Assassin's Creed: Origins

Platformlar PC, PlayStation 4, XBox One
Assassin's Creed: Origins
  • Yapımcı - Yayıncı Ubisoft - Ubisoft
  • Çoklu Oyuncu: Yok
  • Oyun Türü: Aksiyon,Macera
  • Web Sitesi
Merlin Puanı 81
27 Kişi Oyladı
Okur Ortalaması%72
Artılar - Detaylı açık dünya
- Yan görevler eskiye göre daha ilgi çekici
- Antik Mısır atmosferi
Eksiler - Yapay zeka problemleri
- Animasyon hataları oynanışa etki edebiliyor
- Açık dünyanın bazı bölgeleri çok boş
Özel İnceleme
Furkan Güler 26.10.2017 - 14:31
Yeni oyun 2 yıllık bekleyişimize değiyor mu?

Günümüzün en çok AAA oyun üreten firması konumunda olan Ubisoft, yıllar içerisinde Assassin’s Creed markasının bir taraftan suyunu sıkarken, diğer bir taraftan ortaya oyuncuları heyecanlandıracak içerikler koymaya çalıştı. Gözünü para hırsı bürümüş yatırımcıların ve yeni bir şeyler üretmek isteyen geliştiricilerin arasında sıkışıp kalan Assassin’s Creed oyunları kimi zaman bizi heyecanlandırsa da, kimi zaman ilgimizi hiç çekmeyen temalar ile ile karşımıza çıktı. Tarihler 13 Kasım 2007’yi gösterdiğinde, kilise çanının sallanması ile ortadan kaybolup kardeşlik için suikastini gerçekleştiren Altair’i gören oyuncular, Assassin’s Creed için heyecandan yerlerinde duramamışlardı. Yakın dönemde Prince of Persia markası sayesinde kasasını dolduran Ubisoft, artık video oyun dünyasına yeni bir şeyler katmak istiyordu. Ancak muhtemelen kendileri de Assassin’s Creed markasının Ubisoft’un önüne geçeceğini tahmin edememişlerdi. İlk önce aynı Prince of Persia’da olduğu gibi sadece bir üçleme olarak düşünülen Assassin’s Creed’in milyonları aşan başarısından sonra, seri maalesef avuçlarını birbirine sürten yatırımcıların eline düştü.

Ubisoft bu sefer Assassin's Creed: Origins'te oyuncuları memnun edecek gibi gözüküyor

Assassin’s Creed markası her zaman başarılı yapımlar ile karşımıza çıkmasa da, ilk oyunda sahip olduğu temayı hiç bozmayarak istikrarlı bir şekilde devamlı olarak karşımıza çıkmayı başardı. Diğer bir büyük oyun markası olan Call of Duty’nin aksine aynı marka adı altında başka evrenlere giriş yapmayan Assassin’s Creed, zaman zaman tekrar eden hikayesini temcit pilavı gibi oyuncuların önüne sunsa da ana karakterler açısından kısmen zengin sayılabilecek bir evren oluşturmayı başardı.

İkinci oyunda elde edilen başarının ardından markanın suyunu sıkmaya karar veren Ubisoft, her bir oyunda birbirine benzeyen mekanikleri ve kronik haline gelmiş hataları yüzünden olumsuz eleştirilere maruz kalıyordu. Hatta seriyi var eden Desmond Miles’ın baş rolünde olduğu ana hikayeyi devam ettirip bitirmek yerine yarıda kesen ve fabrika misali Assassin’s Creed oyunlarının seri üretimine geçen geliştiriciler, hatalarını yavaş yavaş anlamışa benziyor. Olumsuz eleştirilerin artması sonucunda satış olarak düşüşe doğru geçen Assassin’s Creed, bu kez gerçekten potansiyeli olan yeni mekanikler ile karşımıza çıktı.


