© Copyright 1999-2025 Digitall Entertainment Network
YASAL UYARI!: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya makale/metinlerin tüm hakları Merlin'in Kazanı'na aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbir içerik önceden özel izin alınmadan kullanılamaz.
Bu makale/metin veya yazılar sadece Merlin'in Kazanı tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak iletilebilir ve/veya bunlardan merlininkazani.com adresine link eklenerek alıntı yapılabilir.
Herkese merhaba, ben Doktor Hassan'ım ve finansal durumunuzu değiştirmek, bir böbrek donörü olmak ve bir hayat kurtarmak ve hala iyi bir ücret almak isteyeceğinizi bilmenizi isterim. Sağlıklı olduğunuzu biliyorsanız, sadece bir böbrek satm
Şok olacaksınız .
Incil
MATTA (MATTHEW) BÖLÜM 10
34 «Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın! Ben barış değil, kılıç getirmeye geldim.
LUKA (LUKE) BÖLÜM 12
49 «Ben dünyaya ateş yağdırmaya geldim. Keşke bu ateş daha şimdiden alevlenmiş olsaydı!
50 Katlanmam gereken bir vaftiz var. Bu vaftiz gerçekleşinceye dek nasıl da sıkıntı çekiyorum!
51 Yeryüzüne barış getirmeye mi geldiğimi sanıyorsunuz? Size hayır diyorum, ben ayrılık getirmeye geldim.
52 Bundan böyle bir evde beş kişi, ikiye karşı üç, üçe karşı iki bölünmüş olacak.
53 Baba oğluna karşı, oğul babasına karşı, anne kızına karşı, kız annesine karşı, kaynana gelinine karşı, gelin kaynanasına karşı olacaktır.»
LUKA (LUKE) BÖLÜM 19
27 `Beni kral olarak istemeyen o düşmanlarıma gelince, onları buraya getirin ve gözümün önünde kılıçtan geçirin!'»
LUKA (LUKE) BÖLÜM 14
25 ve 26 Kalabalık halk toplulukları İsa'yla birlikte yol alıyordu. İsa dönüp onlara şöyle dedi: «Biri bana gelip de babasını, annesini, karısını, çocuklarını, kardeşlerini, hatta kendi canını bile gözden çıkarmazsa, benim öğrencim olamaz.
Tevrat:
“Sen benim topuzum, cenk silahımsın,
seninle milletleri kıracağım, ülkeleri helak edeceğim... ve seninle erkeği ve kadını kıracağım, ve seninle kocamış adamı ve genci kıracağım; ve seninle genç adamı ve ere varmamış kızı kıracağım; ve seninle çobanı ve sürüsünü kıracağım; ve seninle çiftçiyi ve çiftini kıracağım; ve seninle Valiyi ve kaymakamı kıracağım.” (Yeremya 51/20-23)
“İşte Rab’bin acımasız günü geliyor.”
(İşaya: 13/9)
"Yakalananın bedeni delik deşik edilecek.
Ele geçen kılıçtan geçirilecek.
YAVRULARI GÖZLERİNİN ÖNÜNDE PARÇALANACAK.
Evleri yağmalanacak,
KADINLARIN IRZINA GEÇİLECEK."
(İşaya: 15-16)
“Hem yiğidi, hem kızı.
Emzikteki cocuklari aksakalli adami,
Dışarıdan kılıç,ve içeriden dehşet telef edecek.
Hasımlarından öç alacağım, Ve benden nefret edenlere ödeyeceğim.” (Tesniye, 32/25)
“Onları tamamen yok edeceksin, onlarla ahdetmeyeceksin, onlara acımayacaksın.” (Tesniye: 7/1-3)
“Ve yayları gençleri yere çalacak ve rahmin semeresine acımayacaklar, gözleri çocukları esirgemeyecek.” (İşaya: 13/15-1
“Mülklerini alacağımız milletlerin yüksek dağlar üzerinde, ve tepeler üzerinde, ve her yeşil ağaç altında ilahlarına ibadet ettikleri bütün yerleri mutlaka harap edeceksiniz.” (Tesniye: 11/23-25)
Kuran
tevbe 5 , bakara 216 , nisa 74 ,Muhammed 4 , muhammet 35 , tevbe 111 , enfal 39 , enfal 65 , tevbe 39 ,Ahzap 61,tevbe 12
AHZAB-26 O kâfir düşmanlara içeriden destek vererek hıyanet eden Ehl-i kitaptan Beni Kurayza’yı da kulelerinden indirdi ve kalplerine korku saldı, bir kısmını öldürüp, diğer bir kısmını da esir aldınız.
Ahzâb/27: Allah sizi onların TOPRAKLARIna, YURTLARIna, MALLARIna ve HENÜZ AYAK BASMADIĞINIZ topraklara varis kıldı.
Arap hukukuna göre kadın erkekden aşağı, yabancı insanlardan ganimet olarak alınıp satılabilen bir MALDIR! Dikkat ettiyseniz konu ne olursa olsun ister katliam, ister talan her emrin sonunda Allah her şeyi bilir, Allah'ın gücü her şeye yeter gibi cümlelerle hüküm arap tanrısının üstüne atılıyor... Bir yaratıcı teslim olmuş savunmasız insanların başının kesilmesini, masum kadınları Sex kölesi, çocukların ise köle yapılmasınımı emrediyor? Bu yukarıdaki Ahzâb 26/27 Kurezya katliamını, köle yapılan masum kadınları ve çocukları anlatır )
( Bu ayetler dinimize geçmediler bize ihanet ettiler gerekçesiyle, silahsız Beni Kureyza erkeklerinin elleri bağlanarak akşama kadar boyunlarının vurulması, geride kalan mallarınına masum kadınlarına ve çocuklarına el konularak bu masumların köle ve sex malzemesi yapılması ile ilgilidir, işte bu arap dininden olmayanların yaşayacağı kaderdir, TÜRKLERİNDE KADERİ OLACAKTIR )
2. TESLİM OLMUŞ İNSANLARIN MASUM KADINLARININ VE ÇOCUKLARININ KANINA SUSAMIŞ BİR MELEK ( GABRİEL )
Cebrail savaş kışkırtıyor
Kuşatmanın kalktığı gün Cebrail altın sırmalı bir sarık giymiş ve ipek örtülü bir katıra binmiş olarak zuhur eder. “Silahları bıraktın mı ya Rasulallah?” diye sorar. Muhammed evet der. Cebrail, “Melekler henüz silahlarını bırakmadı. Allah sana Beni Kureyza’ya saldırmanı emrediyor. Ben de orada olacağım,” diye cevap verir. Muhammed tellal çıkararak, Beni Kureyza arazisinde toplanmadan kimsenin namaz kılmamasını emreder. Kendisi de Kureyza surlarının yanına gelerek “Ey maymun soylular! Allah sizi lanetledi ve intikamımı üzerinize saldı,” diye seslenir. Yahudiler cevaben ona hakaret ederler.
Aişe’nin anlatımına göre ise Cebrail “Melekler silahlarını bırakmadı, git ve onlarla savaş” der. Muhammed zırhını kuşanır. Yolda rastladığı kişilere “buradan kim geçti” diye sorar. Onlar da “Dihye b. Halife geçti” derler. Dihye’ye büyük sakalı ve ipekli eğeri nedeniyle “Cebrail” adı verildiğini Aişe belirtir.
Hendek Savaşı bitmiş, Muhammed eve gelip istirahate çekilmiştir. Tam bu sırada Cebrail, bir katıra binmiş vaziyette kılıcını kuşanmış, ter ve toz duman içinde Muhammed’ in yanına varıp kendisine “Bak, biz melekler kırk gündür düşmanlarınızla savaşıyoruz, gördüğün gibi silahlarımızı hala da bırakmış değiliz. Kalk, hepiniz Beni Kureyza Yahudilerinin bulunduğu diyara gidin onları öldürün.; ben de hemen önden gidip evlerini üzerlerine yıkarım” diyor. (Tecrid-i sarih, Diyanet Tercümesi, No: 512, 1191,1565)
Cebrail’ in bu açıklamasından sonra Muhammed Müslümanlara, “İkindi namazımızı Beni Kureyza’ da kılacağız, haydi savaşa” talimatını veriyor .
