Kimin kimi kurtardığının, kimin kimden arakladığının tam belli olmadığı dünya
şahanesi İstanbul’da tüm işler organizedir ve organize her zaman işler...
Son yıllarda yerli filmlerin dirilişine sahne oluyor sinema salonları. Birbiri
ardına filmler çekiliyor ve yerli filmlere mesafeli duran izleyiciler dahi bu
dirilişe kayıtsız kalamayıp, sinema salonlarının yolunu tutuyor. Şu sıralar
sinemaların ilan tahtalarında yeni bir isim gözümüze çarpıyor. Başlıca rollerini
Yılmaz Erdoğan, Tolga Çevik, Özgü Namal, Demet Akbağ, Tuncer Salman, Erdal
Tosun, Öner Erkan... ve Altan Erkekli’nin paylaştığı Organize İşler! Filmin
seyirciye bir de hediyesi var. Cem Yılmaz’da Organize İşler’in kadrosunda
bulunuyor!
Organize İşler, Yılmaz Erdoğan’ın yazıp yönettiği ilk vizontele olmayan film
özelliğini taşıyor.
Kışın soğuk ve yağışlı atmosferinde, İstiklal caddesinin kalabalığından
sıyrılıp, atmıştım kendimi sinema salonuna. Tek isteğim keyifli bir film
izlemekti. Bunun için doğru adresin kapısını çaldığımı film başlayınca
anladım...
Organize İşler tam bir kent hikayesi. İçinde İstanbul ve kirli işleri yatıyor.
Vizontele’lerden çok farklı. Çünkü bize daha yakın bir hikaye bu. Asım (Yılmaz
Erdoğan), Süpermen Samet (Tolga Çevik), Umut (Özgü Namal), Nuran (Demet Akbağ),
Yusuf Ziya (Altan Erkekli), Müslüm (Cem Yılmaz) karşımıza çıkabilecek
karakterler. Bu yüzden onları beynimizde bir şablona oturturken hiç
zorlanmıyoruz. Biliyoruz ki, şehrin bir köşesinde bir Asım var ve planlar
yapıyor. Biliyoruz ki, kendine güvenini yitirmiş ve son derece heyecanlı bir
insan olan Süpermen Samet, yolda yanımızdan geçiyor ve yine biliyoruz ki,
yeraltı dünyası, Müslüm kaynıyor... İşte bu yüzden Organize İşler sıcak bir
film. Perdede karşılaştığımız karakterler sağdan soldan gördüğümüz, kimisini
tanıdığımız kimisini ise bir yerlerden duyduğumuz insanlar.
Biraz hikayeden bahsetmek gerekirse, aslına bakarsanız çok kafa yoracak bir
konusu yok Organize İşler’in. Böyle olması da çok güzel. Hiç kendinizi yormadan
keyifli bir kaç saat geçirip, salondan gülümseyerek ayrılıyorsunuz... Yılmaz
Erdoğan’ın canlandırdığı Asım, tam bir organizasyon adamıdır. Ancak o, zekasının
ince kıvrımlarını daima illegal işler için kullanır. Çetesiyle beraber para
kazanmak için araba çalıp satarlar. Bunu yaparken de her seferinde farklı bir
tezgah kuruyorlar. Bir gün; üniversitede öğretim görevlisi Nuran Ocak ve
kitaplarına pek de rağbet edilmeyen yazar Yusuf Ziya Ocak’a bir tezgah kurarlar.
Ancak kısa süre sonra Yusuf, Nuran ve kızları Umut Ocak, satın aldıkları aracın
çalıntı olduğunu anlarlar ve intikam almak için bir plan hazırlarlar. Bunun
neticesinde Asım ve çetesi, büyük balığın küçük balığı yuttuğu bu dünya
düzeninde, küçük balık olma deneyimini de tatmak zorunda kalırlar...