Kayıp Yıldızın Ejderhaları
Yusuf Ünal
3.06.2010 - 12:31
Sadece soru sorarsak cevap alabiliriz.
Seri: Ruhlar Savaşı, 2. Kitap
Yayım Evi: Arkabahçe Yayıncılık
Yazar: Margeret Weis, Tracy Hickman
Çeviri: Ali Seval
Kapak Resmi: Matt Stawicki
Sayfa Adedi: 447
Bundan yaklaşık 5 sene önce bu serinin ilk reklamlarını duymamızla beraber, ben
ve benim gibi pek çek EM tutkununun umutları yeniden yeşermişti. Hatırlarsınız
burada da tanıttığım bir seri Yeni Çağın Ejderhaları adında bir seri vardı. İşte
o seride bir güzel mahvetmişlerdi EM' yi. Zaten hep kuşkuyla yaklaşmışımdır Jean
Rabe kitaplarına. Hatta bu seride tam olarak zatından nefret etmemi sağlamıştır.
Ansalon ile çekilmez bir hal almış ve EM dünyası tüm özgünlüklerini yitirip,
Darksun varimsi bir hale bürünmüştü. Utanmadan bu zamana 5th Age denip, türlü
türlü oyunları piyasaya sürülmüştü. İşte bizim emektarlarda tam bu noktada
devreye girdiler. İlk önce Margeret Weis'in sahip olduğu şirket EM' nin tüm
haklarını satın aldı. Sonrasında Weis ve Hickman ikilisi kolları sıvayıp yeni
bir seri yazma işine giriştiler. Tam bu noktada reklamlar başladı ve tüm EM
tutkunları derin bir oh çektik. Hatırlarım 2001 senesinde bir arkadaş elinde bir
hediye paketiyle dayanmıştı kapıma. Açtım baktım Dragons of a Fallen Sun yani
Batan Güneşin Ejderhaları! Altına baktım kitabın Weis & Hickman yazıyor kocaman,
o an bir sağol dedim arkadaşa ve hemen evden kovdum bir başladım kitaba o gün
bitirdim. Öyle bi başlangıçtı yani serininki. İşte tüm masal tadında anlattığım
olayın ikinci perdesi olan Kayıp Yıldızın Ejderhaları da bizim konumuzu
oluşturuyor. Meşhur Weis ve Hicman tarzı ile en heyecanlı kısmında biten ilk
kitabın ardından elimize geçen bu ikinci kitap seriyi tam olarak bir heyecan
kasırgasına dönüştürüyor. Bu arada bahsetmeden geçemeyecem; ilk kitapla birlikte
başlayan düzeltme çabası bu kitapla devam ediyor. Yani Jean Rabe’e ait EM’ye
ters düşen ne varsa hepsi düzlüğe kavuşuyor. Yani kitap misyon olarak, tamamen
rezil olan EM dünyasını, yeni bir çağ atlatarak eski haline döndürme çabası
içinde.
Soruların had safhaya çıktığı bir kitap…
Neyse efendim birazda kitabımızdan bahsedelim. Serinin ikinci cildi ile beraber
yavaş yavaş neler döndüğü anlaşılmaya başlanıyor. Tek Tanrı'nın peygamberi
olduğunu iddaa eden Mina ve ona inananlardan oluşan ordu kaldıkları yerden devam
ederek yavaş yavaş tüm Ansalon'u fethetmeye devam ediyor. Bu fetih sırasında ise
Mina bir haberci gibi mucizeler segileyip, müjdecisi olduğu dini ve tanrısını
anlatıyor halka. İlk kitapta hatırlarsınız bir derebeyi olan Cyan Kanfelaketi
öldürülmüştü, işte bu ikinci kitapta da pek çok derebeyi öldürülüyor ve Krynn
yavaş yavaş Darksun olmaktan çıkıyor. Tüm bunlardan öte gezgin ve korkusuz
kenderimiz Tasslehoff, elinde tüm yaşayanların ve ölümsüzlerin kaderini
belirleyecek olanla birlikte, Ansalon'da yürüyor. Anahtarın Taslehoff'ta
olduğunu anlayan tek kişi ise Palin, amcasının umutsuz yeğeni ise bu bilginin
ağırlığıyla, tüm dünyadaki en umutsuz göreve çıkıyor; bir kenderi özellikle Tas'
i bulmak...