Iron Wolf Studio tarafından geliştirilen Destroyer: The U-Boat Hunter, İkinci Dünya Savaşı'nın deniz savaşlarına odaklanan, heyecan verici bir simülasyon oyunu.
PlatformlarPC
Yapımcı - YayıncıIron Wolf Studio - Daedalic Entertainment
Çoklu Oyuncu: Yok
Oyun Türü: Simülasyon
Merlin Puanı79
Artılar- Detaylı kontroller - Gerçek anlamda simülasyon keyfi - Defalarca oynanabilir - Türkçe dil desteği
Eksiler- Olaylar bazen çok yavaş akıyor - Biraz daha kaliteli grafik sunabilirdi
İkinci Dünya Savaşı'nın deniz savaşlarını konu alan Destroyer: The U-Boat Hunter, bugünkü incelememizin konusu. Oyunun çıkışının üzerinden biraz vakit geçmiş olmasına rağmen son günlerde farklı türdeki oyun arayışlarım sırasında karşıma çıktı. Şans vermeden geçmek istemedim. İyi ki de vermişim. Destroyer: The U-Boat Hunter inceleme içeriğinde deneyimlerimi aktaracağım.
İkinci Dünya Savaşı’nın Deniz Savaşlarına Yeni Bir Bakış
Iron Wolf Studio tarafından hazırlanan Destroyer: The U-Boat Hunter, henüz erken erişim oyunu. Bu sebeple hikaye modu henüz aktif değil. Ancak var olan savaş simülasyonu kısmı da son derece eğlenceli. Oyunda, Atlantik Savaşı sırasında Alman U-botları ile mücadele eden müttefik konvoylarını koruyan eskort gemilerinin gerçekçi mücadelesini yaşıyoruz. Amerikan menşeili bir Fletcher sınıfı destroyerin tam kontrolünü üstlenerek, düşmanımızı savuşturmalı ya da batırmalıyız. Almanların amansız saldırılarına karşı konvoyumuzdaki gemileri korumak için grubu stratejik bir şekilde yönetmeli, simülasyon olsa da gerçekçi saldırı taktiklerini kullanmalıyız.
Destroyer: The U-Boat Hunter inceleme
İkinci Dünya Savaşı'nın denizdeki stratejik yönünü ve taktiksel derinliğini keşfetmeye karar verdiğimde karşıma çıkan Destroyer: The U-Boat Hunter, ucuz fiyatı ile de beni cezbetti. Zaten çok büyük dosya boyutunu olmayan oyunu indirdiğim gibi denizin derinliklerine daldım.
Çok zaman olduğu gibi önce oyunun öğretici kısmı olan tutorial ile başladım. Başlamaz olaydım. Bu fiyattaki bir oyunun bu kadar detaylı olabileceği hiç aklıma gelmemişti. Yaklaşık bir saat kadar süren eğitim turundan sonra baş ağrımın geçmesi için ilaç alacaktım resmen. Hemen ters algılamayın. Uzun zamandır zihnime bu kadar çok bilgi yazmak durumunda kalmamıştım.
Alt tarafı "denizaltılar ile savaşacağım" diye aldığım oyun bir anda karşıma bir simülasyon olarak çıktı. Destroyer: The U-Boat Hunter'da bir filoyu, olası Alman U-Boat denizaltılarına karşı savunmanız gerekiyor. "Aman ne var ki savunma yapmada?" diye sorduğunuzu duyuyor gibi oluyorum. Ben de öyle düşünerek aldığım oyunda geminin kaptanı olarak görev yaptığımızı öğrendiğiniz anda işler tamamen değişiyor. Zira geminin her noktası hükmetmelisiniz. Öyle sadece kaptan köşkünde oturmak ile olmuyor anlayacağınız.
Sonar/radar sistemlerinden gözcülere, harita masasından motor hızına kadar her şeye hakim olmanız ve bunları anlık olarak da zihninizde işlemeniz lazım. Diğer taraftan bir denizaltının varlığından şüpheleniyorsanız (ki şüphelenmenize gerek yok, zaten oyunun konusu gereği çevrenizde mutlaka bir tane var) ve sizin sistemleriniz ya da gözcüleriniz bir belirleme yapamıyorsa bu sefer de konvoydaki diğer gemilere komut göndererek tarama istiyorsunuz. Kimi zamanda onlar size bulduğu verileri size yolluyor. Hemen hamlenizi planlamanız lazım.
Bir şekilde kendinizi denizaltının önüne atıp, su altı bombalarınızı onlara yağdırmanız lazım. Evet, atılacak bombaları da sizin emriniz ile denizin derinliklerine gönderiyorsunuz. Bir saniye erken ya da geç olması geminize isabet edecek bir torpil ile sonuçlanıyor. O sebeple tüm algılarınız açık olup, zamanlamanızı da doğru bir şekilde gerçekleştirmeniz ve tüm mürettabat ile de iletişim halinde kalmanız gerekiyor.
Bu anlattıklarım sanki çok hızlı gelişiyor gibi düşünebilirsiniz ama kesinlikle değil. Kelime yerindeysa ilmek ilmek her anı işleniyor. Savaşınız, denizlatının tespit edildiği anda başlıyor. Hedefini gözüne kestiren düşmanlarınız, denizin diplerine doğru dalmaya başladığı anda sonar taramaları ile onun tüm pozisyonlarını takip edip, hangi gemiyi hedef aldığını buluyor, torpillerini atmadan önce onu yok etmeniz gerekiyor. Zamana karşı bir savaşa girişiyorsunuz.
Artık Taktik Menzil Kaydediciyi (TRR) kullanma zamanı. Bu akıllı cihazın sunduğu grafiği takip ederek denizaltının gitmekte olduğu hızı, yönü ve derinliğini belirleyebiliyorsunuz. Bu sayede onu filonuzdaki gemilerden birine zarar vermeden önce yok edebilme şansına sahip olacaksınız. Cihazın verileri oldukça basit bir görünüme sahip olsa da iş kullanmaya geldiğinde o kadar da kolay olmadığını göreceksiniz. Ancak düşmanızı avlayabilmenizin de yolu TRR'dan geçiyor. Hemen basit bir ipucu vereyim. Aranızdaki mesafe kapanmaya başladıkça grafik sola doğru eğiliyor. Hedefinize ne kadar yakınsanız, grafik de o kadar sola yatık bir halde olacaktır.
Savaş sürecini yönetirken, köprü, sonar ve taktik odası arasında sürekli olarak geçiş yapmanız gerekiyor. Bilginizi taze tutmak ve en doğru anı belirlemek için. Zira doğru takip edemezseniz, kullanacağınız su altı bombalarını değiştirmeniz gerekecek, bu da sizin için çok değerli olan birkaç saniyeye mal olabilecektir. Başlarda oldukça yavaş işleyen oyun, çatışma moduna girildiği anda zihninizde adrenalin patlaması yaşamışcasına bir hızla akmaya başlıyor.
Silent Hunter serisini oynadınız mı bilmiyorum ancak Destroyer: The U-Boat Hunter onun tam tersi deneyim sunan bir yapım. Silent Hunter'da gemileri avlamaya çalışırken, bu oyunda denizaltıları avlıyoruz. Teknik olarak benzer bir deneyim sunuyorlar. Eğer o seriyi sevdiyseniz Destroyer: The U-Boat Hunter'a da bir şans vermeniz iyi olacaktır.
Oyun şu an Steam'de Türkçe desteği ile satışa sunulmuş durumda.
