Xbox, uzun yıllardır oyun dünyasının en tartışmalı markalarından biri. Her yeni jenerasyonda büyük vaatlerle sahneye çıkan Microsoft, ne yazık ki hâlâ en temel noktayı kavrayabilmiş değil: oyunlar. Donanım gücü, servis politikaları ya da abonelik modelleri ne kadar güçlü olursa olsun, oyuncuların kalbini kazanan şey daima özel yapımlar olmuştur. Xbox’ın yıllardır bu gerçeği göz ardı etmesi, bugün yaşanan krizin en büyük nedeni olarak görülüyor.
Xbox tarihine baktığımızda, ilk konsol döneminde bile Halo, Fable, Forza Motorsport gibi markalarla önemli bir çıkış yakalanmıştı. Ancak Microsoft bu serileri korumak yerine ya çok geç geliştirdi ya da tamamen gözden çıkardı. Örneğin Halo, Bungie’nin ayrılışının ardından kimliğini kaybetti. Fable hâlâ yeni nesle güçlü bir dönüş yapamadı. Project Gotham Racing, Kameo ve Viva Piñata gibi seriler ise sessizce yok oldu.
Sony ve Nintendo’nun onlarca yıldır yaptığı en doğru şey, kendi markalarını “büyütmek” oldu. Nintendo’nun Mario ve Zelda’sı ya da Sony’nin God of War ve The Last of Us’ı, yalnızca oyun değil birer kültür haline geldi. Xbox cephesinde ise benzer bir tutarlılık asla sağlanamadı. Microsoft, markalarını korumak yerine yeni trendlere geçici çözümlerle yanıt verdi; sonuçta ne Kinect devrimi kalıcı oldu ne de Game Pass modeli uzun vadede güven verdi.
Bir diğer eleştiri noktası ise yönetim. Xbox patronu Phil Spencer, yıllardır markanın yüzü olsa da birçok hayran onun vizyon eksikliğinden şikâyetçi. Geliştirici stüdyoların el değiştirmesi, toplu işten çıkarmalar ve zayıf lansman planlamaları, Xbox ekosisteminde ciddi güven kaybına yol açtı. Özellikle Halo Infinite sürecinde yaşanan iletişim hataları, Microsoft’un oyun geliştirme süreçlerini hâlâ oturtamadığını ortaya koydu.
Oysa Sony ve Nintendo gibi firmalar, binlerce kişilik ekiplerini koruyarak üretim sürekliliğini garanti altına alıyor. Xbox tarafında ise stüdyo kapatmaları ve proje iptalleri sık sık gündeme geliyor. Bu da “Microsoft oyun geliştirmeyi bilmiyor” eleştirisini haklı çıkarıyor.
Xbox, 25. yılına yaklaşırken hâlâ güçlü bir “kimliğe” sahip değil. Game Pass, bir dönem markayı ayakta tutmuş olabilir; ancak servis fiyatlarının artması ve özel oyunların eksikliği, bu avantajı da ortadan kaldırdı. Artık Xbox’ın elinde oyuncuların tutkuyla beklediği birkaç büyük isim dışında bir şey kalmadı.
Bugün Xbox konsolları, güçlü donanımına rağmen oyun kimliği zayıf bir platform haline geldi. Eğer Microsoft, özel oyunlarına yatırım yapmaz ve yaratıcı ekiplerini koruyamazsa, gelecekte Xbox markası yalnızca bir yazılım üreticisi olarak anılabilir. Oyun dünyasında gerçek gücü belirleyen şey hâlâ aynıdır: iyi oyunlar. Ve ne yazık ki Xbox bu gerçeği hâlâ anlayabilmiş değil.