[ Köle kadın edinme ve Tecavüzle ilgili ayetler ] "Talan edilen yerlerde gasp edilen genç kız ve kadınlar mal "cariye" olarak alınır. Bu köleler hukukları itibariyle ganimet sayıldıklarından alınıp satılırdı. Cariyenin sahibi olan "efendi" onu şahsî hizmetlerinde ve ev işlerinde istihdam edebildiği gibi, isterse, ayrıca bir nikâh kıymaya ihtiyaç duymadan istifade edebilirdi. Bu durum her ne kadar ilk anda garip karşılanacak olsa da, tarihî şartları içinde bu gayet normal ve tabii karşılanırdı. Zâten ayrıca bu hususta Kur'ân'ın verdiği bir ruhsat da mevcuttur.
Mü'-minûn Sûresinin 5 ve 6. âyetlerinde bu ruhsat şöyle ifade edilir: "
"O mü'minler ki, ırzlarını korurlar; ancak hanımlarına ve sahip oldukları cariyelerine karşı münasebetleri müstesnadır. Bunlarla olan cinsel ilişkilerinden dolayı kınanmazlar."
Nisâ/3 . Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın.2 Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya SAHİP OLDUĞUNUZ KÖLE KADINLAR İLE YETİNİN. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.
Ahzab 50 - Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana savaş esiri olarak verdiği elinin altında bulunan ganimet cariyeleri ( Köle kadınları ); seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kıldık. ( tanrı akraba evliliklerinin sakat çocuklar doğmasına yol açacağını bilmiyordu herhalde? :D )
Herhangi bir dinin ömrü iki şeye bağlıdır
İlki her çocuğun daha akıl edemeyecek yaşta zorla zihninin ilgili din ile şekillendirilmesi,
ikincisi ise gerçeklerin sürekli karalanması, ilgili dinin medyada ve internette sürekli propagandasının yapılması, zihinlerde sürekli taze tutulması, ( anlamadıkları dilde ezan ) bu uyuşturma ve kölelik sistemini kavrayıp ifşa edenlerin ezilmesi ve yalancı çıkarılması itibarsızlaştırılması, olmuyorsa öldürülmesi.
Bu iki şey olmadan din ideolojieri hayatta kalamaz, din ideolojilerini kullananlar halkı aptallaştırıp kulanamaz ve sömüremez. İşte inanç ve inanmak kavramının olayı budur, bir gerçekliğe inanan insan kalmazsa o gerçeklik yok olur. Bu nedenle sürekli o gerçekliği canlı tutmanız ve o gerçekliğe inanan insan sayısı artırmanız gerekir, ( tarikatlar, zorunlu din dersleri ) bu sayede sömürü sisteminizi devam ettirebilirsiniz... Fakat aksi halde insanlar bu gerçeliğe inanmazda kendi zihinlerine sahip olursa bu gerçekliğin sonu olur. Özgür bir zihne sahip olan bireyler, korku ve çıkarlar ile kontrol edilmeyi reddeder, öğrenmek ve gelişmek ister, yaşamak ister, sömürülemez. Sömürülemeyen bir toplum iktidarların kabusudur.
Yukarıda yazdıklarıma bağlı olarak din ideoloji ile yönetmek ve sömürmek görüldüğü gibi çok kolaydır, fakat bunun çok kötü bir yan etkisi vardır, özgür bir zihne sahip olamayan, zihinleri din sistemleri tarafından kalıplaştırılmış yapılandırılmış insanlar kolay yönetilebilir ama kolay gelişemez. Zihni sahte bir gerçeklikte olan birey, gerçek Dünya'nın kuralları ile düşünemeyeceği için bu Dünya için bir şeyler geliştiremez... İşte bu açık nedenlerden dolayı din ideolojisinin baskın olduğu tek bir gelişmiş devlet göremezsiniz. Bu işten kârlı çıkan kral ve eşrafıdır çünkü koyunları gütmek o kadarda zor değildir! Fakat din ideolojisinin baskın olduğu, insanları yalan bir Dünya'ya hapsedilerek, aptallaştırarak yöneten bir sistemin geleceğini, tarih yazmadı... ( Bkz. Osmanlı )
Türkler katliam ve ölüm ile arap dini ile tanışmış bunun yanında zaman içinde işgale bağlı hakimiyet, kılıç zoruyla gasp edilen bölgelerden gelen avantajlar, vergiler, arap dinine geçmeyenlere hayatın zindan edilmesi, bu avantajlara bağlı dayatmalar, iktidarların siyasi ve iktisadi çıkarları nedeniyle Türk'lerin zor duruma düşmesi, karşılıklı anlaşmalar, tehlikeler ve tehditler Türkleri arap dinine mecbur kılmıştır, hiç bir toplum isteyerek kendi zihin gerçekliğini ( dinini) değiştirmeye yanaşmaz.
TÜRKLER NASIL ARAP DİNİNE GEÇTİ!
Ahzâb/27: Allah sizi onların TOPRAKLARIna, YURTLARIna, MALLARIna ve HENÜZ AYAK BASMADIĞINIZ topraklara varis kıldı. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir. ( Ahzâb 26/27 Bkz. Kureyza katliamı.... Arap hukukuna göre kadın erkekden aşağı, yabancı insanlardan ganimet olarak alınıp satılabilen bir MALDIR! Dikkat ettiyseniz konu ne olursa olsun ister katliam, ister talan her emrin sonunda Allah her şeyi bilir, Allah'ın gücü her şeye yeter gibi cümlelerle hüküm arap tanrısının üstüne atılıyor... Bir tanrı masum kadınları sex kölesi, çocukların ise köle yapılmasınımı emrediyor? Bu yukarıdaki Ahzâb 26/27 Kurezya katliamını, köle ve sex kölesi yapılan masum kadınları ve çocukları anlatır )
( Bu ayetler dinimize geçmediler bize ihanet ettiler gerekçesiyle, silahsız Beni Kureyza erkeklerinin elleri bağlanarak akşama kadar boyunlarının vurulması, geride kalan mallarınına masum kadınlarına ve çocuklarına el konularak bu masumların sex kölesi ve köle yapılması ile ilgilidir, işte bu arap dininden olmayanların yaşayacağı kaderdir, TÜRKLERİNDE KADERİ OLACAKTIR )
https://www.izlesene.com/video/fgdf-video/9892956?utm_campaign=DonanimHaber&utm_medium=referral&utm_source=DonanimHaber
Türklerin çocukları ve bu coğrafya nasıl emevi dinine geçti bunun kanıtlarını ve tarihini paylaşıcam, Şimdi arkadaşlar tarihde Türk'lerin nasıl müslüman olduğu size üstü kapalı bir çok şey anlatılır işte Türkler müslümanlıkla tanıştı baktılar kendilerinin tanrısıda tek tanrı geçerken zorlanmadılar :D Araplar gelmiş müslümanlığı tebliğ etmiş :D onlarda hemen kabul etmişler? Türklerin islam anlayışının İran' dan etkilenmesiyle olduğunu hikayesini filan yazarlar halbuki iran o zaman emevi hakimiyetindedir :D
Bildiğiniz gibi Türkler savaşçı boyun eğmez asi bir yapıya sahip topluluktur. Heleki gelip onlara kendi inançlarını, kültürlerini adetlerini sileceksiniz, kendi arap dininizi ve el-ilah'ı dayatacaksınız kabul ettireceksiniz?
Bu konunun kaynakları aşağıdadır.
^ History of Civilizations of Central Asia, Editörler: M. S. Asimov and C. E. Bosworth, UNESCO Publishing, s. 29
^ Namık Kemal Zeybek, "Neden İslam düşmanlığı", Radikal, 7 Mart 2009.
^ Türkler, Cilt I, Editörler: Hasan Celal Güzel, Prof. Dr. Kemal Çiçek, Prof. Dr. Salim Koca, Yeni Türkiye Yayınları, s. 67.
^ Türkler, Cilt 4, Editörler: Hasan Celal Güzel, Prof. Dr. Kemal Çiçek, Prof. Dr. Salim Koca, Yeni Türkiye Yayınları, s. 414
^ Türk Tarihinin Ana Hatları, 1930, İstanbul, s. 463.
