Sorunun ne olursa olsun, Herbie çözmene yardım eder...
Çocukken bir film izlemiştim. Şirin, beyaz bir otomobil vardı filmde. Hani şu
Volkswagen Old Beetle (Vosvos) ya da başka bir deyişle “kaplumbağa” olarak
tanıdığımız otomobillerden. Görüntüsünün altında bir hız canavarı yatıyordu.
Zira yarışlara katılıp, birbirinden zorlu rakiplerini, her defasında gerisinde
bırakıyordu. Ancak Herbie adındaki o Vosvos’u asıl özel yapan şey bu değildi.
Herbie’nin milyonlarca otomobil arasından ayrılmasının nedeni, onun kalbinin
olmasıydı.
1968 - The Love Bug
İlk Herbie filmi 1968’de çekilmişti. The Love Bug isimli filmde, Dean Jones,
Michelle Lee, Buddy Hackett ve David Tomlinson başrollerdeydi. Özellikle David
Tomlinson, filmin kötü adamı Thorndyke’ı öylesine sevimli bir şekilde
canlandırmıştı ki, ekranda onu her görüşümüzde, yüzümüzde gülümseme eksik
olmuyordu. Tabi filmin esas erkeği Dean Jones’da, Herbie’nin sürücü koltuğunda
Jim Douglas’ı son derece başarılı bir şekilde ekrana taşıyordu.
The Love Bug, Jim Douglas’ın 2. sınıf bir yarış pilotu olduğunun damgalanışıyla
başlıyor. Zira Douglas pek fazla bitiş çizgisi göremeyen, her yarışının sonunda
arabasını hurdaya çıkartan, pilotluk kabiliyetleri de sınırlı bir yarışçıdır.
Onun Herbie ile karşılaşması da tesadüf eseri olur. Bir otomobil galerisine
gidip, sadece ayaklarını yerden kesecek, son derece ucuz bir araba satın almaya
giden Jim Douglas, orada film boyunca Herbie’nin ve kendisinin en büyük düşmanı
Thorndyke ile ve filmin sonunda evleneceği Carole ile tanışır. O gün galeriden
eli boş çıkan Jim Douglas, ertesi gün Herbie’yi bir yanlış anlaşılma(!) yüzünden
satın almak zorunda kalır. Zira galerideki Vosvos, sabahleyin Jim Douglas’ın
evinin önünde bulunur ve Douglas hırsızlıkla suçlanmaktadır. Böylelikle
Herbie’nin yeni sahibi belli olmuş olur!
Herbie’nin diğer otomobillerden farklı olduğunu, Jim Douglas filmdeki
karakterler arasında belki de en son farkedendir. Hatta sevimli arabayı kaybetme
noktasına bile gelir. Ancak herşey birden tersine döner ve Douglas ile Herbie,
muhteşem bir ekip oluşturup, ard arda katıldıkları yarışları kazanmaya
başlarlar. Artık Douglas bir efsane olmuştur ve Herbie de pistteki en şöhretli
arabadır. Bu durum Thorndyke’ı son derece sinirlendirmektedir. Nitekim
Thorndyke’ın planı, o sevimli arabadan paspas yapmaktır. Ancak yaptığı hiç bir
hile başarıyla sonuçlanmaz ve Herbie her yarışta Thorndyke’ı geride bırakır.
Filmin son yarışı, en büyük önem taşıyan yarıştırda aynı zamanda. Burada da
Thorndyke her türlü illegal faaliyeti dener, ancak Herbie’yi bir türlü yarış
dışı edemez. Bitiş çizgisine çok az bir mesafe kala hem Thorndyke’ın sarı
arabası hemde Jim Douglas’ın sevimli kaplumbağası yan yanadırlar. Filmin sonuysa
ayrı bir sürprize sahne olur. Çünkü Herbie hem 1. hemde 3. olur...