Oyunun yönetmen koltuğunda oturan genç geliştirici Ashraf Ismail, vakti zamanında Assassin’s Creed 4: Black Flag’i ortaya koymuş ve Ubisoft’un tepe geliştiricilerinden bir tanesi olmayı başarmıştı. Şahsen Assassin’s Creed evreni içerisinde favori oyunum olan Black Flag’in yönetmenini, Assassin’s Creed: Origins’te de görünce oyunu iyice merak etmeye başlamıştım. Ismail’in açıklamalarına göre kendisi ve ekibi Black Flag’i bitirdikten hemen sonra Assassin’s Creed: Origins’in üzerinde çalışmaya başlamış.

Antik Mısır'ın tarihi yapıları gözünüzü kamaştırabilir
Yani Ubisoft seriye her ne kadar 2 senelik bir ara verdiğini söylese de, karşımızda yaklaşık dört senedir geliştirilme sürecinde olan bir oyun duruyor. Assassin’s Creed: Syndicate oyunundan sonra yeni bir şeyler deneyeceğini her seferinde söyleyen Ubisoft, Origins üzerinden esaslı bir geri dönüşe karar verdi. Fakat bu geri dönüş küllerinden doğan bir kahramanın hikayesi gibi mi oldu? Yoksa beklediğimize değmeyecek bir oyun mu oldu? E3 2017 fuarı ve ardından Gamescom 2017’nin gerçekleşmesi ile oyuncular üzerinde büyük heyecan oluşturan Assassin’s Creed: Origins’in aynı etkiyi benim üzerimde son dakikaya kadar yapamadığını belirtmek istiyorum. 2017’de çıkan o kadar oyunun arasında ofiste “Ya bir de yeni Assassin’s Creed vardı değil mi?” sorusu ekip olarak hepimizin arasında döndü durdu.

Peki artık oyuncuya basmakalıp hikayeler dışında yeni bir şeyler vadeden oyun bekleneni vermiş mi? Gelin isterseniz hep birlikte bakalım.

Öncelikle inceleme yazısında Assassin’s Creed: Origins’i yer yer eski oyunlar ile karşılaştıracağımı belirtmek istiyorum. İlk olarak hikayeden giriş yapacak olursak Ubisoft’un her oyununda olduğu gibi Assassin’s Creed: Origins’te de görkemli ve merak uyandıran bir açılış ile sizi oyunun dünyasına bıraktığını söyleyebilirim. Her Assassin’s Creed oyununda karşılaştığımız gibi ana karakterimizin nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu daha ilk dakikadan anlayabiliyorsunuz.

Ubisoft geliştiricileri, Assassin's Creed markasına verdiği aradan sonra yeni mekanikler ile karşımıza çıktı

Hikaye başladığı gibi Bayek’in bir Medjay savaşçısı olduğu ve firavuna ettiği yemini bozduğunu görüyoruz. Fakat Bayek ve arkadaşlarının neden firavuna ihanet ettiği ve Medjay’lık rütbesinden neden vazgeçtiğini oyunun ilerleyen dakikalarında ortaya çıkıyor. Şimdiye kadar ana karakterlerde yer yer Ezio üzerinden prim yaparak oyunu pazarlayan Ubisoft, (Bu konuda Assassin’s Creed: Unity en dikkat çekeni) uzun bir aradan sonra serseri, yakışıklı ve anı yaşayan karakter portrelerinden bir kez daha dava adamı, ağır başlı, gerektiği yerde konuşan ve amacı uğruna gözünü karartan bir karakter portresine geçiş yapmış durumda. Ubisoft bunu daha öncesinde Altair, Connor, Patrick Cormac karakterlerinde denemişti. Fakat hiçbir karakter Ezio’nun oluşturduğu etkiyi oyuncular üzerinde oluşturamadı.

Oyundaki vuruş hissi oldukça iyi. Özellikle ok attığınızda bunu daha iyi hissediyorsunuz.

Assassin’s Creed: Origins’in hikayesi, Cleopatra’nın kardeşi Ptolemy XIII’ün Mısır’da hüküm sürdüğü zamanda geçiyor. Hikayeye özet geçecek olursak kaosa hapsolmuş Mısır’ı, bir isyancı rolünde Bayek ile birlikte kurtarmaya çalışıyoruz. Diktatör bir kötü karakter, bağımsızlık uğruna her şeyi yapmaya göze alan iyi ana karakter ve savaşa sürüklenmekte olan bir medeniyet. Ne kadar tanıdık geldi değil mi? Oyuna savaştığımız kötü topluluk ise bu kez Templar’lar (Tapınakçılar) yerine Order of the Ancients oluyor. Mısır topraklarını gölgelerin içinden kontrol eden bu grup, Assassin’s Creed serisinde neredeyse tüm olayların kökenine iniyor.