^ H. A. R. Gibb, Orta Asya'da Arap Fetihleri, Çağlar yayınları, s. 51.
^ TDV İslam Ansiklopedisi, cilt: 37, s. 349.
^ Tarih II, Orta Zamanlar, 1931, Devlet Matbaası, s. 144.
^ Nicolae Jorga, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, Yeditepe yayınları, s.46-47
^ Türkler, Cilt I, Editörler: Hasan Celal Güzel, Prof. Dr. Kemal Çiçek, Prof. Dr. Salim Koca, Yeni Türkiye Yayınları, s. 1315.
^ a b c d Zekeriya Kitapçı, Türkistan'ın Müslüman Araplar Tarafından Fethi, Yedikubbe Yayınları, s. 185-186.
^ Türkler, Cilt I, Editörler: Hasan Celal Güzel, Prof. Dr. Kemal Çiçek, Prof. Dr. Salim Koca, Yeni Türkiye Yayınları, s. 68.
Bakalım hem arap hem, Türk tarihi ne diyor? Türkler nasıl arap dini ile tanışmış! Okuyalım.
KAN VE GAZAPLA GELEN YENİ TANRI!... ( Burada okuaycağınız özet gerçekler bilinen ve okulda çocuklara öğretilen tarihden silinmiştir kaynakları yukarıdadır )
Türk beylikleri, Buhara, Semerkant, Talkan, Baykent gibi şehirlerde yerleşmiş yaşıyorlar, deri imal ediyor ve pamuktan kâğıt üreterek bunları satıyor ve iyi de para kazanıyorlardı.. Emeviler
Suriye ve İran'ı hâkimiyetlerine alarak Maverâünnehir bölgesine ulaşmışlardı. Seyhun ve Ceyhun ırmaklarının arasındaki bu bölgede Türkler bulunmaktaydı. Böylece Araplar ile Türkler ilk defa temasa geçmişlerdi.
Emeviler bölgede dinlerini yaymaktan çok, yeni katliamlar ve yağma peşinde koşmuşlar; boyun eğip dinlerine geçmelerine rağmen yerli halka ağır vergiler yüklemişlerdi. Bildiğiniz gibi türkler savaşçı boyun eğmez asi bir yapıya sahip
topluluktur. Heleki gelip onlara kendi inançlarını, kültürlerini adetlerini sileceksiniz, kendi arap dininizi ve el-ilah'ı dayatacaksınız kabul ettireceksiniz? Türkler tabiki boyun eğmedi,
emevi her zaman yaptığı gibi zenginlik ve talan uğruna binlerce insanı teslim olanlarda dahil kesmiş doğramış, sırf ibret olsun, insanlar dehşete kapılsın diye, ya böyle bir ölümü seçsinler yada bana boyun eğsinler diye
yol ve dere kenarları boyunca asmış, o kadar çok insan asmış ve insan parçalamışki bunları sergilemek için kilometrelerce mesafeye ihtiyacı olmuş. İnsan cesetleri et parçaları yurdun yeni manzarasıymış artık, dereler kızıl akmış.
Binlerce genç çocuğu köle olarak almış, binlerce güzel kızı seçip evlerinde fahişe yapmış, yıllık şu kadar bana vergi ödeyeceksin diye sizi haraca bağlamış, bu da demiş benim dinimdir çocuklarına bunu öğreteceksin, cami ( Camileride emevi geliştirmiştir islamda yani kuranda mescid vardır orada da sadece Allaha ibadet yapılır, müşrik emeviler ise camileri Allahın ve peygamberin ağzından kendi rant ve siyasetini yapmak için geliştirdi, yani şirk şubesine çevirdi ) yaptıracaksınız, sizler ve çocuklarınız
bu camilerde benim bıraktığım arap hocalarıma biat edip dinimi öğreneceksiniz, bu camilerden çıkmayacaksınız, sizler benim dinime geçeceksiniz, benim adetlerimi benimseyeceksiniz...
Kişilik ve inançlara saldırı yapılıyor. Bu konuyu uzatmakta, yayınlamakta ısrar edenler konunun saptığının farkında değiller.
İnsan gibi diyorum ki, kardeşim inanç değerlerime hakaret ediliyor.
Konu din gerçek mi ? İyi mi kötü mü ? değil. Neden oyunlarda inanç kullanılıyor.
Ben bir ateistin neden inanmadığına zerre kadar ...lemiyorum. Ama bazı bakın "Bazı" diyorum ateistler buna kafayı takmış. Sanane ulan ? İnancımı sorgulamak Dünya üzerinde hiç kimsenin hakkı değil. Özgürlük varsa benim inanma özgürlüğüme "İnanmayın yalan" diyemezsin. Bunu deme hakkı yokken dahi küfür ediyor.
Fetişizm boyutunda ölçülü hakaretler edip beyinsel olarak boşalıyor ve orgazm oluyor.
Burada bir tane yorum gösterin ilk olarak ama "ilk olarak" Ateistlerin inanmadığına hakaret eden, ona da sanane ulan diyeyim.
Konuda Ateistlerin inanmaması ile ilgili yorum yapan yok.
Onur Bey, daha ne kadar konunun suyunun çıkartılmasına müsade edeceksiniz ?
Yarın bir gün hakim karşısına çıkarsan Hz.Muhammed'e tecavüzcü veya kadın satıcısı dersin. Terbiyesiz herif !!
---
Bunu genel soruyorum. Peki ama neden dünyanın geneli İslam dinini cani bir din olarak tanıyor? Evet, bu İslam dinini kendi çıkarları için kullanan kişiler yüzünden ama sizce de bizler bir şeyler yaparak, üreterek dinimizi en güzel şekilde tanıtamaz mıyız?
-Onur
Aşk olsun sana rabbişkocuğum ne suçum varda beni yakıyorsun yahu sen o kadar evren yaratıyorsun ama gel de senin gönderdiğin dine inanmadık diye bizi yakıyorsun nedir bu ego hani sen herşey den münezzehtin ne iş.
Sanki, cehennem korkunuz olmasa, en ufak bir ibadet yapacaksınız..
Sanki, ana-babanızdan öğrenmediniz de, evrenin nasıl oluştuğu üzerine kafa yorarken bir yaratıcı olduğuna karar verdiniz..
Temelinizde bir akıl yok.
1. her şey bir sebebe bağlı değil mi? canlılar var dünyanın buna müsait olmasıyla, dünya var güneşten kopan parçalarla, güneş var büyük patlama vs sonsuza kadar gider. şimdilerde yeni çıkan (veya benim yeni duyduğum) bilgilere göre alem yoktan var olmuş. linkler verilemiyor buradan ama araştırırsanız bulursunuz.
Yokluktan Varlığa çıkmak için de bir neden lazımdır mantığa göre. ve bu neden de kendiliğinden var olan, sebebe ihtiyaç duymayandan başka ne olabilir. ve o kendi kendine var olabilen şeyin, yarattıklarıyla(sonradan olma, yani bu alem ve bizler) irtibata geçmesi mümkün değil midir. peygamber göndermesi mümkün değil midir. Kuranda adeta o dönem mekkelilerden ziyade bizim zamanımızdaki ateistlere söylenmiş bir söz var.Mealden bi kısım:
İnsanları uyarmasını ve inananlara samimi ve dürüst oldukları / sözü namus
bilerek yaşadıkları sürece Rableri yanında önemli bir yere sahip
olduklarını müjdele” diye Vahiy göndermemiz, kendilerine garip mi geldi? yoktan var eden kounuşup vahiy göndermeyi beceremezmi veya bu niye garip bişey olsun.
