İlk olarak 2019 bahar döneminde düzenledikleri Kickstarter projesi ile adından söz ettiren Chernobylite, uzun bir "erken erişim" yolculuğunun ardından 23 Ağustos'ta PC platformuna çıkmıştı. Gamescom 2021'de yayınlanan hikaye fragmanının ardından oyun tam sürümüyle 7 Eylül tarihinde PS4 ve Xbox One'a çıkmıştı. Chernobylite, First-Person Shooter, hayatta kalma, korku ve rol yapma ögelerini bünyesinde başarılı bir şekilde birleştirebilmiş bir oyun.
Peki yapımcılığını Indie oyun firması The Farm 51'in, dağıtımını ise All-In Games'in üstlendiği Chernobylite nasıl bir tecrübe sunuyor? Çernobil'de felaketten önce çalışmış olan Profesör Igor'un, Çernobil felaketinden sonra haber alamadığı eşi Tatyana'yı arama macerası nasıl ilerliyor?
Chernobylite, yapımcı firma The Farm 51'in ifadelerine göre Çernobil felaketinin yaşandığı Pripyat kentinin 3 boyutlu tarama yöntemiyle modellenmiş halini barındırıyor. Zaten oyunun en büyük vaatlerinden biri de oyunculara, Çernobil felaketinin şu ana kadar en iyi yansıtıldığı oyunu sunmak. "Exclusion Zone" olarak bahsedilen bölgede üssümüzü geliştiriyor, yanımıza hikaye boyunca 5 kişiyi daha topluyor ve 5 farklı bölgede sürekli olarak her gün göreve çıkıyoruz. Bu bölgeler;
- Moscow Eye
- Red Forest
- Pripyat Port
- Kopachi
- Pripyat Central
olarak adlandırılmış. Yanımızdaki ilk yoldaşımız Olivier ile birlikte başladığımız macera boyunca, neredeyse her güne radyodan gelen yardım isteği ile uyanıyoruz. Bu isteklere cevap verip, yapacağımız seçimleri düzgün ayarlamamız durumunda oyunun sonunda Olivier, Mikhail, Sashko, Tarakan ve Olga'dan oluşan ekibimizi toplamış oluyoruz.
Bu ekibi toplamanız, hiçbiri ile yollarınızı ayırmamanız ve hepsiyle aranızı iyi tutmanız çok önemli. Öbür türlü ekibi toplamanızdaki asıl hedefiniz olan oyunun son görevine tamamlamanız neredeyse imkansız hale gelebilir, Bu ekip ile ilişkiniz de oyunun aslında %80'lik kısmını oluşturuyor. Çıktığınız görevlerde, haritada "Food ration" yani yemek bulmanız ve üssünüze geri döndüğünüzde, ekibinizdeki herkese kimsenin aç kalmayacağı şekilde dağıtmanız gerek.
Yemek bulmaktan söz etmişken, çıktığınız her görevdeki en büyük dostunuz olan " The Environment Analyzer"'dan da bahsetmek gerek. Oyunun ilk anından itibaren sizinle olan bu küçük alet ile dolaştığınız bölgelerdeki, bir şey üretmenizde işe yarayacak her şeyi bu küçük cihazı aktive ederek görebiliyorsunuz.
The Environment Analyzer'ın üzerindeki ekran, eğer yakınlarda toplanabilecek bir kimyasal kutusu, yiyecek, bitki aklınıza ne gelirse görmenizi sağlıyor. Oyuna oldukça zayıf ve gördüğünüz her şeyden çekinerek başlasanız da, haritada gördüğünüz her şeyi toplayıp üssünüzü bu materyaller ile düzenli olarak geliştirmeniz durumunda, askerler ve shadow'lar (kimyasal felaketten sonra ortaya çıkan ve oyun boyunca karşılaştığımız ikinci düşman tipi, canavarlar) ile savaşmak bir külfet olmaktan çıkıyor ve FPS oynamanın keyfini almaya başlıyorsunuz.
Ancak oyun sırasında bazı görevleri hiç çatışmaya girmeden, tamamen gizlilik ile bitirme şansınız var. Veya girdiğiniz bölgedeki askerleri dikkatli olmanız durumunda teker teker arkalarından yaklaşarak indirebilirsiniz. Oyunda iyice güçlenene kadar çatışmaya girmek son seçeneğiniz olabilir çünkü ölünce başınıza gelenler biraz ilginç. Buna incelemenin ilerisinde değineceğiz.