İkinci ana karakterimiz olan Layla’dan bahsedecek olursak, kendisini eski oyunlarda günümüz dünyasında oynatabildiğimiz Desmond Miles’a benzetebiliriz. Fakat Layla, Desmond Miles’ın aksine Abstergo’nun resmi bir çalışanı olarak karşımıza çıkıyor.

Milattan önce 49 yılında geçen hikayemize Bayek’in ilk olarak Siwa’ya geri dönüşüne tanık oluyoruz. Oyunun başlarında Siwa halkının Bayek’i oldukça fazla sevdiğini halkın tepkilerinden anlayabiliyorsunuz. Medjay olmanın verdiği avantaj ile birlikte halk bize saygı duyuyor, biz de her zaman haksızlığın karşısında duruyoruz. Siwa köyünden çıktıktan sonra hikaye tam anlamı ile başlıyor ve oyun sizi uçsuz bucaksız çöllerin olduğu açık dünyaya bırakıyor. Açık dünyada yer alan detay seviyesi oyuna ilk girdiğinizde gözünüzü korkutabilir. Eğer eski Assassin’s Creed oyunlarını oynamışsanız, Origins’in açık dünyasına hayran kalacağınızdan emin olabilirsiniz. Ubisoft elinden geldiğince açık dünyayı canlı tutmaya çalışmış. O kadar karmaşanın ortasında bir durup etrafınıza baktığınızda gerçekten de insanların kendi hayatlarına devam ettiğini fark edebiliyorsunuz. Yani eski oyunlarda olduğu açık dünyada olan her şey size bağımlı değil, tam aksine sizden bağımsız durumda.

Oynanış mekanikleri bazında Assassin’s Creed: Origins’in, seri içerisinde yer alan tabuları bir manada yıktığını söyleyebiliriz. Artık daha ağır işleyen ve vuruş hissinin kısmen kuvvetli olduğu bir yakın dönüş mekaniği var. Bana sorarsanız geliştiricilerin For Honor’dan fazlasıyla ilham almış. Oyun sizi askerlerin olduğu bir taburun ortasına atlamanıza izin vermiyor. Elinizden geldiğince gizliliği kullanmak zorundasınız. Artık RYO mekaniklerine de kavuşan oyunda, seviyesi sizden çok fazla olan karakterler ile dövüşmek oldukça zor. Fakat oyun sizi her ne kadar gizliliği kullanmaya itse de, bölüm tasarımları yüzünden bazen zorluklar yaşayacağınızı belirtmeliyim. Yani eski oyunlarda olduğu gibi samanlar ve çimlere saklanarak düşmanınızın önünden geçmesini bekliyorsunuz.
Oyunda ummadığınız düşmanlar ile karşılaşabilirsiniz
Açık dünyada gizlilik öğesini sunan Metal Gear Solid 5: Phantom Pain’de gördüklerinizin belki de çok az bir kısmını Assassin’s Creed: Origins’te göreceksiniz. Bu yüzden oyunun gizliliği konusunda pek fazla beklentiye girmemenizi öneririm. Görevler sırasındaysa çevre etkileşimi yine oldukça sığ olmuş. Birkaç mekanik dışında (hayvanları kullanmak vs.) gizlilik ile yaptığınız görevlerin çoğu birbirine benziyor.

