Yaratıcı fikirlerin kendi yağında kavrulmuş halleri
Bağımsız geliştiricilerin hayal gücüyle yükselen indie oyunların mutlaka denemeniz gereken örnekleri…
İnanması güç olsa da, günümüz video oyunları dünyasında hala Electronic Arts veya Activision Blizzard gibi devler tarafından satın alınamamış, hayalleri ve oyuncu ruhları ticari kaygılardan zarar görmemiş onlarca geliştirici mevcut. Bağımsız çalışan bu geliştiricilerin ortaya koydukları oyunlara da İngilizce’de “bağımsız” anlamına gelen “independent”ın kısaltması olarak “indie” deniyor.
Eskiden çok daha zor şartlarda piyasaya sürülen ve toplam oynayanı 1000’i bulmayan bu cevherler, dijital alışverişin gelişmesiyle birlikte gerek Xbox Live Arcade, gerekse Steam platformlarında sahne şansı bulabiliyor.
Çoğu zaman ortak özellikleri tehlikeli derecede yenilikçi yaklaşımları, el emeği göz nuru görselleri, çok daha makul olan ücretleri ve yıllar öncesinin tadını veren “oyun ruhu” olan bu bağımsız yapımlardan en güzellerini sizler için bir araya getirdik. Bu yazının istediğiniz noktasında Steam’e girerek, listedeki oyunları aratıp edinmekte özgürsünüz...
Braid
Bağımsız stüdyoların cenneti haline gelen Xbox Live Arcade için 2008’de, Windows platformuna ise Steam üzerinden 2009’da konuk olan Braid, basit platform elementlerinin yanı sıra barındırdığı yenilikçi yaklaşımlarla da büyük ilgi gördü.
Jonathan Blow adlı bağımsız geliştirici tarafından hazırlanan Braid’de genel kurgu zamanı manipüle etme yeteneği üzerinde dönüyor. Oyuncular, yağlı boya tablosunu andıran hoş bölümlerde, zamanı ileri veya geri almaya dayalı bulmacaları çözerek ilerliyor. Braid, sadece yapımcısını saygın bir konuma getirmekle kalmadı; aynı zamanda indie oyun türünün video oyunları dünyasında bugünkü yerini almasında büyük rol oynayarak bir sembol haline geldi. Eğer bu müthiş oyunu henüz oynamadıysanız kesinlikle denemenizi tavsiye ediyoruz.
1DeathSpank
Geçtiğimiz yaz RPG alanında yaşanan kıtlığa DeathSpank ile eşi benzeri görülmemiş bir çözüm getiren Ron Gilbert’in daha önce ilk iki Monkey Island oyununda görev aldığını söylememizde fayda var. Zira bir aksiyon RPG olarak önce Xbox Live, sonra da Steam’e çıkan DeathSpank’i özetlemek için “Monkey Island ve Diablo’nun karışımı” tabiri hiç de yanlış olmayacaktır.
Yönettiğiniz karakterle kasabaya girdiğinizde halkın sizi sevmesine veya nefret etmesine alışıksanız; bir de tüm kasabanın sizi salak yerine koymasını deneyin! Tam anlamıyla moron bir esas oğlan, eğlenceli görseller, birbirinden komik silah ve zırh isimleri ile her anında mizah dolu bir oyun olan DeathSpank, özellikle RPG kültürü olanların bayılacağı göndermeleri de bünyesinde barındırıyor.
2Shank
Indie oyunların yükselişe geçmesini sağlayan yapımlardan biri olan Shank da, DeathSpank ile aynı günlerde Xbox Live Arcade ve sonrasında da Steam’e gelmişti. Ancak bu sefer Desperado serisini hatırlatan bir senaryo, karizmatik bir ana karakter ve yoğun şiddet içeren bölümler, bir platform oyununda tezahür ediyordu.
Karakterimizin farklı silahlar kullanıp bunları güçlendirebildiği, bulmacalardan ziyade aksiyonun ön planda olduğu hızlı mekaniğiyle Shank de kısa sürede mutlaka oynanması gereken bağımsız oyunlar arasında yerini aldı.
