“John Dalton’sunuz. Eski bir deniz subayısınız ve Terran kolonisi adına sınırlarda gezinip devriye yapmakla mükellefsiniz. Beklenmedik bir zamanda monoton hayatınızı şenlendirecek olan bir sinyal alıyor ve onun peşinden gidiyorsunuz. İnsanlığın son ümidisiniz.”
İşte 1998 yılında çıktığımız ilk maceradan sonra elimize geçen ikinci kendimizi kanıtlama fırsatı. Ve okuduğunuz bu giriş oyunun kendini açıklaması olarak düşünülebilir. Eski bir bahriyeli, yeni bir paralı askersiniz ve ilk oyunda kaldığınız konudan devam ediyorsunuz. Konu devam ederken geminizdeki ekibiniz –ki elinizde asker kaçağı ve serseri birkaç adam mevcut- konuya uygun olarak, itilmiş ama filmlerdeki her itilmişin yüklendiği misyonu alıp Dünya’yı kurtaran tipler.
Girişi şimdilik kısa tutup oyunun incelemesine geçelim. Öncelikle grafiklerden başlamak lazım. Geçen beş sene içindeki hem donanımsal hem de yazılımsal ilerlemelerden payını almış Unreal. Motor olarak Unreal Tournament 2003’ü kullansa bile kesinlikle bazı yerlerde çok daha iyi, bazı yerlerde ise çok daha garip (kötü diyemiyorum, uygun kelime değil). Örneğin Unreal Tournament 2003 ilk geldiğinde, grafikler insanlara biraz yavan gelmişti. Bizim bildiğimiz Unreal, konsept olarak daha gotik ya da daha az dijitalize karakterler içerirdi. Bu sefer hepimiz fark ettik ki Unreal gitgide Quake’e benzemeye başlamış. Karakterler neredeyse ondan alınma, silahlar ve ortamlar benzetilmiş, hatta diriliş sahneleri bile bana onu anımsattı.
Ama elbet ki elbet çok daha iyiydi. Tabi bu soru bir Unreal taraftarının cevaplayacağı bir şey değil ama ben her halükarda Unreal ve serisi derim. Gelelim bu motorun Unreal 2 cephesindeki görüntüsüne. Oyun iki kelimeyle bu cephede özetlenebilir, “Görsel Ziyafet”. Gerçekten de serinin ikinci adımı için basit bir devam oyunu yapmak yerine aynı ilk oyunun yaptığı gibi, sektörde yer edinecek ve örnek alınacak bir işçiliğe sahip. Grafiklerde kesinlikle göz yoracak bir yapı, Unreal Tournament 2003’ün handikabı olan gereksiz derecede hızlı akıcılık için çok yüksek sistem gereksinimi yok. Yani motoru almışlar, düzeltmişler ve yeni oyuna katmışlar.
Oyuna girin ve çevrenize bakın. Görüntülere kesinlikle şaşıracaksınız. Bir kere bütün materyalleri yumuşak bir görünüşle sunmuşlar. Her şey olması gerektiği gibi ve hayal gücünüzü zorlamadan size ortamı kabul ettirecek kadar normal sanki. İçeride olmak, yaratıkları avlamak için odalarda dolaşmak, geminizde gezinmek o kadar sıradan bir bakış açısı yakalıyor ki bir süre sonra, oyunun gerçekten içinde olduğunuzu sanıyorsunuz gitgide.