Sobee tarafından geliştirilen MMO oyunu İstanbul Kıyamet Vakti hakkında merak
edilen soruları, yapımın camia yöneticisi Murat Yavuzkaplan’a yönelttik. Çok
keyifli geçen sohbet, İstanbul hakkında bilinmeyenlere de adeta ışık tuttu.
Yapımın şimdiki hali ve geleceğiyle ilgili edindiğimiz kritik bilgiler,
İstanbul’un gölgede kalan kısımlarını aydınlatıyor…
MK: İstanbul’u klasik MMO’lardan ayıran yanı nedir?
Murat Yavuzkaplan: İstanbul oyunu, mevcut MMO’lardan çok farklı. Genelde
işler şöyle yürür: Bir oyun hazırlanır ve insanlara oynanması için sunulur.
Ancak biz bundan çok farklı bir şey yapıyoruz. Biz önce yapımı oynanabilir
şekilde yayınladık ve böylelikle kullanıcıların oyunda var olmalarını sağladık.
Örneğin bir yerdeki heykelde oyuncunun adı geçebilir ya da kullanılan alet
edevatlarda kullanıcıların ismini görebilirsiniz… Böylece oyunun kurgusunu
kullanıcılar ile beraber şekillendiriyoruz.
MK: Etkileşimli bir dünya yarattınız sanırım.
MY: Biz insanlara şunu demiyoruz: Biz bunu yaptık, öyleyse bunu oynayın.
Aksine biz bunu yaptık, bu dünyada var olma hakkınız var. Böylece oyuncular
oyunun içine daha çok giriyorlar.
MK: Plus Paket’in avantajını gördükten sonra paralıya geçen oyuncu sayısında
artış oldu mu?
MY: Bizim oyunumuz henüz geliştirilme aşamasında olduğu için, bu süreç
içerisinde çok fazla pazarlamaya önem vermedik. Oyuncuların neredeyse hiçbir
özelliklerini kısmıyoruz, Plus Paket için ekstra avantajlar getiriyoruz sadece.
Fakat pazarlamayı ön planda tutmadığımız için, “Rakam şu kadar oldu” gibi bir
şey söyleyemeyeceğim.
MK: Plus Paket’ten sonra oyuncuların istekleri neler oldu?
MY: Tabii, zaten bununla ilgili güncellememiz de var. Açıkçası Aralık
ayına kadar İstanbul oyununda güncellemeler hiç durmayacak; hatta 2008’de de.
Plus Paket ile gelen tepki şuydu: “Biz Plus Paket almak istiyoruz ama günde 6-10
saat oynayan oyuncular var. Fakat bir taraftan 3 saat oynayan da var”, bunların
arasında dengeyi kurmak için belli yerlerde Plus pakette düzenleme yapacağız.
Ayrıca yeni iksirler olacak…