ArtılarTemiz grafikler, geniş ve derin fantastik oyun dünyası
EksilerBazı teknik problemler, seslendirmelerin bazıları kötü
Geçtiğimiz sene Almanya’da çıkan ve en iyi RPG unvanını alan Drakensang: The
Dark Eye, sonunda İngilizce olarak hazırlandı ve piyasaya sürüldü. Yapım Ulrich
Kiesow tarafından yaratılan Alman RPG’si The Dark Eye dünyasında geçiyor. Oyuna
girdiğimizde klasik olarak karakter yaratma ekranı karşımıza geliyor. Karakter
yaratırken Dwarf, Elf, Middenrealmian, Tulamide ve Thorwalian ırkları var. Tabii
ki bu ırklar amazon, savaşçı, korsan veya büyücü gibi farklı sınıflara sahip.
Karakterimizi yaratıp, oyun dünyasına giriş yapıyoruz ve maceramız başlıyor.
Farklı bir evren
Drakensang içinde tek başınıza dolanacağınızı sanmayın, çünkü oyun parti
tabanlı. Zaten yapıma başladıktan kısa bir süre sonra hemen başka bir karakter
size katılıyor. Karşılaştığımız farklı karakterleri partimize alabiliyoruz.
Bazen tek görev gereği katılanlar da olabiliyor. Partinin avantajıyla ana
karakterin eksik kısımlarını telafi edebiliriz. Yapımın combat sistemi The Dark
Eye kuralları üstüne kurulu, dövüşlerde oyunu dondurup, hedefe nasıl ve neyle
saldıracağımızı belirleyebiliriz. Yaptığımız doğru taktik, hedefe karşı
kullandığımız saldırı ve silahlar önemli etkenler. İlk başta yaşanan savaşlar
kolay, ancak yapımda ilerledikçe savaşlar da zorlaşıyor. Bu yüzden taktiğinizi
iyi yapmalısınız. Eğer karakterleri kendi başına bırakırsanız, sonuç pekiyi
olmuyor.
"-Büyü yaptık, ters işledi ben kaskatı kaldım. Anam kılıcı da çıkardı, birazdan saplayacak bir taraftan, ama hangi taraftan?"
Büyü, yetenekler ve özel yeteneklere sahibiz. Mesela combat yeteneklerinde
kullandığımız silahlar üstüne yoğunlaşabiliyoruz. Özel yeteneklerimiz sayesinde
karakterimiz daha da gelişiyor. Örnek olarak bir Ranger; defansif, yakın dövüş
ve uzun menzilde etki eden özel yeteneklere sahip. Drakensang’ta 40’tan fazla
büyü, 30’dan fazla yetenek ve 40 civarında özel yetenek bulunuyor. Artı olarak
tuzakları etkisiz hale getirmek, hırsızlık yapmak, ok yapmak için Bowyer,
kilitleri açmak için Pick Lock, Blacksmith, Alchemy gibi farklı yeteneklerimiz
de var. Mesela Bowyer’la ok yapabiliriz. Karakterimizle biri üstünde iyice
ustalaşabiliyoruz.
Yapımda ana görevimiz ve farklı yan görevler yer alıyor. İlk başlarda hırsızları
kovalamak, kayıp birilerini bulmak gibi basit görevlere çıkıyoruz. Klişe
görevlerimiz olduğu gibi, bazen birbirine zincirleme bağlanan ve değişik şekilde
sonlanan farklı görevlere de çıkabiliyoruz. Drakensang’ta birçok NPC’le bolca
muhabbetimiz var. Diyalogları farklı seçeneklerle başka sonuçlara
bağlayabiliriz. Diyaloglar demişken, ne yazık ki oyundaki seslendirmeler biraz
kötü yapılmış. Bazen ezbere kağıttan okunmuş gibi konuşan NPC’lere rastlarsanız
şaşırmayın. Oyun genel olarak temiz görsellere sahip. Vasatın üstündeki
grafikler ve tasarımlar iyi duruyor. Ancak bazı grafiksel hatalar da yok değil.
"-Sizlere önemli bir görev veriyorum, gelirken iki ekmek, bir süt alın. He birde eve uğrayın, temiz giysi getirin bana."
Sonuç…
Ferdok şehri ve çevresinde gelişen Drakensang iyi bir oyun. Bazı eksikliklere
sahip olmasına karşın, yine de sürükleyici olabiliyor. Yapımcılar Drakensang:
The River of Time adında yeni projelerini de duyurdu. Eğer Drakensang: The Dark
Eye hoşunuza gittiyse, yeni macera için beklemek zorundasınız, çünkü 2010’da
yayınlanacak. Görevlere dalıp, Ferdok şehrindeki evinizi unutmayın. İçini biraz
dayayıp, döşeyin.