EksilerGeleneksel macera türünün dışına çıkmıyor, daha önce benzer örnekleriyle aynı
Strategy First firması tarafından yayınlanan Jack Keane, Alman yapımcı Deck
13 tarafından geliştirildi. Deck 13’ü daha önce yine kendi ellerinden 2006
yılında çıkan Ankh oyunundan tanıyoruz. Ankh’ta antik Mısır temasını oldukça
renkli ve hoş bir şekilde sunan firma, aynı yapıyı Jack Keane içinde kullanmış
durumda. Ancak tema bu defa daha farklı. Oyunlar aynı firmanın elinden çıkınca,
çoğu yönden benzer özellikler taşıdıkları da gözlerden kaçmıyor.
Uzun süredir suskun olan macera türünün, son çıkan Simon the Sorcerer 4: Chaos
Happens ve şimdide Jack Keane ile biraz hareketlendiği söylenebilir. Türe ait
çok kaliteli yapımlar oldukları söylenemez, ancak uzun zamandır olan boşluğu
doldurabilecek kadar da yeterliler. Yapımın hem küçüklere, hem de büyüklere
hitap ettiği rahatça söylenebilir. Oyunun hikayesi de oldukça güzel. Tahmin
edeceğiniz gibi Jack Keane’i yönettiğimiz oyunda, İngiltere kraliçesine ait
gizli servis tarafından ajan olarak görevlendiririz. Görev alanımız ise Hint
Okyanusundaki Tooth Adası. Bunun nedeni ise Doktor T’nin adadaki çay bitkilerini
ortadan kaldırmaya çalışması. Beş çayıyla ünlü İngilizlerde haliyle bu durumdan
oldukça rahatsız olsalar gerek, adaya bir ajan yollayacak kadar işi ciddiye
almışlardır. Bununla birlikte Jack’in görevi kabul etme nedenlerinde, geçmişine
dair aydınlatmak istediği gizemler vardır. Daha önce Lucas Arts’ın Monkey Island
maceralarını oynadıysanız, Jack Keane gerek adada geçen maceraları, gerekse sıra
dışı hikayesi ile size oldukça tanıdık gelecektir.
5 çayı
Hikaye başlarda biraz yavan gelebilir. Yinede giderek ilginçleşen, sürprizler ve
komik diyaloglarla dolu bir hikaye, baştaki yavanlığı giderecektir. On beş
farklı ana mekan ve bunlara ait alt mahallerin bulunduğu yerler, biraz absürt
biraz da çizgi film grafiklere sahip mimari öğeler içeriyor. Toplamda 250 görev,
nesnelerin bulunması ve birleştirilerek kullanılması gibi klasik macera
içeriğine sahip. Tabii ki bu kadar görev boyunca yalnız değiliz. Düzinelerce
tuhaf ve matrak karakterler de bizlere eşlik ediyor. Sinematik bir şekilde
anlatılan hikaye, oyun sırasında araya giren kısa videolar ile aktarılıyor. Daha
önce Point&Click tarzında macera oyunu oynadıysanız, ilk dakikalardan itibaren
oyuna hakimiyet sağlanabiliyor. Oynamadıysanız da çok kısa sürede işlerin nasıl
yürüdüğünü kavramak mümkün.
Jack ve Amanda’yı kontrol edebildiğimiz oyunda bulmacaların seviyesi makul
düzeyde olduğu söylenebilir. Problemlerin çözümünde daha çok gerçek dünyada
geçerli olan kurallar kullanılıyor. Bir fıçıyı devirmek için sopayı kaldıraç
olarak kullanmak, balık avlamak için susam bulmak gerektiği vs gibi. Orkestra
eşliğindeki arka plan müziklerini, iyi sayılabilecek farklı aksanlarda konuşan
karakter seslendirmeleri tamamlıyor. Grafikler açısından göze hoş gözüken ve bir
o kadar da renkli bir atmosfer olduğunu belirtmiştik. Ancak bununla birlikte
kaplamaların yetersiz kaldığı da açıkça görülebilmekte. Yinede dinamik
aydınlatmalar, yumuşak gölge geçişleri gibi ayrıntılar durumu kurtarabilmekte.
Genel olarak değerlendirdiğimizde, yapım ortalamanın üzerinde bir puan alıyor.
Piyasadaki macera türündeki oyunlar yokluğunda oynanabilir bir ürün olmasına
hürmeten, bazı açıklarını görmezden gelebiliriz. Türü sevenler için iyi bir
fırsat.