Cyberpunk 2077'ye uzun süren yapım süreci ve ard arda gelen ertelenmelerin sonrasında nihayet kavuştuk. Her sarı sayfa gördüğümüzde irkilmeye başladığımız oyun aslında biraz daha zamana ihtiyacı olduğunu daha ilk dakikalardan belli etmeye başladı. Bu hatalardan ve oyunun optimizasyonundan, grafiklerinden tabi ki bahsedeceğiz. Farklı sistemlerde denediğim oyunu ultra RTX ayarlarında oynamak için ise ekran kartı olarak Gigabyte NVidia GeForce RTX 3080 Eagle modelini kullandım. Yani yazı içerisinde RTX ve DLSS teknolojileri de olmak üzere grafiksel olarak birçok detayı da sizinle paylaşacağız.
Cyberpunk 2077 PC inceleme
Cyberpunk 2077 bildiğiniz gibi Night City isimli bir şehirde geçiyor. Amerika'nın California eyaletinde olan bu kurgusal şehir ilk olarak Coronado City olarak adlandırılsa da temellerini atan Richard Night'ın ölümünden sonra Night City adını alıyor. Burada uzun uzadıysa Night City ya da Cyberpunk dünyasının geçmişini anlatmayacağım. Bunun için birçok kaynak bulunduğu gibi zaten oyun içerisinde önemli olaylar üzerinde sık sık duruluyor.
Oyunda Johnny Silverhand başta olmak üzere Cyberpunk evreninin birçok önemli karakterine yer verilmiş.
Cyberpunk 2077 dünyası ilk bakışta küçük gibi gelse de aslında dolu dolu bir şekilde tasarlanmış. Bunu tam olarak nasıl ifade edebilirim bilmiyorum ama oyunun dünyası şimdiye kadar gördüğüm en yoğun olarak tasarlanan dünya diyebilirim. Yani Red Dead Redemption 2, GTA 5 ya da Witcher 3 gibi oyunlarda da çok fazla detay var tabi ki ama yoğunluk olarak Cyberpunk 2077 çok başka bir seviyeye çekilmiş. Devasa yapı ve gökdelenlerin olduğu bu şehirdeki harita tasarımı bazı noktalarda dikine uzanan bir yapıya sahip. Apartmanınızdan dışarı adımınızı attığınız anda hakikaten de devasa bir dünyanın içerisinde olduğunuzu hissediyorsunuz. Kalabalık insan grupları, neon ışıkları, gök yüzüne uzanan gökdelenler, uçan araçlar ve futüristik atmosfer biraz başınızı döndürüyor diyebilirim. Buradaki en büyük sıkıntı ise popülasyon olayının tam olarak dengelenememiş olması. Şehir merkezi beklenildiği gibi kalabalık. Fakat binalar olmasına rağmen bazı bölgelerde kuş uçmaz, kervan geçmez bir yapı olması bu dengesizliği ortaya çıkarmış.
Night City rengarenk olduğu kadar karanlık ve tehlikeli bir şehir. Her köşe başında farklı bir olayla karşılaşabiliyorsunuz. Silahlı bir çatışmaya denk gelebilir ve olaya müdahil olabilirsiniz. Ya da soyulmak üzere olan bir vatandaşı kurtarmak tamamen sizin tercihinize bırakılmış. Kendi çöplüğünüzde bu işleri tereyağından kıl çeker gibi halledebiliyorsunuz. Fakat daha tekin olmayan, karanlık sokaklara saptığınızda ya da büyük bir çetenin kontrolünde olan bir bölgeye girdiğinizde kahramanlığa soyunursanız ağzınızın payını çok güzel veriyorlar. Siperden kafanızı çıkartmadan mermiyi beyninize yiyiveriyorsunuz. Bu noktada göreve giderken navigasyonun hep ana yolları gösterdiğini fark ediyorsunuz. Bir kere daha kestirme bir yol buldum ve ara sokağa saptım. Burada çete elemanları önümü kesti ve küçük çaplı da olsa bir çatışma yaşandı. Hele ki yüksek seviyeli bölgelerde benzer senaryolar ile karşılaşırsanız, o sokaktan canlı olarak çıkma ihtimaliniz bir hayli düşük oluyor. Bu gibi olaylar Night City'nin o acımasız atmosferini pekiştirmeyi başarmış.