Bir cam kutu düşünün. içi tamemen boş, hava da yok. belli bir süre sonra içinde bişeyler oluşmuş, ama dıştan kendisine hiç müdahale edilmemiş. şimdi birisi diyebilir mi ki onlar kendi kendine oluştu. onların kendi kendine oluştuğunu söylemek, sebebsiz var olduğunu iddia etmek, Herşeyi birtek Kendi kendine var olabilen Allah'a bağlamaktan daha mı mantıklı. Alemin sonsuzdan geldiğini düşümek mümkün değildir. çünkü her şeyin bir sebebi var, sebebi olanlar sonsuza kadar geriye gidemezler(başka söyleyecek söz bulamadım, derinlemesine ve farklı farklı zamanlarda düşününce anlaşılıyo ama.:)) Demek ilk sebebin kendi kendine var olması lazım ve bu ilk sebebin de tek Allahın olması, herşeyin kendine sebeb olmasından milyon kat daha kolay ve mantıklı.
2. delil: Bilinçdir. Sonsuz hayatı inkar eden ateist inancına göre şimdi düşünün 70 yaşına gelip öldünüz. yoksunuz. peki nasıl şu an bilinç sahibiyiz. yani eğer yok olacak olsaydık bilinç sahibi olamazdık. uyuduğunuzda mesela bilinç gider, eğer o hal sonsuza kadar sürse hiç olmamış gibi şu an dahi bilinç sahibi olamazdık, hiç olmamış gibi olurduk. demek sonsuza kadar sürecek olan hal, bilinç hali olan cennet veya cehennem haliymiş.
Êxtra düşünceler: insan mantıklı olanı ve daha fazla fayda getirme ihtimali olanı veya fayda getirme ihtimali daha fazla olanı tercih eder değil mi. mesela insana 2 seçenek sunulsa birisinde 1/2 ihtimalle 5 lirayı hemen kazanacaksın, diğer seçenekde ise 1/4 ihtimalle 100 milyar dolar kazanacaksın artı Apple markasını da da üstüne yapcaz fakat bunun için 20 yıl bekleyeceksin denilse akıllı olan hangisini seçer. birincisi daha yüksek ihtimal hem çabuk veriliyor canım da tam kıymalı pide çekmişti iyi oldu deyip onu mu seçer. yoksa 20 yıl normal hayatına devam edip sonra rahatına mı bakar. Peki size soruyorum bunca mantıklı delil varken ve Allahın ve ahiretin olmadığını ispat eden hiçbir delil yokken cennet vaadi olan 2. seçeneği seçmemenizin nedeni nedir. Bunca delili açıkladık kendi içinizde de hissediyorsunuz aslında fakat yine de milyonda bir ihtimal verseniz bile, sizin kadar milyonlar akıllı insanın seçtiği sonsuz hayatı size vadeden 2. yolu seçmenizi engelleyen şeytandan başka nedir. Hiç mi korkmuyorsunuz cehennem tehdidinden. buna vurdumduymaz davranırsanız, oraya girmeyi haketmezmisiniz bunca delil varken. umuyorumki biraz olsun düşünür ve korkarsınız, devekuşu gibi kafayı kuma gömüp inkar edip bakmadığınızda size zarar gelmiyeceğinizi düşünmezsiniz.
Cevap: Çünkü İyi ve kötü arasındaki savaş orada hiç anlatılmadığı kadar net anlatılır.
AHZAB-26 O kâfir düşmanlara içeriden destek vererek hıyanet eden Ehl-i kitaptan Beni Kurayza’yı da kulelerinden indirdi ve kalplerine korku saldı, bir kısmını öldürüp, diğer bir kısmını da esir aldınız.
Ahzâb/27: Allah sizi onların TOPRAKLARIna, YURTLARIna, MALLARIna ve HENÜZ AYAK BASMADIĞINIZ topraklara varis kıldı.
Burada konu dinlerin neden giderek daha fazla kullanıldığından ziyade neden giderek daha ideolojik ve sivri senaryolarla karşılaşıyoruz olmalıdır. Bunun cevabı ise yine sosyoloji ve tarihte yatar.
Her büyük savaş öncesi sağa yakın, muhafazakar ve güçlü görünen kişiler neden ülkelerin ve partilerin başına geliyorsa bu ideolojik öğeler de aynı sebepten dolayı mecralarda kullanılıyor. Senin elinde kitleleri mobilize edecek, manipüle ve polarize edebilecek böyle bir araç varsa ve Allah korkun yoksa, kuldan utanman yoksa bunu her türlü yaparsın.
Tahrif edilmiş olan İncil'de en ilginç "ayet"lerden birisi "Senin bir yanağına vuran kardeşine öteki yanağını uzat" ifadesidir. Dışarıdan bakıldığında nahif ve barışçıl olmayı öğütler gibi görünen bu emir aslında daha sinsi bir plan için konmuştur oraya. Skolastik kilise yönetiminin hüküm sürdüğü dönemde tüm vergileri de, askeri güç ve taç giydirme güçlerini de kiliseler yönetiyordu. İnancı tam olan bir hristiyandan bu kilise bir cebindeki parayı vergi olarak aldığında ona zulasındaki, diğer cebindeki parayı da vermesini öğütlemekti bu aslında.
İşe biraz bu şekilde bakmak lazım. Aynı şekilde Kur'an'da esamesi okunmayan bir ton emir ve yasaklar hadis, fıkıh ve icma gibi mazeretlerle asıl olan dine enjekte edilmiş, toplumun islam öncesinden daha da feci bir hal almasındaki tohumlar atılmıştı. Allah "benden başka kimse haram ve helal koyamaz, helal ve haramların da tümü bu kitaptadır" demesine rağmen türlü şeyleri helal haram diye insanlara kakalayan cübbeliler, şeyhler, gavslar da bu şekilde türediler.
Sizce neden Moğol istilasında anadolunun tamamı yakılırken sadece Konya ve özellikle Celaleddin Rumi'nin bölgesi dokunulmadan geçti? Biraz düşünmek lazım.
Aynı fikir yapısıyla oyun ve filmlere yaklaştığınızda da yine aynı manipülasyon silahının kullanılmasını görürsünüz. Son 10 yıldır tüm filmlerde kötü adamın cümlesi sabittir: "Eski dünyanın küllerinden yeni bir dünya yaratmak.". X-Men Apocalypse, Man of Steel, Avengers: Age of Ultron, G.I. Joe filmleri, kısacası neredeyse bütün içinde "büyük kötü" bulunduran filmlerde hep etrafında müridleri bulunan büyük kötü eski düzeni yakıp küllerinden yeni dünya doğurma peşindedir.
Sizce bu ifadelerin tekrar tekrar her filmde servis edilmesi bir rastlantı mı?
Benim bu dünyada iyi bir hayat sürüp iyi bir insan olmam için bir tanrıya ihtiyacım yok. Ben iyi ve kötüyü ayırt edebiliyorum ve iyi bir insan olmak için çaba sarf ediyorum. Ben iyi bir insan olmuşum da tanrı çıkmış demiş ki vay efendim sen bana ibadet etmedin şunu yapmadın bunu yapmadın. Çokta tın. Korkutarak yönetenlerden nefret ederim. Cehennemde yanarsın da bu iğrençliklerden biridir. Bunu insanlarda yapar. Yaramazlık yapma bak amca iğne yapar ından tut bu güne kadar zilyon kere korkutulmaya çalışılmışızdır. Bunu hükümetlerde bir yöntem olarak kullanır. Tanrı kullanıyor iken kul nasıl kullanmasın zaten.
Birde şuna çok kıl oluyorum sonsuz cennet hayatını kimsenin sorguladığını görmüyorum kimisi hurilere fit olur kimisi nehir gibi akan şaraplara kimisi başka şeylere. Ne istersek olacakmış o ne güzel filan. Yahu sonsuz diyor sonsuz? İdrak edebiliyor musunuz sonsuz nedir? 1000 Yıl 1milyon yıl filan değil lan sonsuz. 2 gram düşünsem asıl korkunç şeyin sonsuzluk olduğunu düşünürüm. Sonu olmayan şeyden korkacaksın asıl. Şahsen bana sorsalar cenneti de istemem ben ölünce bitsin gitsin işte sonsuz hayatı istediğimi kim çıkardı?
Bu mevzu uzar gider de ben özetle şunu söyleyeyim. Ben iyi insan olmuşum, çalmamışım, çırpmamışım, kimsenin tavuğuna kışt dememişim, her canlıya saygı ve sevgi ile yaklaşmışım öbür tarafa gidince de yanacam öyle mi? He gülüm he yaksınlar o zaman.
