçok yerden vurmuştu. Ancak herhalde en duygusal an, Aerith'in Sephiroth tarafından öldürüldüğü sahnedir. Buranın duygusal olmasının tek sebebi karakterin ölümü değil. Buraya kadar habersiz bir şekilde kastığınız ve emek harcadığınız bir karakterin ölümü. EMEK VAR ORADA EMEK!
11Spec Ops:The Line'un Hikayesi ve Sonu
TPS tarzındaki yapımların çoğu, aksiyon dolu hikayelerden oluşur. Fakat Spec Ops'un durumu diğer TPS'lerden biraz farklı. Oyun piyasasında yerini aldığında çoğu oyuncu tarafından "sıradan" olarak beklenirken, anlattığı hikaye ve özellikle sonlara doğru aniden yön değiştiren konusu ile çoğu oyuncuyu üzmüştü, hatta kendini kötü bile hissettirmişti. Aradan yıllar geçmesine rağmen Spec Ops: The Line, çoğu oyuncu tarafından hikayesi ve oynanışından dolayı tavsiye edilen bir yapım.
12Asıl Hikayenin Sonu - Life is Strange
Ne yalan söyleyelim, önemli kararlar vermeniz gereken oyunlar bazen canınızı sıkabilir. Tamamen içgüdünüze ve diğer karakterlere karşı sahip olduğunuz sempatiye bağlı olarak verdiğiniz kararlar, oyunun havasını tamamen değiştirebilir veya beklenmediğiniz sonlara yönlendirebilir. Life is Strange, bunun gibi bir durumun en iyi örneklerinden biri. Yapımın sonunda verdiğimiz kritik karar, aslında ne olursa olsun, bizi hüzünlü bir sona yönlendiriyor.
13Dom, Maria'yı buluyor - Gears of War 2
Gears of War, dışarıdan bakıldığında düz bir aksiyon oyunu gibi görünüyor. Ancak bu görüntünün fazlasıyla yanıltıcı olduğunu, seriyi oynadıktan sonra anlıyorsunuz. Marcus Fenix ve arkadaşlarının birbirlerine olan bağı ve her karakterin birbirinden çok farklı bir kişiliğe sahip olması herkesi ayrı ayrı sevmenizi sağlıyordu. Dom da hiç kuşkusuzdur ki, serinin en sevilen karakterlerinden birisi.
Dom, ilk oyundan beri eşini arıyor. Çok sevdiği eşi Maria'yı sonunda Gears of War 2'de bulan Dom, maalesef Maria'yı umduğu halde değil, yıpranmış ve ölmek üzere bir halde buluyor. Bu noktada gerçekten söyleyecek pek fazla şey kalmıyor. Daha fazla acı çekmemesi adına kendi elleri ile eşini öldüren Dom, daha sonra görkemli bir feda sahnesi ile seriye veda ediyordu.