Üssünüz demişken, günler ilerledikçe üssünüzdeki çöplükleri temizleyerek ( Base arayüzüne gelerek rahatça temizlenebiliyorlar) gerek karakterinizi güçlendirmek, gerekse yanınızdaki prens/prenses bozmalarını iyi bir ruh halinde tutmak için üssünüzü geliştirmeniz lazım. Bölgenin içinden geçilmiş, her yer radyasyon ve yaratık kaynıyor ama yanımızdaki paşalara yatak sermek onlara yetmiyor. Radyasyonu azaltacak yapılar, hava temizleyicileri, ev eşyaları (bitki, sandalye hatta küçük televizyon bile koyabiliyorsunuz) gibi eşyaları üssünüze düzenli olarak ekleyerek yoldaşlarınızı memnun tutmanız lazım.
Ama dikkat edin, üssünüz sıkışık tıkışık hale gelirse ona da söyleniyor paşalarımız. Zaten oyunun iki eksisinden biri benim için bu oldu. Gerek yaptığınız bazı seçimlerde sırf delinin tekinin isteğini yapmadınız diye konuyu hayat memat meselesine getirip ilişkinizin etkilenmesi, gerekse bir felaket bölgesinde televizyon aramak gibi standartları yüzünden yol arkadaşlarınız bir noktada kreş yönetiyormuş hissi verebiliyor.
Ancak haklarını yemeyelim, seviye atladıkça edindiğiniz skill puanlarını yoldaşlarınızdan bir şeyler öğrenerek harcıyorsunuz. Hepsi kendine özgü avantajlar sunan yoldaşlarınızın ne tür gelişmeler sunduklarını inceleyip, kendi oyun tarzınıza uygun yetenek kombinasyonları oluşturabilirsiniz. Üssünüzde olabildiğince az kaynak harcayarak geliştirme yapmak istiyorsanız Tarakan'a, Revolver'ınızın hasarını yükseltmek istiyorsanız Olivier'a yoğunlaşmak gibi.
Oyundaki silah çeşitliliği düşük ancak silah geliştirmeleri gayet detaylı. Oyun boyunca kullanacağınız 3 ana silah var, emektar bir Revolver tabanca, bir pompalı tüfek (shotgun) ve tüfek ya da alışık olduğumuz adıyla bir AK-47. Bu üç silahın her birine 5 farklı kategoride geliştirmeler yapabiliyorsunuz. Bu kategoriler silahın şarjörünü modifiye etmek, tetik sistemini değiştirmek, namlu tipini değiştirmek, silahların tutucularını ayarlamak ve vuruş mesafelerini farklı lazer tipleri ile değiştirmek. Elde edebileceğiniz diğer iki silah olan Molecular Plasma Thrower ve Railgun'ı ise kendiniz yapmalısınız.
Oyun Türkçe altyazı seçeneği ile geliyor. Seslendirme dilleri ise İngilizce ve Rusça, ben Rusça seslendirme Türkçe altyazı kombinasyonunu tavsiye ederim.Oyundaki can sistemi ise ikiye ayrılıyor. Birincisi psikolojik sağlığınız (Psyche), diğeri ise normal can barınız. Oyun boyunca bunları da yüksek tutmanızı/yenilemenizi sağlayacak materyalleri bol bol yapmalısınız. Ayrıca radyasyonlu bölgeler de size sıkıntı yaratacak, gaz maskesi lazım.
Oyunda askerler tarafından öldürülürseniz gözünüzü hapishanede açıyorsunuz. Kurtulmak için NAR üssünde (oyundaki asker topluluğunun adı) gizlice ilerleyerek askerlerin sohbetlerine kulak kabartmanız gerekiyor. Kulağınıza çalınan bilgilerden ekipmanınızı nereye kaldırdıklarını öğrenince eşyalarınızı içeren çantayı bulup, Wormhole(Solucan deliği) yaratmanızı sağlayan silahınıza basarak üssünüze kaçabilirsiniz.
Oyunun menüsünde yer alan "Free Play" kısmından, oyundaki bölgelerden birini, zorluk seviyesini seçebilir ve oynanışı tecrübe etmek ya da sırf canınız istedi diye görevler yapabilirsiniz.
Oynanış konusunda daha çok detaya girilebilir ancak öbür türlü bu inceleme olmaktan çıkıp tam çözüme dönüşecek. Aslında oyundan puan kırmaktaki ikinci sebebim de bu oldu. Biraz abartılmış derecede detaylı oynanış ve en başta yavaş açılan oyuncu temposu her oyuncuya hitap etmeyebilir ve oyunu pek oynamadan bırakabilirler. Oyun ortalama 20 ila 30 saat arası sürüyor ve ilk 6-7 saati bu alışma süreci ile geçiyor.