Assassin's Creed: Origins, seriye yeni bir soluk getiriyor

Hazır görevlere gelmişken oyunun yan görevlerinden de bahsetmek istiyorum. Assassin’s Creed serisinin en büyük eksikliği olan yan görevlerin birbirine benzeme durumu Origins’te de var. Ancak bunun minimum düzeyde olduğunu oyunu oynarken anlayabiliyorsunuz. Her bir yan görev ayrı bir alt metin içeriyor ve görevde dönen senaryonun ne olduğunu merak ediyorsunuz. Oyunu oynarken ana hikayeden daha çok yan görevlerde vakit geçirdiğimi söylemek istiyorum. Yan görevlerin bazılarını ise açık dünyada dolaşırken alabiliyorsunuz. Harita üzerinde bulunan soru işaretleri ise aynı The Witcher 3: Wild Hunt’ta olduğu gibi gizli hazine kutuları gibi içeriklere ulaşmanızı sağlıyor. Hatta bu hazine kutularına ve özel eşyalara su altından da ulaşabiliyorsunuz.
Serinin yapay zeka konusunda alması gereken daha çok yol var
Haritanın büyüklüğünü gördüğünüzde ağzınız açık kalabilir. Onlarca bölgenin içerisinde kaybolacağınıza emin olabilirsiniz. Çeşitli yapılar sayesinde bölgeler arasında hızlı ulaşım sağlamak mümkün durumda. Ayrıca harita üzerinde bol bol sizi oyalayan başka içerikler ile de karşılaşacağınızdan emin olabilirsiniz. Ancak bazı bölgelerin oldukça boş olduğunu maalesef belirtmek durumundayım. Belirli bölgelerde sadece mağara keşifleri ve hazine kutularını bulmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz. Karakter geliştirme ekranını ise yeterli olarak tanımlayabilirim. Yakın dövüş, uzak dövüş veya gizlilik ile ilerlemenizi sağlayacak becerileri bu ekrandan öğrenebiliyorsunuz. Çoğu özellik ise eski Assassin’s Creed oyunlarında karşılaştığımız özellikler ile aynı olmuş.
Görevlere geçtiğimizdeyse artık Assassin’s Creed: Origins’in oyunculara daha bağımsız bir alan sunduğunu belirtmeliyim. artık bir göreve başladığınızda istediğiniz zaman görev alanını terk edip geri gelebiliyorsunuz. Eğer görevde birine suikast düzenleyecekseniz, objektifte olan kişinin yapay zekası script senaryolara bağlı bir şekilde çalışıyor. Yani öldüreceğiniz kişiyi gün içerisinde yaptığı bazı olaylar sırasında bulabilirsiniz. Örnek vermek gerekirse eğer bir komutanı öldüreceksiniz, kendisini askerlere fırça atarken, diğer NPC’ler ile muhabbet ederken veya uyurken bile bulmak mümkün. Bu da görevin zorluk derecesini zaman zaman değiştiriyor. Bunun oyuna güzel bir hava kattığını kabul edebiliriz. Ancak geri kalan yapay zekanın tabiri caiz ise geri zekalı olduğunu açık bir şekilde söyleyebilirim. Sizi gördüğü halde bir şey yapmayan askerler ve sizi kovalamaktan aciz gardiyanlar fantastik olayların içerisinde bulunan gerçekliğin havasını bozabiliyor.

Ubisoft bu sefer yeni Assassin's Creed'e güveniyor

Görevler sırasında ise devamlı olarak Senu isimli dişi bir kartalı kullanıyoruz. Senu bize havadan görüş sağlıyor ve aynı zamanda yön göstericimiz oluyor. Hatta Senu size yer yer vahşi doğada hayvan avlamanıza da yardım edebiliyor. Vahşi doğada yer alan yaratıklardan ise kendimize eşya yapmamızı sağlayacak materyaller elde edebiliyoruz. Yer yer canınıza sıkan vahşi hayvanlara gittikçe alışarak oyunun ilerleyen saatlerinde görmezden gelebiliyorsunuz. Oyunun at ve deve sürme mekaniklerinin ise pek fazla detaylı olduğunu söyleyemeyeceğim. Binek hayvanınız sadece yerleşim alanının dışında hızlı koşabiliyor.
Vahşi hayvanlar oyunun başında canınızı sıkabilir
Assassin’s Creed: Origins’te gladyatör dövüşü veya hipodrom yarışı gibi etkinlikler de mevcut durumda. Ancak bu gibi içerikler pek fazla detaylı olmadığından herkese hitap ettiğini söyleyemeyeceğim. Bu etkinlikler sayesinde ise altın elde edebiliyorsunuz. İskenderiye bölgesiyse size oyuna başladığınızda karşınıza çıkan içeriklerden daha fazlasını sunamıyor. Haydut kamplarından elde ettiğiniz bilgiler sayesinde Mısır tarihinin önemli anektodlarına ulaşabiliyorsunuz.

