1/2

Country Justice

Aykut Göker 3.06.2010 - 12:31
Katil sivrisinekler, canavar inekler, üç başlı köpekler, zombi atlar
Platformlar PC
Country Justice
Merlin Puanı 28
Artılar En azından oyun çalışıyor.
Eksiler Çok uzun yüklemeler, neredeyse hiç olmayan yapay zeka, çağın gerisinde kalmış grafikler, gerçeklerine benzetilmeye bile çalışılmamış ses efektleri ve oynanamayabilirlik...

Her yıl onlarca oyun piyasaya çıkıyor. Bunların kimisi büyük beklentiyle gelip, hayal kırıklığıyla giderken, kimisi ise sessiz sedasız sabit disklerimize yerleşiyor. Hem de uzun süre kalıcı olmak için.

Böyle bir piyasada eğer adı sanı hiç duyulmamış bir iş yapacaksanız, bazı yeniliklere imza atmanız gerekir. Çünkü kullanıcıların, oynamamış olsalar bile duydukları bir isim var ki, çıtayı epey yükseltti. Half-Life 2!

Gerek grafikleri, gerek fizik motoruyla olsun, HL2 hakettiği yeri alarak yılın oyunu ünvanını ele geçirdi. Hal böyle olunca gelecekte çıkacak FPS’lerin bu muhteşem yapımdan daha başarılı olmaları gerekiyor. Aksi halde çıkarılan tüm birinci şahıs görünümlü oyunlar, HL2’nin gölgesinde kalacaklardır.

Kan vahşet nereye kadar?

Oyunumuz Country Justice, yeni bir FPS olarak karşımıza çıkıyor. 17 yaş üzeri için satışa sunulan oyunda kan ve vahşet hat safhada denilebilir. Denilebilir diyorum çünkü bu yapım diğerlerinden çok değişik. Oyuna başladığınız daha ilk dakikalarda farkı hissedeceksiniz. Öncelikle oyuna girişten bahsedelim. Bir kaç saniye süren kısa bir video ile beraber karşımıza menü geliyor. Arkaplanda ise videoda gördüğümüz yeşil sıvı, kasabanın su yatağına akıyor. Ne olduğuna anlam veremediğimiz bir durum söz konusu. Muhtemelen kasabanın kullandığı suya karışan yeşil sıvı, canlılarda bazı organik değişimlere yol açacak. Daha fazla beklemeyip, New Game’e tıklıyoruz ve uzunca bir süre bilgisayarımızı kendi haline bırakıyoruz. Aksi halde makinanın kilitlendiğini düşünüp reset atmanız muhtemel. Bu yüzden bahsi geçen uzun yükleme devresini, kendinizi mutlu edecek işler yaparak geçirin.

Nihayet oyun başladı. Yönettiğimiz karakter iki elini açmış bir şekilde sanki bir polisin gelip, kelepçe takmasını bekliyor. Biraz çevreye göz gezdirmeye çalıştığımızda mouse’un işimizi zorlaştırmak için elinden geleni ardına koymadığını görüyoruz. Çünkü mouse ile yaptığımız çok kısa bir hareket bile oyunda çok fazla algılanıyor. Hemen options’tan mouse sensivity ayarlarını kurcalıyoruz. Sonuç büyük oranda olumsuz. Oynanabilirliğin daha ilk dakikada adeta çökmüş olduğunu görüyoruz.

Şüpheli cisimler var!

Mouse ile ekranı biraz ortalayıp, mümkün olduğunca az sağ sola dönmeye çalışarak, kasabayı dolaşmaya başlıyoruz. Çevrede bazı karavanlar ve evler var. Ortam bomboş değil tam aksine insanlar dolaşıyor. İleride sağda duran çiflik evine yaklışıyoruz. Çitlerin içinde ufak bir bahçe var. Burada bulunan şüpheli cisimler dikkatimizi çekiyor. Parlayan yumurtalar! Belki evde bulunan birileri yardımcı olur diye içeri giriyoruz. Karşımıza çıkan çiftçi ile konuşmaya başladığımız zaman sırada, dışarıdan acaip sesler geliyor. Çifçiyi bırakıp, evin verandasına çıktığımızda, yumurtaların yerinde evrim geçirmiş horozların var olduğunu görüyoruz. Üstelik bu kadar da değil! Birde insanlara saldırıyorlar. Öldürdükleri insanlar tekrar canlanıp, yaşamlarına zombi olarak devam ediyorlar. Bu yüzden silah bulup tavukların işini en kısa sürede bitirmeniz gerekiyor. Aksi halde ortalık Michael Jackson’ın “Thriller” klibine dönüyor. Bu saldırgan tavuklardan kurtulduktan sonra çevreyi biraz dolaşın. Arabanın anahtarını almanız gerekiyor. Zaten alınabilecek nesneler, parlak ve belirgin bir ışıkla aydınlatılmış. Bu yüzden bulmakta zorluk çekmeyeceksiniz. Tabi arada tüfek, tabanca, bezbol sopası gibi teçhizatları es geçmeyip, yanınıza alın.