Ortada gizli bir hazine varsa, Nathan Drake’in kayıtsız kalması düşünülemez
Naughty Dog, Crash Bandicoot ile gönüllerde yer yaptıktan sonra, Jak and Daxter ile playstation sahiplerini mutlu etmeye devam etti. PS3 dönemine girdiğimiz zaman, firma The Last of Us ve Uncharted serisiyle çıtayı bir hayli yükseltti. Film tadında oyunlar, görsel kalite de artırılmışsa oyuncular için reddedemeyecek bir fırsattır. Naughty Dog, bu işi gerçekten hakkıyla yaptı ve yeni nesil konsolların çıkmasıyla, beklentilerimiz daha da yükseldi. (Paragraf, Uncharted 3 spoilerı içermektedir. Eğer halen oynamadıysanız, bu paragrafı es geçin ve görselin altından devam edin.)
Biz asıl konumuz Uncharted’a dönelim. Üçüncü oyunun sonunda, sürpriz bir şekilde Nathan Drake ve Elena’nın hayatı birleşmişti. Koyu bir macera adamı evlenmişti ve önemsemesi gereken eşi vardı. Bunun için, macera tutkusunu dizginlemek zorunda kaldı. Haliyle bundan sonraki hayatı evi olacaktı. Acaba öyle mi olacaktı? Öyle olmayacağı belli, çünkü biz Drake’i tanıyoruz; o asla dizginlenemeyecek maceracı ruhuna sahip bir hazine avcısı. Devam oyunu, Uncharted 4: A Thief's End açıklanınca senaryonun nasıl bir şekilde ilerleyeceği merak konusu oldu. Biz de size bu bilgileri derledik.
Naughty Dog’ın önemli bombası olan Uncharted 4: A Thief's End, E3 gösterimiyle, gözlerimizi ve beynimizi allak bullak etti. Üstelik yapımcılar 1080p ve 60fps’den bahsediyorlardı. Konsol almayı erteleyenlerin bile, bu isteklerinden vazgeçeceği bir durum ortaya çıkmıştı. Bu oyun PS4 aldırır mı? Bana göre bu sorunun cevabı, “şüphesiz evet.”
Biz gösterilen demonun başına dönelim; ekranda beliren korsan heykelinin altında şu yazı dikkat çekiyordu, “Ben bir servet adamıyım, benim servetim aranmalı.” Nathan ve Sullivan bu esrarengiz yerde kapıyı açıyorlardı. İlk anda girecekleri yer, tarihi bir yapı izlenimi uyandırsa da, kapı insanların çok olduğu bir pazar yerine açılmıştı. Bundan sonra düşmanların gelmesiyle heyecanlı dakikalar yaşanmış ve macera heyecan verici bir düzeyde ilerlemişti.
Saklı Hazinenin Varlığı
Oyunun konusu hakkında bilgi vereyim; Son oyundan sonra üç yıllık bir süre geçiyor. Nathan hazine avcılığından elini eteğini çekmiş, sıradan insanlar gibi yaşamaya başlamıştır. Sonra birden, Sam Drake ortaya çıkar. Evet, bu kişi Nathan’ın abisi. Sam, Nathan’dan beş yaş büyüktür ve böyle ortaya çıkmasının önemli bir sebebi vardır. Gizli bir hazinenin varlığından bahsederek, Nathan’ın aklını çelmeyi başarır.
Bu hazine, Avery Hazinesidir. 18. Yüzyılda yaşamış olan ünlü korsan Henry Avery, yağmaladığı hazineleri Madagaskar’da ki Libertalia Adasına saklamıştır. Üstelik bu adada diğer korsan kolonilerinin hazinelerinin de olduğu konuşulmaktadır. Bu yüzden Nathan, Sam ve Sullivan, soluğu bu adada alır. Ama bu iş Elena’nın hiç hoşuna gitmez. Bu tepkisini Nathan’la Libertalia’da karşılaşınca şu sözlerle dile getirir; “Yolundan sapmış gibisin.” İsterseniz, şu ünlü korsan Henry Avery hakkında kısa bilgi vereyim; 1953 yılında doğduğu tahmin ediliyor. Kendisi Hint Okyanusu ve Kızıldeniz’de hüküm süren acımasız bir korsan. Gizlenmek için Long Ben ve Benjamin Bridgeman takma isimlerini kullanmış. Bazıları ona “Sıkı Korsan” demiş, çoğu kişide ona “Korsanların Kralı” diyerek unvanına saygı duymuşlar. İşte bu İngiliz korsan, topladığı tüm ganimetleri Libertalia adasında bir yerlerde saklamış.