Türk oyun geliştiriciliğinin özgün damarından beslenen “Ertugrul of Ulukayin”, yalnızca bir oyun değil; Anadolu’nun kadim topraklarından fışkıran kültürel mirası dijital dünyada yaşatma iddiası taşıyan bir anlatı girişimi. Tekden Studio'nun ellerinden çıkan bu yarı açık dünya aksiyon-macera yapımı, oyuncuyu 13. yüzyıl Ahlat'ına götürüyor ve Ertuğrul Gazi'nin önderliğinde destansı bir yolculuğa davet ediyor.
Oyunun temeli, Ertuğrul Gazi’nin liderlik nitelikleri ve halk kahramanı kimliğinden ilham alıyor. Ancak geliştirici ekip Tekden Studio yalnızca bilinen tarihsel olgularla yetinmemiş; eski Türk mitolojisi, halk efsaneleri ve nesilden nesle aktarlıan anlatılarla oyunu zenginleştirmiş. Firma bu konuda şöyle diyor:
“Özellikle çok zengin olmasına rağmen kimi zaman ikinci planda kalan eski Türk mitleri ve yöresel halk hikayeleri hem bizim açımızdan en lezzetli, hem de en birleştirici olan, genel hikaye akışının içinde vurguladığımız temel öğeler oldu.”
Mitolojik bir kesitte geçen bölümler, oyunun ruhani derinliğini artırıyor. Tarihi kesinlikten uzak, yorumlamaya açık alanlar ise bilinçli bir şekilde oyunlaştırılmış. Ekip bu tercihlerini şöyle açıklıyor:
“Tarihteki boşluklardan yararlanarak bir denge kurduk. Hem etkileşime geçilmesi eğlenceli bir hikaye yarattık, hem de tarihsel olarak belgeli kısımlara sadık kaldık.”
“Kolay ama sıkıcı değil, zor ama hantal değil” mantığıyla geliştirilen dövüş sistemi, oyuncunun dikkatini ve karar mekanizmasını sınayan bir yapıya sahip. Ertuğrul’un liderlik vasıfları da oynanışa yansıtılmış durumda:
“Ertuğrul Gazi'nin taktiksel zekasını ve öncülüğünü vurgulamak adına, düşmanların saldırılarını kalkanıyla bertaraf ederek, arkasından gelenlere yol açtığı bir savaş tarzı benimsedik.”
Ana hikâye lineer bir akışa sahip olsa da, yarı açık dünya yapısı sayesinde oyuncular serbest keşif imkanı buluyor. Ahlat bölgesi detaylıca işlenmiş, yöre halkı ile etkileşimden toplanabilir ögelere kadar pek çok etkinlik mevcut. Tekden Studio bu konuda ise şöyle diyor:
“Ahlat bölgesinin tarihi ile ilgili bilgiler sunduğumuz, karakterlerimizi geliştirmek için kaynaklar topladığımız ve yerel halklarla etkileşime geçtiğimiz bir yapı kurduk.”
Seviye sistemine sahip olan oyunda gelişimin ana motoru beceri ve özellik puanları. Oyuncular bu puanlarla karakterlerini farklı alanlarda geliştirebiliyor:
“Beceri puanları, karakterlerin bireysel yeteneklerinin açılmasında; özellik puanları ise üç karakterin ortak güç, dayanıklılık gibi yapılarında kullanılacak.”
Silahlar özelleştirilemiyor, ancak kozmetik olarak değiştirilebiliyor. Bu tasarım şemaları hem ana görevlerden hem de yan etkinliklerden kazanılacak.
13. yüzyıl Anadolu’sunu görselleştirme süreci, gerçek mekanların incelenmesiyle yapılmış. Firma “Bölgeden aldığımız görseller ve ziyaretlerimiz ile tarihsel yapıyı koruyarak çalışma yürüttük.” şeklinde açıklıyor.
Motion capture teknolojisi sonradan sinematiklere entegre edilmiş ve eski sahneler de revize edilmekte. Teknik anlamda en büyük zorluk ise optimizasyon olmuş:
“Bu noktada teknik artistlerimize ve yazılımcı ekibe oldukça büyük bir yük düşüyor, ama ekibimizin üstesinden gelemeyeceği bir zorluk değil.”
Oyunun atmosferinde geleneksel Türk enstrümanlarının etkisi büyük. Müzikler oyuna özgün olarak bestelenmiş ve atmosferin oturmasında kilit rol oynuyor. Oyunda şu an için Türkçe dublaj mevcut, İngilizce seslendirme üzerinde çalışmalar sürüyor.
Yurtdışı etkinliklerinde alınan geri bildirimler büyük oranda olumlu. Yerel oyuncular arasında ise daha sert eleştiriler olmuş:
“Türk toplumunun kendisine koyduğu bir sıfır tolerans politikası olduğu bir gerçek... Ancak biz yine de tüm geri bildirimlere aynı şekilde değer ve önem vererek dinliyoruz.”
Oyunun çıkışından sonra hikaye sezonlar halinde güncellemelerle devam edecek ve bunlar ücretsiz olacak. Multiplayer modu planlanmıyor.
Ertuğrul of Ulukayın, sadece bir aksiyon oyunu değil; Anadolu mitolojisini, liderlik temasını ve tarihsel anlatıyı harmanlayan kültürel bir deneyim. "Biz yapamayız" algısını yıkan bir proje olmanın yanı sıra, oyuncularına da özgün bir anlatı yolculuğu sunuyor.
"En temelde, 'Biz yapamayız' diyerek kendilerini kısıtlamamaları. Girişimcilik, cesaret ve kararlılık bağımsız yapımlar için en önemli unsurlar."