1/5

Medal of Honor

Emre Günen 23.10.2010 - 17:30
Ninemin sakalı olsa, dedem olurdu
Platformlar PC, PlayStation 3, XBox 360
Medal of Honor
Merlin Puanı 70
29 Kişi Oyladı
Okur Ortalaması%74
Artılar Yüksek tempolu çatışmalar. Çoklu oyuncu modları eğlenceli. Seslendirmeler çok başarılı.
Eksiler Son derece çizgisel ilerleyen görevler. Yenilik sunmayan, tekdüze oyun yapısı. Detay yoksunu, özgürlük sunmayan haritalar. Yapay zeka yerlerde sürünüyor.
Steven Spielberg’in yönetmenliğini yaptığı Saving Private Ryan (Er Ryan’ı Kurtarmak) filmini bilmeyeniniz yoktur. 1998 yılında sinemalarda gösterildiğinde olay yaratmış, özellikle de filmin başındaki D-Day sahnesi ile sinema tarihine adını kazımıştı. Hepimizin oldukça etkilendiği bu savaş sahnesini 2002 yılında monitörlerimize taşıyan Medal of Honor ismindeki oyun ile, aynen filmde olduğu gibi, Omaha Beach üzerinde yaşanan o kanlı savaş sahnesini yeniden yaşamıştık. Öyle bir oyundu ki, resmen koltuklarımıza çivilenmiştik. Baştan sona sürekli filme gönderme yaparak ilerleyen ilk Medal of Honor, bizlere İkinci Dünya Savaşı atmosferini çok iyi yansıttı ve hemen benzer oyunlar piyasaya sürümeye başladı. Hatta yıllardır kıyas içerisinde olduğu Call of Duty de, Medal of Honor’ın piyasayı kasıp kavurmasının ardından çıkagelmiş, ikili arasında büyük bir mücadele ortaya çıkmıştı.

Yıllar boyunca hem Call of Duty hem de Medal of Honor tarafında seri halinde birçok oyun piyasaya sürüldü. İnişli çıkışlı grafik izleyen Medal of Honor serisi, ilk çıkış yaptığı dönemdeki başarısını şu günlerde mumla arıyor. Öyle ki, son olarak piyasaya çıkan Airborne bölümü ile dibe vurduğunu söyleyenler bile oldu. Bana göre vasatı aşan bir oyundu, ama rakibi Call of Duty çıtayı çok yükseğe çıkarınca artık esamesi okunmamaya başladı.

Medal of Honor
Tüm bu olumsuz taboyu ortadan kaldırmak adına EA Los Angeles yapımcıları, Medal of Honor serisini hak ettiği yere getirmek için her şeye yeniden başlamaya karar verdi. Yeni bir ekip, kendini tamamiyle yeni nesil Medal of Honor’ı yaratmak için ofise kapattı. Tıpkı oyundaki karakterler gibi saçları sakallarına karışan ekip, yeni nesil Medal of Honor’ı iddialı biçimde piyasaya sürdü. Peki bu kadar çaba karşılığını buldu mu?..

Ben bu sahneyi bir yerden hatırlıyorum

Yeni nesil Medal of Honor, günümüz FPS’lerinde karşımıza çıkan tüm klişeleri içinde barındırıyor. İşin kötüsü tüm bu klişeler, oyunun en iyi yanı olarak yansıtılmaya çalışılıyor. Araç içinde hareket ederken, işlerin ters gitmesi ve hemen akabinde yaşanan pusuya düşme sahneleri ile oyunlara başlamaya artık alıştık. Eskiden bu tip sahneler etkileyici gelir, bizi havaya sokardı. Ancak şimdilerde hangi oyun araç içinde başlasa anlıyoruz ki, bir şeyler ters gidecek ve araçtan inip hayatımızı kurtarma çabası içine gireceğiz.

Oyunumuza dönecek olursak, yeni nesil Medal of Honor yüksek tempoda, sürekli çatışmaların yaşadığı, su katılmamış bir FPS oyunu. Serinin önceki yapımlarının aksine bu sefer modern arenada savaş veriyoruz. Amerikanın gizli bir takımının üyesi olarak, Afganistan’da terörist avı içerisinde buluyoruz kendimizi. Aslında hikayenin gidişatına bakarsak, her şey çok güzel başlıyor. Tempo yüksek, düşmanlar her yerde. Tam bir gerilla savaşı. Yani maceranın etkileyici olmaması için hiçbir sebep yok. Gelgelelim biraz ilerleyince, bir şeylerin eksik olduğunu hissediyorsunuz. Aynen rakibi gibi modern silahlara, modern savaş arenalarına sahip, ama yine de çatışmalarda bir ruh eksikliği var. Sanki lunaparklarda kurulan poligonlara ateş ediyormuşuz gibi bir his hakim.