Aşk olsun sana ben o kadar görgüsüz değilim kim için iki kat azap isteyeyim o kadar zalim biri değilim ben rabbişkocuğum senin dinine inanmadığım için beni yakıyorsun sen kaderimi bildiğin halde özgür irade diyorsun.
İyide beni kimse saptırmadı ki kendi kararım kendi seçimlerim senin kitabında yapma denen şeyleri yapmadım ama dinden çıktım diye gel beni yak aşk olsun rabbişkocuğum:(
Neyim ben kuzu şiş miyim senin ne çeşit bir fantezin var yahu rabbişkocuğum kime ye yaptık sen bizi yakıyorsun aşk olsun ne bu ego hani sen bunlardan münezzehtin. Cık cık cık cık
Brad Pitt ve Angelina Jolie ile yanmak Ebu leheb ve Ebu cehil ile yanmak benim için büyük bir şereftir rabbişkocuğum senin cennetine gideceğime onurumla yanarım yeter ki sen mutlu ol.
Allahu Kekver.
Aşk olsun sana rabbişkocuğum ne suçum varda beni yakıyorsun yahu sen o kadar evren yaratıyorsun ama gel de senin gönderdiğin dine inanmadık diye bizi yakıyorsun nedir bu ego hani sen herşey den münezzehtin
Tarihi kayıtlar var ejderha gören topluluklar var bunun gibi birden fazla mitler o zaman bunlarda sağlam kanıtlar.
Bilim insanı rasyonel gerçekleri söyler tarih ile ilgili abartma.
Burada düşmanlık değil gerçekleri görüyoruz.
Muhalifleri ile yaptığı Hendek savaşından sonra düşmanlarıyla işbirliği yaptığı suçlaması ile Muhammed Medineli Yahudi toplumu Benukureyza’lıların üstüne yürümüş. Benu kureyza’lılar ellerindeki kaleleri olan Hayber’e sığınmışlardı.
25 gün veya bir ay süren kuşatmadan sonra Kureyza aşireti teslim olmaya karar verir. Müzakere için Muhammed onlara Beni Aws aşiretinden Ebu Lübâbe b. Abdülmunzir’i gönderir. Aws aşireti Beni Kureyza’nın koruyucusu (velisi) ve Ebu Lübabe onların dostudur. Erkekler onu karşılarken Yahudilerin kadın ve çocukları çığlıklar atarak etrafını sararlar ve merhamet göstermesi için yalvarırlar. “Muhammed’in hakemliğini kabul edelim mi?” diye sorarlar. Ebu Lübabe “evet” der, fakat bunu söylerken eliyle boğaz kesme işareti yapar. Yapar yapmaz pişman olur. Allah’a ve resulüne ihanet ettiği kaygısına kapılarak koşa koşa gider, camide kendini bir sütuna bağlatır. Allah kendisini affetmedikçe oradan ayrılmayacağını bildirir. Muhammed bunu duyunca güler. “Bana gelseydi affederdim, ama şimdi ancak Allah affedebilir,” der. Birkaç gün sonra Allah’tan gelen bir vahiyle Ebu Lübabe’yi affeder. [Bahis konusu ayetin hangisi olduğuna dair tefsirciler arasında ittifak yoktur.]
Kureyza lideri Kâ’b, aşiretine hitaben konuşur. Başlarına gelen beladan Hüyeyy’i sorumlu tutar. Üç seçenek sunar. Ya topluca Müslümanlığı kabul edeceklerdir. Bu reddedilir. Ya [Masada'daki Yahudiler gibi] kadınlarını ve çocuklarını öldürüp, ölünceye kadar savaşacaklardır. Bu da reddedilir. Ya da Yahudiler için savaşmanın dinen haram sayıldığı Şabat günü sürpriz bir saldırı düzenleyeceklerdir. Tevrat’a göre Şabat günü savaşmak Yahudilerin domuza veya maymuna dönüşmesine yol açacağı için, bu seçenek de reddedilir. Teslim olmaya karar verirler.
Hayber kalesini kuşatan Muhammed hiç acele etmedi. 1 aya yakın süre ablukaya aldığı kaleye giriş çıkışı engelledi. Kureyzalılar açlık ve susuzluk ile de mücadele ediyorlardı. Muhammed ile anlaşma yoluna gitmek zorunda idiler. Muhammed onlara güvenilir !!! bir anlaşma sundu. Derhal silahlarını bırakıp teslim olacaklardı ve Muhammed’in eski Yahudi yeni Müslüman olan sahabelerinden Sa’d bin. Muaz’ın vereceği cezayı kabul edeceklerdi. Çaresizlik içindeki Yahudi benukureyza’lılar istemedende olsa teklifi kabul ettiler savaşadan silahlarını teslim ettiler. Eski Yahudi olan yeni Müslüman Sa’d bin Muaz’ın kendi haklarını koruyacağını düşündüler son bir ümitle.
Muhammed, o insanları teslim aldıktan sonra bir yerde toplayıp kendilerine, “Ey domuz ve maymun kardeşleri! Yediniz mi! İşte haliniz; görün bakalım” diyerek hakaret ediyor. Onlar da buna karşı, “Ey Muhammed, biz senden bunu beklemezdik, neden böyle haksızlık yapıyorsun?” şeklinde yanıt veriyorlardı (Bu kısım pek çok İslami Kaynakta yer alır örnek olarak, Taberi, Ahzap Tefsiri, ayet 26-27)
Çoluk çocuk dahil yaklaşık 1500 kişilik bir Yahudi kitlesini o gün akşama kadar ele geçiriyorlar . Ele geçirilen bu insanların elleri boyunlarına bağlanıyor ve onların akıbeti hakkında Muhammed, daha önce Yahudi olup da sonradan Müslüman olan Sad Bin Muaz’a yetki veriyor. Sad’ın Hendek Savaşı’nda bir damarı kesilmişti ve kanaması devam ediyordu. (birkaç gün sonra ölecektir) Muhammed’in talimatıyla Sad bir eşeğe bindirilip onun huzuruna getiriliyor. Muhammed ona, “Bu insanların kaderini sana bırakıyorum. Acaba bunlar hakkında kararın nedir?” diye soruyor. Sad’ın verdiği yanıt aynen şu: “Eli silah tutan her erkeği kılıçtan geçireceğiz.Kadın ve kızları cariye ; ergenlik çağına gelmeyen erkek çocukları da köle muamelesine tabi tutacağız.” diyor.
Muhammed, Sad’ın bu yanıtına karşı, “Senin verdiğin bu karar Allah’ın emrine tam uygundur ve sen bu kararda tam isabetli davrandın. Zaten seher vakti Cebrail de aynı ifade doğrultusunda Allah’tan bana vahiy getirdi” diyor. (Tecrid-i Sarih, Diyanet Tercümesi, No:289 hadis şerhiyle 1575 ve 1591 nolu hadisler)
İdamlar yapılmadan evvel Muhammed, sanki çok önemli bir büyüklükte bulunuyormuş gibi “Arkadaşlar, onları şimdi idam etmeyelim; çünkü hava sıcaktır. Ayrıca eğer canları istiyorsa kendilerine hurma yedirin gibi” traji-komik talimatta da bulunuyor. İdamlıkların önüne atılan birkaç hurma da hayvana yem atılır gibi atılıyor. (Vakıdi, Meğazi, 2/512-14; Serahsi, Siyeri Kebir Şerhi, 3/1029 No: 1900)
Karardan sonra Medine’nin çarşı alanına giderek hendekler kazdırır. Beni Kureyza erkekleri gruplar halinde buraya getirilerek hendeklerin başında kafaları kesilir. Toplam katledilen sayısı bazı kaynaklara göre 600 ila 700, bazılarına göre 800 ila 900 kişidir. İdamların çoğunu Ali b. Ebu Talib (sonradan dördüncü halife) ve Zübeyr infaz ederler.
Aişe’nin ifadesine göre idam edilenler arasında tek bir kadın vardır. “Rasulallah erkekleri meydanda öldürürken kadın benim yanımdaydı, sohbet ediyor ve durmadan gülüyordu. Derken bir ses adını çağırdı. ‘Ne var?’ dedim. ‘Öldürecekler’ dedi. ‘Neden’ diye sordum. ‘Yaptığım bir şeyden ötürü’ diye cevap verdi. Götürüp kafasını kestiler. Neşesini ve gülüşünü hayatta unutamam. Öldürüleceğini biliyordu.”
