1/3

Lost: Via Domus

Mahmut Saral 3.06.2010 - 12:31
Farklı kişilikler, aynı amaç!
Platformlar PC
Lost: Via Domus
Merlin Puanı 78
Artılar Dizi tadında ilerleyiş, eğlenceli oyun yapısı, güzel grafikler, RPG öğeleri
Eksiler Yapay zekada bazen karşılaşılan sorunlar, oyun süresi çok kısa
Korkunç bir uçak kazası sonucu kurtulmayı başarabilen ve tropik bir adada yaşam mücadelesi veren insanlar. Bir milyoner, bir Rock sanatçısı, bir mühendis veya başka biri… Kişilikler birbirinden farklı olsa da her kesin amacı yaşamak olan bir macera Lost. Popüler Amerikan dizi furyasının son büyük ve belki de en büyük bombası Lost, ilk yayımlandığı bölümden bu yana sadece Amerika değil, tüm dünyada merak ve heyecanla takip edilen bir seri halini aldı. En nihayetinde güzel yurdumuza da bulaştı bu salgın. Çılgınlığın öteki boyutu olarak dizinin, oyununun yapım haklarını alan Ubisoft, ortaya kaliteli bir yapım çıkarmış gibi. Nihayet uzun bir bekleyişin ardından sonra elimizde bulunan oyun, “Via Domus”

Dünya bu diziye çıldırdı. Şimdi sıra bizde!

Sabırsız yükleme zamanını tükettikten sonra oyuna ilk adımı atıyoruz. Oyunun menü ve bölüm arası yükleme ekranları çok kaliteli hazırlanmış. Standart seçenekler dışında, ekstralar seçeneği de mevcut olan Via Domus’da, nihayet oyundayız. Yapım ilk karede uçakta başlıyor ve bilindik kaza gerçekleşiyor. Bunun ardından ipleri yavaş yavaş elimize alıyoruz. TPS bakış açısına sahip Lost’ta, kazadan sonra baygın bir şekilde ormanın ortasında Elliot Maslow olarak uyanıyoruz. Kısa süre sonra fark ediyoruz ki adamımız, hafızasını kaybetmiş ve geçmişe dair bir şey hatırlamıyor. Oyunun büyük bir kısmında peşinden kovalayacağımız unsur, kimliğimiz.

Hikaye akışı boyunca sorulara, hem kendi çabalarımızla hem de etraftaki az sayıda insanla iletişim halinde olarak cevaplar bulmaya çalışıyoruz. Çok detaylı olmasa da güzel bir soru sistemi var. Genellikle Elliot, ilk olarak “Kendisinin kim olduğunu?” ve soru sorduğu kişiye, “Kendisini tanıyıp tanımadığını” soruyor. RPG öğeleriyle süslenmiş Lost’ta, insan dışında doğadaki kaynak ve göstergeler de bize yardımcı unsurlar. Su şişesi, meyveler, dergi gibi uçak enkazından arta kalan ve doğada bulunabilecek malzemeleri, sürekli taşıdığımız sırt çantamızda stok yapabiliyoruz. Yiyecek ve içecek olarak kullanamıyoruz ne yazık ki, ama küçük bir ticaret kapısı açılıyor bu sayede. Diğer hayatta kalan insanlarla, üzerimizde bulunan malzemeleri takas edebiliyoruz. Böylece işe yarar malzemelere sahip olarak görevlerin üstesinden kolayca gelebiliyoruz. Örneğin bir adet çakmak, meşale veya mermi alabiliyoruz. Oyun boyunca birkaç yer hariç hiç silah kullanmıyoruz. Ada üzerinde taban tepeceğimiz birkaç farklı mekan mevcut. Bu mekanlara oyun boyunca çoğu kez tekrar tekrar uğramak gerekiyor. Diğer mekanlar dışında, sadece sahilin güvenli olduğunu belirtebiliriz. Tabii ki bu ada da yalnız değiliz. Birkaç silahlı maceraperest ve adanın kendisine özgü mistik gücü, bizim en büyük düşmanımız aslında. Dizide de olduğu gibi oyunda da aslında ilk mücadelemizi adaya karşı veriyoruz.