3Machinarium
Bağımsız geliştiriciler genelde eski toprak oyunculardan oluştuğu için, geliştirilen oyunlar da çoğunlukla platform veya “point & click adventure” gibi eski usul yapımlar ortaya çıkarıyor. Machinarium da bunlardan biri. Amanita Design adlı bağımsız stüdyonun geliştirdiği macera oyunu sadece bin dolarlık bir pazarlama bütçesine rağmen, oyuncular tarafından kısa sürede benimsendi. Elbette bunda eğlenceli senaryosunun, diyalog içermeyen, sanatsal iletişim yöntemlerinin yanı sıra elle çizilmiş arka planların oluşturduğu müthiş görsellerin de büyük etkisi var.
4Super Meat Boy
Bu oyunu size anlatmaya kalksak, “hadi canım ne zevki var ki bunun” diyerek bizi suçlamanız mümkün. Ancak tüm otoritelerden neredeyse tam puan alan Super Meat Boy, görsel ve işitsel açıdan hiçbir şey sunmamasına, hatta esasen bir Flash oyunu olmasına rağmen kısa sürede bir fenomene dönüştü. Bağımlılık yapıcı bölümleri ile gittikçe zorlaşsa da, asla sıkmayan Super Meat Boy’a bir kere başladığınızda, kaçmak isteseniz de kendinizi yine ekran başında o lanet bölümü geçmeye çalışırken bulacaksınız. Team Meat adlı ekip tarafından geliştirilen oyunun pek çok otorite tarafından 2010’da Yılın En İyi İndirilebilir Oyunu ödülüne layık görüldüğünü de belirtelim.
5World of Goo
Fizik kanunlarının ön planda olduğu World of Goo, eski EA çalışanları tarafından kurulan bağımsız stüdyo 2D Boy’un bir ürünü. 2008 yılında PC ve Mac’in yanı sıra iOS ve Wii için de piyasaya sürülen yapım, kolay anlaşılır yapısı, rüya gibi görselleri ve yenilikçi yaklaşımıyla Bağımsız Oyunlar Festivali’nde ve diğer pek çok etkinlikte sayısız ödül aldı.
Özetle pislik toplarından(tatak) kuleler yaparak bölümleri tamamlamaya çalıştığınız World of Goo, görsel açıdan Tim Burton’un filmlerini de andırıyor. Özellikle iPad ve iPhone’un dokunmatik ekranında zevkle oynanan World of Goo, denemeye değer bir oyun keyfi sunuyor.
6Amnesia: The Dark Descent
“Ağız tadıyla ve göz korkusuyla oynanacak korku temalı bir indie oyun yok mu peki” dediğinizi duyar gibiyiz. Eğer Doom veya Dead Space gibi anlık sıçramalara dayalı korku oyunları yerine, Silent Hill tarzında psikolojik korku oyunlarını seviyorsanız. Amnesia: The Dark Descent tam sizin kaleminiz.
Geçtiğimiz yıl piyasaya sürülen Amnesia, korku severlerin yakından tanıdığı Penumbra’nın geliştirici Frictional Games tarafından hazırlandı. Fizik tabanlı bulmacaları; canavarlar karşısına silahlarla çıkmak yerine, tabana kuvvet kaçmaya dayalı aksiyonuyla Amnesia akıl sağlığına güvenen korku oyuncuları için biçilmiş kaftan.
7Limbo
Bağımsız yapımcıları döner sermaye kurtlarından ayıran en önemli olaylardan biri de, yüksek yatırımlar yapılan oyunlarda asla denenemeyecek türden yeniliklere açık olmaları. Bunun en güzel örneklerinden biri de Limbo’da görülüyor. Playdead Studios tarafından geliştirilen Limbo, sadece beyaz ve siyahın tonlarına sahip monokromatik görselleriyle, farklı bir platform deneyimi yaşamak isteyen oyuncular tarafından kısa sürede benimsendi ve 2010’un en çok satan Xbox Live Arcade oyunları arasında yerini aldı.
8Sanctum
Yeni dönem indie oyunlar arasında öne çıkan Sanctum, Plants vs. Zombies ile zirveye ulaşan “tower defense” olarak da bilinen kule savunma oyunlarıyla bildiğimiz FPS’nin başarılı bir karışımı. Unreal Engine kullanılarak, Coffee Stain Studios tarafından geliştirilen Sanctum, oyunculara bir bölgeyi korumak için çeşitli savunma yapıları dikmenin yanı sıra, Skye adlı elit askerle göğüs göğüse mücadele imkanı da tanıyor.
katana zero
celeste
BATIM
ınsıde
outer worlds/wilds
a night in the woods
undertale eklenmeli