Vakıdî’nin anlatımına göre kadının öldürülmesinin nedeni, kuşatma sırasında sur üstünden bir değirmen taşı atarak Hallâd b. Süveyd’in ölümüne sebep olması idi.
Öldürülecekler arasında geçmişte Müslümanlara iyiliği dokunmuş olan yaşlı Ebu Abdurrahman el-Zebîr vardır. Müslümanlardan Sabit b. Kays Rasulallah’tan rica ederek yaşlı adamın canını bağışlatır. Ebu Abdurrahman “karım ve çocuklarım olmadan hayatın ne anlamı var?” diye sorar. Onlar da bağışlanır. “Malım ve servetim olmadan nasıl yaşayabilirim?” der. Malına dokunulmayacağına söz verirler. “Aslanlar aslanı, güzel adam Kâ’b b. Esed ne olacak?” diye sorar. Öldürüldüğünü söylerler. Aşiretinin akıbetini sorar, hepsinin idam edildiğini anlatırlar. “O zaman bana bir iyilik yapıp beni de öldürün” der. “Akrabalarım olmadan yaşamanın faydası yok, öbür dünyada onlara kavuşmak için sabırsızlanıyorum.”
Ebubekir bu sözleri duyduğunda “akrabalarıyla Cehennemde buluşacak, orada sonsuz azap görecek” diye konuşur.
Bu esirlerden erkek olanlar “Üsame Bin Zeyd” evinde; kadınlar ve çocuklar ise “Remle Binti Haris” evinde toplatılırlar. Muhammed erkeklerin idam kararını verdikten sonra Medine’ nin bugünkü pazaryeri olan semtte hendekler-çukurlar kazılarak mezar gibi hazır hale getirilir. Daha sonra erkekler eli kolu bağlı bir vaziyette ve kafileler halinde oraya yanaştırılıp başları kesilir ve o çukurlara atılır. Muhammed bu kesim işleminde Hz. Ali ve Zübeyr bin Avam’ı görevlendirmişti. Bilindiği gibi ikisi de Muhammed tarafında cennetle müjdelenmiştir. Ali ve Zübeyr kesim işine devam ederlerken Muhammed de bir yerde oturmuş onları seyrediyordu. Ayşe (Hz.) nin aktardığına göre, bu kesim işi sabahtan akşama kadar sürmüş. Erkekler idam edilirken, Yahudi kadınlar ve çocuklar da buna feryat edip saçlarını başlarını yolmuşlar.(Vakıdi, Meğazi, 2/512-517)
Yahudilerin eli silah tutabilenlerden 800-900 arasında bir erkek topluluğu öldürüldü. 800-900 arası olduğu söylenilen Yahudilerin büyük çoğunluğu HZ. Ali tarafından katledilmişti. Ali o gün kafa kesmekten çok yorulmuştu ve kafa kesme işlemi sırasında yorgunluktan sürekli olarak kılıç kullandığı kolunu değiştiriyordu. Muhammed ise kesim işleminin yanına çadır kurdurmuştu ve kesim işlemini gözlemliyordu.Katledilen Yahudi erkekleri topluca gömüldüler.
Yaygın olan görüşe göre idam edilenlerin sayısı 800 ile 900 arasında değişiyor (Nesefi, Taberi, Alusi, İbni Kesir) . En düşük rakamı veren İslamcı yazarlara göre (Begavi, Suyuti, İbn’il Cezvi) ise 400 ila 600 arasında Yahudi idam edilmiştir.
Outlast'da uzaylılar olsa satın alınmayacak mı ? aa bunda din yok almayalım mı diyecek ?
Bu nasıl mantık anlamadım ? Ne yapacaktı başroldeki kötü adam ?
hristiyanlığın olduğu topraklarda, ineğe tapılan dine göre mi baskı yapacaktı ? Müslüman terör gurubu ABD'de Montana'da bu oyundaki gibi sistem mi kuracaktı ? :))
Far Cry'da din olsa ne olur olmasa ne olur ? Saçma sapan bir sorgu. Cennete götürecek kefen satanları eleştir eyvallah da kimse Far Cry'ı satın alın cennete gideceksiniz demiyor. Veya fight for religion sloganı mı var. Tersine özgür düşünceli insanların başkaldırışını anlatıyor.
Vaat edilen topraklara inanan Bush iktidarını seçenlerin Hristiyanlık değil de Müslümanlığı hedef alın demesi de ayrı bir zırvalık. Kızılderililer ırkını babaannem ortadan kaldırmadı. Afrika'da binlerce insanı köle olarak satmak için din kullanarak teyzem öldürmedi.
Piece OF Eden Cennetten değil de, Uzaydan gelmiş olsa din ile hiç alakası olmasa AC serisi değerli olmayacaktı demek senaryoya oyuna büyük haksızlık bence. Hayır sadece AC 3'ü orjinal almışım. Kim kimi sömürüyor ? :)
Bu adam apaçık küfür ediyor. Manevi değerlere hakaret ediyor. Ve siz bu yorumu onaylıyorsunuz. !
İdamlar sona erdikten sonra muhammed Beni Kureyza’nın mallarını, kadınlarını ve çocuklarını müminler arasında pay eder. Beşte bir [kamu payı] çıkarıldıktan sonra geri kalandan süvarilere üçer pay, piyadelere birer pay verilir. Bu savaş esnasında Müslümanların otuzaltı atlısı vardır. Onların hakkı, bir pay ata, iki pay sürücüsüne olmak üzere üç pay olarak hesaplanır. Ganimetin beşte birinin [Muhammed’e] ayrılması kuralı ilk kez bu olayda uygulanır ve daha sonra gelenek (sünnet) olarak benimsenir.
Muhammed köle ve sex kölesi yapılacak kadın ve çocukların bir kısmını Sa’d b. Zeyd ile orta Arabistan’daki Necd’e göndererek, karşılığında at ve silah satın alır.
Silahsız teslim olmuş Babaları, kardeşleri, kocaları kestiren muhammed kadınlardan Reyhane bt. Amr’ı kendine ayırır. Köle edindiği bu kadın, Muhammed’in ölümünde halâ onun kölesidir. Muhammed ona kendisiyle nikâhlanmasını ve hicaba girmesini teklif ederse de Reyhane “ya Rasulallah, senin kölen kalayım, böylesi senin için de benim için de daha kolay” diyerek reddeder. İslamiyeti kabul etmeyerek Yahudi dininde ısrar eder. Bundan ötürü Muhammed onu nikâhına almaz, fakat canı sıkılır. Kimi anlatımlara göre daha sonra Reyhane Müslümanlığı kabul ederek Muhammed’i sevindirir. [Ancak bu anlatımla, Muhammed’in ölümünde Reyhane’nin halâ köle olduğu bilgisi çelişir.]
Muhammed, bu Yahudilerin karıları ve kızlarından 16 tanesini özel olarak ayırıyor ve bunlardan Reyhane’yi kendine seçip geriye kalan 15 tanesini de diğer önemli dostlarına dağıtıyor.
Bir Yahudi:
“Artık her şeyimize el koydunuz, hiç olmazsa gözlerimizin önünde namusumuza el uzatmayın” diyor. Fakat, Muhammed bunu dinlemiyor (Kaynak: Vakıdi, Meğazi, 2/250)
Muhammed, ihtiyaç fazlası kadın ve erkek çocukların bir bölümünü, Sad bin Zeyd’e teslim edip onları satmak için Necd bölgesine, bir kısmını da şam tarafına gönderiyor.
Müslümanlardan Muhammed bin Mesleme: “Beni Kureyza Savaşı’nda kadınlar bölüşülürken bana üç tane düştü; hepsini de sattım” diyor. (Kaynak: Diyarbekiri, Tarihi Hamis,1/499 ve Vakıdi age 2/523-25)
Tüm silah tutabilen erkekleri öldürülen yahudilerin artk zenginlikleri müslümanlarındı.Ahzab suresi 26 ve 27. ayet bu katliamı anlatır. 26. ayette bir kısmını öldürüyordunuz derken öldürülen 800-900 arası Yahudi erkek kastediliyor. Bir kısmını esir alırdınız derken kadınlar ve çocuklar kastediliyor.27. ayette ise Yahudilerin tüm malvarlıklarının artık Müslümanların olduğu anlatılıyor.