Chernobylite'ın en vurucu noktalarından biri, özellikle benim gibi oyunların hikayelerine öncelik veriyorsanız hikayesi olacak. Oyunun görsel kalitesi ve müzikleri muhteşem ve bunlar hikaye anlatımını güçlendiren ilk etkenler. Oyun boyunca amacınız, en başta bahsettiğim gibi Igor Khymynyuk'un, (soyadını böyle koymuşlar yazmam gerekiyordu) rüyalarında ona seslenen eşi Tatyana'yı bulma yolunda adımlarını takip etmek.
Oyundaki ilk ölüşünüzde, hiçbir eşya kaybetmiyorsunuz ve oyun size "ölmekten bir şey olmaz herkesin başına gelebilir" diye moral yazısı çıkarıyor. Ardından, Tatyana ile olan özel bağınız sayesinde hayata geri dönebiliyor, ancak çok daha önemlisi oyunda o aşamaya kadar yaptığınız seçimleri değiştirme şansına erişiyorsunuz.
Chernobylite oynarken aldığım keyif en üst noktaya çıkaran şey, bu sistemi nasıl kullanabileceğimi fark ettiğimde kendini gösterdi. Burada tartışmalı bir durum var, bir RPG oyununda önemli olan yaptığınız seçimlerin sonucuna katlanmaktır. Ama Tatyana'yı kurtarabilmek için ekibinizdeki herkes ile ilişkinizin iyi durumda olması gerek. Bana bu özellik ilk fark ettiğimde saçma gelmişti ancak kendimi, karakterimi bilerek öldürüp yaptığımı seçimleri değiştirmeye çalışırken buldum. Oyunun ortasından itibaren arka arkaya yaptığınız seçimler yüzünden yoldaşlarınız ile olan ilişkiniz arap saçına dönebiliyor.
İşte Chernobylite bu noktada, ölmeyi size ikinci bir şans olarak sunuyor. Ancak tabi ki istediğiniz kadar seçim değiştiremiyorsunuz, ya Chernobylite üretmeniz ya da o sırada elinizde olan kadar harcama yapıp seçin değiştirmeniz lazım. Bir karaktere söylediğiniz şeyi değiştirmeniz, başka bir karakter ile olan ilişkinizi iyiden kötüye çekebiliyor veya değiştirdiğiniz olay zincirleme reaksiyon şeklinde 3 farklı olaya daha müdahale etmenizi gerektirebiliyor. Peki ya elinizde daha fazla seçim değiştirecek Chernobylite kalmadıysa? Yandı gülüm keten helva...
Oyunun 2 adet ana bitişi var. Ve bu sonlara ulaşmak için "doğru" seçimleri yapmanız, yani belki de kendinizi birkaç kez bilerek öldürmeniz gerekecek. Bu yüzden belli seçim anlarında vereceğiniz kararların çok ama çok önemli olacağını bilmeniz gerek. Hatta seçimleri yaparken hangi karakterle ilişki durumunuzun ne durumda olduğunu hızlıca hatırlamaya çalışmanız da etkili olabilir. Bir yerde birini sinir edecek karar verdiyseniz, tekrar fırsat geldiğinde bu kez onun tarafını tutup dengelemeye çalışabilirsiniz ama bu da başka bir yoldaşınız ile ilişkinizi etkiler. Yukarı tükürsen sakal durumuna oyun boyunca pek çok kez gelebilirsiniz ki oyunun en büyük sihirlerinden biri bu.
Oyunda her gün yalnızca bir tane görev yapabildiğiniz için oyunun mantığı günler üzerine kurulu. Ortalama bir oyuncu için oyunu bitirmek 25 ila 30 gün arasında sürecektir. Oyun boyunca haritada göreceğiniz her soru işaretine gitmek, görevlere veya haritalara yerleştirilmiş ipuçlarını eksiksiz olarak toplamak durumundasınız. Çünkü oyunun son görevi öncesi maksimum bilgi ve avantaja sahip olmak için toplam 4 farklı simülasyonu aktive etmelisiniz.
İncelemeyi biraz fazla uzattım ancak Chernobylite Indie olarak beni şoka uğrattı. Gerek hikaye anlatım tarzı gerek oynanışı ile, hayatta kalma, korku ve FPS türlerinin bilimkurgu ile harmanlandığı oyunlara ilginiz varsa müthiş sürprizler barındıran bu oyun size güzel bir tecrübe sunabilir. Chernobylite Steam fiyatı da, günümüz oyun fiyatlarına göre oldukça uygun.
Zaman doğrusal akmıyor derler, bu yazı belki de gelecekten geliyordur.
Son yıllarda çıkmış en iyi oyunlardan biri gözden kaçıyor ancak sizin gözden kaçırmamanıza sevindim.
Oyunun Resmi Türkçe çevirisini yaparken bu oyunun bittiğinde harika bir oyun olacağını biliyordum.
Şimdi bunu görmüş olmak ve sizin değerli incelemenizi görmek beni çok mutlu etti sevgi ile kal. :)