Oyunun teknik kısmı başarılı olmuş. Bazı animasyon hataları oynanışı ufak ufak baltalasa da, bu hatalar ile pek fazla karşılaşmıyorsunuz. Ancak hatalar oynanışa etki ettiğinden, yer yer heyecanınız kırılabilir. Müzikler ve arka plan sesleri ise oldukça kaliteli duruyor. Geceleri çölde rüzgar sesini dinlemenin keyfi bir başka. Ayrıca oyunda yer alan mikro ödemelerden de bahsetmeden geçmeyelim. Mikro ödemeler sayesinde özel içeriklere anında ulaşabiliyorsunuz. Fakat mikro ödemelere abanan diğer oyunların aksine Assassin's Creed: Origins'in bu detayı dengede tuttuğunu söyleyebiliriz.

Son sözlere geçecek olursak Assassin’s Creed: Origins, yeni bir şey deneyen ve zaman zaman denediğini başarıya ulaştıran bir yapım olarak karşımızda duruyor. Assassin’s Creed 4: Black Flag dışında diğer Assassin’s Creed oyunlarını pek fazla başarılı bulamayan benim için yeni oyun beklentilerimin üzerinde çıktı. Origins’in mutlaka sonra çıkacak Assassin’s Creed oyunlarının temelini atacağını söyleyebiliriz. Eğer serinin hayranıysanız oyunu vakit kaybetmeden almanızı söyleyebilirim. Ancak okuduğunuz yorumlara karşın oyuna bir ön yargınız var ise fırsat bulduğunuzda kontrolcüyü elinize alıp tam kararı ona göre vermenizi tavsiye ediyorum.
Yorumlar 63
MK Okuru
MK Okuru 23.11.2024 08:13
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 2.12.2022 17:49
Assassin's Creed 4 Black Flag bence de en iyi oyundu Edward Kenway kadar salt bir hikaye karektri olmadı
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 26.11.2021 18:54
Assassin's Creed 4 Black Flag dışında diğer Assassin's Creed oyunlarını pek fazla başarılı bulmayan sen??? :D ahaauahauahauahauahauahauh Steam indirimlerini görünce bir bakayım dedim, şu cümleden sonra kayda alınabilecek bir inceleme değil gözümde... :D Başkasına danışayım
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 30.10.2017 10:21
Millet iyice mala bağladı bence.

AC hiç bir zaman bir Witcher 3 kalitesinde değildi. Hala da değil.

Ancak bu oyun bence gayet iyi.

Adamlar atmosferi çok iyi yaratmışlar.
MK Okuru
MK Okuru 26.12.2020 23:41
Çünkü AC asla bir RPG oyunu olmadı. Elmalarla armutlar meselesi.
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 5.11.2019 04:21
AQ ilk 4 oyunu ozellikle ac 2 ve brotherhood katmadin sanirim herhalde black flag en basarili buldugum derken oyleyse birak git hicbi halttan anlamiyorsun!!
MK Okuru
MK Okuru 24.06.2020 16:19
Zevkler ve renkler asla tartisilmaz eger tartisilsa bile hicbir sonuca varilmaz ilk 4 oyun sana hitap ediyordur ama baskasina hitap etmez bu onun oyundan anlamadigi anlamina gelmez.
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 4.11.2017 18:22
Artılar
- Detaylı açık dünya

Eksiler
- Açık dünyanın bazı bölgeleri çok boş


???????
MK Okuru
MK Okuru 13.02.2020 18:13
Haritanın dolu olan kısmnın detayları iyi, ama harita büyük olmasına rağmen içinde fazla şey yok demek boş bırakılmış yani
Kalan Karakter: 300 Gönder