Katliamdan sonra, Dıhyetü’l-Kelbı adındaki delikanlı Arap, Muhammed’e gelir; tutsak kadınlardan birini kendisine alması için ondan izin ister. Muhammed de,: “Haydi git de bir câriye al!” diye karşılık verir. Ne var ki Dıhye gidip Safiyye’yi alır.
Bunu gören bir başka Arap hemen koşup Muhammed’e haber verir. Safiyye’nin Dıhye’ye değil; “Peygamber”e uygun olacagını söyler.
Muhammed’de Dıhye’yi çağırtır; “başka bir cariyeyi” almasını söyler. Dıhye’ye verilen “cariye”, Safiyye’nin kocasının kızkardeşidir. Muhammed, kendisine “karı” olmanın karşılığında Safiyye’yi “azâd” eder. Yola çıkıldığında, bir yandan da “zifaf’ düşünülmektedir. Ümmü Süleym, Safiyye’yi hazırlar. Ve gece olunca da Muhammed’in koynuna koyar.” (Başta Buhari, en sağlam hadis kiıaplarında da yer alan bu hadisi, Kamil Miras’ın çeviri ve “Izah”ını da görmek için Bkz. Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrîd-i
5. DETAY.
Sarih Tercemesi, Ankara, 1985, Diyanet Yayınlarından, 2/299-310.)
Babası ve kocası öldürülen bir kadını aynı gün (veya 1 gün sonra) , hemde babasını ve kocasını öldürenlerin liderine , muhammedin koynuna verdiler.Safiyye o sırada daha genç bir kız iken muhammed 57 yaşında idi.
Muhammed babası ve kocasını daha yeni öldürttüğü acılar içindeki bir kızı koynuna alıp sevişmişti.
Ne oyunlardan ne de filmlerden anlamadığınızı çok iyi belirten bir yazı olmuş.
Anlat bir hikaye göklerden bir emir geldi diye. Yesin millet.
Bu insanoğlu niye bu kadar saf....
1) Evren kendi kendine oluşmuş olamaz(Muhakkak kendi kendine oluşmuş bir varlık tarafından yaratılmıştır)
2) 1.5 milyar müslüman yanılıyor olamaz(Muhakkak 2.3 milyar hristiyan ve 1 milyar hindu yanılıyordur)
vs vs
Ciddi sabır gerek tartışmak için..
Kısaca melek, cinler vs görülememesi keşfedilmemesi 200 yıl sonra x bir cihazla görülemiceği, öyle birşey olmadığı anlamına gelmemekte.
Bizde küçükken bisiklet için dua edip, bisiklet sahibi olamayan, biraz büyüyünce lisede de sevdiği kızı başkasının kucağında gören isyankar bebeler 2 makale okuyup ateistim diye geziyo piyasada...Loto fln tuttursunlar camiden çıkmazlar ilk olarak hacca sonra vegasa giderler.
Uzayda rap yapan mor eşeklerde mümkündür kardeşim.İhtimal dahilindedir.Varsa böyle bir inanç sahibi, sorgula kardeşim, aklını kullan fln demiyorum :D İnanç zaten akıl ürünüdür.Her açıdan mümkündür.Uygun şartlarda bir gezegende rap yapan eşekler olabilir.Hea bunu bizim eşşekler ispatla diyip kabul etmeyebilir. Ancak bu olasılık reddelilemez. Buna inanmak için delil istiyebilirsin, ancak yok demek içinde ispat şarttır. Hal böyle olunca uzayda bir yerde mor eşşek var inanıyorum diyen adama salak diyemezsin. İnancıyla da alay edemezsin, liseli üzgün ÇAKMA ateist kardeş.
Bi salak çıkmış, Tanrı insanları öldürün dedi vs vs böyle tanrı olmaz, şöyle tanrı böyle tanrı olmaz demiş. Kardeşim senin söylediklerini birileri doğru kabul ederse de, bu Tanrı varlığını çürütmüyor. Senin teorine göre kötü tanrı var.Bambaşka bir hadise....
Neyse umarım senin hatun fazla hasar almadan sana geri döner, bisiklet mi arzu ediyosun, ps4 mü onuda almanı diliyorum. Psikolijinin düzelmesini umut ediyorum. Düzelceğine inanıyorum asdasd bu inancımı ispatlayamam ama ilerde düzelceksin :d
BAŞKA SÖZE GEREK VARMI?
hristiyanlığa yada yahudiliğe laf yok,islama var sorsan ateist...(yersen)sorsan papası olan hristiyan medeni halifesi olmayan müslüman yobaz(yersen)
anavatanınıza dönün
AHZAB-26 Bu ayette bahsedilen olay Kureyza katliamıdır, Kur-an çevirilerinde de görebilirsiniz
19.-Yine onları elde edecekleri bir çok ganimetlerle de mükafatlandırdı.
Bak senin ayetleri güzelleyenlerden aldığın çevirisi ne kadar üstünü kapatsanda hal aynı mantık :)
Saldırı ve ele geçirme için tanrı eldeedecekleri ganimetler vaad ediyor ve arap hukukuna göre kadın, çocuk, mal ve toprak ganimettir :D
kendi ağzınla söylüyorsun adamlar kendi dinlerini direkt olarak ilgilendiren tarikat, cemaat vs. film yada oyun şeklinde kötü şekilde kurgulayıp aktarıyor. bunun muhatapları da hiç üzerine alınmıyor. ve sen bunu bizdeki inli cinli filmlerle kıyaslıyorsun. kusura bakma bunun uzaktan yakından alakası bile yok. bizimkiler kendi dinlerini direkt ilgilendirmeyen bir konu için doğal olarak tepki göstermeyecek sinemaya gidecek seslerini çıkartmalarına gerek olmayacak. bu çok doğal.
cesaretin yetiyorsa atıyorum ismailağa cemaatini yada kurgu bir cemaati oyun yada film konusu yap bakalım. bırak filme gitmeyi senaristin boğazını keser atar bizim arap kökenliler. sonuçta direkt islamla bağlantılı konular bunlar. yani bi benzerlik arıyorsan aynı konuları kıyasla.ona kalırsa bizim cinli filme karşı onlarda da şeytan çıkartmalı filmler var. pekala o da seviliyor.
ama sen elin gavuru buna neden müsaade veriyor dersen eğer, zamanında vatikanda kiliselerde sübyancılıktan tut da her türlü pislikten ağızları yanmış bu insanların. sonuçta laiklik denen bir sistemle yaşıyorlar. tabikide bir daha tekrarı yaşanmasın diye ufak ufak hatırlatacaklar reklamlarda filmlerde vs. gösterecekler. ama bizde öyle mi? bugün bir kereden bir şey olmaz diyerek resmen sübyancılığa teşvik eden bir topluluk varken bu tarz cemaat tarikat bazlı korku oyunlarını filmlerini daha çok ararız. adamların korku diye tanıttığını bizim arap soyları bir kereden bir şey olmaz diyor, benimsiyor, savunuyor.
bundan birkaç sene evvel dünyanın yok oluşunu anlatan bir film vizyona girmişti. adını hatırlamıyorum. insanlar gemilerle kaçıyorlardı filan. filmin bir sahnesinde dünya yıkılıyor yok oluyor her yer yerle bir oluyor kıyamet kopuyor haliyle dünyada taş taş üstünde kalmıyor ve buna dikkat çekmek için kabenin yıkıldığı bir sahne çekmişler. adamlar kendi anıtlarını mabetlerini tek tek yıkıyor sesleri çıkmıyor sıra kabeye geliyor haliyle. vay sen misin bizim kabemizi yıkıyorsun diye araplar buna karşı çıkınca filmden hemen kaldırdılar o görüntüleri. sen şimdi bu zihniyetin dini filmlere oyunlara vs seslerini çıkartmadıklarını beyan ediyorsun öyle mi :) tekrar düşün.
