1/3

BAKIŞ AŞISI #13

Emin Çıtak 26.09.2014 - 22:47
Korsana NA'YIR!

(Not: Paylaşımın yapıldığı Facebook grubumuz karıştığı için ufak bir bilgi vermek istiyorum. Korsan oyunların bir grup hayırsever tarafından mı internete, piyasaya salındığını sanıyoruz cidden? Hiç korsan oyunların %90'nın neden Rusça olduğunu düşündük mü? Bu işten çıkarları olan o kadar çok kötü niyetli insan var ki, inanamazsınız. Rusya'da korsan oyunların mafyası var. Oyunun mafyası mı olur demeyin, eğlence sektörünün en çok kazanan bölümüdür oyun sektörü. Sizin belki de beleş diye düşünerek indirdiğiniz oyunların faturası başka insanlara kesiliyor. İnsanlar işlerinden çıkartılıyor, büyük firmalar gibi reklam yapamayan yerler kepenk indiriyor.

Korsan indirin, önemli değil. Sadece bunun hakkınız olduğunu düşünmeyin.)


Hafta nasıl geçti, nasıl bitti inanın hiçbir fikrim yok. Bazen böyle oluyor işte, zamanın geçtiğini bile unutuyorsunuz. Halimizi anlayın, o efsane yoğun aralığa girmiş durumdayız. O çıktı, bu çıktı, kuş çıktı, Ajdar’ın yeni klibi derken hop bir bakıyorum Cuma akşamı olmuş.

Bakış Aşısı’nın yepyeni bölümüne hazır olun demeden önce bambaşka bir olaydan bahsetmek istiyorum. Hafta içinde bazı okurlarımız, benim özellikle bu makalede okuyucuları çok fazla ciddiye aldığımı söyledi. Söyledikleri şeyin saçmalığı bir kenara atarsak, bu işin özü okuyucu zaten öyle değil mi? Hayır, sizi ciddiye almayayım da sehpayı mı ciddiye alayım?

BAKIŞ AŞISI #13
Destiny oynamaya devam bu arada, hatta bu satırları yazarken –yazmak mı kaldı, klavyeyi tıkırdatıyoruz işte- arkada oyunun müzikleri çalıyor. Wildstar’ın müzikleri bir süreliğine emekliye ayrılabilir, çünkü Destiny yılın müzik ödülünü şimdiden almış haberimiz yok. Aşağıda bir yere efsane bir parça atacağım onu dinleyin valla. Şahane, enfes, muazzam gibi sıfatlar bile yetersiz kalıyor. Adeta çölde bir vaha gibi…

Daha 13.bölümdeyiz ve ben konseptimizden inanılmaz sıkıldım arkadaşlar. Bakış Aşısı böyle gitmez. Çok bozdu çok! Katiyen kabul etmiyorum, aramızda hala o dördüncü duvar var. Arada kırıyoruz belki ama yeterli değil. Geçen hafta bir okuyucumuzun Destiny incelemesine yaptığı yorumu paylaşmıştım. Elbette, bahsettiğim konu nedeniyle o yorumu kullanmam gerekliydi ama…

Neden işleri daha eğlenceli hale getirmiyoruz?

Duvarlardan nefret ediyorum. İnsanların rahatça bahsetmek istediklerini dile getirmesini istiyorum. Anlatmak önemlidir, anlatmayı istemek daha da önemlidir. Bakış Aşısı’nı sizinle paylaştığım bir platform haline getirmek istiyorum.

Peki, bu nasıl işleyecek? Bazı bölümlerde bir hafta sonrasının konusundan kısaca bahsedeceğim. Sizinse yapmanız gereken çok basit olacak. O konu hakkında paylaşmak istediğiniz şeyleri yazıp mektup2@merlininkazani.com’a e-posta atacaksınız. Ben de aynı geçen hafta olduğu gibi onları temel alarak yazdığım bölümü şekillendireceğim.

Yok, ben yapamam diye bir psikolojiye sakın girmeyin. Yaparsınız. Yıllar önce tiyatro hocam ve arkadaşları bir oyun sonrası şans eseri Haluk Bilginer’le karşılaşmışlar. Masada sohbet, muhabbet… Herkes Haluk Bilginer’e soru sormaya başlamış. İşte nasıl bu iş yapılır? Oyunculukta para var mı?

Bizimkine sıra gelince o da “Oyuncu olmak için gerçekten ne yapmamız gerekiyor?” demiş. Cevap basit:

“Oyuncu olmak isteyen adam, oyuncu olur.”

Derler ya “İstemek başarmanın yarısıdır.” diye, yalan o (bu söz böyle miydi lan?). İstemek, başarmanın %90’ı filandır.

İsteyin, bir şeyleri anlatmak isteyin. Siz neden Bakış Aşısı’nı ısrarla devam ettirdiğimi sanıyorsunuz? Çünkü anlatmak istediğim çok fazla şey var. Anlatmazsam ölürüm.

BAKIŞ AŞISI #13


Haftaya bugüne kadar anlatılmış en iyi oyun hikayesinden bahsedeceğim. Siz de bu konu hakkında fikirlerinizi e-posta yoluyla bana ulaştırın. En sevdiğiniz hikayenin hangisi olduğunu, neden o hikayeyi sevdiğinizi anlatın.

Yazın gitsin, soranlara yazmadım ben dersiniz. Kim bilecek?