Öncelikle emeviler Türkleri asimile etmek için katlederken (İran) çoktan Türklerle aynı kaderi paylaşmış, arap dini ile çok daha önce katliam ve kan ile tanışmıştı :) İran emevi hakimiyetindeydi!!! Dostum din gibi insan zihnine binlerce yıldır işlenen bir siyaseti, popüler sahne tarihçileri itiraf edermi sanıyorsun? :) İlber Ortaylı kendi popülerliği peşinde olan jön tarihçisidir... Sahne figüranıdır.... İktidar sisteminin bir çarkıdır... Bakalım ilber Ortay'lının hocası Halil İNALCIK!a göre Osmanlıyı yıkan arap dini neydi?
https://www.youtube.com/watch?v=GXSxso1Kmao
Skolastik düşünceden yani avrupanın din ideolojisinden kurtularak, zihni bağımsızlığına kavuştuğu, insana yöneldiği döneme Rönesans dönemi adı verilir.
Sizlerin gerçeği bilmesini istemezler, kölelerin gerçeği bilmesine ve akıllı olmasına gerek yoktur!! İlber ortaylı Türklerin nasıl arap dinine geçtiğini gayet iyi biliyor ama gerçeğin herkesin hakkı olmadığını düşünüyor! Türkler arap dini ile katliamla tanışmış binlerce insanı katledilmiş ve arapların gasp ettiği hakim bölgelerde ağır vergilere yaptırımlara maruz kalmışlardır, TEVBE-29 ve MUHAMMED-4 de Kur-an'da yazdığı gibi arap dininden olmayan insanları ya öldürürsünüz yada arap dinini kabul edinceye kadar haraç alırsınız...
SALDIRI VE FETİH AYETLERİ
Fetih suresi
19- 20 İslam fethi, fetih suresi: Alacakları birçok ganimetler (bahşetmiştir). Ve Allah, size, elde edeceğiniz birçok ganimetler vaadetmiştir
16 Bedevilerden geride bırakılanlara de ki: ""SİZ YAKINDA ÇETİN BİR KAVME KARŞI SAVAŞMAK İÇİN ÇAĞRILACAKSINIZ. ONLAR YA SAVAŞACAKLAR YADA BİZİM DİNİMİZE GEÇECEKLER!!
TEVBE-29.Kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde ne Allah'a, ne ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulunun haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyen kimselerle çizye ( Haraç ) verecekleri hale gelinceye kadar savaşın.
MUHAMMED-4 Savaşta ( savaşta dediği, islam fethi adı altında saldırdığı! Canına, malına, karısına, kızına el koyduğu direnen insanlardan bahsediyor, aynı işidin yaptığı gibi ) inkâr edenlerle karşılaştığınızda, boyunlarını vurmaya bakın!
MÂİDE-33: Allah ve peygambere karşı gelip onlar ile savaşanların cezası öldürülmek veya asılmak yahut çapraz olarak el ve ayaklarının kesilmesi ya da bulundukları yerden sürülmektir. Bu onlara dünyada bir rezilliktir. Ayrıca bunlara ek olarak onlar için ahirette de büyük azap vardır.)
katliam ve tecavüzden sonra kritik öneme sahip yerleri ele geçiren araplar Türklere ağır vergiler ve kötü yaşam koşulları dayatarak, asimilasyonla yavaş yavaş, zorla arap dinine mecbur etmişlerdir, daha detaylı bilgiler kaynakları ile burada!
https://www.izlesene.com/video/fgdf-video/9892956
Kureyza katliamında ihanet ettiler dinime tabi olmadılar diye savunmasız insanları ellerini bağlamış 700 kişinin akşama kadar boynunu vurmuş, daha sonra bu boynunu vurduğu erkeklerin masum karılarına, kızlarını, çocuklarını fahişe ve köle olarak almış, bir çoğunu satmış silah almıştır... Benim uydurduğum dini tanımadılar, bana ihanet ettiler diye katlettiği savunmasız insanların eşleri arasında çok güzel bir kadını ( Reyhane bt. Amr ) düzmek için kendine almıştır... ( Bu arada yahudiler muhammedi sevmiyorlardı, çünkü Kur-an'da da yazdığı gibi bu yeni arap dinindekiler kendi dininden olmayan insanlara saldırıyor, kervanlarını basıyorlar, arap dininden olmayanları aynen Kur-an'da yazdığı gibi ya öldürüyor yada haraca bağlıyorlardı)
Düşün insanların anasını babasını katlediyorsun, çocuklarını da köle yapıp düzüyorsun.. Sizler nasıl bir pisliğin içinde olduğunuzu fark edemiyorsunuz... Bizim ülkemizdeki arap dini yumuşatılmış, kültürümüze göre değişmiş arap dinidir ama bu değilki arap dininin özü hortlamayacak, Osmanlı'da bu katliam ve kan dinini kullanarak yayıldı... çağımıza göre dinleri size servis ediyorlar ama gerçek ve geçmiş hiçde sandığınız gibi değil, eğer işin aslını öğrenemzsiniz daha çok 15 temmuzlar, akepeler ve fetolar görürsünüz..
AHZAB-26 O kâfir düşmanlara içeriden destek vererek hıyanet eden Ehl-i kitaptan Beni KUREYZA’yı da kulelerinden indirdi ve kalplerine korku saldı, bir kısmını öldürüp, diğer bir kısmını da esir aldınız.
1999-2000 gibi matrix izleyip sinemadan çıkıp aslında yokuz fln diye gezen gerizekalı kesim türemişti.Zaman geçtikce değişiyor. Bu aralar internet çöplüğü ile bilim insanı ve din alimi yağmuru var. herkes albert einstein herkes mevlana oldu çıktı. Alkışlıyorum hepinizi... Tarihçimiz gokubada İlber'e sallamış :d Neyseki superman izleyip uçmaya kalkmıyor bizim ergenler.
Sonuç olarak sakin olun...
Hayatımızda var olan şeyleri anlatır filmler. Dinler de bunun parçası. Bu konuyu açmak "her filmde neden aşk var" gibi saçma bir soru. Kusura bakma editör.
---
Teşekkür ederim tavsiyeleriniz için. Dikkate alacağım mutlaka. :)
-Onur
Din, dil ırk vs... gibi meselelerin ülkemizde zaten çok büyük bir ayrımcılığı var.
Açılan konuların içeriği çoğunlukla oyun odaklı olması gerekiyor bence.
Bilim boyutunda kanser hastalarını, aids hastalarını okursanız özellikle ilaç sektörüne bakarsanız biliminde nasıl bir sömürge aracı haline getirildiğini görürsünüz.
Hayal satışının en büyüğü ordadır.Yüzde 80 ölüceksin ama 6-7 aylık tedavi programımız var. 3-4 operasyon ilaçlar, kontroller ve 250 bin dolar masrafla o da kesin değil :D yüzde 20 şansınız var. Bu en sapık rahip mahipten de sapık bir şeydir. biri kafasına göre cennet satıyo öteki bizzat adamın ölüsünü dirisini öpme peşinde. ölmeden bi vuruyım diyen bir zihniyet.
para yada çeşitli çıkarların olduğu ortamda sömürü kaçınılmazdır.Kaldıki sanki bilim dün çıkmış iphone 7 gibi bişeymiş gibi bir muamele var.Binlerce yıldır varolan bir hadise... 2 bin yıl önce otlardan ateş düşürücü karışım yapan kabile şifacısı, bugün yaptığı ilaca patent alıp 400 dolar fiyat koyan biliminsanından daha büyük bilimadamıdır.
Kaldıki oyun sektörü insanlara mesaj vermesi gereken EN SON SEKTÖRDÜR. Sen daha çocukların mutluğunu optimizasyonu yapılmamış yarım eksik bir oyuna 60 dolar + otaboka dlc iteleyen bir sektörsün.Senin ateist, hıristiyan, satanist, müslüman vs vs herhangi birini kötüleme hakkın zaten yok. Kendini düzeltmen lazım....
Oyun dünyası için ideal bir seçim. Umarım oyunda bol bol dinci severiz. :)